๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 12 Ocak 2011, 21:43:37



Konu Başlığı: Kunut rüku ve sücud
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 12 Ocak 2011, 21:43:37
KUNUT, RÜKU VE SÜCUD


1462-Enes radiyallahu anh'dan:
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem kendilerine "kurrâ" denilen yetmiş kişiyi bir görevle gönderdi. Süleym'den iki kabile olan Ri'l ve Zekvân, Bi'r Maûne admdaki bir ku yunun yanında onların önünü kestiler. Topluluk onlara şöyle dedi:
"Bizim sizinle bir işimiz yok. Allah Resu lü sallallahu aleyhi ve sellem'in bir emrini ye rine getirmek için buradan geçip gideceğiz." Ama onlar, dinlemeyip onlan öldürdüler. Bu nun üzerine Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem sabah namazlannda tam bir ay süreyle onlara beddua etti. İşte bu, kunûtun başlangıcı oldu. (O zamana kadar) biz kunût etmezdik.
Enes'e: "Kunût, rükûdan sonra mı, yoksa kıraatin bitiminde mi olur?" diye sordular.
"Hayır; kıraatin bitiminde" diye cevap verdi.
1463-Diğer rivayette şöyle geçer: Âsim el-Ahvel dedi ki: Enes'e: "Kunût, rükûdan sonra mı, yoksa ondan önce midir?" diye sor dum.
"Rükû'dan önce" dedi. Dedim ki:
"Ama, insanlar Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in rükûdan sonra kunût yap tığını iddia ediyorlar." Cevap verdi:
"O ancak bir ay süreyle kunût yaptı. Ken dileriyle anlaşma bulunan birtakım insanlar, ashabından kendilerine 'kurrâ' denilen yetmiş kişiyi öldürdükleri zaman onlara bu kunûtun-da bir ay süreyle beddua etti."
[Buhârî ve Müslim. Ebû Dâvud ve Nesâî'nin de benzer rivayetleri vardın]
1464-İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, hiç aralık vermeden öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarının ardında, son rek'atte "Semiallahu itmen hamideh" dedikten sonra, birbiri ardınca tam bir ay süreyle kunût yaptı. Bu kunûtunda, Süleym kabilelerinden olan Ri'1-Zekvân ve Usayye'ye beddua etti. Arka sındakiler de bu bedduasına "âmin" dediler. [Ebû Dâvud]
1465-Hufâf b. îmâ radiyallahu anh'dan:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, rükûa varıp başını kaldırdıktan sonra şöyle de di:
"Ğifâr, Allah onu bağışlasın. Eşlem, Allah ona selamet versin! Usayye Allah'a ve Resu lüne âsi gelmiştir Allahım, Lihyân oğullarına lanet et, Ri'l'e ve Zekvân'a da lanet et!" On dan sonra secdeye vardı.
İşte kâfirlere lanet okumak bundan doğdu.
[Müslim]
1466-Buhârî, Tirmizî ve Nesâî'nin İbn Ömer'den benzer bir rivayeti vardır ki onun sonunda şöyle geçmektedir: Bunun üzerine Allah O'na şu âyeti indirdi: "Allah'ın onların tevbelerini kabul etmesi veya onlara azap et mesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur (çünkü on lar zâlimlerdir)." (Âl-i İmrân, 3/128)
1467-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, ikinci rek'attan başını kaldırdığmda şöyle dua etti:
"Allahım! el-Velîd b. el-Velîd, Seleme b. Hisâm, Ayyâs b. Ebî Rabîa ve Mekke'deki musîaz'aflan kurtar! Allahım! Mudar'a şid detli sıkıntüar ver, onlara da Yûsuf'un kıtlığı gibi kıtlık ver!"
1468-Diğer rivayette: '*Bu (dua) sabah namazındaydı."
1469-Diğer rivayette: "Bu (dua) yatsı namazındaydı."

1470-Bir başka rivayet: Ebû Hureyre dedi ki: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'in sonra bu duayı bıraktığım gördüm. Dedim ki: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in onlara bedduayı terkettigini zanne diyorum." Şöyle denildi: "Görmüyor musun onların hepsi (yokolup) gittiler?"
[Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Nesâî.]
1471-el-Hasan radiyallahu anh'dan: Ömer, insanları (Ramazan'da) Übeyy b. Kâ'b'ın arkasında (imamlığında) topladı. Böylece onlara yirmi gece namaz kıldırdı. Bu arada (Übeyy) onlara ancak yarısında kunût yaptı. Son on gün cemaattan çekildi ve evin de namaz kıldı. (Bunun üzerine) halk: "Übeyy kaçtı" dediler. [Ebû Dâvud.]
