๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 10 Ocak 2011, 18:36:02



Konu Başlığı: Medinenin fazileti haremi ve bununla ilgili meseleler
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 10 Ocak 2011, 18:36:02
Medine'nin Fazileti, Haremi Ve Bununla İlgili Meseleler


3732- Ali radiyallahu anh'dan:

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'den Kur'ân'dan ve şu sahifelerde olan­dan başka bir şey yazmadık."

Dedi ki: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem (bu sahifede) buyurdu: «Medine'ninAyr ile Sevr arası haram (mukaddes)'tir. Kim orada bir bid'at yaparsa, ya da bir bid'at yapanı ba-rındırırsa, Allah' in, meleklerin ve tüm insanla­rın laneti onun üzerine olsun. Böyle birinin far­zı da, nafilesi de kabul olunmaz. Müslümanla­rın zimmeti birdir; en sade kişiler bile bu zim­mete sahiptirler. Kim bir müslümanı küçümser ve ona zimmetinde ihanet ederse, Allah'ın, me­leklerin ve insanların lanetine uğrar. Böyle bir kimsenin ne farzı ve ne de nafilesi kabul olun­maz»." [Mâlik hariç, Altı hadis imamı.][618]

 

3733- Diğer rivayet: "(Medine'nin) otları koparılmaz, avı korkutulup kaçırılmaz, yitiği sahiplenilmez. Ancak ilân edip sahibini bulup teslim etmek için alınır. Savaşmak için kişinin orada silah taşıması helâl olmaz. Kişinin deve­sini doyurmak için kestiği veya keseceği otlar­dan başka oranın hiçbir ot ve ağacı kesilmez."[619]

 

3734- Abdullah bin Zeyd el-Mâzinî radi­yallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"İbrahim aleyhisselam Mekke'yi haram et­ti (kutsal belde ilan etti) ve onun için dua etti."[620]

 

3735- Diğer rivayet: "Ahalisine dua etti. Ben de İbrahim'in Mekke'yi haram kıldığı (kutsal belde ilân ettiği) gibi Medine'yi ha­ram kıldım (kutsal belde ilân ettim). Sâ' ve müddünün bereketli olması için, tıpkı İbra­him'in Mekkeliler için yaptığı dua gibi dua et­tim." [Buharı ve Müslim][621]

 

3736- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ben, Medine'nin iki taşlık arasını, tıpkı İbrahim'in Mekke'yi haram yaptığı (kutsal ^-\ydığı) gibi, haram ettim (kutsal saydım)." \ \\Ebû Saîd, (Medine'de) birimizin elinde bir kuş gördüğü zaman hemen onu elinden alıp azat eder, uçururdu. [Müslim][622]

 

3737- Âmir bin Sa'd radiyallahu anh'dan: "Sa'd, Akîk'deki köşküne gitmek üzere (devesine) bindi. Ağaç kesen veya yaprakları­nı silken bir köle gördü, hemen elindekini aldı. Sa'd geri gelince, kölenin sahipleri ondan aldığını geri vermesi için ricada bulundukların­da «Ben Resûlullah'ın bana ganimetten fazla olarak ihsan buyurduğu bir şeyi geri çevirmek­ten Allah'a sığınırım» dedi ve aldıklarını onlara vermekten kaçındı." [Müslim][623]

 

3738- Ebû Dâvud da benzerini nakletti; onda şöyle geçer:

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'in Medine'de (ağaç vs. nev'inden) bir şe­yin kesilmesini yasakladığını ve şöyle buyur­duğunu duydum:

«Kim ondan bir şey (ağaç) keserse, onun malı onu yakalayanındır»."[624]

 

3739- Onun (Ebû Davud'un) Süleyman bin Ebî Abdillah'tan  da rivayeti vardır: "Sa'd'm, Medine'nin hareminde avlanan bir adamı yakaladığını gördüm."

Benzerini nakletti.

Yine onda şöyle geçiyor: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bu haremi kutsal ilân etti ve dedi ki: «Kim bir insanın burada avlandığını görürse, onun elbisesini soyup al­sın.» Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in bana ikram ettiğini artık kimseye iade etmem. Lâkin isterseniz size elbisenin parası­nı veririm."[625]

 

3740- Adiyy bin Zeyd radiyallahu anh'-dan:

Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, Medine'nin her yanını birer berîd (48000 adım) hudud çizerek harem (kutsal) ilân etti. (Bu bölgenin) ağacı silkelenmez ve budan-maz, kişinin devesini güdecek kamçı için ke­sip getirdikleri müstesna."[626]

 

3741- Câbir radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel­lem'in koruma içine aldıkları yerden hiçbir ağaç sopayla silkelenmez ve budanmaz. An­cak yumuşak bir tarzda ırgalanabilir." [İkisi de Ebû Davud'a aittir.][627]

 

3742- Mehrî'nin azatlısı Ebû Saîd radiyal­lahu anh'dan:

