๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 04 Ocak 2011, 16:37:49



Konu Başlığı: Münafıklık şaka yapmak ve tartışmak
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 04 Ocak 2011, 16:37:49
MÜNAFIKLIK, ŞAKA YAPMAK VE TARTIŞMAK


8097- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'-dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kimde dört vasıf varsa halis münafık olur. O dört şeyden biri bulunan kişi ise onu terkedinceye dek, münafıklıktan bir haslet vardır. Bunlar:

(Münafık) Kendisine bir emanet bırakıldı­ğı zaman hıyanet eder. Konuştuğunda yalan konuşur. Anlaştığı zaman sözünde durmayıp bozar. Bir kimseyle çekiştiği zaman aşın gide­rek karşısındakinden fazla kötülük yapar."

8098- Diğer rivayet:

"Söz verdiği zaman sözünden cayar."

[Mâlik hariç, altı hadis imamı.)

Tirmizî der ki: Alimler nezdinde bunun (münafıklığın) anlamı, amel nifakıdır. Çünkü tekzib nifakı (itikadda nifak) Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in zamanındaydı.

8099-  Müslim, Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:

"Oruç tutup, namaz kılarak müslüman ol­duğunu iddia etse dahi münafığın alameti üç­tür..." Benzeri rivayet.

8100- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Münafıkta bir araya gelmeyen iki haslet: Ahlâkî güzellik ve dinde kavrayıcılıL" [Tirmizî]

8101- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Münafık, iki sürü arasında, kâh birine, kâh ötekine yanaşan şaşkın koyun gibidir." [Müslim ve Nesâî]

8102- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Ona denildi ki: 'Biz sultanlarımızın ve yöneticilerimizin yanına giriyoruz. Onların yanlarından çıktığımız zaman, onlarla konuş­tuklarımızın hilâfına konuşuyoruz. Ne der­sin?' Cevap verdi:

'Biz bunu Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in zamanında münafıklık sayardık, ancak şimdi bu, imandan sonra küfürdür'."

8103- Diğer rivayet:

Dedi ki: "Bugünkü münafıklar, Peygam­ber sallallahu aleyhi ve sellem'in zamanında­ki münafıklardan daha kötüdür."

"Bu nasıl olur?"

"Çünkü o gün onlar nifaklarını gizliyor­lardı. Şimdi ise çekinmeden dışa vuruyorlar."

[Buhârî]

8104- Huzeyfe radİyallahu anh'dan: "Peygamber saİlallahu aleyhi ve sellem, ona oniki münafığı(n isimlerini) bildirmiş. Onlardan sekizinin deve iğnenin deliğinden geçmedikçe cennete giremeyeceklerini söyle­miş ve kalan dördü hakkında ne buyurduğunu hatırında tutamamış."

8105- Diğer rivayet:

"Bunlardan sekizine küçük bir alevin kâfi geleceğini söylemiş. Yani ateş, omuzlarında ateşten bir lamba halinde zuhur edip, sıcaklı­ğı göğüslerine kadar işleyecektir." [Müslim]

8106- Ebu't-Tufeyl radİyallahu anh'dan: "(Tebûk yolundaki münafıkların toplan­mış olduğu) Akabe ehlinden bir adamla Hu­zeyfe arasında insanlar arasında geçen olay gibi bir olay geçmişti. Adam dedi ki: 'Allah aşkına söyle Akabe ashabı (münafıklar) kaç kişi idi?' Cemaat ona şöyle dedi: 'Madem o bunu sana sordu, bildir ona!' Şöyle dedi: 'Bize onların ondört kişi olduğu söylenirdi, eğer sen de onlardan isen, onbeş olur. Allah'a şe-hadet ederim ki, onların on ikisi hem dünyada hem de şahitlerin ayağa kalkacakları günde Allah ve Resulüne düşmandırlar. Bunlardan üçünün Özrünü kabul etmiştir.' Cemaat dedi­ler ki: 'Bizler Allah Resulü saİlallahu aleyhi ve sellem'in münâdisini duymadık. Sözkonu-su bu grubun da ne yapmak istediğini de bil­miyorduk. O saİlallahu aleyhi ve sellem, taş­lık bir yerde idi, yürüyüp şöyle buyurdu: 'Su azdır. Benden önce oraya kimse varmasın.' Kendisini geçen bir kavmi (münafıkları) ora­da bulunca onlara o gün lanet etti." [Müslim]