(Ebû Dâvud) diyor ki: el-Hasan'ın: "Übeyy onlara yansında kunût yaptı" sözü Übeyy hadisinin zayi/olduğunu göstermekte dir. Zira Peygamber sallallahu aleyhi ve sel lem vitir namazında kunût yapmıştır.
1472-Ebû Mâlik el-Eşca'î radiyallahu anh'dan:
Dedim ki: "Ey Babacığım! Sen, Peygam ber sallallahu aleyhi ve sellem'in, Ebû Bekr, Ömer ve Osman'ın, burada Kûfe'de beş yıl da Alî'nin arkasında namaz kıldm! Kunût yapar lar mıydı?" Şöyle dedi: "Yavrum (bu kunût) sonradan icâd edilmiştir."
[Nesâî ve aynı lafızla Tirmizî]
1473-Nâfı' radiyallahu anh'dan: "İbn Ömer hiçbir namazda kunût yapmaz dı." [Mâliki
1474-Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem dünyadan ayrılıncaya dek sabah namazların da kunût yapardı." [Ahmed ve Bezzâr]
1475-Onun (Bezzâr'ın) başka bir (yine Enes'ten) rivayeti: "Allah Resulü, sallallahu aleyhi ve sellem Ölünceye kadar kunûl yaptı;
Ebû Bekr de Ölünceye kadar kunût yaptı; Ömer de ölünceye kadar kunût yaptı."
1476-el-Hasan b. Alî b. Ebî Tâlib radiyal lahu anh'dan:
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bana birkaç kelime öğretti ki onları vitirde söylerim: "AUahım! Hidayete erdirdiklerin arasında beni de hidayete erdir! İşlerini üzeri ne aldıklann arasına beni de koy! Bana ver diklerini bereketli kıl! Hükmettiğin şeylerin şerrinden beni koru! Çünkü Sen hükmedersin, Senin aleyhine ise hükmedilmez. Senin İigİ gösterdiğin asla zillete düşmez. Ey Rabbimİz Sen münezzehsin, Sen ne yücesin!"
[Sünen ashabı]
1477-Ali radiyallahu anh'dan:
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem vitrinin sonunda şöyle derdi: "AUahım, gaza bından rızâna; cezalandırmandan affına sığı nırım. Senden Sana sığınırım. Sana olan övgülerimi saymakla bitİremem. Sen kendi Zât-ı ecelli a'lanı nasd Övmüşsen öylesin." [Bu iki rivayet Sünen ashabına aittir.]
1478-İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bize namazı öğretti. Ellerini kaldırarak tekbir aldı. Rükûa varacağı zaman ellerini kaldırdı. Rükûa vardığında el parmaklarını iki dizi ara sında birbirine yapıştırdı. Bu durum, Sa'd'a duyurulunca, "Kardeşim doğru söylemiştir. Biz öyle yapardık." Bununla, rükûa varıldı ğında diz kapaklarını tutmayı kasdetmiştir. [Ebû Dâvud ve Nesâî.]
1479-Ömer radiyallahu anh'dan: "Sünnet olan diz kapağını tutmaktır."
[Timıizî ve lafzıyla Nesâî.]
1480-Ebû İshâk radiyallahu anh'dan: el-Berâ b. Âzib bize secdeyi anlattı: Elle rini (yere) koydu, dizlerini (yere) dayadı, kal çasını (yukarıya) kaldırdı ve dedi ki: "İşte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de böyle secde ederdi." [Ebû Dâvud ve Nesâî.]
1481-el-Berâ radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Secde ettiğin zaman ellerini yere koy ve dirseklerini (havaya) kaldır." [Müslim]
1482-Tirmİzî'nin rivayeti: Berâ'ya sordu lar: "Peki Peygamber sallallahu aleyhi ve sel lem secde ettiği zaman, yüzünü nereye koyar dı?"
"Ellerinin arasına koyardı" diye cevap verdi.
1483-Meymûne radiyallahu anhâ'dan: "Peygamber sallailahu aleyhi ve sellem, secdeye vardığında (küçük) bîr kuzu O'nun ellerinin arasından geçmek isterse rahathkla geçebihrdi." fMüslim]
1484-Benzeri. Ebû Dâvud ve Nesâî tara fından da rivayet edilmiştir. (Nesâî) şunu da ekledi:
"Oturduğu zaman, sol uyluğu üzerine yer leşirdi."
