๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 13 Ocak 2011, 16:57:04



Konu Başlığı: Kitap ve sünnete sarılmak
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 13 Ocak 2011, 16:57:04
KİTAP VE SÜNNET'E SARILMAK

125-Mâlik dedi ki: Bana ulaşan habere gö re Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Size iki sey bıraktım, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece asla sapıtmazsınız: Allah'ın Kitâb'ı ve Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in sünneti."
126-Zeyd b. Erkam radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Şüphesiz ben size kendisine sarıldıkça as la sapmayacağınız (iki) §ey bırakıyorum: Bİri ötekinden daha büyük ve gökyüzünden yeryüzü ne uzanan bir ip niteliğinde olan Allah'ın Ki tâb'ı. (Diğeri) Ehl-i beytim olan yakınlarım.
Bunlar Havz(uma) gelinceye dek birbirin den ayrılmayacaklar Bunlar hakkında ben den sonra ne yapacağınıza iyi bakıp dikkat edin!" [Timıizî.l
127-arbâd b. Sâriye radiyallahu anh'dan:
Abdurrahman b. Amr es-Sülemî ile Hucr b. Hucr dediler ki:
Hakkında "Binek vermek için sana geldik lerinde «Size binek bulamıyorum» dediğin zaman, harcayacak bir şey bulamadıkları için üzüntüden göz yaşı dökerek geri dönenlere de sorumluluk yoktur" (Tevbe 9/92) âyeti nazil olan İrbâd'a giderek dedik ki: "Ziyaret mak sadıyla sana geldik, alacağımızı alıp geri döneceğiz." Şöyle dedi:
"Bir gün Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bize namaz kıldırdı, sonra mübarek yü zünü bize çevirerek, gözleri yaşartan, kalbleri yerinden oynatan son derece güzel ve tesirli bir öğüt verdi. İçimizden biri dedi ki:
«Ey Allah Resulü! Sanki bu bize veda eden birinin öğütü gİbi geldi. Bize tavsiyen nedir?» Şöyle buyurdu:
«Size Allah'tan korkmanızı, dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Habe§î bir köle bile (başınıza geçse) ona itaat etmelisiniz. Çünkü benden sonra yaşayanlar birçok İhtilaf göre cekler. Onun için benim sünnetime, hidayete ermiş doğru yolda olan râşid halifelerin sün netine sarılın. Ona sımsıkı sarılın, azı dişle riyle ısırıp bırakmayın. Sonradan icad edilmiş (islâm'a aykırı) işlerden uzak durun. Çünkü sonradan icad edilmiş her şey bid'attir. Her bid'at de dalâlet (sapıklık)tİr»."
[Tirmizî ve aynı lafızla Ebû Dâvud,]
128-el-Mikdâm b. Ma'dî Kerb radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Yakındır; sedirine (koltuğuna) yaslanıp oturan bir adama benim hadisim ulaşacak ve o, şöyle diyecek: «Aramızda Allah'ın Kitâb'ı vardır. Onun içinde helal olarak bulduğumuzu helal sayar, haram olarak gördüğümüzü de haram sayarız. Oysa (zavallı bilmiyor ki) Al lah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in ha ram kıldığı şey de, Allah'ın haram kıldığı şey gibidir»." [Tırmizî]
129-Ebû Davud'un rivayeti: "Dikkat edin! Bana Kilâh verildi. Beraberinde bİr o kadar olan (hadis) da verildi. Dikkat edin! Karnı lok bir adamın kalçasının üstüne oturup şöyle söy lemesi yakındır.." benzerini rivayet etli.
130-Ahmed ve Bezzâr, Ebû Hureyre radiyalla-hu anh'dan leyyin bir isnâdla benzerini şu farklı ek ile tahrîc ettiler: "Size benden gelen, söylediğim veya söylemediğim hayırlı bir şey İntikal ederse, anlayın ki ben onu söylemişimdir. Size benden bir şer (kötü söz) nakledilirse anlayın ki. ben onu de-memİşimdİr. Çünkü ben kötü bİr şey söylemem."