"Halk, Medine'de büyük bir kıtlık ve şid­detle karşı karşıya kaldılar. Bunun üzerine o, Ebû Saîd el-Hudrî'ye gelip şöyle dedi: «Ben çok kalabalık bir çoluk çocuğa sahibim. Sı­kıntıya düştük. Çocuklarımı bir köye taşımak istiyorum.» Buna şu cevabı verdi:

"Sakın bunu yapma, Medine'den ayrılma! Biz Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile yola çıkmıştık. Usfân'a gelince, birkaç ge­ce orada kaldı. İnsanlar şöyle konuşuyorlardı:

«Burada yapacak ,bir şeyimiz kalmadı. Çoluk çocuğumuzun açlıktan ağızlan kokma­ya başladı, yaşayıp yaşamayacaklarından emin değiliz.» Bunu Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem duyunca şöyle buyurdu: «Nedir bu duyduklarım? Azmettim; (veya is­terseniz -hangisini söylediğini hatırlıyamıyo-rum-) emredip devemi hazırlatacağım; sırtı­na bindiğim gibi bir daha Medine'ye varınca­ya dek yularını gevşetmiyeceğim.» Sonra şöy­le dedi:

«Allahım! İbrahim, Mekke'yi haram kıldı (kulsal belde ilân etti). Ben de Medine' nin iki taşlık arasını haram kıldım (kutsal yer ilân et­tim.) Orada hiçbir kan akıtılmayacak; savaş­mak için silah taşınmayacak; hayvanları güt­mek gayesiyle kesilenden başka hiçbir ot ve ağaç kesilmeyecektir.

Allahım! Medine'mize bereket ver! Alla­hım sâımıza (bir nevi ölçek) bereket ver! Alla­hım müddümüze (bir çeşit ölçek) bereket ver! Allahım Medine' mize bereket (ve bolluk) ver! Allahım bir bereketin yanında iki bereket ih­san et! Nefsim kudret elinde olana kasem ede­rim ki, Medine'nin hiçbir yolu ve geçidi yok­tur ki, orasını koruyan iki melek bulunmasın.

Oraya varıncaya kadar onu korurlar.» Sonra: «Haydi hareket edin!» buyurdu. Hareket edip Medine'ye doğru yola çıktık.

Kendisine yemin edilene ya da kendisine yemin ettiğimize yemin ederim ki, Medine'ye girdiğimizde henüz eşyalarımızı boşaltmadan Ğatfân'ın hücumuna uğradık. Halbuki bun­dan önce onları harekete getirecek bir sebep olmamıştı." [Müslim][628]

 

3743- Sa'd radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ben Medine'nin iki taşlığı arasında, ağaçlarının kesilmesini, avının öldürülmesini yasaklıyorum." Ve devamla şöyle buyurdu:

"Bir bilseler Medine onlar için daha ha­yırlıdır. Kim ondan beğenmeyerek uzaklaşır-sa, Allah onun yerine oraya ondan daha ha­yırlısını getirir. Kim de meşakkatlerine sabre­dip orada kalıp ayrılmazsa, Kıyamet gününde ben onun şefaatçi ve tanığı olurum.

Kim de Medinelilere bir kötülük yapmak isterse, Allah onu ateşte kurşunun erimesi gi­bi eritir. Yahut suda tuzun erimesi gibi eritir." [Müslim][629]

 

3744- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek­tir ki, kişi akrabasını ve amcazadesini haydi refaha gel, haydi refaha gel, diye çağıracak; oysa bilseler Medine onlar için daha hayırlı olacaktır. Nefsim elinde olana yemin ederim ki, kim Medine'den beğenmeyerek uzaklaşır-sa, Allah oraya onun yerine ondan daha ha- J yırlısını yerleştirir.

Dikkat edin! Medine, demircinin körüğü gibidir; ancak kötülerini çıkartıp temizler. Medine kötülerini, körüğün demir pasını yok ettiği gibi, yok etmedikçe kıyamet kopmaz." [Müslim][630]

 

3745- Câbir radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim Medine ahalisini korkutursa, benim < iki kürek arasında olan (yüreğimi) korkutmuş t gibi olur." [Ahmed][631]

 

3746- Ubâde bin es-Sâmit radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allahım! Kim Medinelilere zulmedip korkutursa sen de onları korkut. Ayrıca Al­lah'in, meleklerin ve insanların laneti onun üzerine olsun. Üstelik onun ne farz, ne de nâ-fıle ibadeti kabul olunmaz."

[Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat ve'I-Kebîr'de.][632]

 

3747- Câbir radiyallahu anh'dan:

"Bir bedevi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip İslâm üzere biat etti. Ertesi gün sıtmalı bir şekilde gelip: «Benim biatimi geri ver!» dedi, vermedi. Sonra yine gelip: «Benim biatimi geri ver!» dedi, yine kaçındı vermedi. Bunun üzerine bedevî çıkıp gitti.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem (ar­dından) şöyle dedi: «Medine, iyisini bırakıp kötüsünü yok eden bir körük gibidir»." [Ebû Dâvııd hariç, Altı hadis imamı][633]

 

3748- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ben bir beldeye (hicret edip yerleşmekle) emrolundum ki, o belde diğer beldeleri yer (onun ahâlisi diğer beldelerin halkına galip gelir). Burası Medine'dir. Orası körüğün de­mirin pasını yok ettiği gibi, insanların (kötü­sünü) yok eder." [Mâlik, Buhârî ve Müslim][634]

 

3749- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Medine'de ölmeye gücü yeten kişi orada ölsün. Çünkü ben orada ölenlere şefaat ede­ceğim." [Tirmizî][635]

 

3750- Yahya bin Saîd radiyallahu anh'­dan:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, oturuyordu, o sırada bir kabir kazılıyordu. Bir adam kabre bakıp:

"Mü'minin yatacak yeri olan bu (kabir) ne kötüdür!" deyince Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem:

"Senin dediğin ne kötüdür!" buyurdu.

"Ey Allah'ın Resulü! Ben bunu (mezarı) kastetmedim. Ben Allah yolunda öldürülmeyi kastettim."

Bunun üzerine üç kere şöyle buyurdu:

"Allah yolunda öldürülmek gibi faziletli bir şey yoktur. Yeryüzünde kabrimin olmasını en çok istediğim başka bir yer yoktur" (diye­rek Medine'yi övdü). [Mâlik][636]

 

3751- Hafsa ve Eşlem radiyallahu anhu-mâ'dan; dediler ki: Ömer şöyle dua etti:

"Allahım! Senin yolunda bana şehitlik na­sip et, ölümümü de Resulünün beldesinde kıl!"[637]

 

3752- Diğer rivayet: Hafsa dedi ki: "Bu nasıl olur?"

"Allah isterse bunu bana nasip eder." [Mâlik ve Buhârî][638]

 

3753- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Medine'ye geldiğinde, Ebû Bekr ile Bilâl hastalandı. Ziyaretlerine gittim; «Kendini nasıl hissediyorsun, babacığım? Ey Bilâl! Sen de kendini nasıl hissediyorsun?» de­dim.

Ebû Bekr, hummaya yakalandığı za­man: «Herkese kendi ailesi içinde sabahın hayırlı olsun denilmiştir. Halbuki ölüm ona pabucunun kayışından daha yakındır» diye terennüm ederdi. Bilâl de hummadan kur­tulduğu zaman, sesini yükselterek şöyle derdi: «Ah bilseydim! Mekke vadisinde et­rafını ızhır ve celil otlan sarmış olduğu hal­de bir gece olsun geceler miyim? Bir gün gelip de Ukâz'daki Mecenne sularının ba­şına varır mıyım? Mekke'nin Şâme ve Ta-fîl dağları acaba bir kere daha görünürler mi?»

Hemen gelip Allah Resulü sallallahu aley­hi ve sellem'e durumu (bu hasret dolu yakın­maları) bildirdim. Şöyle dua etti:

"Allahım! Medine'yi bize Mekke'yi sev­dirdiğin gibi, hatta daha çok sevdir. Onun ha­vasını sağlıklı kıl!

Allahım! Müddünü ve sâ'ını (ölçeklerini) bize bereketli kıl! Hummasını al götür Cuh-fe'ye naklet.1»"[639]

 

3754- Diğer rivayet: Bilâl söylediği o iki beytine sonra şunu da ekledi: "Allahım, Şeybe bin Rabîa, Utbe bin Mâlik, Ümeyye bin Halefe, bizi yerimizden çıkartıp vebalı yere (Medine'ye) gelmemize sebep olduklarından dolayı lanet et!"

(Âişe) dedi ki: "Medine'ye geldik, onu Allah'ın yerlerinin en vebalısı olarak bulduk. Buthân'da tadı ve rengi bozuk su akıyordu.» [Buhârî, Müslim ve Muvatta'.][640]

3755- Onun (Mâlik'in) başka bir rivayeti: Dedi ki: "Amir bin Fuheyre derdi ki: "Ölümü tatmadan şiddetini gördüm. Korkak kişinin ölüm, tepesinden iner."[641]

 

3756- Enes radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua etti:)

"Allahım, bana Medine'de, Mekke'de verdiğin bereketin iki katını ver!" [Buhârî ve Müslim][642]

 

3757- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "İnsanlar (Medine'de) gördükleri ilk mey­veyi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e getirirlerdi ve o da o meyveyi eline aldığı za­man, şu duayı yapardı:

