๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 10 Ocak 2011, 18:38:50



Konu Başlığı: Kabenin imarı binası yıkılması ve bununla ilgili meseleler
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 10 Ocak 2011, 18:38:50
Beyt'in (Kabe'nin) İmarı, Binası, Yıkılması Ve Bununla İlgili Meseleler


3694- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ye'cûc ve Me'cûc'dan sonra da bu Beyt elbette haccedilecek ve umre yapılacaktır."[580]

 

3695- Abdurrahman bin Mehdî şöyle de­di: "Beyt-i Şerîf hac edilemez oluncaya dek kıyamet kopmaz."

[Buhârî]

Dedi ki: "Birinci (rivayet) daha çok riva­yet edilmiştir."[581]

 

3696- Âişe radiyallahu anhâ'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

(Âişe'ye hitaben) "Kavmini görmüyor musun, Kâbeyi yaptıklarında ibrahim'in te­mellerinden eksik yapmışlar!" buyurunca de­dim ki:

"Ey Allah'ın Resulü! Onu tekrar İbra­him'in temellerine çeviremez misin?"

"Kavmin küfre yakın olmasalardı, bunu yapardım" buyurdu.

İbn Ömer dedi ki: "Âişe'nin bunu Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'den işitme­sine göre, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in Hicr'den sonra gelen o iki rüknü is­tilâm etmemiş olması, o zamanki Kabe'nin İbrahim'in temelleri üzerinde tamamlanma­mış olmasına dayanmaktadır."

[Ebû Dâvud hariç, Altı hadis imamı][582]

3697- Onun rivayetlerindendir: "Eğer se­nin kavmin cahiliyeti ya da küfrü henüz yeni bırakmış olmasaydı,  Kabe'yi bozar,  ibrahim'in temelleri üzerinde tekrar yapardım. Kureys onun binasını eksik yaptı, ben ise Ka­be'ye bir arka kapı yapardım."

Hişâm diyor ki: "(Halefle) kapıyı kastedi­yor."[583]

 

3698- Yine onun rivayetlerindendir: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e:

"Beyt'in duvarı (Hicr'i) Beyt-i Şeriften mi­dir?" diye sordum.

"Evet" buyurdu.

"Peki onu neden Beyt'e katmamışlar?" di­ye sorunca:

"Paraları yetmedi" buyurdu.

"Öyleyse neden kapısını yükseltmişler?" diye sordum; şöyle buyurdu:

"Dilediklerini içeriye soksunlar, diledikle­rini de sokmasınlar diye. Eğer kavmin olma­saydı..." Benzerini zikretti.[584]

 

3699- Bir başka rivayetinde: "Ona Hicr'i sordum." Benzerini nakletti.[585]

 

3700- Bir başka rivayetinde: "Ey Âişe! Eğer kavmin yeni müslüman olmuş olmasay­dı, Bey t'in yıkılmasını emrederdim de ondan çıkarılanı (Hicr'i) tekrar içeriye katardım, kapısını da yere yapıştırırdım; ayrıca ona bi­ri Doğu, öteki de Batıya bakan iki kapı yapar­dım. Böylece onu ibrahim'in temeline ulaştır­mış olurdum." İşte İbnü'z-Zübeyr'i onu yık­maya iten sebep budur.[586]

 

3701- Yezîd bin Rûmân der ki: "İbnü'z-Zübeyr, onu yıkıp tekrar yaptığın­da ve Hicr'i oraya tekrar kattığında İbrahim Aleyhisselam'ın deve hörgücünü andıran te­mel taşlarını gördüm."

Cerîr bin Hâzim: "Ona (Yezîd bin Rû-mân'a) dedim ki:

"Onun (İbrahim'in temelinin) yeri nerdedir?"

"Gel sana göstereyim" dedi ve beni Hicr'e soktu. "İşte burası" diyerek yerini gösterdi. (Cerîr dedi ki:) "Ben Hicr'den olan bu yerin altı zira' ya da ona yakın bir miktar olduğunu takdir ettim."[587]

 

3702- Atâ anlatıyor:

Şamlılar hücum ettikleri zaman, Yezid bin Muaviye'nin zamanında Beyt-i şerîf yanınca, İbnü'z-Zübeyr halk haccedene dek onu o ha­liyle bıraktırdı.

Hac mevsimi insanlar ziyarete gelince (Beyt'in) bu durum onları Şamlılara karşı cür'etlendirmiştir. İnsanlar ayrılınca dedi ki: "Ey insanlar! Bana Kabe hakkındaki düşün­celerinizi beyan edin. Onu yıkıp da yeniden mi bina edeyim, yoksa harap olan yerlerini ta­mir mi edeyim?"