131-İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: Dedi ki: "En güzel söz Allah'ın Kitâbı'dır; en güzel hidayet usulü, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellcm'ın hidayet usûlüdür. İşlerin en kötüsü sonradan icâd edilenlerdir. Size va-ad olunanlar mutlaka gelecektir, bunu asla ön leyemezsiniz." [Buhârî.]
132-Aişe radiyallahu anhâ'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Her kim bizim bu işimizde (dinimizde) on dan olmayan bir şey icâd ederse o icad redde dilmiştir." [Buhârî, Müslim ve Ebû Dâvud.]
133-Enes radiyallahu anh'dan: Zührî, onun yanına girdi. Ağladığını gör dü ve sordu: "Neden ağhyorsun?" "Gördü ğüm şeylerden ancak namazı biliyorum (bİr namaz kaldı), ne yazık ki artık bu namaz da zayi edildi." [Buhârî.]
134-İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: Dedi ki: "Kim bir sünnete yapışmak istiyor sa, ölenlerin sünnetine yapışsın. Çünkü dirinin fitnesinden emin olunmaz. Onlar Allah Resulü Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in asha bıdır. Onlar bu ümmetin en iyileridir; kalp cihe tinden en iyileri, ilim bakımından da en derinle ridir. Zorlama bakımından en az zorlaması olan lardır. Allah onları Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in sohbeti ve dininin ikâmesi için seç miştir. Onların üstünlüğünü iyi takdir edin, izle rinden gidin! Ahlak anlayışlarından elinizden geldiğince bir şeyler alın. Çünkü onlar dosdoğ ru bir hidâyet üzereydiler." [Rezîn.]
135-İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: Dedi ki; "Kim Allah'ın Kitâb'ına uyarsa dün yada asla şaşırmaz, âhirette de bedbaht olmaz." Sonra şu âyeti okudu: "Benim yoluma uyan ne sapar ve ne de bedbaht olur." (Tâhâ 20/12) [Rezîn,]
136-Ömer radiyallahu anh'dan: Dedi ki: "Sizi gecesi, gündüzü gibi olan apaçık bir yol üzerinde bıraktım. Kitâb'daki bedevi ve (büIuğ çağına yaklaşmış) çocukla rın dini üzere olun!" [Rezîn.]
137-Ali radiyallahu anh'dan:
Dedi ki: "Sizİ, Ümmü'l-Kitâb'ın üzerinde bulunduğu bir anayol ve esas üzerinde bırak tım." [Rezîn.]
138-Ebu'd-Derdâ radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Allah'a yemin ederim ki, sizi gecesi gün düzü eşit olan bembeyaz bir yol üzerinde bı raktım." [İbn Mâce (daha uzun olarak)]139-Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Allah kalında üç mukaddes §ey vardır ki, Allah bunları gözetenin hem dinini, hem de dünyasını korur. Kim de bunları gözetmezse Allah onun hiçbir şeyini korumaz: İslâm'ın hürmeti (saygısı), benim hürmetim (bana olan saygı), akrabamın hürmeti (onlara olan saygı)." [Taberânî. el-Mu'cemu'l-Kehîr ve el-Mu'cemu'l-Evsal'\nda zayi/bir isnâdla rivayet etti.]
140-Ali radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Kim, benden sonra öldürülen sün netimi diriltirse, beni sevmiş olur. Kim de be ni severse benimle beraber olur " [Rezîn.]
141-îbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: Dedi ki: "Bu Kur'ân'dan ayrılmayın! Çünkü o, Allah'ın sofrasıdır. Kim Allah'ın sofrasından istifade etmek isterse etsin. Zira ilim kazanmak. Öğrenmekle olur." [Bezzâr.]
142"Ma'ldl b. Yesâr radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Kur'ân'la amel edin! Helalini helal, haramı nı haram sayın! Ona uyun, onun hiçbir şeyini in kâr etmeyin! Size müşabih geleni Allah'a, size bil dirmeleri için benden sonra iş başına gelenlere havale edin! Tevrat'a, İncil'e ve Zebur'a, Rable-rinden peygamberlerine verilen tüm kitaplara da inanın ki, size Kur'ân ve İçindekiler şefaat etsin. Çünkü o. hem şefaatçidir, hem de şefaat etme yet kisi kendisine ihsan edilmiştir (geçmiş kitabian da tasdik edicidir). Onun her âyeti kıyamete kadar bir nur (aydınhk)tır Bana gelince. Zikir (Kur'ân)'den Bakara sûresi verilmiştir Tâhâ ve Tûr sûreleri de Musa'nın levhalarından verilmiştir Fâtihatu'l-Ki-tâb ve Bakara sûresinin sonlan bana Arş'in altın daki hazineden verilmiştir el-Mufassal da (=Kur'ân'ın son yedide biri) bana fazladan veril miştir." [Taberânî, el-Mıı'a'mu'l-Kehîr'dc]