«Allahım! Meyvelerimize bereket ver, Me­dine'mize bereket ver, sâımıza bereket ver, müddümüze bereket ver! Allahım! İbrahim se­nin kulun ve dostundur. Ben de senin kulun ve peygamberinim. O, sana Mekke için dua etti; ben de sana Medine için dua ediyorum. Tıpkı Mekke için dua ettiği gibi; hatta daha fazla vermen için dua ediyorum.» Sonra orada bulunanlardan en küçük çocuğu çağırıp meyve­yi ona verirdi." [Mâlik, Müslim ve Tirmizî][643]

 

3758- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Medine'nin yol ağızlarında melekler vardır. Bu nedenle oraya ne veba ve ne de DeccÛl girebilir." [Buhârî, Müslim ve Muvatta.][644]

 

3759- Diğer rivayette: "Mesîh, Medine'ye girmek kastı ile Doğu tarafından gelecek. Ni­hayet Uhud'un arkasında konaklayacak. Son­ra melekler onun yüzünü Şam'a doğru çevire­cek ve o, orada helak olacaktır."[645]

 

3760- Ebû Bekre radiyallahu anh'dan, de­di ki:

"Medine'ye Mesih-i Deccâl korkusu gire­mez. Çünkü o gün onun yedi kapısı olacak ve her bir kapısında da iki melek bulunacaktır." [Buhârî][646]

 

3761- Enes radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Mekke ve Medine hariç, Deccâl'in ayak basmadığı yer olmayacaktır. Zira o iki şehre yol veren geçitlerden hiçbir geçit yoktur ki, melekler saf halinde gelip orayı korumasın­lar. (Deccâl) çorak yerde konaklayıp Medi­ne'yi içindeki insanlarla beraber üç kere sar­sacaktır. Bunun üzerine her kâfir ve münafık ona (tabii olmak üzere) gidecektir."[647]

 

3762- Diğer rivayet: "Çorak sel yatağına gelecek. Her münafık erkek ve münafık kadın ona gidecek." [Buhârî ve Müslim][648]

 

3763- Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat'ta Câ-bir'den şu ilave ile rivayet etti:

"Kadın-erkek müşrik; kadın-erkek kâfir, kadın-erkek fâsık (ona gidecekler). Mü'min-ler kurtulacaklardır. Çünkü o giin, onlar için kurtuluş günü olacaktır "[649]                 

   

3764- Ahmed şu ilaveyi yaptı: "Ona en çok kadınlar gidecek."[650]

 

3765- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Evler, İhâb'a yahut Yehâb'a (kadar) ula­şacaktır." Züheyr dedi ki:

Süheyl'e: "Burası Medine'den ne kadar uzaktadır?" dedim. "Şu ve şu kadar mildir" cevabını verdi. [Müslim][651]

 

3766- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"İslâm ülkelerinden en son harap olacak şehir Medine'dir." [Tirmizî][652]

 

3767- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Medine'yi en güzel şekilde bırakacaklar­dır; oraya sadece avâfi (yırtıcı hayvan ve kuşlar) girecek ve dolaşacaktır. En son gelecek olanlar Müzeyne'li iki çoban olacak; Medine'ye gelmek üzere yola çıkacaklar; koyunları ile oraya yani Seniyyetu' l-Vedâ'ya geldiklerinde orasını yaba­ni ve yırtıcı hayvanlarla dolu bulacaklar ve yü­züstü düşüp (bayılacaklar)dır." [Buhârî ve Müslim][653]

 

3768- Muvatta'nın rivayeti şöyledir: "Medine'yi en güzel halinde bırakacaksı­nız. Nihayet köpek ya da kurt gelip mescidin duvarını ya da minberin üstünü yalayacak." Dediler ki: "Ey Allah'ın Resulü! O zaman meyveler kimin için olacak?"

"Başıboş gezen kuş ve yırtıcı hayvanlar için olacaktır" buyurdu.[654]

 

3769- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"İman, şüphesiz Medine'ye, yılanın deli­ğine kıvrılıp girdiği gibi mutlaka kıvrılıp gire­cektir." [Buhârî ve Müslim][655]

 

3770- Câbir bin Semure radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah, Medine'ye Tâbe adını vermiştir." [Müslim][656]

 

3771- el-Berâ bin Âzib radiyallahu anh'-dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim Medine'ye Yesrib derse, Allah'tan bağışlanmasını dilesin. Çünkü o, Tâbe'dir, o Tâbe'dir." [Ahmed ve Ebû Ya'lâ.][657]

 

3772- Sa'd radiyallahu anh'dan:

Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, Tebûk gazvesinden döndüğü zaman kendisini mü'minlerden harbe katılmayan birtakım adamlar karşıladı. Bu esnada toz kaldırdılar, beraberinde olanların bazıları burnunu kapa­dı. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem yüzündeki perdeyi kaldırıp şöyle buyurdu:

"Nefsim kudret elinde olana yemin ederim ki, onun tozunda şifa vardır."