İbn Abbâs dedi ki: "Bu husustaki görüşüm şudur: Bu Beyt'i mümkün olduğu kadar dü­zelt. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gönderildiğinde görülen şekli, insanlar İs­lâm'ı kabul ettikleri zaman buldukları taşlan, işte bu şekli koruyup ona ilişmemeni uygun görüyorum."

İbnü'z-Zübeyr şöyle dedi: "Birinizin evi yansa onu yeniden yapmadan gönlü razı ol­maz. Rabbinizin Evi'nin bu haline gönlünüz nasıl razı oluyor? Ben üç gün Rabbime istiha­re edeceğim; ondan sonra kararımı verece­ğim."

Aradan üç gün geçtikten sonra görüşü; onu bozup tekrar yapmak merkezinde zahir oldu. Kabe'nin üzerine çıkan ilk kişiye gök­ten bir belâ inecek diye insanlar, onu bu işten vazgeçirmeye çalıştılar. Birinin oraya çıkıp ilk taşı aşağıya atıp kendisine bir şey olmadı­ğını görünce, herkes İbnü'z-Zübeyr'e tâbi ol­du ve bir bir taşları aşağıya atarak binayı ta­mamen söküp yerle bir ettiler. Sonra İbnü'z-Zübeyr (kıble vazifesi görsün diye) bir takım direkler diktirdi, üzerine de perdeler çektirdi. Böylece binasını yükseltip tamamladı ve şöy­le dedi:

Âişe'nin şöyle dediğini duydum: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle bu­yurdu:

«İnsanlar yeni müslüman olmuş olmasa­lardı, benim de onu takviye edecek bir de pa­ram bulunsaydı, Kabe'ye Hicr'den beş arşın içeriye katıp onu genişletirdim. Ayrıca ona in­sanların içeriye girmelerini ve çıkmalarını sağlayacak birer kapı yapardım»."

Sonra dedi ki: "Bugün ben, bu parayı bu­luyorum, kimseden de korkum yoktur."

Atâ sözüne devamla dedi ki: Böylece İb-nü'z-Zübeyr, Hicr'den beş arşın daha Kabe'ye katmak suretiyle genişletti ve insan­ların görebileceği bir temel açtı. Halk ona baktılar da binayı onun üzerine kurdu. Böyle­ce Kabe'nin uzunluğu onsekiz arşına çıktı.

Îbnü'z-Zübeyr bu ilaveyi görünce az bul­du ve uzunluğuna on arşın daha ekledi. Ona iki kapı yaptı. Birinden girildi, ötekinden çı­kıldı. Ibnü'z-Zübeyr öldürüldüğünde Haccâc, Abdü'l-Melik bin Mervan'a bir mektup yaza­rak durumu bildirdi ve şöyle yazdı: "İbnü'z-Zübeyr, Kabe'yi Mekke'lilerden adil birtakım kimselerin gördükleri bir temel üzerine bina etmiştir." Abdülmelik şu cevabı yazdı: İb-nü'z-Zübeyr'in berbat ettiğine bir ihtiyacımız yoktur; uzunluğuna yaptığı ilaveyi olduğu gi­bi bırak, Hicr'den itibaren yapılan ilaveyi ön­ceki haline geri çevir! Açtığı kapıyı da ka­pat!" Bunun üzerine Haccâc, binayı bozdu ve eski haline iade etti.[588]

 

3703- Onun rivayetlerindendir: Abdullah İbn Ubeyd b. Umeyr dedi ki: el-Hâris (b. Ab-dillah b. Ebî Rabî'a) Abdülmelik'e hilafeti za­manında geldi. Abdülmelik ona dedi ki: "Ebû Hubeyb (İbnü'z-Zübeyr'i kastediyor) Âi-şe'den duyduğunu iddia ettiği şeyi (kanaatim­ce) ondan duymamıştır." Haris dedi ki: "Bila­kis ben de ondan duydum." Bunu üzerine: "Âişe'den duyduğun şey nedir?" diye sordu.

(Haris) dedi ki: "Âişe dedi ki: Allah Resu­lü sallallahu aleyhi ve sellem bana:

«Şüphesiz senin kavmin Kabe'nin bina­sından eksilttiler. Eğer onlar şirki henüz yeni bırakmış olmasalardı, onların bıraktıklarını ben yeniden alır yerine koyardım. Eğer ben­den sonra kavmin onu tekrar yapmak isterler­se, gel sana bıraktıklarını göstereyim» buyur­du ve yedi arşına yakın bir yer gösterdi."