143-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Ümmetimin fesadı döneminde sünnetime sarılan şehid ecri alır."
[Taberânî, et-Mu'cemu'l-Evsat'ta]
144-Huzeyfe radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"öyle bir zaman gelecektir ki o zamanda ŞU üçünden daha değerli bir şey olmayacaktır: Helal para, kendisiyle can u gönülden arka daşlık yapılacak kardeş, kendisiyle amel edile cek bir sünnet." [Taberânî, el-Mu'cenıu'l'Evsat't».]
145-İbn IVIes'üd radiyallahu anh'dan: Dedi ki: "Sünnette mutedil olmak, bid'at-te ictihaddan daha iyidir."
[Taberânî, el-Mu'cenııı't-Kehîr'ds. zayıf b'ıv İsnâdla.]
146-Huzeyfe radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu;)
"Allah, bid'at sahibinin ne orucunu, ne na mazını, ne zekâlını, ne haccını, ne umresini, ne cihadını, ne tevbesini ve ne de fidyesini kabul etmez. O, İslâm'dan hamurdan çıkan kıl gibi
çıkar." [İbn Mâce, içinde hadis uydurmakta itham olu nan bir râvinin bulunduğu bir isnâdla nakletnıi^tir.]
147-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Herhangi bir §eye çağıran davetçi kıya met gününde dünyada davet ettiği şeye olan çağrısını sürdürecektir. Bir adam, (ek bir ada mı davet etmiş olsa hile."
[İbn Mâce el-Kazvînî.]
148-eI-Evzaî radiyallahu anh, Hassân'dan, dedi ki: "Bir kavim, dinlerinde bir bid'at çıkarır sa, Allah da onların sünnetlerinden o bid'at ka darını çıkarır. Kıyamete kadar da o sünnetlerini bir daha geri vermez."
149-İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bir gün bize bir çizgi çizdi ve "işte bu (çizgi), Allah'ın yoludur" buyurdu. Sonra sağma ve soluna da çizgiler çizdi ve şöyle buyurdu: iste bunlar da, her biri üzerinde şeytanın durup çağırdığı yollardır." Sonra şu âyetİ okudu: "Bu dosdoğru olan yoluma uyun, sizi Allah yo lundan ayrı düşürecek olan yollara uymayın."
(En'âm 6/153)
[Bu iki rivayet de Dârimî'ye aittir.]
150-Ebu'd-Derdâ radiyallahu anh'dan:
Ömer. elinde Tevrat'tan bazı bölümlerle Al lah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e gelİp şöyle dedi: "Ey Allah Resulü! İşte, Zurayk oğul larından bir arkadaşımdan alıp getirdiğim Tev rat'tan bazı bölümler." Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'ın yüzünün rengi değişti. Bu nun üzerine rüyasmda ezan kendisine okunan Abdullah b. Zeyd şöyle dedi: "Allah aklını ba şından mı aldı? Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'ın rengine bak, nasıl kızardı?" Bunun üzerine Ömer şöyle demekten kendini alamadı; "Rab olarak Allah'ı, din olarak İslâm'ı, peygam ber olarak Muhammed'İ, önder olarak Kur'ân'ı kabul edip hoşnut olduk." Bunun üzerine Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem çok memnun oldu, üzüntüsü gitti ve şöyle buyurdu:
"Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki. eğer Musa aranızda olup da beni terk edip ona uysaydıntz. apaçık bir sapıklığa düşerdiniz. Ümmetler İçinde en şanstı ümmet sizsiniz, peygamberler içinde en şanslı peygam ber de benim."
[Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kehtr'de. İsnadında Ebû Âmir el-Kâsım b. Muhammed ef-Esedî vardır.]