Râvi diyor ki: "Sanırım, cüzzam ve alaca hastalığına karşı da şifa olduğunu söyledi." [Rezîn][658]

 

3773- Ömer radiyallahu anh'dan:

"O, Abdullah bin el-Âyyâş el-Mahzû-mî'ye şöyle demiş:

«Sen mi Mekke'nin Medine'den daha ha­yırlı olduğunu söyledin?» Cevaben:

«Allah onu (Mekke'yi) kutsal kılmıştır. Üstelik Beyt'i de orada bulunmaktadır, orası­nı güvenceli kılmıştır» deyince: «Ben, Al­lah'ın Harem'i ile evi hakkında söylemiyo­rum. Sen Mekke'nin Medine'den daha hayır­lı olduğunu mu söylüyorsun?» dedi. Adam söylediği sözün aynısını tekrarladı. Ömer de söylediği sözün aynısını tekrarlayıp oradan ayrıldı."

[Mâlik bunu daha uzun bir metinle rivayet etti.][659]

 

3774- Âişe radiyallahu anhâ'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ülkeler kılıçla fethedildi. Medine ise Kur'ân'la feth edilmiştir."

[Bezzâr zayıf bir senedle.][660]

 

3775- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Medine, İslâm' in kubbesi, iman ve hicret yurdu, helâl ve haramın bildirildiği yerdir." [Taberânî, Mıı'cemu' 1-Evsat.][661]

 

3776- Râfi' bin Hadîc radiyallahu anh'­dan:

Mervân, Mekke'de halka hitap edip Medi­ne'ye değinmeden sadece Mekke'nin üstün­lüğünden söz etti. Bu Râfi'nin ağırına gitti. Kalkıp ona şöyle dedi: "Bakıyorum da Mek­ke hakkında uzun konuştun, buna rağmen fa­zileti hakkında söylemediklerin daha çoktur. Medine'nin faziletinden ise hiç söz etmedin. Ben şehâdet ederim ki, Allah Resulü sallalla­hu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum: «Medine, Mekke'den daha hayırlı­dır».". [Taberânî zö>v/bir senedle.][662]

 

3777- el-Abbâs radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile Medine'den çıktım. Oraya (geriye) bakıp şöyle buyurdu: «Allah, bu Cezire (Arap yarı-

modasını) halkını yıldızlar saptırmadığı tak­tirde sirkten berîkılmıştır»."

(Ebû Ya'lâ, Bezzâr ve Taberânî, Mu'cemu'I-Evsat'ta leyyin birsenedle.][663]

 

3778- Sehl bin Sa'd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kimin Medine'de aslı (kökü, soyu, sopu) varsa ona sarılsın. Kimin orada bir aslı yoksa kendine orada bir asıl edinsin. Çünkü in­sanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki ora­da aslı olmayan, oradan çıkıp başka yere git­miş olacaktır." fTaberânî, Mu 'cemıt'I-Kebîr'de][664]

 

3779- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem, Medine köşklerinin yıkılmasını ya­sakladı." [Bezzâr. İsnadında el-Hasan bin Yahya adlı bir râvi vardır.][665]

 

3780- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim üç gün Medine'den uzaklaşırsa, oraya kalbi hasret ve hüzün dolu olarak dö­ner." Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat'ta. İsnadın­da Ukbe bin Ali adlı bir râvi vardır.[666]

 

3781- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum: "O, yağ­muru az olan yerdir." —Medine'yi kastedi­yor—

fAhmed ve Taberânî, Mu'cemu'I-Evsar'ta uzun bir metinle nakletti.)[667]

 

3782- Abdullah bin Sâide radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kimin koyun sürüsü varsa, Medine'nin dışına çıkarsın. Çünkü Medine Allah'ın, üze­rine en az yağmur yağan yeridir."

[Taberânî, Mu'cemu' I-Kehîr' de zayıf bit senedle.][668]



[618] Bu hadisi Tayâlisî (no. 184), Abdürrezzâk (no. 16309, 17153), Ahmed (I, 81, 126), Buhârî (fadâilu'l-Medîne 1/4, II, 221; cizye 10, IV, 67; cizye 17/2, IV, 69; farâid 21, VIII, 10; i'tisâm 5/2, VIII, 144-5), Müslim (hacc no. 467, s. 994; ıtk 20, s. 1147), Ebû Dâvud (no. 2034), Tir-mizî (no. 2127), Ebû Ya'lâ (no. 263,296,448), İbn Hib­bân (no. 3708, 3709) ve Beyhakî (V, 196), el-A'meş an ibrâhîm b. Yezîd et-Teymî an ebîhî an Alî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/178.

[619] Bu rivayeti Ebû Dâvud (no. 2035) ve Beyhakî (V, 201), Hemmâm b. Yahya an Katâde an Ebî Hassan el-A'rec an Alî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/178.

[620] Bu hadisi Ahmed (IV, 40), Buhârî (buyu' 53/1, III, 22), Müslim (hacc no. 454-5, s. 991), Amr b. Yahya el-Mâzinî an Abbâd b. Temîm an Abdillah b. Zeyd asl-ı se­nedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/178.