1485-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Peygamber sallailahu aleyhi ve sellem'in ashabı, kollarını açtıklarında secdenin zorlu ğuyla karşılaştıklarım şikayet edince şöyle buyurdu: "Dizlerden yardım isteyin/" [Tirmizî ve Ebû Dâvud.]
1486-Rezm'in ibaresi: "Indİmâm ile (-katmak ve bitiştirmekle) yardım isteyin!"
1487-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallailahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Sizden biri secdeye gittiği zaman, ellerini köpeğin yayışı gibi yaymasın. Uyluklarını birlestirsin." [Ebû Dâvud]
1488-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallailahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Sizden biri secdeye giderken, dizlerinden önce ellerini koysun; deve çöküsü gibi çökmesin." [Sünen ashabı]
1489-Vâİl b. Hucr radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallailahu aleyhi ve sellem,
secdeye giderken, dizlerini ellerinden önce yere koyardı. Kalkarken ellerini dizlerinden önce kaldırırdı. lİkisi de Sünen ashabına ailtir]
1490-Amir b. Sa'd, babasından: Peygamber sallailahu aleyhi ve sellem, (secdede iken) ellerin yere konmasını, ayakla rın (ise) dikilmesini emretti. [Timıizî]
1491-Ebû Humeyd radiyallahu anh'dan:
Kendisi, içlerinde Ebû Katâde'nin de bu lunduğu on sahâbj arasmdayken şöyle dedi:
"Size Allah Resulü sallailahu aleyhi ve sellem'in nasıl namaz kıldığını Öğreteceğim."
Dediler ki: "O'nunla (Peygamberle) biz den çok bulunup izlemediğin halde bu (bize Peygamber'in namazını öğretmen) nasıl ola cak?"
"Peki (size anlatacağım)."
"Öyleyse hadi anlat!" dediler.
Bunun üzerine şöyle dedi:
"Peygamber sallailahu aleyhi ve sellem, namaza kalktığı zaman, ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldirirdı. Sonra tekbir alırdı. Her kemik yerine dengeli bir biçimde oturun ca, okurdu. Sonra ellerini omuzlarının hizası na kaldırırdı. Tekbir alıp rükûa varırdı, ellerini dizlerine koyardı. İyice dengeli yapıp başını ne kaldırır, ne de eğerdi. Sonra başını kaldırıp «Semiallahu limen hamideh (=Allah hamd edeni duydu)» derdi. Sonra ellerini omuzları nın hizasına gayet dengeli biçimde kaldırıp «Allahu ekber» der ve yere inerdi. Ellerini yanlanndan uzak tutardı. Sonra başını kaldırıp sol ayağını yayar, üzerine otururdu. Secdeye vardığı zaman ayak parmaklarını açardı. Sec de edip sonra «Allahu ekber» diyerek başını kaldırırdı. Her kemik yerine yerleşinceye dek sol ayağını yayıp Üzerine otururdu. Sonra di ğerinde de aynısı yapardı. Sonra ikinci rek'at-tan kalktığında, aynı iftilah tekbiri alır gibi, el lerini omuzlarının hizasına kaldırıp tekbir alır dı. Namazın geri kalan kısmında da aynısını yapardı. Ardından selamın geldiği secdeyi tamamlayıp başını kaldırdığı zaman, sol ayağım geriye bükerek üzerine otururdu."
"Doğru söyledin; gerçeklen de Peygam ber sallallahu aleyhi ve sellem böyle namaz kılardı" dediler.
1492-Diğer rivayet; "Rükûa gittiği zaman, ellerini dizlerine iyice yerleştirirdi, parmakla-nnı biraz aralardı. Ne başını eğer, ne de yana ğını oynatırdı, sırtını gayet dengeli olarak eğerdi." Dedi ki: "İki rek'al sonunda oturdu ğunda sol ayağın içi üzerinde oturur ve sağ ayağını dikerdi. Dördüncü rek'atta oturdu ğunda, oturağının sol kısmını yere değdirir, ayaklarını bir taraftan dışarı çıkartırdı."
1493-Diğer rivayet: "Secdeye vardığı za man, ellerini tam yaymadan ve tamamen de yummadan yere koyardı. Parmaklarının uçla rı kıbleye karşı olurdu."
1494-Başka bir rivayet: "Sonra secde etti. burnunu ve alnını iyice yere koydu, ellerini iki yanından uzak tuttu, avuçlarını omuzları nın hizasına koydu. Sonra her kemik yerine yerleşecek şekilde secdeden başını kaldırdı. Secdeyi bitirince, sol ayağını yaydı, sağ aya ğını kıblesine doğru biraz İleriye aldı, sonra sağ elini sağ dizine, sol elini de sol dizine koydu. Parmağıyla işaret etti."
1495-Diğer rivayet: "Secdeye vardığı za man, kamını uyluklarına yüklemeden uyluk ları arasım açtı."
[Buhârî. Tirmizî aytıı lafızla Ebû Dâvud.]
1496-Buhârî'nin diğer rivayeti: "Başını rükûdan kaldırdığı zaman, her or gan kendi yerine dönünceye dek dolgun bir halde olurdu."
1497-Yûsuf b. Mâhik'ten:
Hakîm (b. Hizam) dedi ki: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e ayaktayken sec deye varmak (yani rükûdan Önce kıyama doğ rulmak, sonra secdeye kapanmak) üzere bîat ettim." [Nesâî]
1498'Alî radiyallahu anh'dan;
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Ey Alî! Kendim için istediğimi senin için de isterim, kendim için istemediğimi senin için de istemem. İki secde arasında topukları nı dikerek oturma!" [Tırmizî]
1499-İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, kişinin namazda ellerini (yere) dayanarak
oturmasını yasakladı." [Ebû Dâvudj
1500-Rezîn şu ilaveyi yaptı: O, bir ada mın namazda otururken sol elinin gerisine da yandığını gördü ve şöyle buyurdu: "Bu şekil de oturma! Bu şekilde ancak azaba uğrayan lar oturur."
1501-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, namazda, ayaklannm ayaları üzerinde kal kardı." [Tirmizî]
1502-Nâfrden:
"İbn Ömer, secde ettiği zaman, avuçlarını yüzünü koyduğu şeyin üzerine koyardı."
Nâfi der ki: "O'nu, gayet soğuk bir günde gördüm; ellerini (başhklı) giysisinin içinden çıkarıp taş üzerine koyuyordu." [Muvattâ.]
1503-Mecze' b. Zahir, Şecere ashabından olan Uhbân b. Evs'ten:
"Dizlerinden şikayeti vardı. Bu nedenle secde ettiği zaman dizlerinin altına yastık ko yardı." [Buhârî]
1504-Nâfrdan:
İbn Ömer derdi ki: "Hasta secdeye gücü yetmediği zaman, alnına bir şey kaldırıp değ dirmeye lüzum etmeksizin başı ile imâ (sure tiyle secde) eder." [Mâlik]
1505-Abbâs (bin Abdilmuttalib) radiyal lahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Kul secde ettiği zaman onunla beraber yedi uzuv da secde eder: Yüzü, elleri, dizleri ve ayakları." (Müslim ve Sünen ashabı.]
1506-İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Ne saçımızı, ne de elbisemizi toplamak-sızın yedi uzuv üzerine secde etmekle emro-lunduk." [Mâlik hariç. Altı hadis imamı]
1507-Ebû Mes'ûd el-Bedrî radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Rükû ve secdede sırtını doğrultmadıkça (yahut belini düz tutmadıkça), namazınız tam olmaz." (Sünen ashabı.]
1508-Nu'man b. Murre radiyallahu anh' dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"İçki içen, zina eden ve hırsızlık yapan kimse hakkındaki görüşünüz nedir?" Bu soru henüz şer'î cezalar inmeden önce sorulmuştu.
"Allah ve Resulü en iyi bilendir" dediler. Şöyle buyurdu:
"Bunlar çirkin hareketlerdir, elbette ceza ları vardır. Ama en kÖtü hırsızlık namazdan çalmaktır."
"Ey Allah Resulü, kişi namazmdan nasıl çalar?" dediler.
"Rükû ve secdesini tam yapmamakla ça lar" buyurdu. [Muvattâ.]
1509-Enes radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel lem'den daha mükemmel ve (buna rağmen) daha kısa namaz kıldıran birinin ardında hiç namaz kılmadım. «Semiallahu limen hami-deh» dedikten sonra o kadar ayakta dururdu ki galiba yanılgıya kapıldı diyebiHrdin. Sonra tekbir getirip secdeye varırdı. İki secde ara sında o kadar uzun otururdu ki, galiba yanıl gıya düştü diyebilirdin."
[Buhârî, Müslim ve aynı lafızla Ebiî Dâvud]
1510-MâIik b. el-Huveyris radiyallahu anh'dan;
Arkadaşlarına dedi ki: "Size Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in namazmı anla tayım mı?"