151-Âişe radiyallahu anhâ'dan merfû olarak: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Allah'ın lanetine uğrayan altı kişi vardır. — Ehl-i beytimin ve her peygamberin duası kabul görmüştür—Allah'ın Kitâb'ına İlavede bulunan, Allah'ın kaderini yalanlayan. Allah'ın haramım helal sayan, boyumdan Allah'ın yasakladığını he lal sayan, sünneti terk eden." [Taberânî. cl-Mu'cemu'l-Kebîr'de.]
152-Başka bİr tarikte "Yedi şey vardır" şek linde geçmektedir. Yukardaki ilk beşini zikrettik ten sonra gerisini şu ibarelerle devam ettirmiştir: "Ganimeti kendi zimmetine geçiren, Allah'ın de ğer vermediğine değer verip, değer verdiğini al-çaltmak için var gücüyle zorbalık yapan."
153-Ebû Mûsâ radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Allah'ın beni hidâyet ve ilim ihsan ederek göndermesi şuna benzer: Bir yağmur ki yere yağmıştır; yerin bir kısmı verimli toprak olduğu için o yağmur suyunu kabul edip emmiştİn Otlar ve çayır-çimen bitirmiştir Bir kısmı çorak oldu ğu için suyu tutmuştur da insanlar ondan yarar lanıp içmişlerdir, hayvanlarını ve arazilerini su-lamışlardır. Bir kısmı da ne suyu tutan, ne de ot bitiren düz yerlerdir. Aynı şekilde; Allah'ın dini ni anlayan ve onu uygulayan ve uygulamaları için benim gönderildiğim ilmi yayan kimse ile. kibirlenip Allah'ın benimle gönderdiği hidayeti bir türlü kabullenmeyen kimseler de böyledir." (Buhârî ve Müslim]
154-EbiJ Mûsâ radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Ben ve Allah'ın benimle gönderdiği, halkına gidip de şöyle diyen adama benzeriz: 'Düşmanı gözümle gördüm, sizi uyarıyorum. Haydi kaçıp kendinizi kurtarın!' Halkından bir kısmı onu dinleyip yavaş yavaş orayı terk ederek kaçıp kurtulurlar; diğer kısmı da ona kulak asmayıp yerlerini terk etmezler ve böylece düşmana yem olup helak olurlar, işte ba na İtaat edip, Allah tarafından getirdiklerime uyup uygulayanlar ile bana başkaldırıp Allah katından getirdiklerimi yalanlayanların duru mu da böyledir." [Buhârî ve Müslim.]
155-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Ben ve İnsanlar şuna benzeriz: Bir adam vardır; ateş yakar, iyice aydınlanınca, kelebek ler ve diğer yaratıklar gelip o ateşe düşerler ve adam da onları ateşten kurtarmaya çalışır. Ben sizin belinizden tutup kurtarmaya çalışıyorum; siz ise o ateşe girmeye çalışıyorsunuz.."
[Buhârî. Müslim ve Tirmizî.]
156-îbn Amr b. el-Âs radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Ümmetime. İsrâiloğulları'nın başına ge len, tıpatıp gelecektir. Öyle ki, onlardan biri annesi ile zina etse ümmetimin içinde de bunu yapan biri bulunacaktır. Bilindiği üzere isrâ iloğulları yetmiş İki gruba ayrılmıştır Ümme tim ise yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bunlar dan biri hariç, hepsi cehenneme girecektir." Dediler ki:
"Ey Allah Resulü! O (kurtulan fırka) han gisidir?"
"Benim ve ashabımın bulunduğu yol üze rinde olanlardır" buyurdu. |Tirmizî.]
157-Mücâhid radiyallahu anh'dan: Bir yolculukta İbn Ömer'le beraberdik. Bir yerden geçerken, oradan uzaklaştı. "Ne den böyle yaptın?" diye sorulunca, şu cevabı verdi:
"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel lem'in böyle yaptığını gördüm. Onun için ben de bunu yaptım." lAhmed ve Bezzâr.]
158-Aynca onun (Bezzâr'ın) şu rivayeti de vardır: *'0 (İbn Ömer). Mekke ile Medine arasında bulunan bir ağacın yanına gelerek al-tmda öğle uykusuna yatardı. Peygamber sal lallahu aleyhi ve sellem'in de böyle yaptığını söylerdi." [Bezzâr.]



125-Kezâ bunu Mâlik, Muvattâ'ında (kader no. 3, s. 899) aynen irâd etmiştir.

126-Asl-ı senedi şöyledir: el-A'meş an Atiyye an Ebî Saîd ve el-A'meş an Habîb bin ebî Sâbit an Zeyd bin Erkam.

Sünen'inde (no. 3788) tahrîc eden Tirmizî, "hasen garîb" hükmü vermiştir.

127-Lafzı Ebû Dâvud'a ait olan hadisin asl-ı senedi şu şekildedir: Hâlid bin Ma'dân an Hucr bin Hucr ve Abdurrahman bin Amr es-Sülemî.

Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 4607) ve Tirmizî (no. 2676) tahrîc ettiler. Tirmizî, isnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmünü vermiştir.

128-Asl-ı senedi şöyledir: Muâviye bin Sâlih ani'l-Hasan bin Câbir el-Lahmî ani'l-Mikdâm.

Bu hadisi tahrîc eden Tirmizî (no. 2664) isnâdı hakkında "hadis bu vecihten hasen garîbtir" hükmüne kâil olmuştur.

129-Ebû Dâvud'un tariki şöyledir: Harîz bin Osmân an Abdirrahman bin ebî Avf ani'l-Mikdâm.

Bunu Ahmed (IV, 131) ve Ebû Dâvud (no. 4604) tahrîc ettiler.

130-Bu rivayetin asl-ı senedi şöyledir: Ebû Ma'şer an Saîd el-Makburî an Ebî Hureyre.

Ahmed, Müsned'inde (II, 367, 483) tahrîc etmiştir. Ebû Ma'şer Necîh, hakkında ihtilâf olan bir râvidir. Bu durum, isnâdına azıcık zaaf irâs etmektedir.

131-İbn Mes'ûd'un bu sözünü Buhârî, Sahîh'inin iki yerinde biri Şu'be an Muhârik an Târık an İbn Mes'ûd (edeb 70/2, VII, 96) ve Şu'be an Amr bin Murre an Murre an İbn Mes'ûd (i'tisâm 3/3, VIII, 139) tariklerinden tahrîc etmiştir.

132-Asl-ı senedi: Sa'd bin İbrâhim ani'l-Kâsım bin Muh. an Âişe.

Bu hadisi Buhârî (sulh 5, III, 167; i'tisâm 20, VIII, 156), Müslim (akdiya no. 17-18, s. 1343-4), Ebû Dâvud (no. 4606) ve İbn Mâce (no. 14) tahrîc ettiler.