[621] Bu hadisi Ahmed (IV, 40), Buhârî (buyu' 53/1, III, 22), Müslim (hacc no. 454-5, s. 991), Amr b. Yahya el-Mâzinî an Abbâd b. Temîm an Abdillah b. Zeyd asl-ı se­nedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/178.

[622] Bu hadisi Müslim (hacc no. 478, s. 1003), Ebû Ya'lâ (no. 1010) ve Beyhakî (V, \9%),Abdurrahman b. ebî Sa­îd an ebîhî asl-ı senedi ile; Ahmed (III, 23), Ebû Ya'lâ (no. 998) ve Tahâvî (IV, 192), Zeyneb binti Ka'b an Ebî Saîd asl-ı senedi tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/178.

[623] Bu hadisi Ahmed (I, 168), Müslim (hacc no. 461, s. 993), Tahâvî (IV, 191), el-Hâkim (1,487) ve Beyhakî (V, 199), İsmaîlb. Muh. ankmirb. Sa'db. e. Vakkâsan ebî­hî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/178.

[624] Bu rivayeti Ebû Dâvud (no. 2038), Osman b. e. Şeybe an Yezîd b. Hârûn an İbn e. Zi'b an Salih mevla'l-Tev'eme an Mevlâ li-Sa'din an Sa'd senedi ile tahrîc et­ti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/178.

[625] Ebû Dâvud (no. 2037), bu rivayeti Ebû Seleme an Cerîr b. Hazım an Ya'lâ b. Hakîm an Süleyman senedi ile tah­rîc etmiştir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/179.

[626] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2036), Muh. b. el-Alâ an Zeyd b. el-Hubâb an Süleyman b. Kinâne mevlâ Omum b. Af-fân an Abdillah b. e. Süfyân ah Adf senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/179.

[627] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2039), Muh. b. Hafs el-Kal-tân an Muh. b. Hâlid an Hârice b. el-HÛris el-Cühenî an ebîhî an Câbir senedi ile tahrîc etmiştir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/179.

[628] Bu hadisi Ahmed (III, 34,47), Müslim (hacc no. 475-6, s. 1001-2), Ebû Ya'lâ (no. 1282-1284), İbn Hibbân (no. 3537) ve Beyhakî (V, 201), Yahya b. e. İshâk ve Yahya b. Kesîr an Ebî Saîd mevla'l-Mehrî asl-ı senedi ile tah­rîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/179-180.

[629] Bu hadisi Ahmed (I, 169, 181, 185), Müslim (hacc no. 459-460, s. 992-3), Ebû Ya'lâ (no. 699), Tahâvî (IV, 191) ve Beyhakî (V, 197), Osman b. Hakim an Âmir b. Sa'd an ebthf asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/180.

[630] Bu hadisi Müslim (hacc no. 487, s. 1005), Kuteybe b. Satıl an Abdilazîz ed-Derâverdî ani'l-Alâ an ebîht an Ebi Hureyre senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/180.

[631] Bu hadisi Ahmed (III, 354, 393), Zeyd b. Eşlem an Câbir tarikiyle tahrîc etmiştir. Heysemî'ye göre râvîleri Sahîh ricâlindendir (III, 306).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/180.

[632] Bu hadisi Taberânî, M. el-Evsat'ta (I, 206ab), Leys b. Sa'd an Hişâm b. Urve an Mûsâ b. Ukbe an Atâ b. Yesâr an Ubâde tarikiyle tahrîc etti.

İsnadı hakkında Münzirî: "Ceyyiddir (Tergîb II, 232) ve Heysemî: "Râvîleri Sahîh ricalidir" (Mecma' III, 306) demiştir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/180.

[633] Bu hadisi Mâlik (el-câmi' 4, s. 886), Ahmed (III, 306), Buhârî (ahkâm 45, VIII, 124; i'tisâm 16, VIII, 151-2), Müslim (hacc no. 489, s. 1006), Tirmizî (no. 3920), Ne-sâî (bîat 22, VII, 151) ve İbn Hibbân (no. 3724, 3727), Mâlik an Muh. b. el-Münkedir an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/180.

[634] Bu hadisi Mâlik (el-câmi' no. 5, s. 887), Abdürrezzâk (no. 17165), Ahmed (II, 237, 247, 384), Buhârî (fadâ­ilu'l-Medîne 2, II, 221), Müslim (hacc no. 488, s. 1006) ve İbn Hibbân (no. 3715), Yahya b. Satd el-Ensârî an Ebi'l-Hubâb Satd b. Yesâr an Ebf Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/181.

[635] Bu hadisi Ahmed (II, 74), Tirmizî (no. 3917), İbn Mâce (no. 3112) ve İbn Hibbân (no. 3733), Eyyûb es-Sahıiyâ-nf an Nâfi' an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/181.

[636] Bu hadisi Mâlik (cihâd 33, s. 462), Yahya b. Saîd'den ahzetmiştir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/181.

