๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 30 Aralık 2010, 20:58:53



Konu Başlığı: Namaz duaları 3
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 30 Aralık 2010, 20:58:53
NAMAZ DUALARI 3


9311- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Muhacir fakirleri, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip şöyle dediler:

'Zenginler, bütün yüksek dereceleri ve ebedi nimetleri alıp götürdüler.'

'Nasıl?'

'Onlar bizim gibi namaz kılıyorlar; bizim gibi oruç tutuyorlar, aynı zamanda onlar zekât veriyorlar, biz veremiyoruz, köle azal ediyor­lar, biz edemiyoruz.'

'Ben size bir şey öğreteceğim; onunla on­lara erişeceksiniz, sizden .sonra gelenleri de geçeceksiniz. Sizin yaptıklarınızı yapmadıkça hiç kimse sizden daha üstün olamayacak.'

'Evet ey Allah'ın Resulü (nedir o?)'

'Her namazın peşinden otuzüç kere 'Süb­hanallah, el-Hamdü lillah ve Allahu ekber' dersiniz' buyurdu.

Ebû Salih der ki: Bilahare muhacir fakir­leri, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e dönüp geldiler ve dediler ki: 'Zengin kardeş­lerimiz bunu duydular ve onlar da aynı bizim yaptıklarımızı yaptılar.' Şöyle buyurdu: '(Ne yapalım) İste bu, Allah'ın birfazl ü ihsanıdır, dilediğine verir'."

(Râvi) Sümeyy der ki: "Ailemden birine bu hadisi anlattım, şöyle dedi: 'Galiba sen vehme kapıldın; aslında Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir: "Otuzüç kere 'Sübhanallah', otuzüç kere 'el-Hamdü-lillah', otuzdört kere de 'Allahu ekber" dersin.1

Bunun üzerine Ebû Salih'e dönüp bunu kendisine anlatınca, elimden tutup şöyle dedi: 'Allahu ekber, Sübhanallahi ve'1-hamdü Iilla-hi; Allahu ekber, Sübhanallahi ve'1-hamdü lil-lahi' (diyerek) hepsini oluzüçe ulaşıncaya ka­dar tekrar edersin'."

9312- Diğer rivayette:

"Her namazın ardından on kere 'Sübha-naltah', on kere 'el-Hamdü lillah', on kere de 'Allahü ekber' dersin' diye geçer.

9313-  Diğer rivayette: "Onbir, onbir, on-bir" olarak geçmektedir.

9314- Diğer rivayet:

"Kim, her namazın ardından otuzüç kere 'Sübhcmallati, otuzüç kere 'el-Hamdü lillalı ve otuzüç kere 'Allahu ekber' deyip yüzüncü­sünü 'Lâ. ilahe illallahü vahdehû la şerike leh. Lehiı l-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve ala kül­li şey'in Kadir' diyerek tamamlarsa, deniz kö­pükleri kadar olsa dahi günahları bağışla­nır."

|Buhârî, Müslim, Muvutta ve Ebû Dâvud.]

9315-  Zeyd bin Erkam radiyallahu anh'-dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem her namazın peşinden şöyle derdi:

'Bizim ve her şeyin Rabbi olan Allahım! Ben, Senin Rab olduğuna, bir olduğuna, or­tağın bulunmadığına şahidim. Bizim ve her şeyin Rabbİ olan Allahım.' Muhammed'in se­nin hem kulun, hem de Resulün olduğuna, ta-' rilğım. Bizim ve her şeyin Rabbi olan Alla­hım! Kullarının hepsinin kardeş olduğuna da şahidim. Bizim ve her şeyin Rabbi olan Alla­hım! Beni ve ailemi dünya ve âhiretin her anında sana ihlaslı (ve itaatli) kıl! Ey Celâl ve ikram sahibi! Duy ve kabul eyle! Allah en büyüktür, en büyüktür. Allah göklerin ve yerin nurudur. Allah en büyüktür, en büyüktür! Al­lah bana yeter; ne güzel vekildir O! Allah en büyüktür, en büyüktür'." |Ebû Dâvud.|

9316-  Ukbe bin Âmir radiyallahu anh'-dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bana her namazın ardından Muavvizât'ı (Fe-lak ve Nâs sûrelerini) okumamı emretti."