133-Senedi şöyledir: Amr bin Zürâre an Abdilvâhid bin Vâsıl an Osmân bin ebî Revvâd ani'z-Zührî.

Buhârî (mevâkît 7/2, I, 134) tarafından rivayet olunmuştur.

135-Bu sözü Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr ve M. el-Evsat'ında merfû‍ olarak, şu lafızla tahrîc etmiştir: "Allah'ın Kitâb'ına kim uyarsa, Allah onu sapıklıktan hidâyete erdirdiği gibi, âhiretin kötü hesabından da korur." Ancak bu hadisin râvilerinden Ebû Şeybe, oldukça zayıf bir râvidir (Mecma' I, 169).

138-Bu hadisin asl-ı senedi: İbr. b. Süleymân el-Eftas ani'l-Velîd b. Abdirrahman el-Cüreşî an Cübeyr b. Nüfeyr an Ebî'd-Derdâ olup, İbn Mâce tarafından (no. 5) tahrîc edilmiştir. Metninin meâli şöyledir: Biz fakirliği anlatıyor ve ondan duyduğumuz korkularımızı dile getiriyorken Allah'ın Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem, bize geldi ve: "Fakir düşmekten mi korkuyorsunuz? Nefsim kudret elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, muhakkak sûrette dünya malı üzerinize akıtılacaktır. Öyle ki servetten başka hiçbir şey herhangi birinizin kalbini doğru yoldan saptıramayacaktır. Allah'a yemin ederim ki.." buyurdu.

139-Sözkonusu zayıflığın nedeni râvilerinden İbrâhîm bin Hammâd'dır (Mecma' I, 88).

141-Uzunca bir metni olan bir hadisin bölümüdür. Râvileri güvenilir râvilerden oluşmuş bir isnâdı vardır (Mecma' I, 129).

143-Bu hadisin isnâdı hakkında Heysemî şu bilgiyi vermektedir: "Muh. b. Sâlih el-Adevî dışında tüm râvileri güvenilir olup, bu mezkûr şahıs hakkında bilgi edinemedim." (Mecma' I, 172)

144-İsnâdındaki Revh bin Sâlih'i İbn Adî zayıf addetmiş, el-Hâkim "güvenilir ve emîndir" demiş ve İbn Hibbân da onu güvenilir râviler arasında zikretmiştir. Diğer ricâli mevsûk kişilerden oluşmuştur (Mecma' I, 172).

145-İsnâdındaki Muhammed bin Beşîr el-Kindî, Yahya bin Maîn'e göre oldukça zayıftır (Mecma' I, 173).

146-Asl-ı senedi: Muh. b. Mihsan an İbr. b. ebî Able an Abdillah bin ed-Deylemî an Huzeyfe olan hadisi İbn Mâce (no. 49) tahrîc etmiştir. İsnâdı oldukça zayıftır. Sebebi Muh. b. Mihsan olup, onun hakkında Dârekutnî "metrûktur, hadis uydururdu" demektedir (Mîzân no. 8120).

147-Asl-ı senedi: Ebû Muâviye an Leys an Beşîr bin Nehît an Ebî Hureyre olan hadisi İbn Mâce (no. 208) tahrîc etmiştir.

İsnâdı Leys bin ebî Süleym sebebiyle zayıftır.

148-Asl-ı senedi: Ebû'l-Muğîre ani'l-Evza'î an Hassân. Dârimî (I, 45, bâb: ittibâu's-sünne) tarafından tahrîc olunmuştur.

149-Aslı Sahîhayn'da olan bu hadisin de isnâdı sahihtir. Senedi şöyledir: Âsım bin Behdele an Ebî Vâil an İbn Mes'ûd. Bu hadisi Tayâlisî (Müsned no. 244), Ahmed (I, 435, 465), Dârîmî (I, 67), Bezzâr (Keşfu'l-estâr no. 2221), İbn Hibbân (no. 6-7) ve el-Hâkim (II, 318) tahrîc ettiler.