[637] Bu hadisi Mâlik (cihâd 34, s. 462) ve Buhârî (fadâ­ilu'l-Medîne 12/3, III, 225), Zeyd b. Eşlem (an ebîhî) an Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/181.

[638] Bu hadisi Mâlik (cihâd 34, s. 462) ve Buhârî (fadâ­ilu'l-Medîne 12/3, III, 225), Zeyd b. Eşlem (an ebîhî) an Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/181.

[639] Bu hadisi Mâlik (cami114, s. 890-1), Buhârî (cum'a 35,1, 224; II, istiskâ 6-7, II, 17; 8,14, II, 17-8; fadâilu'l-Medîne 12, II, 225; menâkıbu'l-Ensâr 46, IV, 264; mar­da 8, VII, 5; 22, VII, 11, edeb 68, VII, 95; da'vât 24, VII, 154), Müslim (hacc no. 480, s. 1003), Ahmed (VI, 56, 60,65,82,89,222,260) ve Beyhakî (III, 382), Hişâm b. Urve an ebîht an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Son lafız Mâlik'e, diğer ikisi Buhârî'ye aittir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/181-182.

[640] Bu hadisi Mâlik (cami114, s. 890-1), Buhârî (cum'a 35,1, 224; II, istiskâ 6-7, II, 17; 8,14, II, 17-8; fadâilu'l-Medîne 12, II, 225; menâkıbu'l-Ensâr 46, IV, 264; mar­da 8, VII, 5; 22, VII, 11, edeb 68, VII, 95; da'vât 24, VII, 154), Müslim (hacc no. 480, s. 1003), Ahmed (VI, 56, 60,65,82,89,222,260) ve Beyhakî (III, 382), Hişâm b. Urve an ebîht an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Son lafız Mâlik'e, diğer ikisi Buhârî'ye aittir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/182.

[641] Bu hadisi Mâlik (cami114, s. 890-1), Buhârî (cum'a 35,1, 224; II, istiskâ 6-7, II, 17; 8,14, II, 17-8; fadâilu'l-Medîne 12, II, 225; menâkıbu'l-Ensâr 46, IV, 264; mar­da 8, VII, 5; 22, VII, 11, edeb 68, VII, 95; da'vât 24, VII, 154), Müslim (hacc no. 480, s. 1003), Ahmed (VI, 56, 60,65,82,89,222,260) ve Beyhakî (III, 382), Hişâm b. Urve an ebîht an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Son lafız Mâlik'e, diğer ikisi Buhârî'ye aittir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/182.

[642] Bu hadisi Ahmed (III, 142), Buhârî (fadâilu'l-Medîne 10, II, 224), Müslim (hacc no. 466, s. 994) ve Ebû Ya'lâ (no. 3578, 3581, 3620), ez-Zührîan Ehes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/182.

[643] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/182.

[644] Bu hadisi Mâlik (cami' 16, s. 892), Buhârî (fadâilu'l-Medîne 9, II, 223; fiten 27, VIII, 103), Müslim (hacc no. 485, s. 1005), Ahmed (II, 237, 275), Mâlik an Nu'aym b. Abdillah el-Mücmir an Ebi Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/182.

[645] Bu rivayeti Ahmed (II, 397,407), Müslim (hacc no. 486, s. 1005), Tirmizî (no. 2243), Ebû Ya'lâ (no. 6459) ve İbn Hibbân (no. 6771), el-Alâ b. Abdirrahman an ebîhî an Ebi Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/182.

[646] Bu hadisi Ahmed (V, 43, 47), Buhârî (fıten 26, VIII, 102), İbn Hibbân (no. 3723, 6767) ve el-Hâkim (IV, 542), Sa'd b. İbrahim b. Abdirrahman b. Avfan ebîht an EbîBekre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/182.

[647] Bu hadisi Ahmed (III, 191, 238), Buhârî (fadâilu'l-Medîne 9, II, 223), Müslim (fıten no. 123, s. 2265-6) ve İbn Hibbân (no. 6765), İshâk b. Abdillah b. e. Talha an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Her iki lafız da Müslim'e aittir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/183.

[648] Bu hadisi Ahmed (III, 191, 238), Buhârî (fadâilu'l-Medîne 9, II, 223), Müslim (fıten no. 123, s. 2265-6) ve İbn Hibbân (no. 6765), İshâk b. Abdillah b. e. Talha an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Her iki lafız da Müslim'e aittir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/183.

[649] Heysemî'ye göre râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma' III, 308).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/183.

[650] Yine Heysemî'ye göre bunun râvileri de Sahîh ricâlinden­dir (Mecma' III, 308).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/183.

[651] Bu hadisi Müslim (fıten no. 43, s. 2228), Amr an-Nâhd ani'l-Esved b. Amir an Zü'heyr an Süheyl b. e. Salih an ebîhî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/183.