8107- Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'de: "Peygamber saİlallahu aleyhi ve sellem Tebûk gazvesinde Akabe'ye vardı. Tellâla: 'Akabe'ye bizden Önce kimse varmasın' diye seslen! 'Çünkü oraya (önce) Peygamber sal-lallahu aleyhi ve sellem varacak.' Peygamber saİlallahu aleyhi ve kellem yürüyor Huzeyfe de O'nun devesinin yularından tutup gidiyor­du. Ammâr da arkadan sürüyordu. Develeri üstünde ağızlan yüzleri kapalı birtakım adamlar gelip orayı (Akabe'yi) çevrelemişler. (Onları gören) Ammâr dönüp develerin yüzü­ne vurdu. Peygamber saİlallahu aleyhi ve sel­lem Huzeyfe'ye 'Haydi çek, haydi çek!' dedi. Ammâr'a da 'Haydi sür, sür!' dedi. Nihayet deveyi çökertti ve Ammâr'a sordu: 'Adamla­rı tanıyor musun?' 'Hayır, ağızlarım yüzlerini sarmışlardı. Dedi ki:

'Ne istediklerini biliyor musun?' 'Allah ve Resulü bilir' dediler. Dedi ki: 'Galiba Allah Resulünü Akabe'de yalnız bıra­kıp, uzaklaştırmak istiyorlar,'

Daha sonra Ammâr ile onlardan (Aka­be'de bulunan) bir adamın arasında bir hadise oldu.

Dedi ki: 'Allah aşkına söyle! Peygamber saİlallahu aleyhi ve sellem'e hile yapmak iste­yen Akabe'deki adamların sayısı ne kadardı?' Cevap verdi: 'Galiba ondört kişi idiler.' -Ön­ceki hadiste geçtiği gibi- 'Şahitlerin ayağa kalkacakları günde' ibaresine kadar zikretti."

Bu (Tebûk) Akabe(sin)'de bulunan (münafık)ların adları:

Mu'teb bin Kuşeyr. Bedir'e iştirak eden ve şunu diyen kişidir: "Bizim elimizde bir şey olsaydı burada öldürülmezdik." Ayrıca şöyle demişti: "Muhammed bize Kisrâ'nın ve Kay­ser'in hazinelerini vaad ediyor. Halbuki kim­se daha sağ kalacağından dahi emin değildir."

Vedîa bin Sabit. Şunu diyen odur: "Biz (Akabe suyuna) dalıyorduk ve oynuyorduk."

Hudeyr bin Abdullah bin Nebtel. Onun hakkında Cibril Aleyhisselâm şöyle demiştir: "Ey Muhammed! Şu kaşı, kirpiği gür olan si­yah adam kimdir? Sanki onlar iki bakır tence­resini andırıyor. Şeytan gözleriyle bakıyor. Ciğeri eşek ciğerine benziyor. Senin hakkında durmadan münafıklara bilgi sızdırıyor."

Haris bin Yezîd. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bizden önce kimse oraya gitmesin diye nehyettiği Akabe suyunun başı­na koşan kişidir. Gidip herkesten önce oradan su almıştır.

Bu sayılan dördü, Amr bin Avfoğulların-dandır.

Evs bin Kıbtî. O da şöyle demişti: "Evle­rimizde kimse kalmadı."

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e karşı duman tüttüren Saîd bin Zürâre.

Süveyd.

Raîş bin Bulahbelî. Bu ikisi, Tebûk gazve­sinde insanları yüz üstü bırakmak için, İbn-i Ubeyy'i teçhiz eden kişilerdir.

Kays bin Amr.

Zeyd bin Musîb.

Sülâle bin Hamam ki, bunlar, Kaynukâ' yahudilerindendir.

Culâs İbn Süveyd. Bazılarına göre o, bu olaydan sonra tevbe etmiştir.

8108-   Seleme bin el-Ekva' radiyallahu anh'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber sıtmaya yakalanmış bir adamın zi­yaretine gittik, elimi başına koydum ve şöyle dedim: 'Vallahi bugünkü kadar ateşi yüksek bir adama rastlamadım.' Şöyle buyurdu: 'Kı­yamet gününde bundan daha yüksek ateşli ki­şiyi bildireyim mi?' (O gün ashabı arasında bulunan iki adamı göstererek:) 'Hayvanlara binmiş giden şu iki adanı' buyurdu."

[Müslim]

8109- İbn Ebû Müleyke radiyallahu anh'­dan, dedi ki:

"Bedir'de bulunan otuz kadar sahabeye eriştim; hepsi de kendi namına münafık ol­maktan korkup: 'Benim imanım, Cibril ve Mikan" in imanı gibi sağlam ve nifak arız ol­maktan korunmuş' dİyemiyorlardı."

[Buhârî, bir babın girişinde.]

8110- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Münafıkların kendilerini ele verecek ala­metleri vardır: Selâmları lanettir. Yemekleri kapma ve yağmalamadır. Ganimetleri hile ve desisedir. Mescidlere ancak öğlende gelirler. Namaza ancak üsene üşene gelirler. Kibirli­dirler, ne severler ve ne de sevilirler. Gece odun gibi sessiz, gündüz gürültücüdürler."

[Ahmed ve Bezzâr.]

8111- Selıl bin Sa'd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Mü'minin niyeti, amelinden hayırlıdır. Münafığın ameli ise, niyetinden hayırlıdır. Her biri niyetine göre amel eder. MÜ'min bir amelde bulunduğu zaman, kalbinden nur yükselir."

[Taberânî, Mu'cemu'I-Ke.bîr\\t. İsnadında Hâlim bin Abbâd bin Dinar adlı râvj yer almaktadır.]

8112- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu:)

"Eğer biriniz, kapısı ve penceresi olma­yan som bir kaya içinde amel etse bile, o ame­li er veya geç meydana çıkar."

[Ahmed ve Ebû Yâlâ. |

8113- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Dediler ki:

"Ey Allah'ın Resulü! Sen bize şaka yapı­yorsun." Şöyle buyurdu:

"Ben ancak doğruyu söylerim." |Tirmizî]

8114- Enes radiyallahu anh'dan:

Bir kadın Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip şöyle dedi:

'Bizi bir deveye bindir!'

'Sizi devenin yavrusuna bindireyim' bu­yurdu.

'Biz devenin yavrusunu ne yapalım? (ona binilmez ki)?'

'(Her deve yavrudur yani) onu başka bir deve doğurmuştur?' buyurdu."

|Ebû Dâvud ve Tirmizî]

8115- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

'Ey iki kulaklı!' diye hitap ederek ona şaka

yaptı." [İkisi de Ebû Dâvud ile Tirmizî'ye ait.]

8116-   Ümmü Seleme radiyallahu an-hâ'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ölümünden bir sene önce, Ebû Bekr, berabe­rinde, Bedir savaşına katılan, Nuaymân ile Suveybit bin Harmele ile birlikte Busra'ya ti­carete çıktı. Azık Nuaymân'daydi. Suveybil şakacı bir adamdı. Nuaymân'a dedi ki: 'Hay­di bana biraz yiyecek ver!' 'Ebû Bekr gelsin de öyle' diye cevap verdi.

'Ben seni mutlaka kızdıracağım' dedi. Ni­hayet bir kavme uğradılar; onlara dedi ki: "Benim bir kölem vardır; satın almak ister misiniz?"

'Evet' dediler.

'Amma o dili olan bir köledir, kendisi hür olduğunu iddia edecektir. O size bunu söylediği zaman, onu bırakırsınız. Böyle bir du­rumda köleme bir şey yapmayın.'

'Hayır, onu senden satın alacağız' dediler ve on güzel deve karşılığında ondan onu satın aldılar. Hemen gelip onun boynuna bir sarık ya da ip taktılar.

Bunun üzerine Nuaymân şöyle dedi: 'Bu adam sizinle alay ediyor. Ben hürüm, köle de­ğilim. '

'Bundan bizim haberimiz var' dediler ve ısrarla onu alıp götürdüler.

Ebû Bekr gelince, durumu ona bildirdiler. Hemen onların ardından koşup develerini ge­ri verdiler, Nuaymân'ı da onların elinden alıp kurtardılar.

Sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'e geldiklerinde bu olayı anlattılar. Pey­gamber sallallahu aleyhi ve sellem güldü. As­habı da tam bir yıl bunu konu edinip güldü­ler." |İbn Mâce zayıf bir senedle.]

8117- Useyd bin Hudayr radiyallahu anh'-dan:

"Ensâr'dan bir adamın güldürme yeteneği vardı. Konuştuğu zaman insanları güldürür­dü. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir defasında onun böğrüne elindeki çubukla vur­muştu. Adam bunun üzerine şöyle dedi: 'Ey Allah'ın Resulü! Senden kısas hakkımı alma­ma müsade et!'

'Buyur, o hakkım al!' dedi.

"Ancak o zaman benim böğrüm açıktı, se­nin böğrün ise şimdi gömlekle kapalıdır' de­yince Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem gömleğini çıkardı. Onu hemen kucaklayıp böğrünü öpmeye başladı ve: 'Benim maksa­dını zaten bu idi ey Allah'ın Resulü!' dedi."

[Ebû Dâvud]

8118- Abdullah bin Sâib bin Yezîd, baba­sından, o da dedesinden:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ne ciddi ve ne de şaka olarak biriniz

kardeşinin malını almasın!"

8119- İbn Ebû Leylâ radiyallahu anh'dan: "Bize Muhammed sallallahu aleyhi ve sel­lem'in ashabı anlattı. Onunla beraber yürür­lerken adamlarından biri kalkıp uyumakla olan birinin ipini aniden almak istedi. Adam uyanıp korktu. Bunun üzerine Peygamber sal­lallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: 'Bir müslümanın diğer müslümam korkutması he­lâl olmaz'." [Ebû Dâvud]

8120- Ebû Ümâme radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Haksız olduğu halde kim tartışmayı bı­rakırsa, cennetin kenarında onun için bir köşk yapılır. Haklı olduğu halde bırakırsa cennetin ortasında onun İçin bir köşk yapılır. Kimin de ahlâkı güzel olursa ona cennetin en üstünde köşk yapılır." |Tirmizî]

8121- Ebû Ümâme radiyallahu aııh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Bir topluluk, içinde bulundukları hida­yetten ancak cedel (tartışma) sebebiyle sapı­tırlar. "

Ondan sonra "Sana böyle söylemeleri, sa­dece (seninle) tartışmaya girişmek içindir. Onlar şüphesiz kavgacı bir kavimdir." me­alindeki âyeti (Zuhruf, 58) okudu.

[İkisi de Tirmizî'ye ait.]

8122- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kur'ân hakkında tartışmak küfürdür."

[Ebû Davud.]

8123- Aişe radiyallahu anhâ'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

'İnsanlar içinde Allah'ın en nefret ettiği insan, şiddetli düşmanlık yapan hasımdır."

[Buhârî, Müslim, Tirmizî ve Nesâî.]

8124- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: Dedi ki: "Kardeşinle tartışma! Çünkü o, konunun hikmetinin anlaşılmasına engel olur ve gailesinden de emin olunmaz. Ayrıca tuta­mayacağın bir vaadde bulunma!" [Rezîn]

8125- Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kul, şakalaşmayı ve yalanı terketmedik-çe; haklı olsa dahi tartışmayı bırakmadıkça, hakiki imana ulaşamaz."

[Ebû Ya'lâ hafi bir senedle.]

8126- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kendilerine Peygamberlerinden geldik­ten sonra, bir ümmet ihtilafa düştüğünde, bâ­tıl taraftarları hak taraftarlarına galip gelir."

[Taberânî, Mu' cemu'l-Evsat'ta zayıf bir senedle.|

8127- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu:)

"İsâ Aleyhisselam şöyle demiştir: 'Üç şey vardır: Birisi, doğruluğu sence sabit olan şey, işte ona uy! İkincisi sence kötülüğü anlaşılan şey, ondan uzak dur! Üçüncüsü ise, İhtilaflı olan şey, işte onu bir bilene sor!'"

[Taberânî, Mu'cemu'I-Kebîr'de.]