150-Heysemî diyor ki: "İsnâdındaki Ebû Âmir el-Esedî hakkında hiçbir bilgiye rastlayamadım. Diğer ricâli güvenilir kimselerdir (Mecma' I, 74).

151-İsnâdındaki Ubeydullah bin Abdirrahman bin Mevheb hakkında ihtilâf vâki olmuştur. Şöyle ki Yak‍b bin Şeybe "zayıftır", kimi rivayetlerde İbn Maîn "zayıf", kimilerinde ise "güvenilir", Ebû Hâtim "hadisi elverişlidir" demiştir ve İbn Hibbân onu Sikât'ı içinde zikretmiştir. Diğer ricâli Sahîh râvilerindendir (Mecma' I, 176).

152-Bu rivayet versiyonunun isnâdında zayıf bir râvi olan İbn Lehî'a ile hakkında bilgi edinilemeyen Ebû Ma'şer el-Himyerî yer almıştır (Mecma' I, 176).

153-Sahih olan bu hadisin asl-ı senedi: Ebû Usâme an Büreyd bin Abdillah bin ebî Bürde an ebîhî an ceddihî Ebî Mûsâ.

Bu hadisi Ahmed (IV, 399), Buhârî (ilm 20, I, 28) ve Müslim (fadâil no. 15, s. 1787) tahrîc ettiler.

154-Bu hadisin asl-ı senedi yukardakinin aynısı olup Buhârî (rikâk 26, VII, 186; i'tisâm 2/7, VIII, 140) ve Müslim (fadâil no. 16, s. 1788) tarafından tahrîc edilmiştir.

155-Sahih olan bu hadisin asl-ı senedi: Ebû'z-Zinâd ani'l-A'rec an Ebî Hureyre.

Tahrîc edenler: Buhârî (rikâk 26/3, VII, 186), Müslim (fadâil no. 17; ayrıca Hemmâm tarikiyle no. 18, s. 1789) ve Tirmizî (no. 2874).

156-Asl-ı senedi şöyledir: es-Sevrî an Abdirrahman bin Ziyâd el-İfrîkî an Abdillah bin Yezîd an İbn Amr.

Tirmizî: "Bu hadisi, ancak bu tarikten biliyoruz, bu vecihten garîbtir" (no. 2641) demektedir. Râvilerinden Abdurrahman bin Ziyâd zayıf bir râvidir.

157-Münzirî'ye göre isnâdı "ceyyid"dir (Tergîb I, 82).

158-Bunun isnâdı hakkında Münzirî, "bir beis yoktur" demektedir (Tergîb I, 82).



Konu Başlığı: Ynt: Kitap ve sünnete sarılmak
Gönderen: Ceren üzerinde 30 Ağustos 2016, 15:53:41
Esselamu aleyküm.Kur anı kerimi okuyan ve anlayan hayatına rehber edinen  ,sünnete uyan ve ona tabi yaşayıp helal dairede yaşayan ve allahın rahmetini kazanan kullardan olalım inşallah.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim...


Konu Başlığı: Ynt: Kitap ve sünnete sarılmak
Gönderen: Mehmed. üzerinde 25 Haziran 2019, 16:19:47
Ve Aleykümüsselam Rabbim bizleri Kur an ve sünnet yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Kitap ve sünnete sarılmak
Gönderen: Sevgi. üzerinde 26 Haziran 2019, 01:49:14
Peygamber Efendimizin de buyurduğu gibi Kur'an ve sünnetten ayrılmadığımız sürece biiznillah kurtuluşa erenlerden oluruz inşaAllah 🌷
Rabbim bizleri Kur'ânı okuyup anlıyan ve hakkıyla yaşamaya gayret eden vede Peygamberimizin sünnetlerine uyanlardan eylesin...Aminn
Bilgiler için Allah razı olsun