[652] Bu hadisi Tirmizî (no. 3919) ve İbn Hibbân (no. 6738), Cünâde b. Selm an Hişâm b. Urve an ebîhî an Ebî Hu­reyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî isnadı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/183.

[653] Bu hadisi Buhârî (fadâilu'l-Medine 5, II, 222) ve Müs­lim (hacc 499, s. 1010), Zührî an Saîd b. el-Müseyyeb an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/183.

[654] Mâlik'in (cami' 8, s. 888), isnadı şöyledir: İbn Himâs an ammihî an Ebî Hureyre.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/183.

[655] Bu hadisi Ahmed (II, 286,422,496), Buhârî (fadâilu'l-Medîne 6, II, 222), İbn Mâce (no. 3111) ve İbn Hibbân (no. 3720-1), Ubeydullah b. Ömer el-Ömerî an Hubeyb b. Abdirrahman el-Ensârî an Hafs b. Asım el-Ömerî an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/183.

[656] Bu hadisi Müslim (hacc no. 491, s. 1007), Ebû'l-Ahvas an Simâk an Câbir b. Semure asl-ı senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/183.

[657] Bu hadisi Ahmed (IV, 285) ve Ebû Ya'lâ (no. 1688), Sa­lih b. Ömer el-Vâsitî an Yezîcl b. e. Ziyâd an Abdirrah­man b. e. Leylâ ani'l-Berâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Salih, hadiste metruk bir râvidir. Bu nedenle isnadı za­yıftır.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/184.

[658] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/184.

[659] Bu mevkufu Mâlik (cami' no. 21, s. 894), an Yahya b. Saîd an Abdirrahman b. el-Kâsım an Eşlem mevlâ Ömer senedi ile tahrîc etti. Metnin ikinci bölümü buraya alınmıştır.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/184.

[660] Bu hadisi Bezzâr (no. 1180), Muh. b. el-Hasan b. Zebâ-le an Mâlik an Hişâm b. Urve an ebihî tarikiyle tahrîc etti.Muh. b. el-Hasan, oldukça zayıf bir râvidir. Hatta hadis uydurmakla bile itham edilmiştir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/184.

[661] Bu hadisi Taberânî, M. el-Evsat'ta (II, 43b), îsâ b. Mînâ an Abdillah b. Nâfi' an Ebî'l-Miisennâ el-Kârî an Saîd el-Makburî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti. İsnadı hakkında Münzirî "bir beis yoktur"; Heysemî ise "hasen" hükmü vermiştir (Mecma' III, 298).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/184.

[662] Bu hadisi Taberânî (M. el-Kebîr no. 4450), Muh. b. Ab­dirrahman b. Reddâd el-Amirî an Yahya b. Saîd an Am-re binli Abdirrahman an Rafı' tarikiyle tahrîc etti. İbnü'r-Reddâd sebebiyle isnadı zayıftır.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/184.

[663] Bu hadisi Ebû Ya'lâ (no. 6709), Bezzâr (no. 2848) ve Taberânî (M. el-Evsat no. 580), Kays b. er-RebV an Yû­nus b. Ubeyd ani'l-Hasan ani'I-Ahnef b. Kays ani'l-Ab-bâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Kays, hakkında ihtilaf olan bir râvidir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/184-185.

[664] Bu hadisi Taberânî (no. 6027), Ya'küb b. Humeyd an Ke-sîr b. Ca'fer b. e. Kesîr an Ziyâde ve İlâka ebnâ Zeyd an Sehl b. Sa'd senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/185.

[665] Heysemî, el-Hasan b. Yahya'yı tanımadığını, diğer râvi-lerinin ise Sahih ricalinden olduğunu söylemiştir (Mecma III, 301).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/185.

[666] Bu hadisi Taberânî (M. el-Evsat no. 880), Ukbe b. Alî an Abdillah b. Ömer an İbn Ömer tarikiyle tahrîc etti. Ukbe sebebiyle isnadı zayıftır.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/185.

[667] Bu hadisi Ahmed (II, 436), Yahya el-Kattan an İbn Ac-lân an Vehb b. Keysân an Ebt Hureyre senedi ile tahrîc etti. Heysemî'ye göre râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma' III, 310).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/185.

[668] Râvilerinden Muh. b. Süleyman b. Mesmûl zayıf bir râ-vidir (Mecma' IV, 67).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/185.



Konu Başlığı: Ynt: Medinenin fazileti haremi ve bununla ilgili meseleler
Gönderen: Mehmed. üzerinde 28 Haziran 2019, 13:51:39
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Medinenin fazileti haremi ve bununla ilgili meseleler
Gönderen: Melek Nur Çelik koü üzerinde 28 Haziran 2019, 19:30:11
Paylaşım için Allah razı olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Medinenin fazileti haremi ve bununla ilgili meseleler
Gönderen: Sevgi. üzerinde 02 Temmuz 2019, 01:09:12
Paylaşım için Allah razı olsun. Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah