๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 09 Ocak 2011, 16:13:08



Konu Başlığı: Ölçeklerde tartılarda ve hayvanda ribâ
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 09 Ocak 2011, 16:13:08
Ölçeklerde, Tartılarda Ve Hayvanda Ribâ (Faiz)


4697- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, faiz (ribâ) yiyen, yediren ve şahitlik yapanla­ra ve bu muameleyi yazana lanet etmiştir." [Müslim, aynı lafızla Ebû Dâvud ve Tirmizî.][172]

 

4698- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"insanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, faiz yemedik hiç kimse kalmayacak. Doğ­rudan yemeyen kişiye ise buharından ulaşa­caktır." [Ebû Dâvud ve Nesâî][173]

 

4699- Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Gümüşü gümüşle satmak al gülüm ver gülüm şeklinde olmazsa faizdir. Altını altınla satmak al gülüm ver gülüm şeklinde olmazsa faizdir."[174]

 

4700- Diğer rivayet:

Mâlik bin Evs bin el-Hadesân dedi ki:

"Altınla dirhemleri kim bozacak?" Bunun üzerine Ömer'in yanında bulunan Talha bin Ubeydillah şöyle dedi:

"Altınını bize göster! Sonra bize gel, hiz­metçimiz geldiğinde senin gümüşünü veri­riz." Bunun üzerine Ömer şöyle dedi:

"Hayır! Vallahi olmaz. Ya ona onun gü­müşünü hemen peşin verirsin, ya da altınını geri verirsin. Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

«Gümüş ve altında, al gülüm ver gülüm şeklinde peşin olmadıkça faizdir. Buğday buğ­dayla, al gülüm ver gülüm şeklinde peşin ol­madıkça faizdir. Arpa arpa ile al gülüm ver gülüm şeklinde peşin olmadıkça değiştirmek faizdir. Hurma hurma ile al gülüm ver gülüm tarzında peşin olmadıkça değiştirmek de faiz­dir». " [Altı hadis imamı.][175]

4701- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Altın altınla, gümüş gümüşle, buğday buğday ile, arpa arpa ile, hurma hurma ile, tuz tuz ile, aynı, eşit ve al gülüm ver gülüm şeklinde hemen peşin değiştirilip verilmelidir. Kim (ödeme sırasında) artırırsa ya da artırıl­masını isterse, hem alan, hem de veren eşit şe­kilde faiz yemiş olurlar."

[Ebû Dâvud hariç. Altı hadis imamı. Lafız Müs­lim'indir.][176]

 

4702- Diğer rivayet:

Bilâl, Bemî hurması denilen iyi hurma ge­tirdi. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona sordu:

"Nereden bu hurma?" Cevap verdi:

"Bizde adi hurma vardı. Ondan iki sa' ve­rerek bundan bir sa' aldım."

"Vah, bu faizin ta kendisidir, faizin ta ken­disidir, yapma bunu! Onu satın almak istersen hurmanı ayrıca sat, sonra parasıyla iyi hur­ma al!"[177]

 

4703- Diğer rivayet: Ebû Saîd der ki: "Dinar dinarla, dirhem de dirhemle başbaşa misliyle değiştirilmelidir." Benzerini nak­letti.

Râvisi dedi ki:

Ona İbn Abbâs'ın böyle demediğini söy­ledim. Ebû Saîd şu cevabı verdi:

"Ona (İbn Abbâs'a) sordum; dedim ki:

«Sen bunu Allah'ın Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'den mi duydun, yoksa Al­lah'ın Kitâb'ında mı gördün?»

Şu cevabı verdi:

«Bunların hiçbirini söylemiyorum, siz Al­lah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'i ben­den daha iyi tanırsınız. Fakat bana Üsâme bin Zeyd, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu bildirdi:

«Ribâ (faiz, fazlalıkta değil), ancak vere­siyede olur»."[178]

 

4704- Diğer rivayet:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hayber'de adam çalıştırdı. Onlara iyi hurma getirtti. Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem bunun üzerine ona sordu:

«Hayber'in bütün hurmaları böyle mi­dir?»

«Biz iki sa' verip bir sa', üç sa' verip iki sa' (iyi hurma) alıyoruz» deyince şöyle bu­yurdu:

«Böyle yapma, hepsini dirhemler karşılı­ğında sat, sonra o paralarla iyi hurma satın al!»"[179]

 

4705- Ubâde bin es-Sâmit radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Altın altınla, gümüş gümüşle, buğday buğdayla, arpa arpa ile, hurma hurma ile ay­nı, eşit ve peşin olarak değiştirilip satılır. Bu sınıflar değişik olursa, peşin olduğu sürece nasıl isterseniz öyle satınız!"[180]

 

4706- Fadâle bin Ubeyd radiyallahu anh'­dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e, Hayber'de iken boncuk ve altından yapılma bir gerdanlık getirildi. Satılık olan ganimet mallarındandı. Gerdanlıktaki altınların boncuklardan ayrılmalarım emretti ve şöyle bu­yurdu:

«Altın altına karşılık olarak tartılarak tar­tısı tartısına satılsın»." [İkisi Müslim ve Sünen ashabına aittir.][181]

 

4707- Yahya bin Saîd radiyallahu anh'­dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Hayber günü iki Sa'd'a (Sa'd b. Ebî Vakkâs ile Sa'd b. Ubâde'ye) ganimet malından olan altın ve gümüş kabını satmalarını emretti. On­lar da her dört (birim)i aynı üç (birim) muka­bilinde veya her üç (birim)i aynı dört (birim) karşılığında (yani altın veya gümüş kaplan yi­ne kendi cinsinden madeni paralar karşılığın­da, ancak daha az miktar mukabilinde) sattı­lar. Şöyle buyurdu:

«Faiz irtikap ettiniz, geri verin!»" [Mâlik][182]

 

4708- Atâ bin Yesâr radiyallahu anh'dan: Muâviye altın veya gümüş su kabını ağır­lığından fazla bir fiyatla sattı.

Ebu'd-Derdâ şöyle dedi:

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'in, bu gibi alış verişleri misli misline ol­madığı için yasakladığını duydum." Buna karşılık Muâviye şu cevabı verdi:

"Bu gibi şeylerde ben bir sakınca görmü­yorum." Bunun üzerine Ebu'd-Derdâ dedi ki:

"Muâviye'ye karşı beni savunacak kimse yok mu? Ben ona Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'den söz ediyorum, o bana kendi görüşünü söylüyor." Sonra Muâviye'ye şöyle çıkıştı:

"Senin bulunduğun yerde yaşamak bana haram olsun?" Sonra Ebu'd-Derdâ, Ömer'e gelip bu olayı anlattı. Ömer de Muâviye'ye:

"Bunu ancak bu şekilde ve tartıda aynı ve eşit (mesela altınla altın) olarak sat, başka tür­lü satma!" diye yazdl. [Muratla' ve Nesâî.][183]

 

4709- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Ben Bakî'de deve satardım, dinarlarla satardım, dinar yerine gümüş para alırdım.

Gümüş para karşılığında satardım, yerine di­narlar alırdım. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip durumu anlatınca:

«O andaki kıymetiyle olduktan sonra bun­da bir sakınca yoktur» buyurdu." [Sünen ashabı |[184]

4710- Mâlik radiyallahu anh'dan: Süleyman bin Yesâr dedi ki:

"Sa'd' in merkebinin yemi bitti; kölesine şöyle dedi:

«Ailenin buğdayından alıp götür, onunla arpa satın al; sakm mislinden fazla almayasın»."[185]

 

4711- Ebû Ayyâş'dan:

O, Sa'd'a beyaz buğday karşılığında ka­buksuz arpa satın almak hakkında sormuş. Sa'd ise ona:

"Hangisi daha kıymetli?" diye sorunca (Ebû Ayyaş):

"Beyaz buğday daha kıymetlidir" deyin­ce, onu bu işten alıkoymuş. Sonra şöyle de­miş;

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e yaş hurma vererek karşılığında misliyle kura hurma almanın hükmünü sordular, şöyle bu­yurdu: «Yas hurma kuruduğu zaman eksilir mi? (ağırlığını kaybeder mi?)»

«Evet» dediler. Bunun üzerine o işi yasak etti." [Mâlik ve Sünen ashabı][186]

 

4712- Cabir radiyallahu anh'dan:

"Bir köle gelip Peygamber sallallahu aley­hi ve sellem'e hicret etmek üzere biat etti. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onun köle olduğunu anlayamadı. Arkadan efendisi gelip onu istedi. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

«Onu bana sat!» dedi. İki siyah köle verip onu satın aldı. Ondan sonra köle olup olmadı­ğını sorup öğrenmedikçe hiç kimsenin biatini kabul etmedi."

[Müslim ve Sünen ashabı.][187]

 

4713- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'­dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, ona bir ordu hazırlamasını emretti. Ancak mevcut develer tüm orduya yetmedi. Ona ze­kât develerinin karşılığında (başka develer satm) almasını emretti. Zekat zamanına kadar olmak üzere, bir deveyi (hazineden) iki deve karşılığı ile satın almaya başladı." [Ebû Dâvud][188]

 

4714- Ali radiyallahu anh'dan:

"O, Usayfir adındaki devesini veresiye olarak yirmi deveye sattı." [Mâlik][189]

 

4715- Câbir radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) 

"Veresiye olarak iki hayvanı bir hayvana mukabil satmak doğru olmaz; peşin olursa sakıncası yoktur." [Timizi][190]

 

4716- Semure bin Cundeb radiyallahu anh'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, hayvanın hayvanla veresiye satışını yasakla­mıştır." [Sünen ashabı][191]

 

4717- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "O, birisinden birkaç dirhem borç aldı.

Sonra sahibine kendi dirhemlerinden daha iyi bir şekilde (fazlasıyla) ödeyince, sahibi:

«Bu benimkilerden hayırlıdır (fazladır)» diyerek almak istemedi. Bunun üzerine İbn Ömer şöyle dedi:

«Biliyorum; ben bunu sana gönül hoşluğuyla veriyorum»."[192]

 

4718- İbn Ömer radiyallahu anh'dan:

Ona şunu sordular:

"Bir adamın bir adamdan belirli bir günde (vadede) tahsil etmek üzere alacağı vardır. Eğer borcunu hemen öderse, alacağından bi­raz indirim yapacaktır. Bu caiz mi?"

İbn Ömer bunu hoş görmedi ve yasakladı. [İkisi de Mâlik'e aittir.][193]

 

4719- el-Berâ bin Âzib radiyallahu anh'­dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Riba (faiz) yetmişiki kısımdır; en aşağısı, kişinin annesiyle yatmasıdır. Rianın en büyü­ğü kişinin kardeşinin namusu hakkında ileri geri konuşmasıdır."

[Taberânî, Mu'cemı'l-Evsat'U leyyin bir senedle.][194]

 

4720- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Riba (faiz) yetmiş büyük günaha tekabül eder ki bunların en hafifi, kişinin annesi ile cinsel ilişki kurmasıdır."
[ibn Mâce][195]


[172] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3333) İbn Mâce (no. 2277) ve Tirmizî (no. 1206), Simâk b. Harb an Abdirrahman b. Abdillah b. Mes'ûd an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî'ye göre isnadı sahihtir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/335.

[173] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3331), Nesâî (buyu' 2, VII, 243) ve İbn Mâce (no. 2278), Saîd b. ebî Hayre ani'I-Hasan an EbîHureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/335.

[174] Bu hadisi Mâlik (buyu' 38, s. 636-7), Buhârî (buyu' 54, III, 23; 74, III, 29,76, III, 30), Müslim (müsâkât no. 79, s. 1209-10), Ebû Dâvud (no. 3348), Tirmizî (no. 4713-1243), Nesâî (buyu1 41, VII, 273) ve İbn Mâce (no. 2160, 2259), ez-Zührî an Mâlik b. Evs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/335.

[175] Bu hadisi Mâlik (buyu' 38, s. 636-7), Buhârî (buyu' 54, III, 23; 74, III, 29,76, III, 30), Müslim (müsâkât no. 79, s. 1209-10), Ebû Dâvud (no. 3348), Tirmizî (no. 4713-1243), Nesâî (buyu1 41, VII, 273) ve İbn Mâce (no. 2160, 2259), ez-Zührî an Mâlik b. Evs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/335.

[176] İlk lafız Müslim'e (müsâkât no. 82, s. 1211) ait olup isnâdı şöyledir: İbn e. Şeybe an Vekî' an lsm. b. Müslim el-Abdî an Ebî'l-Mütevekkil en-Nâcî an Ebî Saîd. /kinci lafız (4700), Müslim'e ait olup bunu Buhârî (vekâlet 11, III, 64), Müslim (müsâkât no. 96, s. 1215) ve Nesâî (buyu' 41/6, VII, 273), Yahya b. e. Kesîr an Ukbe b. Abdilgâfır an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Üçüncü lafız (4701); Buhârî (buyu' 79/1, III, 31), MUslim (müsâkât 101, s. 1217) ve Nesâî (buyu' 50/3, VII, 281), Amr b. Dînâr an Ebî Salih an Ebî Saîd asl-ı sene­di ile tahrîc edilmiştir.

Dördüncü lafız (4702), Müslim'e aittir. Bunu Mâlik (buyû' s. 21, s. 623), Buhârî (buyu' 89, III, 24-5), Müslim (müsâkât 95, s. 1215) ve Nesâî (buyu' 41/1, VII, 271-2), Abdülmecid b. Süheyl an Saîd b. el-Müseyyeb an Ebî Saîd ve EbîHureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Bu hadisin başka tarikleri de vardır:                                 

Mâlik (buyu' 30, s. 632), Buhârî (buyu' 78/2, III, 30-1), Müslim (müsâkât 75-6, s. 1208), Tirmizî (no. 1241) ve Nesâî (buyu' 47/1-2, VII, 278-9), MS/j' an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Buhârî (buyu' 20, III, 10), Müslim (müsâkât 98, s. 1216) ve Nesâî (buyu' 41/3, VII, 272), Yahya b. e. Kesîr an Ebî Seleme an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.         

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/335.

[177] İlk lafız Müslim'e (müsâkât no. 82, s. 1211) ait olup isnâdı şöyledir: İbn e. Şeybe an Vekî' an lsm. b. Müslim el-Abdî an Ebî'l-Mütevekkil en-Nâcî an Ebî Saîd. /kinci lafız (4700), Müslim'e ait olup bunu Buhârî (vekâlet 11, III, 64), Müslim (müsâkât no. 96, s. 1215) ve Nesâî (buyu' 41/6, VII, 273), Yahya b. e. Kesîr an Ukbe b. Abdilgâfır an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Üçüncü lafız (4701); Buhârî (buyu' 79/1, III, 31), MUslim (müsâkât 101, s. 1217) ve Nesâî (buyu' 50/3, VII, 281), Amr b. Dînâr an Ebî Salih an Ebî Saîd asl-ı sene­di ile tahrîc edilmiştir.

Dördüncü lafız (4702), Müslim'e aittir. Bunu Mâlik (buyû' s. 21, s. 623), Buhârî (buyu' 89, III, 24-5), Müslim (müsâkât 95, s. 1215) ve Nesâî (buyu' 41/1, VII, 271-2), Abdülmecid b. Süheyl an Saîd b. el-Müseyyeb an Ebî Saîd ve EbîHureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Bu hadisin başka tarikleri de vardır:                                 

Mâlik (buyu' 30, s. 632), Buhârî (buyu' 78/2, III, 30-1), Müslim (müsâkât 75-6, s. 1208), Tirmizî (no. 1241) ve Nesâî (buyu' 47/1-2, VII, 278-9), MS/j' an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Buhârî (buyu' 20, III, 10), Müslim (müsâkât 98, s. 1216) ve Nesâî (buyu' 41/3, VII, 272), Yahya b. e. Kesîr an Ebî Seleme an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.         

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/335.

[178] İlk lafız Müslim'e (müsâkât no. 82, s. 1211) ait olup isnâdı şöyledir: İbn e. Şeybe an Vekî' an lsm. b. Müslim el-Abdî an Ebî'l-Mütevekkil en-Nâcî an Ebî Saîd. /kinci lafız (4700), Müslim'e ait olup bunu Buhârî (vekâlet 11, III, 64), Müslim (müsâkât no. 96, s. 1215) ve Nesâî (buyu' 41/6, VII, 273), Yahya b. e. Kesîr an Ukbe b. Abdilgâfır an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Üçüncü lafız (4701); Buhârî (buyu' 79/1, III, 31), MUslim (müsâkât 101, s. 1217) ve Nesâî (buyu' 50/3, VII, 281), Amr b. Dînâr an Ebî Salih an Ebî Saîd asl-ı sene­di ile tahrîc edilmiştir.

Dördüncü lafız (4702), Müslim'e aittir. Bunu Mâlik (buyû' s. 21, s. 623), Buhârî (buyu' 89, III, 24-5), Müslim (müsâkât 95, s. 1215) ve Nesâî (buyu' 41/1, VII, 271-2), Abdülmecid b. Süheyl an Saîd b. el-Müseyyeb an Ebî Saîd ve EbîHureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Bu hadisin başka tarikleri de vardır:                                 

Mâlik (buyu' 30, s. 632), Buhârî (buyu' 78/2, III, 30-1), Müslim (müsâkât 75-6, s. 1208), Tirmizî (no. 1241) ve Nesâî (buyu' 47/1-2, VII, 278-9), MS/j' an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Buhârî (buyu' 20, III, 10), Müslim (müsâkât 98, s. 1216) ve Nesâî (buyu' 41/3, VII, 272), Yahya b. e. Kesîr an Ebî Seleme an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.         

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/336.

[179] İlk lafız Müslim'e (müsâkât no. 82, s. 1211) ait olup isnâdı şöyledir: İbn e. Şeybe an Vekî' an lsm. b. Müslim el-Abdî an Ebî'l-Mütevekkil en-Nâcî an Ebî Saîd. /kinci lafız (4700), Müslim'e ait olup bunu Buhârî (vekâlet 11, III, 64), Müslim (müsâkât no. 96, s. 1215) ve Nesâî (buyu' 41/6, VII, 273), Yahya b. e. Kesîr an Ukbe b. Abdilgâfır an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Üçüncü lafız (4701); Buhârî (buyu' 79/1, III, 31), MUslim (müsâkât 101, s. 1217) ve Nesâî (buyu' 50/3, VII, 281), Amr b. Dînâr an Ebî Salih an Ebî Saîd asl-ı sene­di ile tahrîc edilmiştir.

Dördüncü lafız (4702), Müslim'e aittir. Bunu Mâlik (buyû' s. 21, s. 623), Buhârî (buyu' 89, III, 24-5), Müslim (müsâkât 95, s. 1215) ve Nesâî (buyu' 41/1, VII, 271-2), Abdülmecid b. Süheyl an Saîd b. el-Müseyyeb an Ebî Saîd ve EbîHureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Bu hadisin başka tarikleri de vardır:                                 

Mâlik (buyu' 30, s. 632), Buhârî (buyu' 78/2, III, 30-1), Müslim (müsâkât 75-6, s. 1208), Tirmizî (no. 1241) ve Nesâî (buyu' 47/1-2, VII, 278-9), MS/j' an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Buhârî (buyu' 20, III, 10), Müslim (müsâkât 98, s. 1216) ve Nesâî (buyu' 41/3, VII, 272), Yahya b. e. Kesîr an Ebî Seleme an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.         

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/336.

[180] Bu hadisi Müslim (müsâkât 81, s. 1211), Ebû Dâvud (no. 3349-50), Tirmizî (no. 1240), Nesâî (buyu' 43-4, VII, 274-8) ve İbn Mâce (no. 2254), Ebû'l-Es'as es-San'ânîan Ubâde asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/336.