[Ebû Dâvud ve Nesâî.|

9317- Berâ radiyallahu anh'dan:

"Biz Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem ile namaz kıldığımızda, yüzünü bize doğ­ru çevirmesi için, sağ tarafında olmak ister­dik. (Bir defasında) şöyle buyurduğunu duy­dum: 'Rabbim, kullarını dirilteceğin ya da toplayacağın günde, beni azabından koru!'"

|Müslim|

9318- Atâ bin Ebî Mervân, babasından: "Kâ'b bin Mâti' (el-Ahbâr) Musa'ya deni­zi ikiye bölen Allah'a yemin ederek şöyle de­di: 'Biz Tevrat'ta şunu bulduk: Allah'ın pey­gamberi Dâvud, namazını bitirdiği zaman, şöyle derdi: 'Allahım! İşimin ismeti kıldığın dinimi doğrult! Yaşamımı içinde kıldığın dün­yamı da doğrult! Allahım! Gazabından rızana sığınırım. İntikamından affına sığınırım. Sen­den sana sığınırım. Verdiğini kimse önleye­mez, vermediğini kimse veremez. Senin ka­tında hiçbir servet, sahibine fayda vermez.'

Daha sonra Kâ'b, bana Suheyb'in kendisi­ne, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in de namazından sonra bunları okuduğunu bil­dirdi." |Nesâî.]

9319- Ebû Bekre radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,

her namazın ardında şöyle derdi: 'Allahümme innî eûzü bike mine'l-küfri ve'l-fakri ve azâ-bi'l-kabri (= Allahım! Küfür, fakirlik ve kabir azabından sana sığınırım)'."

|Tİrmizî ve daha uzun bir metinle Nesâî]

9320- Enes radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim sabah namazından sonra üç kere: ' Estağfirullahellezî lâ ilahe illâ hû. ve etûbu ileyhi (= Kendisinden başka ilah bulunmayan Allah'tan bağışlanma dilerim ve O'na tevbe ederim)' derse, günahları deniz köpüklerin­den daha çok olsa bile bağışlanır."

|Taberanî, Mu'cemu'l-Evsat'ta zayıf bir senedle.]

9321- Ebû Zer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim sabah namazından sonra henüz ye­rinden kalkmadan on defa: 'Lâ ilahe illallahü vahdehû la şerike lehü, lehül-mülkü ve lehü'l-hamdü, yühyi ve yümîtü ve huve alâ külli Şey'in kadir' derse, Allah ona on sevap yazar, in günahını siler, on da derecesini yükseltir. Bütün gün istenmeyen her şeyden korunur, şeytan da ona bir şey yapamaz. Allah'a ortak koşmaktan başka hiçbir günahı ona tesir ede­mez." [Tirmizî.]

9322-  Ümmü Seleme radiyallahu an-lâ'dan:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem her sabah namazının ardından şöyle derdi;

"Allahümme innî es' elüke ilmen nâfi'an ve mıelen mütekâbbelan ve rtzkan tayyibân (= Allahım, senden faydalı bir ilim, kabul edilmiş bir amel, güzel bir rızık dilerim)." [Rezîn.]

9323-   Müslim bin el-Hâris radİyallahu anh'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kulağına eğilip gizlice şöyle buyurmuş:

'Akşam namazım kıldıktan sonra hiç kim­seye konuşmadan yedi kere ''Allahümme ecir-nî minen-nâr" (= Allahım, beni ateşten kur­tar)' de! Çünkü bunu deyip de o gece ölürsen, mutlaka cehennemden kurtulursun. Sabah na­mazından sonra da aynı şeyi söyle! Zira o gün ölürsen ateşten kurtulmak senin için mukad­der olur'."

(Sahabî'nin oğlu) el-Hâris bin Müslim de­di ki: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona bunu gizlice söylediği için kardeşlerimiz arasında buna özel değer verirdik." |Ebu Dâvu]

9324-  İmâre bin Şebîb radİyallahu anh'­dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim akşam namazından sonra on kere: 'La ilahe İllallahu vahdehu lâ şerike leh. Lehü'l-mülkü ve lehü' l-hamdü, yühyi ve yumilu ve hüve alâ külli şeyin kadir' derse, Allah ona, sabaha kadar şeytana karşı onu bekleyecek si­lahlı melekler gönderir. Ona cennete girmesine sebep olacak on sevap yazılır, on tane de helak olmaya sebep olacak günahı silinir. On tane de mü'min köle azat etmiş gibi olur." [Tirmizî.]

9325- Ebû Ümâme radİyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim her farz namazın ardından Ayete'l-kürsî'yi okursa, cennete girmesine ancak ölüm mâni olur (yani öldükten sonra hemen cennete girer)."

9326-   Diğer rivayette:   "Kul hüvallahü ehad" olarak geçer.

|Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr vel-Evsat'ta.|

9327- Hasan bin A1İ radİyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim farz namazdan sonra Ayete' l-Kür-sî'yi okursa öbür namaza kadar o, Allah'ın zimmeti ve himayesinde olur."

[Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'de.}

9328- Enes radİyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem selâm verdiği zaman şöyle derdi: 'Allahım! Ömrümün sonunu hayırlı eyle! Amelimin son­larından hoşnut ol! Allahım, sana kavuşaca­ğım günü, en iyi günüm eyle!'"

[Taberânî, Mu'cemu'I-Evsat'ta zayıf bir senedle.l

9329- İbn Abbâs radİyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, gece teheccüde kalktığı zaman şöyle dua ederdi:

'Allahümme Rabbanû leke'l-hamd. Ente kayyimü's-semavâti ve'l-ardi ve men fihinne. Ve leke'l-hamdü ente nûru's-semâvâtı ve'l-ardi ve men-fîhinne. Ve lekel-hamdü ente meliküsse-mavâti vel-ardi vemenfîhinne. Ve leke'l-hamdü ente'l-Hakku ve va'duke hakkun ve likâuke hakkun ve kavlüke hakkun. Vel-cennetü hakkun ve'n-nûru hakkun ve'n-nebiyyûne hakkun ve Muhammedün hakkun, ve's-sâatu hakkun.

Allahümme leke eslemtü ve bike âmentu ve aleyke tevekkeltü ve ileyke enebtü ve bike hâsemtu ve ileyke hâkemîu. Fağfîrtî mâ kad-demtü vemâ ahharîu vemâ esrertu vemâ a'lentü vemâ ente a'lemü bihi minnî, entel-Mukaddimu ve ente'l-Muahhiru, Lâ ilahe illâ ente (veya şöyle dedi) Lâ ilahe gayrüke (= 'Allahım, Rabbimiz! Hamd sana özgüdür. Sen yer ve göklerin ve içinde bulunanların ayakta tutamsın. Hamd yalnız sana Özgüdür. Sen göklerin ve yerin ve içinde bulunanların nu­rusun. Hamd yalnız sana özgüdür. Sen Hak'sın, vadin de haktır. Sana kavuşmak hak­tır. Sözün haktır. Cennet haktır, cehennem de haktır. Peygamberler haktır, Muhammed de haktır. Kıyamet te haktır.

Allahım! Sana teslim oldum. Sana inan­dım. Sana güvendim. Sana yöneldim. Hasmı­ma karşı senin ile mücadele ettim. Hakkımı aramada senin hakimliğine başvurdum. Ön­den gönderdiğim ve arkada bıraktığım hatala­rı affet! Gizli islediğim, aleni yaptığım, benim bilmediğim senin benden daha iyi bildiğin ha­talarımı da affet! Mukaddim'sin, Muahhir'sin. Senden başka ilah yoktur)'." | Allı hadis İmamı.]

9330- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Peygamber sallallahu gece kalktığı za­man namazına şöyle diyerek başlardı:

'Allahümme Rabbe Cibrîle ve Mîkâîle ve İsrâfîle. Fûüre's-semavâti ve'l-ardi. Alime'l-gaybi ves-şehâdeti. Enle tahkümü beyne ibâ-dikefimâ kânûfthîyehtelifûn. Ihdinîlime'htü-life ffhi minel-hakki bi-iznike. Inneke tehdî men teşâu ilâ sırâtin müstakim. (- Allahım! Ey Cibril, Mîkâîl ve İsrafil' in Rabhi! Ey gök­lerin ve yerin yaratıcısı! Ey gizliyi ve aşikârı bilen! İhtilâf ettikleri meselelerde kulların arasında sen hüküm vereceksin. Beni, kendi­sinde ihtilâfa düşülen hakka izninle hidayet et! Şüphesiz Sen dosdoğru yol üzerindesin)'."

[Müslim ve sünen ashabı.|

9331-   Şurayk  el-Hevzenî  radiyallahu anh'dan:

"O, Âişe'yc: 'Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gecenin bir kısmında uyandığı zaman (ibadete) ne ile başlardı?7 diye sordu. Âişe de ona şöyle dedi: 'Bana bugüne kadar hiç kimse­nin sormadığını sordun. On kere 'Allahü ek-ber', on kere 'Sübhâne' l-Meliki' l-Kuddûs\ on kere 'Estağfırullah', on kere 'Lâ ilahe illallah'

derdi. Ondan sonra on kere de 'Allahümme innî eâzü bike nün dıykı'd-dünyû ve dıykı yevmil-kı-yâmet' (= Allahım! Sana dünya ve âhiret sıkın­tısından sığınırım)' derdi. Ondan sonra namaza (teheccüde) başlardı'." [Ebû Dâvud.]

9332- O (Ebû Dâvud) ve Nesâî, Âsim bin Humeyd'den:

"O, Âişe'ye sordu: 'Allah Resulü sallalla­hu aleyhi ve sellem gece namazına ne ile baş­lardı?'

Âişe dedi ki: 'Bana bugüne kadar senden Önce hiç kimsenin sormadığı bir şey sordun. Kalktığı (uyandığı) zaman on kere 'Allahü ek-ber', on kere 'el-Hamdü lillah', on kere 'Süb-hariallah', on kere 'Lâ ilahe illallah', on kere 'Estağfırullah' derdi. Sonra şunu okurdu: 'Al-lahumma'ğfir lî, vehdinî, verzuknî ve a'finî (-Allahım! Beni bağışla, beni hidayet et, bana rızık ver ve bana afiyet ihsan et)!' Ondan son­ra hem dünya hem de kıyamet sıkıntılarından Rabbine sığmırdı'."

9333- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: • "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gece kalktığı zaman 'Allahü ekber' derdi. Sonra şunu okurdu: 'Sübhanekellahümme ve bİ-hamdik ve-tehârekesmük ve-teâlû ceddük velâ ilahe gayruk (= Allahım! Seni teşbih eder ve sana hamdederim. ismin ve Zâtın pek yücedir. Senden başka ilah yoktur).' Ondan sonra şöyle derdi: 'Allahü ekber kebîrû ( = Allah yüce olarak en yücedir).'

Sonra da şöyle söylerdi: 'Eâzü billahi's-Semf il-Alîmi   mine' ş-şeytânir-racîm   min hemzihi ve nefhihî ve nefesihi ( = Hakk'ın rahmetinden kovulmuş şeytandan, onun ves­vesesinden, kuruntusundan ve büyüsünden her şeyi işiten ve her şeyi bilen Allah'a sığını-,

nm)'." |Sünen ashabı]

9334- Enes ıadiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bir bedevinin yanından geçti ve onun şöyle dua ettiğini işitti:

'Ey gözlerin görmediği, zanlann karışma­dığı, anlatanların anlatamadığı, hadiselerin değişteremediği, belâlardan korkmayan, dağ­ların ağırlığını, denizlerin ölçeğini, yağmur damlalarının ağaçların yapraklarının da sayı­sını, gecenin karanlığa boğduğu varlıkların, gündüzün aydınlattığı eşyanın da sayısını bİ-len! Kendisinden hiçbir semanın başka bir se­mayı kapatamadiğı, hiçbir yerin başka bir ye­ri örtemediği, hiçbir denizin, kendi dibini ka-patamadığı hiçbir dağın kökünü kendisinden gizleyemediği (Ulu Allah!) Ömrümün sonunu hayır eyle, amelimin sonunu da hayu- yap! En hayırlı günüm, sana kavuşacağım günüm ol­sun!' Ondan sonra Peygamber sallallahu aley­hi ve sellem bir adam görevlendirip dedi ki: 'Bu adamı namazını bitirince bana getir!'

Namazı kılınca geldi ve ona kendisine he­diye edilmiş olan bir altın vererek sordu: 'Sen kimlerdensin?' 'Âmir bin Sa'saa oğullanndanım.' 'Sana bu altım neden verdim, biliyor mu­sun?'

'Aramızda akrabalık olduğu için.' 'Evet akrabalığın da bir hakkı vardır, fa­kat ben bunu sana sırf Allah'a karşı güzel bir sena (övgü)de bulunduğun için verdim' bu­yurdu." [Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat'ta]

 

9311-9314- Bu hadisi Müslim (mesâcid 142, s. 415; 9311. nolu hadisin lafzı) ve Buhârî (ezân 155, I, 205; da'vât 18, VII, 151, 9312. nolu hadisin lafzı), Sumeyy an Ebî Sâlih an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile;

Müslim (mesâcid 143, s. 417), Ravh an Süheyl an ebîhî an Ebî Hureyre tarikiyle; 9313. nolu rivayetin lafzı.

Müslim (mesâcid 146, s. 418), Ebû Ubeyd mevlâ Sül. b. Abdilmelik an Atâ b. Yezîd an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9315- Bu hadisi Ebû Dâvud (1508), el-Mu'temir b. Sül. an Dâvud et-Tufâvî an Ebî Müslim el-Becelî an Zeyd b. Erkam senedi ile tahrîc etti.

Dâvud hakkında İbn Maîn zayıf hükmü vermiştir.

9316- Bu hadisi Ebû Dâvud (1523), Tirmizî (2903) ve Nesâî (sehv 80, III, 68), Alî b. Rebâh an Ukbe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

9317- Bu hadisi Müslim (müsâfirîn 62, s. 492-3), Ebû Dâvud (615) ve Nesâî (imâmet 34, II, 94), Mis'ar an Sâbit b. Ubeyd an (İbni'l-Berâ ani')l-Berâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9318- Bu hadisi Nesâî (sehv 89, III, 73), Amr b. Sevvâd an İbn Vehb an Hafs b. Meysere an Mûsâ b. Ukbe an Atâ b. e. Mervân senedi ile tahrîc etti.

Güvenilir bir râviden Atâ dışındaki râvileri Sahîh ricâlindendir.

9319- Bu hadisi Tirmizî (3503) ve Nesâî (sehv 90, III, 73-4), Osmân eş-Şahhâm an Müslim b. e. Bekre an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc etti ve Tirmizî isnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi.