8097-8098- Bu hadisi Buhârî (îmân 24/2, I, 14; mazâlim 17, III, 101; cizye 17/1, IV, 69), Müslim (îmân 106, s. 78), Ebû Dâvud (4688), Tirmizî (2632) ve Nesâî (îmân 20, VIII, 116), el-A'meş an Abdillah b. Murre an Mesr‍k an İbn Amr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8099- Bu hadisi Müslim (îmân 108-9, s. 78), el-Alâ b. Abdirrahman b. Ya'k‍b an ebîhî an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc etti.

8100- Bu hadisi Tirmizî (2684), Ebû Kureyb an Halef b. Eyyûb an Avf an İbn Sîrîn an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

8101- Bu hadisi Müslim (sıfâtu'l-münâfikîn 17, s. 2146) ve Nesâî (îmân 31, VIII, 124), Nâfi' an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8102- Bu hadisi Buhârî (ahkâm 27/1, VIII, 115), Ebû Nuaym an Âsım b. Muh. b. Zeyd b. Abdillah b. Ömer an ebîhî an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

8103- Bu hadisi Buhârî (fiten 21/3, VIII, 100), Âdem b. e. İyâs an Şu'be an Vâsıl el-Ahdeb an Ebî Vâil an Huzeyfe senedi ile tahrîc etti.

8104-8105- Bu hadisi Müslim (sıfâtu'l-münâfikîn 9-10, s. 2143-4), Şu'be an Katâde an Ebî Nadre an Kays b. Ubâd an Ammâr b. Yâsir an Huzeyfe asl-ı senedi ile tahrîc etti.

8106- Bu hadisi Müslim (sıfâtu'l-münâfikîn 11, s. 2144), Züheyr b. Harb an Ebî Ah. el-Kûfî ani'l-Velîd b. Cumey' an Ebî't-Tufeyl senedi ile tahrîc etti.

8107- Bu hadisi Taberânî, Mu'cemu'l-kebîr'de (Mecma‘ 1, 110), güvenilir râviler kanalıyla tahrîc etti. İkinci kısmını da Zübeyr b. Bekkâr tarikiyle zikretmiştir.

8108- Bu hadisi Müslim (sıfâtu'l-münâfikîn 16, s. 2146), Abbâs b. Abdilazîm ani'n-Nadr b. Muh. b. Mûsâ an İkrime an İyâs an ebîhî Seleme senedi ile tahrîc etti.

8109- Bu hadisi Buhârî (îmân 36, I, 17), isnâdsız olarak irâd etmiştir.

8110- Bu hadisi Ahmed (II, 293), Yezîd b. Hârûn an Abdilmelik b. Kudâme an İshâk b. Bekr b. ebî'l-Furât an Saîd b. e. Saîd el-Makburî an ebîhî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

Abdülmelik ihtilâflı bir râvidir (Mecma‘ I, 107).

8111- Bu hadisin râvilerinden Hâtim b. Abbâd b. Dînâr'ı Heysemî tanımadığını söylemiştir. Diğer râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma‘ I, 109). Elbânî'ye göre isnâdı zayıftır (Daîfu'l-Câmi'is-sağîr 5977).

8112- Bu hadisi Ahmed (III, 28), Hasan b. Mûsâ an İbn Lehî'a an Derrâc an Ebî'l-Heysem an Ebî Saîd senedi ile tahrîc etti.

Bunu İbn Hibbân ve el-Hâkim, Müstedrek'te rivayet etti, Zehebî de Hâkim'in sıhhat hükmünü onayladı. Heysemî de "Ahmed ve Ebû Ya'lâ'nın isnâdları hasendir" dedi.

Buna karşılık Elbânî, zayıf hükmü verdi (Daîfu'l-Câmi' 4799).

8113- Bu hadisi Tirmizî (1990), Abbâs b. Muh. ed-D‍rî an Alî b. el-Hasan an İbni'l-Mübârek an Usâme b. Zeyd an Saîd el-Makburî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi.

8114- Bu hadisi Ebû Dâvud (4998) ve Tirmizî (1991), Hâlid b. Abdillah el-Vâsitî an Humeyd an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdı hakkında "hasen sahîh garîb" hükmü verdi.

8115- Bu hadisi Ebû Dâvud (5002) ve Tirmizî (1992), Şerîk an Âsım el-Ahvel an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdı hakkında "sahîh garîb" hükmü verdi.

8116- Bu hadisi İbn Mâce (3719), Zem'a b. Sâlih ani'z-Zührî an Vehb b. Abd b. Zem'a an Ümmi Seleme asl-ı senedi ile tahrîc etti.

Zem'a'yı Ahmed, Yahyâ b. Maîn ve diğerleri zayıf addettiler.

8117- Bu hadisi Ebû Dâvud (5224), Amr b. Avn an Hâlid an Husayn an Abdirrahman b. e. Leylâ an Üseyd senedi ile tahrîc etti.

8118- Bu hadisi Ebû Dâvud (5003) ve Tirmizî (2160), İbn e. Zi'b an Abdillah b. es-Sâib asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

8119- Bu hadisi Ebû Dâvud (5004), Muh. b. Sül. el-Enbârî an İbn Nümeyr ani'l-A'meş an Abdillah b. Yesâr an Abdirrahman b. e. Leylâ senedi ile tahrîc etti.

8120- Bu hadisi Ebû Dâvud (4800), Muh. b. Osmân ed-Dimaşkî an Eyyûb b. Muh. es-Sa'dî an Sül. b. Habîb an Ebî Umâme senedi ile;

Tirmizî (1993) ise Seleme b. Verdân an Enes tarikiyle ve "hasen" hükmüyle tahrîc ettiler.

8121- Bu hadisi Tirmizî (3253), Abd b. Humeyd an Muh. b. Bişr ve Ya'lâ b. Ubeyd an Haccâc b. Dînâr an Ebî Gâlib an Ebî Umâme senedi ile tahrîc etti.

İsnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi.

8122- Bu hadisi Ebû Dâvud (4603), Ah. b. Hanbel an Yezîd b. Hârûn an Muh. b. Amr an Ebî Seleme an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

8123- Bu hadisi Buhârî (mazâlim 15, III, 101; tefsîr Bakara 37, V, 159; ahkâm 34, VIII, 117), Müslim (ilm 5, s. 2054), Tirmizî (2976) ve Nesâî (kudât 33, VIII, 247-8), İbn Cüreyc an İbn e. Müleyke an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8125- Bu hadis, Muh. b. Osmân an Sül. b. Dâvud tarikiyle gelmiştir. Heysemî, bu iki râvi hakkında hiç bir bilgiye rastlamadığını söylemiştir (Mecma‘ I, 92).

8126- Râvilerinden Mûsâ b. Ubeyde zayıftır (Mecma‘ I, 157).

8127- Heysemî'ye göre râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma‘ I, 157).




Konu Başlığı: Ynt: Münafıklık şaka yapmak ve tartışmak
Gönderen: Mehmed. üzerinde 13 Temmuz 2019, 19:19:19
Esselamu aleyküm Rabbim bizleri doğru işler yapanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Münafıklık şaka yapmak ve tartışmak
Gönderen: Sevgi. üzerinde 14 Temmuz 2019, 15:49:11
Aleyküm selâm. Rabbim bizleri kendine lâyık hayırlı kullarından olmayı nasip etsin inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Münafıklık şaka yapmak ve tartışmak
Gönderen: Züleyha üzerinde 15 Temmuz 2019, 11:31:56
leyküm selâm. Rabbim bizleri razı olmıcağı her türlü kötü işlerden uzak durmayı nasip etsin inşaAllah
Bu faydalı bilgileri bizlerle paylaştığınız için Allah sizlerden razı olsun kardeşim


Konu Başlığı: Ynt: Münafıklık şaka yapmak ve tartışmak
Gönderen: Ceren üzerinde 15 Temmuz 2019, 21:01:53
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri ıslami hakkiyla yasayan ve munafiklikdan musriklikden uzak kalan kullardan eylesin inşallah. Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ..


Konu Başlığı: Ynt: Münafıklık şaka yapmak ve tartışmak
Gönderen: Melek Nur Çelik koü üzerinde 15 Temmuz 2019, 22:29:05
Paylaşım için Allah razı olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Münafıklık şaka yapmak ve tartışmak
Gönderen: Züleyha üzerinde 16 Temmuz 2019, 11:45:58
Rabbim razı olsun selam ve dua ile..