[181] Bu hadisi Müslim (müsâkât 90-2, s. 1213), Ebû Dâvud (no. 3351-3), Tirmizî (no. 1255) ve Nesâî (buyu' 48, VII, 279), Hanas es-Sart'ânî an Fadâle asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Hadisin lafzı Müslim'e aittir (no. 89), İbn Vehb an Ebî Hânî el-Havlânî an Alîb. Rebâh an Fadâle tarikiyle gel­miştir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/336.

[182] Bu hadisi Mâlik (buyu1 28, s. 632), Yahya b. Saîd'den ahzetmiştir. Bu İbn Vehb, Leys b. Sa'd ve Amr b. el-Hâris an Yahya b. Saîd an Abdillah b. e. Seleme tarikiyle de yine mürsel olarak gelmiştir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/336.

[183] Bu hadisi Mâlik (buyu' 33, s. 634) ve Nesâî (buyu' 47/3, VII, 279), Mâlik an Zeyd b. Eşlem an Atâ b. Yesâr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/336-337.

[184] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3354), Tirmizî (no. 1242), Nesâî (buyu 50/5, VII, 281-2) ve İbn Mâce (no. 2262), Hammâd b. Seleme an Simâk b. Harb an Saîd b. Cübeyr an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/337.

[185] Muvattâ, buyu' no. 50, s. 645.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/337.

[186] Bu hadisi (buyu' 22, s. 624), Ebû Dâvud (no. 3359), Tir­mizî (no. 1225), Nesâî (buyu' 36, VII, 269) ve İbn Mâ­ce (no. 2264), Mâlik an Abdillah b. Yezîd an Zeyd Ebî Ayyâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî'ye göre isnadı sahihtir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/337.

[187] Bu hadisi Müslim (müsâkât no. 123, s. 1225), Ebû Dâ­vud (no. 3358), Tirmizî (no. 1596) ve Nesâî (buyu166, VII, 292-3), Leys b. Sa'd an Ebtz-Zübeyr anCâbir asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/337.

[188] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3357), Hafs b. Ömer an Ham­mâd b. Seleme an Muh. b. İshâk an Yezîd b. e. Habîb an Müslim b. Cübeyr an EbîSüfyân an Amr b. Harîş an ibn Amr senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/337-338.

[189] Bu hadisi Mâlik (buyu' no. 59, s. 652), an Salih b. Key-sân an Hasan b. Muh. b. Alî b. e. Tâlib an Alî senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/338.

[190] Bu hadisi Tirmizî (no. 1238) ve İbn Mâce (no. 2271), el-Haccâc b. Artât an Ebî'z-Zübeyr an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî'ye göre isnadı sahihtir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/338.

[191] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3356), Tirmizî (no. 1237), Nesâî (buyu' 65, VII, 292) ve İbn Mâce (no. 2271), Ka-tâde ani' l-Hasan an Semure asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî'ye göre isnadı sahihtir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/338.

[192] Bu mevkufu Mâlik (buyu' 90, s. 681), Humeyd b. Kays an Mücâhid an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/338.

[193] Bu mevkufu Mâlik (buyu' 82, s. 672), Osman b. Hafs b. Halde ani'z-Zührî an Salim b. Abdillah an İbn Ömer se­nedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/338.

[194] Râvilerinden Ömer b. Râşid çoğunluğa göre zayıf ol­makla beraber sadece İclî tarafından tevsîk edilmiştir (Mecma' IV, 117).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/338.

[195] Bu hadisi İbn Mâce (no. 2274), Abdullah b. Saîd an Ab­dillah b. İdrîs an Ebî Ma' ser an Saîd el-Makburî an Ebi Hureyre senedi ile tahrîc etti. Ebû Ma'şer zayıf bir râvidir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/338.



Konu Başlığı: Ynt: Ölçeklerde tartılarda ve hayvanda ribâ
Gönderen: Mehmed. üzerinde 02 Temmuz 2019, 11:55:19
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Ölçeklerde tartılarda ve hayvanda ribâ
Gönderen: Sevgi. üzerinde 03 Temmuz 2019, 02:02:59
Aleyküm selâm ölçüde tartıda doğru olalım faiz alıp vermeyelim bunlar çok günahtır