9320- Râvilerinden Abdülazîz b. Abdirrahman el-Bâlisî oldukça zayıftır (Mecma‘ II, 168).

9321- Bu hadisi Tirmizî (3474), İshâk b. Mansûr an Alî b. Ma'bed an Ubeydillah b. Amr an Zeyd b. e. Üneyse an Şehr b. Havşeb an Abdirrahman b. Ganm an Ebî Zer senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb sahîh" hükmü verdi.

9323- Bu hadisi Ebû Dâvud (5079), İsh. b. İbr. ed-Dimaşkî an Muh. b. Şuayb an Abdirrahman b. Hassân el-Filistinî ani'l-Hâris b. Müslim an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

9324- Bu hadisi Tirmizî (3534), Kuteybe ani'l-Leys ani'l-Culâh b. Kesîr an Ebî Abdirrahman el-Hubelî an İmâre b. Şebîb senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

9325- Bu hadisin isnâdlarından birisi sahîhtir. İbn Hibbân tarafından da tahrîc olunmuştur (Mecma‘ î, 102; Tergîb II, 453).

9326- Bu rivayetin isnâdı "ceyyid"dir (Tergîb II, 453).

9327- Heysemî'ye göre isnâdı hasendir (Mecma‘ î, 102).

9328- Râvilerinden Ebû Mâlik en-Nahaî zayıftır (Mecma‘ î, 110).

9329- Bu hadisi Mâlik (kur'ân 34, s. 215-6) Buhârî (teheccüd 1, II, 41-2; da'vât 10/2, VII, 148; tevhîd 8/2, VIII, 167; 24/7, VIII, 184), Müslim (müsâfirîn 199, s. 532-4), Ebû Dâvud (771), Tirmizî (3418) ve Nesâî (kıyâmu'l-leyl 9, III, 209-10), Tâvus an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9330- Bu hadisi Ahmed (VI, 156), Müslim (müsâfirîn 200, s. 534), Ebû Dâvud (767-8), Tirmizî (3420), Nesâî (kıyâmu'l-leyl 12, III, 212) ve İbn Mâce (1357), İkrime b. Ammâr an Yahyâ b. e. Kesîr an Ebî Seleme an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9331- Bu hadisi Ebû Dâvud (5085), Kesîr b. Ubeyd an Bakiyye b. el-Velîd an Ömer b. Cu'sum ani'l-Ezher b. Abdillah an Şarayk el-Hevzenî senedi ile tahrîc etti.

9332- Bu hadisi Ebû Dâvud (766), Nesâî (kıyâmu'l-leyl 9, III, 208; istiâze 63, VIII, 284) ve İbn Mâce (1356), Zeyd b. el-Hubâb an Muâviye b. Sâlih ani'l-Ezher b. Saîd an Âsım b. Humeyd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9333- Bu hadisi Ebû Dâvud (775), Tirmizî (242) ve Nesâî (iftitâh 18, II, 132), Ca'fer b. Sül. an Alî b. Alî er-Rifâî an Ebî'l-Mütevekkil an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9334- Güvenilir bir râvi olan Abdullah b. Muh. Ebû Abdirrahman el-Ezremî dışındaki râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ î, 158).



Konu Başlığı: Ynt: Namaz duaları 3
Gönderen: Mehmed. üzerinde 23 Haziran 2019, 23:48:34
Esselamü aleyküm Rabbim bizleri namaza gereken ehemmiyeti veren kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Namaz duaları 3
Gönderen: Sevgi. üzerinde 24 Haziran 2019, 01:59:04
Aleyküm selâm. Rabbim bizleri herzaman hayırlı duâlarda bulunmayı nasip etsin inşaAllah
Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim


Konu Başlığı: Ynt: Namaz duaları 3
Gönderen: Züleyha üzerinde 24 Haziran 2019, 12:15:44
Allah razı olsun inşallah selametle...