Abdülmelik, el-Hâris'e dedi ki: "Sen bunu Âişe'den duydun mu?" "Evet" deyince (Abdülmelik) bir müddet

orasını asası ile eşeledikten sonra şöyle dedi: "Keşke İbnü'z-Zübeyr'i üzerine aldığı

şeyle başbaşa bıraksaydım."[589]

 

3704- Rivayetlerinden birisi de şudur: "Biliyor musun; kavmin neden onun kapısını (yerden bu denli) yüksek yapmışlardı?"

"Hayır."

"Arzu ettiklerinden başkasını oraya sok­mak istemedikleri için. Hatta biri tırmanıp oraya çıkıp girmek istediğinde, onu itip yere düşürürlerdi."[590]

 

3705- Rivayetlerinden birisi de şudur: Ab­dü'l-Melik, Beyt'i tavaf ederken aniden şöyle dedi:   "Allah,  İbnü'z-Zübeyr'i  kahretsin! Mü'minlerin annesine nasıl da iftira etti. Söz­de onun Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'den şunu duyduğunu söylüyor:

«Ey Âi§e! Eğer kavmin henüz küfrü ye­ni terk etmiş olmasalardı, Beyt'i bozar, Hicr'den itibaren ilaveler yapardım; çünkü onlar binayı eksik yapmışlardır»."

Bunun üzerine el-Harîs bin Abdillah şöyle dedi:

"Böyle söyleme ey Mü'minlerin Emîri! Mü'minlerin annesinin bunu dediğini ben de bizzat duydum." Cevap verdi: "Ben onu yık­madan önce sen bunu duyduğunu bana söyle-seydin, onu ben İbnü'z-Zübeyr'in yaptığı şe­kilde bırakır ve ona asla ilişmezdim."[591]

 

3706- Câbir radiyallahu anh'dan: "Kabe (Kureyş tarafından) yapılırken Al­lah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile (am­cası) Abbâs taş taşımaya gittiler. Abbâs Pey­gamber sallallahu aleyhi ve sellem'e dedi ki: «Elbiseni boynuna al da seni taştan korusun!» Dediğini yaptı. Bu, henüz peygamber olarak gönderilmeden önce idi. Ancak bu esnada ye­re düştü gözleri semaya ilişti ve (amcasına):

«İzarım, izarım(ı verin)!» dedi ve Abbâs da hemen üzerine çekip onu örttü."[592]

 

3707- Diğer rivayet: "Bayılarak düştü, on­dan sonra bir daha çıplak olarak görülmedi." [Buhârî ve Müslim][593]

3708- Amr bin Dînâr ve Ubeydullah bin Ebî Yezîd radiyallahu anh'dan, dediler ki:

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'in zamanında mescidin (Kabe'nin) etra­fında duvarı yoktu. Halk, Beyt'in etrafında namaz kılardı. Ömer başa gelince, ona duvar yaptı. Ubeydillah dedi ki; duvarı kısa idi, İb-nü'z-Zübeyr onu yükseltti." [Buhârî][594]

 

3709- Muâz radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah, Adem'i yeryüzüne indirdiğinde, yüz sene cennet için ağladı. Sonra yerin ge­nişliğini görünce dedi ki: «Ey Rabbim! Yeryü­zünün benden başka sakini yok mudur?» Al­lah ona şunu vahyetti: «Evet, yeryüzünde bir­takım evler yükselecek; içinde ismim anıla­caktır. Sana da onlardan bir ev hazırlayaca­ğım ki, o ev bana ait olacak, ona azametimi tahsis edeceğim ve ismim orada yüceltilecek. Onu kendi evim diye adlandıracağım. Lâkin ben orada kalmayacağım; çünkü benim şanı­ma evlerde kalmak yakışmaz. Benim azame­tim oraya sığmaz, lâkin Arş'im ve Kürsüm üzerinde benim azametim olur. Yaratmış oldu­ğum şeylerden hiçbir şey benim kabzamdan ve kudretimden kurtulamaz. Ey Adem! Sen ya­şadıkça o Beyt'i imar edeceksin, senden son­ra bir biri ardınca gelen milletler ve nesiller onu imar edeceklerdir. Nihayet görev senin, evlâdından olan İbrahim adındaki çocuğuna intikâl edecek. Onu onun mimarlarından ve sakinlerinden kılacağım»."

[Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat'ta leyyin bir isnadla.][595]

 

3710- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'-dan:

"Allah, Âdem'i yeryüzüne indirdiği za­man, şöyle buyurdu: «Ben seninle beraber, et­rafında Arş'imin etrafında dönüldüğü gibi, dönülecek (tavaf edilecek) yanında Arş'imin etrafında namaz kılındığı gibi namaz kılına­cak olan bir ev indireceğim.»

Tufan zamanı olunca (Kabe) kaldırıldı. Peygamberler onu ziyaret ederlerdi, fakat ye­rini bilmezlerdi. Onu İbrahim için hazırladı. İbrahim onu Hira, Sübeyr, Lübnan, Tûr ve Hayır dağı olmak üzere beş dağdan (istifade ederek) yaptı. Onun için gücünüz yettiğince ondan faydalanın." [Mu'cemu'l-Kebtr][596]

 

3711- İbn Amr bin el-âs radiyallahu anh'-dan, dedi ki:

"Beyt, yeryüzü yaratılmadan ikibin sene önce kondu. Arş su üzerindeyken, Beyt beyaz bir kaymak idi. Yeryüzü de bir tabak gibi onun altındaydı ve o, ondan meydana geldi."

[İkisi de Taberânî'nin Mu'cemu'I-Kebîr'ine aittir.][597]

 

3712- Ebu't-Tufeyl radiyallahu anh'dan, dedi ki:

"Cahiliyet devrinde Kabe bir kaya üzerin­de yapılmıştı. Bir oğlağın girebileceği kadar­dı. Tavanı yoktu. Perdeleri asılı idi. Rüknü'l-Esved onun sûrları üzerinde konmuştu. Halka gibi iki rükünlü idi. Cidde yakınlarında gemi parçalandı. Kureyş gemide bulunan Rum bir marangoz ile onun tahta ve ağaçlarını (Mek­ke'ye) getirdiler. Dediler ki: «Bu kütükler ve tahtalarla Rabbimizin evini yapalım.» Onu yıkmak istediklerinde, Beyt'in surlarında kor­kunç bir yılanla karşılaştılar. Ne zaman ondan bir taş almak istedilerse yılan onlara saldırdı. Derken, Makam'ın yanında toplanıp Allah'a

şöyle yalvardılar: «Biz senin Beyt'ini şeref­lendirmek ve süslemek istiyoruz. Buna razı olursan ne âlâ; aksi halde istediğini yap!» He­men kartaldan büyük bir kuş gelip pençeleri­ni yılanın başına geçirdi ve onu alıp Ecyâd'a doğru götürdü.

Daha sonra onu kolayca yıktılar. Vadinin taşlan ile onu yaptılar ve yirmi arşın yukarıya doğru yükselttiler.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Ec-yâd'dan taş taşırken, üzerindeki alaca kaftan daraldı ve bu yüzden kaftanın bir kısmını omuzundan atınca âni bir sesle karşılaştı:

«Ey Muhammedi Avretini ört!» Bi'setten beş sene önce, kendisine gelen ilk ses buydu.

[Ahmed ve Taberânî, Mu'cemu'I-Kebtr'de uzunca bir metinle.][598]

 

3713- Urve radiyallahu anh'dan: Kabe yandığında gedikleşti. Bunun üzeri­ne İbnü'z-Zübeyr şöyle dedi: "Birinizin evi böyle olsaydı mutlaka onu değiştirirdi."

Bu hadis Atâ'nın yukarıda geçen hadisine (no. 3700) benzer bir hadistir, ancak burada şöyle geçer: "O, İbrahim'in temeline ulaşın­caya kadar bir temel kazdı. Hangi yanından bir kazma girerse bütünü sallanıyordu. Yıkıl­dığı gün uzunluğu onsekiz arşın idi.

Oğlu ona dedi ki: «Dokuz arşın daha ar­tır!»"

Şu ibareler de ilave edildi: "Onda üç temel vardı. Abdülmelik, Haccâc'a İbnü'z-Zü-beyr'in ilave ettiği kapıyı kapamasını, eski haline çevrilmesi için fazladan konulan taşla­rın çıkarılıp atılmasını yazdı ve o da onun em­rini yerine getirdi.

Şimdiki şekli, Haccâc'ın Hicr bölümünde­ki değişikliği hariç, İbnü'z-Zübeyr'in yaptığı şeklidir." [Taberânî, Mu'cemıı'l-Kebfr'de)[599]

 

3714- Mücâhid radiyallahu anh'dan: Mevlâsı ona şöyle anlatmış:

"Cahiliyet devrinde Kabe'yi yapanlardan birinin kendi eliyle yonttuğu bir taş vardı, Allah'ı bırakıp ona ibadet ederdi. Yoğurt getirip üzerine dökerdi, bir köpek gelir onu yalar, sonra da üzerine işerdi.

Sonra onlar yapımında Hacer'e ulaştıkla­rında, Kureyş kabileleri ihtilâfa düştüler. Çünkü her biri o taşı kendisi koymak istiyor­du.

Nihayet dediler ki: «Aramızda bir hakem tayin edin. Yoldan ilk çıkıp gelecek olan insan hakem olsun» dediler. Çok geçmeden Pey­gamber sallallahu aleyhi ve sellem çıkageldi. Dediler ki: «İşte son derece güvenilir olan Muhammed geldi.»

Ona durumu anlattılar. O da taşı bir elbi­seye koydu ve oradaki kabilelelere çağrıda bulundu. Gelip o elbisenin kenarlarından tut­tular. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem de o taşı bizzat yerleştirdi."

[Ahmed daha uzun bir metinle nakletti.][600]

 

3715- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kâbeyi Haberlilerden incecik baldırlı bi­ri harap edecek." [Buhârî, Müslim ve Nesâî][601]

 

3716- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kişi Rükün ile Makam arasında alışveriş yapacaktır. Onu (Harem'i) ancçk ehli helâl sayacak. Bir de onu helâl saydılar mı, artık Araplardan helak edicileri sorma! Sonra Ha-beşîler gelip bir daha tamir edilmeyesiye onu harap edecekler. Onun altındaki defineyi çı­karacak insanlar, işte onlardır." [Ahmed][602]

 

3717- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kabe'yi yıkacak olan ayrık iri ayaklı ve güdük kafalı Habeşîyi onun taşlarını teker te­ker sökerken görür gibiyim." [Buhârî][603]

 

3718- İbn Amr radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Habeşlilere, size ilişmedikçe ilişmeyin. Kabe'nin definesini ancak Habeşlilerden iki bacakları ince olan bir adam çıkartacaktır." [Ebû Dâvud][604]

 

3719- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'­dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kabe'yi Habeşlilerden ince baldırlı bir adam harap edecektir. Onun linetini alacak, onu kisvesinden soyacaktır. Sanki başı ince, boynu fındık gibi olan bir yılan şeklinde onun, kazma ve küreğiyle oraya vurduğunu görür gibiyim." [Ahmed ve Taberânî, Mu'cemıı'l-Kebtr'de leyyin bir senedle.][605]

3720- Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Mekkeliler ondan çıkacaklar. Onu çok az tamir edecekler. Sonra tekrar tamir edilecek ve dolacak, bina edilecek, sonra ondan çıka­caklar ve bir daha ona dönmeyeceklerdir." [Ahmed ve Ebû Ya'lâ.][606]     

                                         

3721- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'dan, dedi ki:                                                   

"Allah Resulü sanaütfKu sfccylem'den şunu duyduğuma Allah'ı tanık göste­ririm:

«Oraya günahları, insanlar ve cinlerin gü­nahları ile tartılsa, onlarınkine ağır basacak Kureyş'ten bir adam yerleşecektir»." [Ahmed][607]

 

3722- Diğer bir rivayet:

İbn Amr, İbnü'z-Zübeyr'e Hicr'de iken geldi ve şöyle dedi: "Ey Zübeyr'in oğlu! Al­lah'ın Harem'inde inkârdan uzak dur! Ben Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum:

"Oraya Kureyş'ten bir adam yerleşecektir ki, o adamın günahları eğer insanların ve cin­lerin günahları ile tartılsa onlarınkini o ada­mın günahları tartar.» Dikkat et, sakın o adam sen olmayasın! Çünkü sen kitapları okudun ve Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in sohbetinde bulundun." Bunun üze­rine İbnü'z-Zübeyr: "Ben de seni şahit göste­ririm ki işte yüzüm! (Bu yüzün sahibi) Şam'a tmicâhid olarak gidecektir" dedi. lAhmedl[608]

 

3723- İbn Ömer radiyallahu anh'dan:

O, İbnüz-Zübeyr'e gelip: "Sakın küfre girmeyesin!" dedi. Benzerini nakletti. [Ahmed][609]

 

3724- Osman radiyallahu anh'dan: İbnü'z-Zübeyr, muhasara altına alındığı zaman ona (Osman'a) dedi ki:

"Benim çok değerli develerim var. Onları senin için hazırladım. Onlarla Mekke'ye git­mek ister misin? Seninle gitmek isteyenler de giderler."

"Hayır; zira ben Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duy­dum:

«Kureyş'ten ismi Abdullah olan, insanla­rın günahlarının yarısı kadar günahı bulunan bir koç Mekke'de (islâm dışı hareketlerde bu­lunacak ve) inkâra kalkışacaktır»." [Ahmed ve Bezzâr][610]

 

3725- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'-dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Mekke'ye Abdullah adında bir adam yerleşecek. Alemin azabının yarısı üstünde olacaktır." [Bezzâr leyyin birsenedle.][611]

 

3726- Âişe radiyallahu anhâ'dan, dedi ki: "Kabe'yi basan Fil'in kumandanı ile sü­rücüsünün, Mekke'de iki kör ve kötürüm olarak insanlardan dilendiklerini gördüm." [Bezzâr][612]

 

3727- İbnü'z-Zübeyr radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ona Beytü' l-Atîk denmiştir. Çünkü o Kabe, kendisine ulaşamıyan ve bir şey yapa­mayan birçok zorbayı eskimiştir." [Bezzâr leyyin bir senedle][613]

 

3728- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'­dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ne o, ne de etrafı kâra verilmez." -Mekke'yi kastediyor-[Taberânî, Mu'cemıı' I-Kebîr'de zayıf bir senedle.][614]

 

3729- Alkame bin Nadle radiyallahu anh'­dan:

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, Ebû Bekr ve Ömer vefat edip gittiler. (Hâlâ) Mekke evlerine sevâib (oturanların mülkü ol­mayan, ihtiyaç sahiplerine terkedilmiş) den­mekteydi. İhtiyacı olan oturur, ihtiyacı olma­yan ise başkasını (kirasız olarak) oturturdu." | İbn Mâce|[615]

 

3730- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"el-Hayf mescidinde, yetmiş peygamber gömülmüştür." [Bezzâr][616]

 

3731- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ne güzel kabristandır bu!"

İbn Cüreyc der ki: "Bu sözüyle O, Mek­ke'nin kabirlerini kastetmiştir."

[Ahmed, Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'de ve aynı lafızla Bezzâr.][617]



[580] Bu hadisi Buhârî (hacc 47, II, 159), Ahmed b. Ya'kûb an ebîhî an Ibrâhîm ani'l-Haccâc b. Haccâc an Katâde an Abdillah b. e. Utbe an EbîSaîd senediyle tah­rîc etmiştir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/170.

[581] Bu hadisi Buhârî (hacc 47, II, 159), Ahmed b. Ya'kûb an ebîhî an Ibrâhîm ani'l-Haccâc b. Haccâc an Katâde an Abdillah b. e. Utbe an EbîSaîd senediyle tah­rîc etmiştir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/170.

[582] Bu rivayetin lafzı Müslim'e aittir. Bu hadisi Mâlik (hacc 104, s. 363), Şafiî (Sünen s. 87; Ümm (II, 150), Ahmed (VI, 176; 247), Buhârî (hacc 42, II, 156; enbiyâ 10, IV, 118; tefsîr Bakara 10, V, 150), Müslim (hacc no. 399-400, s. 969), Nesâî (menâsık 125/1, V, 214), İbn Huzey­me (no. 2726) ve Beyhakî (II, 274; V, 77), Mâlik ani'z-Zührî an Salim b. Abdillah an Abdillah b. Muh. b. e. Bekr an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/170.

[583] Bu rivayeti Müslim (no. 398) ve Nesâî ((125/3, V, 215), Ebû Ishâk ani'l-Esved an Âişe asl-ı senedi ile de tahrîc ettiler. Lafız Müslim'indir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/170.

[584] Bu rivayeti Tayâlisî (no. 1393), Dârimî (II, 54), Bu­hârî (hacc 42, II, 156; temennî 9, VIII, 132), Müslim (hacc no. 405-406, s. 973), İbn Mâce (no. 2955), Tahâvî (II, 184) ve Beyhakî, el-Eş'as b. eMş-Şa'sâ' ani'l-Esved an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Lafız Müslim'indir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/170.

[585] Bu rivayeti Tayâlisî (no. 1393), Dârimî (II, 54), Bu­hârî (hacc 42, II, 156; temennî 9, VIII, 132), Müslim (hacc no. 405-406, s. 973), İbn Mâce (no. 2955), Tahâvî (II, 184) ve Beyhakî, el-Eş'as b. eMş-Şa'sâ' ani'l-Esved an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Lafız Müslim'indir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/170.

[586] Lafız Buhârî'ye aittir. Bu rivayetleri Ahmed (VI, 239), Buhârî (hacc 42, II, 156), Nesâî (menâsık 125/4, V, 216) ve Beyhakî (V, 89), Cerîr b. Hazım an Ye-Jd b. Rûmân an Urve an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/171.

[587] Lafız Buhârî'ye aittir. Bu rivayetleri Ahmed (VI, 239), Buhârî (hacc 42, II, 156), Nesâî (menâsık 125/4, V, 216) ve Beyhakî (V, 89), Cerîr b. Hazım an Ye-Jd b. Rûmân an Urve an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/171.

[588] Bu rivayeti Müslim (hacc no. 402, s. 970-1) ve Nesâî (menâsık 128/1, V, 118-9), Hennâd an İbn e. Zaide an İbn e. Süleyman an Atâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/171-172.

[589] Bu rivayeti Müslim (hacc no. 403, s. 971-2), Muh. h. Hâlim an Muh. b. Bekr an İbn Cüreyc an Abdillah b. Ubeyd b. Umeyr ve el-Velîd b. Atâ ani'l-Hâris b. Abdil­lah b. e. Habî'a senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/172.

[590] Bu rivayeti Müslim (hacc no. 403, s. 971-2), Muh. h. Hâlim an Muh. b. Bekr an İbn Cüreyc an Abdillah b. Ubeyd b. Umeyr ve el-Velîd b. Atâ ani'l-Hâris b. Abdil­lah b. e. Habî'a senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/172.

[591] Bu rivayeti Müslim (hacc no. 404, s. 972), Muh. b. Hâ-I fî an Abdillah b. Bekr es-Sehmî an Hâlim b. e. Sağîre :n Ebî Kaza'a senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/172-173.

[592] Bu hadisi Abdürrezzâk (no. 1103), Ahmed (III, 295, 230), Buhârî (hacc 42, II, 155; menâkıbu'l-Ensâr 25, IV, 233), Müslim (îmân 76, s. 267) ve İbn Hibbân (no. 1601, 7011), İbn Cüreyc an Amr b. Dînâr an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/173.

[593] Bu rivayeti Ahmed (III, 310, 333), Buhârî (salât 8, I, 96), Müslim (îmân no. 77, s. 268), Ebû Ya'lâ (no. 2243) ve Beyhakî (II, 227), Revh b. Ubâde an Zekeriyyâ b. İs-hâk an Amr an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/173.

[594] Bu hadisi Buhârî (menâkıbu'l-Ensâr 25/2, IV, 234), Ebû'n-Nu'mân an Hammâd b. Zeyd an Amr ve-Ubeydillah senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/173.

[595] Râvilerinden İsmaîl b. Amr el-Becelî ile İsmaîl b. Ayyaş hakkında hem müsbet, hem de menfî sözler sarfedilmiş­tir. Diğer râvîleri güvenilir kimselerdir (Mecma' III, 288).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/173.

[596] Bu hadis-i mevkufun râvîleri Sahîh ricâlindendir (Mec­ma' III, 288).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/174.

[597] Heysemî'ye göre râvîleri Sahîh ricâlindendir (Mecma' III, 288).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/174.

[598] Son bölümünü Ahmed (V, 455), Abdürrezzâk an Ma'mer an İbn Hüseyni an Ebîl-Tufeyl senedi ile tahrîc etti. Râvîleri Heysemî'ye göre Sahîh ricalidir (Mecmâ III, 289).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/174.

[599] Râvîleri güvenilir kimselerdir (Mecma' III, 291).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/174-175.

[600] Bu hadisi Ahmed (III, 425), Abdüssamed an Ebî Zeyd Sabit an Hilâl b. Habbâb an Mücâhid senedi ile lahrîc eti.Hilâl, hakkında ihtilâf olan bir râvîdir. Diğer râvîleri gü­venilir kimselerdir (Mecma' III, 292).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/175.

[601] Bu hadisi Buhârî (hacc 47, II, 158), Müslim (fıten no. 57, t 2232), Nesâî (menâsık 125/5, V, 216), İbn Hibbân (no. 6716) ve Beyhakî (IV, 340), Ziyâd b. Sa'd ani'z-Zührfan Saîd b. el-Müseyyeb an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile; Buhârî (hacc 49/2, V, 159) ve Müslim (hacc no. 58), Yû­nus b. Yeztd ani'z-Zührî an Saîd... asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/175.

[602] Bu hadisi Ahmed (II, 291, 312, 328, 351), İbn ebîZi'b an Saîd b. Sem'ân an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc etti. Râvîleri güvenilir kimselerdir (Mecma' III, 298).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/175.

[603] Bu hadisi Buhârî (hacc 49/1, V, 159), Amr b. Alî an Yah­ya b. Saîd an Ubeydillah b. el-Ahnes an İbn e. Müleyke an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/175.

[604] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 4309), el-Kâsım b. Ahmed an Ebî Âmir an Züheyr b. Muh. an Mûsâ b. Ciibeyr an Ebî Umâme b. Sefil b. Hanîfan İbn Amr senedi ile tahrîc et­ti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/176.

[605] Bu hadisi Ahmed (II, 220), Ahmed b. Abdilmelik el-Har-rânî an Muh. b. Seleme an Muh. b. İshâk an İbn e. Necîh an Mücâhid an ibn Amr senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/176.

[606] Bu hadisi Ahmed (1,23), Hasan an İbn Lehî'a an Ebt'z-Zübeyr an Câbir an Ömer senedi ile tahrîc etti. İbn Lehî'a'nın hadisleri hasendir. Diğer râvîleri güvenilir kimselerdir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/176.

[607] Bu hadisi Ahmed (II, 196), Ebû'n-Nadr an İshâk b. Sa-id an Saîd h. Amr an İbn Amr senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/176.

[608] Bu rivayeti de Ahmed (II, 219), Hâsim an İshâk b. Saîd an Saîd b. Amr an İbn Amr senedi ile tahrîc etmiştir. Her iki rivayetin de râvîleri Sahîh ricâlindendir (Mec­ma' III, 284-5).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/176.

[609] Ahmed aynı rivayeti İbn Ömer hadisinden de sevket-miştir. İsnadı şöyledir: Muh. b. Kinâse an İshâk b. Saîd b. Amr an ebîhîan İbn Ömer (Müsned II, 136). Heysemî'ye göre râvîleri güvenilir kimselerdir. (Mec­ma' III, 285).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/176.

[610] Bu hadisi Ahmed (I, 64), İsmâîl b. Ebân el-Verrâk an Ya'kûb an Ca'fer b. ebî' I-Muğîre an ibn ebîEbzâ an Os­man senedi ile tahrîc etti. Heysemî, râvîlerinin güvenilir kimseler olduğunu söyle­midir (Mecma' «I, 285).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/176-177.

[611] Râvîlerinden Muh. b. Kesir es-San'ânî'yi Salih b. Muhammed, İbn Sa'd ve İbn Hibbân tevsîk ettiler; Ahmed ise zayıf addetmiştir (Mecma' III, 284).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/177.

[612] Heysemî'ye göre râvîleri güvenilir kimselerdir (Mec­ma' III, 285).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/177.

[613] Bu hadisi Hâkim en-Nîsâbûrî (MUstedrek II, 389), Ab­dullah b. Salih an Leys b. Sa'd an Abdirrahman b. Hâ-lîd b. Musâfir ani'z-Zührî an Muh. b. Urve b. ez-Zübeyr an Abdillah b. ez-Zübeyr tarikiyle tahrîc etti ve isnadı hakkında Müslim'in şartınca sahîh hükmü verdi. Zehe-bî de bu hükmü onayladı.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/177.

[614] Râvilerinden İsmail b. İbrâhîm b. Muhacir sebebiyle is­nadı zayıftır (Mecma' III, 297).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/177.

[615] Bu hadisi İbn Mâce (no. 3107), Ebû Bekr b. e. Şeybe an îsâ b. Yûnus an Ömer b. Saîd b. e. Huseyn an Osman b. e. Süleyman an Alkame senedi ile tahrîc etti.

Sindî, Zevâid'inde şu bilgiyi vermektedir: "İsnadı, Müs­lim'in şartınca sahihtir. Ancak Demiri, Alkame'nin sa-hâbî olmadığını ve bu hadisten başka da bir rivayetinin bulunmadığını söylemiştir. İbn Hibbân, onu tâbiûnun güvenilirleri arasında zikretmiştir."

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/177.

[616] Bunu Taberânî de rivayet etmiştir. Heysemî'ye göre râ-vileri güvenilir kimselerdir (Mecma' III, 297).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/177.

[617] Bu hadisi Abdürrezzâk (no. 6734), Ahmed (I, 367), Ta­berânî (M. el-Kebîr no. 11282), Bezzâr (no. 1179) ve Beyhakî (VIII, 8 ), İbrâhîm b. e. Hidâs an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/177.



Konu Başlığı: Ynt: Kabenin imarı binası yıkılması ve bununla ilgili meseleler
Gönderen: Mehmed. üzerinde 04 Temmuz 2019, 14:02:55
Esselamü aleyküm Rabbim dünya gözü ile Kabe-i muazzamayı görebilmeyi nasip eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Kabenin imarı binası yıkılması ve bununla ilgili meseleler
Gönderen: Melek Nur Çelik koü üzerinde 04 Temmuz 2019, 15:39:41
Paylaşım için Allah razı olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Kabenin imarı binası yıkılması ve bununla ilgili meseleler
Gönderen: Ceren üzerinde 04 Temmuz 2019, 20:54:29
Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ..


Konu Başlığı: Ynt: Kabenin imarı binası yıkılması ve bununla ilgili meseleler
Gönderen: Sevgi. üzerinde 05 Temmuz 2019, 07:21:15
Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim. Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Kabenin imarı binası yıkılması ve bununla ilgili meseleler
Gönderen: Melek Nur Çelik koü üzerinde 05 Temmuz 2019, 15:20:02
Paylaşım için Allah razı olsun..