Kalktı, (kıyamda durdu, sonra) rükûa git ti, tekbir aldı, sonra başını kaldırdı, biraz dur du, sonra secdeye gitti, sonra başını kaldırdı ve biraz durdu. (Ebû Kilâbe dedi ki:) Şeyhi miz Amr b. Seleme gibi namaz kıldı.
Eyyûb dedi ki: "(Mâlik) öyle şeyler yapı yordu ki daha önce kimsenin böyle yaptığını görmedim; üçüncü ve dördüncü rek'atlar ara sında oturuyordu."
1513-Bir rivayet: "Bize bu şeyhimiz Ebû Büreyd'in namazını andıran bir namaz kıldır dı. Ebû Büreyd, başmı birinci ve ikinci rek'atın secdesinden kaldırdığı zaman otura rak iyice doğrulur, sonra (kıyama) kalkardı." [Ebû Dâvud, Nesâî ve aynı lafızla Buhârî.]
1512-Rıfâa b. Râfi' radiyallahu anh'dan:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bi zimle beraber otururken bedeviye benzer bir adam geldi. Kısa bir namaz kıldı, namazdan sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'e gelerek selâm verdi. Selamını aldı.
"Git, namazım (tekrar) kıl! Çünkü namaz kılmadın" buyurdu. Adam geri döndü, namaz kıldı; sonra gelip selam verdi. Ona: "Git na-maz(ını tekrar) kıl, sen namaz kılmadın/" bu yurdu. Bunu iki kere ya da üç kere yaptı. İn sanlar da bundan bayağı endişeye düştüler. Çünkü kısa namazın olmayacağı fikrine ka pıldılar.
Adam geldi "Ben hem hata, hem doğru yapan bir insanım. Bana nasıl namaz kılına cağını göster ve öğret!" deyince, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem "Peki. Namaz kı-lacağm zaman Allah'ın sana emrettiği gibi abdest al! Şehadet getirip kamet getir, eğer Kur'ân'dan bir §ey biliyorsan oku! Aksi hal de Allah'a hamd et. tekbir getir ve tehlİlde bulun. Sonra rükûa var, dolgunca rükû yap, sonra ayakta mu'tedil (dengeli ve düzgün) bir şekilde dur! Sonra secdeye git, secdeyi de iyi ve mükemmel yap! Sonra otur, otur manı da gayet düzgün ve mükemmel yap! Sonra kalk! Bunu böyle yapıp namazını kı larsan, namazın tamamlanmış olur. Eğer de diklerimi eksik yaparsan namazın noksan olur."
Dedi ki: "Bu birincisinden daha kolay gel di; Çünkü bu tarife göre, namaz eksik yapıldı ğı zaman, namazm tamamı gitmiyor, sadece eksik yapıhyor."
[Ebû Dâvud, Nesâî ve aynı lafızla Tirmizî.]
1513-Muhârib b. Dessâr radiyallahu anh'-dan:
Huzeyfe beüni doğrultmadan namaz kılan bir adam gördü; namazı bitirince "Sırtın mı ağrıyor?" diye sordu.
"Hayır!" deyince, onu şöyle uyardı;
"Eğer bu hal üzere ölürsen, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in sünnetine aykı rı bir halde ölmüş olursun." [Rezîn]
1514-Buhârî ve Nesâî. Zeyd b. Vehb'ten: Huzeyfe namazı hafif (kısa ve hızlı) olarak geçiştiren bir adam gördü ve sordu; "Sen ne zamandan beri böyle namaz kılıyorsun?"
"Kırk seneden beri."
"Demek kİ kırk seneden beri namaz kılmı yorsun! Eğer bu kıldığın namazla ölürsen, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in fıt ratının (sünnetinin) dışında ölmüş olursun!" dedi.
1515-İbn Abbâs radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem namaz kılarken rükûa vardığı zaman öyle düzgün dururdu ki sırtına su dökülse akmadan üzerinde durabilirdi."
[Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kehir'de ve Ebû Ya'lâ]
1516-İbn Abbâs radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Her kim secdeye vardığı zaman alnı ile birlikte burnunu da yere yapıştırmazsa nama zı caiz olmaz."
[Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr vel-Evsat'ta.]



Konu Başlığı: Ynt: Kunut rüku ve sücud
Gönderen: Mehmed. üzerinde 29 Haziran 2019, 15:04:24
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Kunut rüku ve sücud
Gönderen: Sevgi. üzerinde 02 Temmuz 2019, 01:06:18
Aleyküm selâm. Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim