๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 04 Ocak 2011, 17:02:50



Konu Başlığı: İyiliği emredip kötülükten alıkoymak
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 04 Ocak 2011, 17:02:50
İYİLİĞİ EMREDİP KÖTÜLÜKTEN ALIKOYMAK, NASİHAT VE MEŞVERET


7899- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"İçinizden her kim kötü bir şey görürse, onu eliyle değiştirsin; buna gücü yetmezse di­li ile; buna da. gücü yetmezse kalbiyle ona buğzetsin ki bu, imanın en zayıf noktasıdır."

[Müslim ve sünen ashabı]

7900- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"İsrâiloğullannın basına gelen ilk zaaf söyle başlamıştır: 'Kişi (zalim olan) başka bir kişi ile karşılaşırdı ve ona: 'Allah'tan kork, yaptığın bu kötü hareketi bırak! Çünkü bunu yapman helâl değildir' derdi. Ertesi günü onunla tekrar buluştuğu zaman onda en ufak (müsbet) bir değişiklik görmemesine rağmen yine de onunla dostluğunu sürdürüp, beraber yer içer ve otururdu. Böyle yapmaya başla­yınca Allah (günah işleyenlerle arkadaşlık yapanların) kalplerini birbirine benzeterek kararttı. Sonra şöyle buyurdu: 'İsrâiloğulla-rından kâfir olanlar Davud'un diliyle lanet­lendiler ... yalnız onlardan çoğu yoldan çık­mışlardır' (Mâide 78 )

Sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem şöyle buyurdu: 'Vallahi ya iyiliği emre­dip, kötülükten alıkoyacaksınız ya da zalimin elinden tutup tam anlamıyla onu Hakk'a çe­keceksiniz. Hak'tan ayrılmamayı temin ede­ceksiniz; yahut Allah bazılarınızın kalplerini (günah işleyenler gibi) karartıp, onlar gibi si­zi de lânetliyecektir'."

[Ebû Dâvud ve Tirmizî]

7901- Ebû Bekr radiyallahu anh'dan (dedi ki):

"Ey insanlar! Siz 'Ey iman edenler! Siz kendinize bakın! Doğru yolda iseniz sapıtan kimse size zarar veremez.' (Mâide, 105) aye­tini okuyor fakat yanlış yorumluyorsunuz. Çünkü biz Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duyduk: 'İnsan­lar zalimi görüp de onu zulümden uzaklaştır -mazlarsa, Allah'ın, cezasının kapsamına on­ları da alması pek yakın olur'."

[Ebû Dâvud ve Tîrmizî]

7902-   Cerîr bin Abdullah radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"İçlerinde günahlar (masiyet) işleyen bir adam bulunup da (insanlar) onu Önlemeye muktedir oldukları halde önlemezlerse, mut­laka Allah onlara ölümlerinden önce, onun yüzünden bir ceza verir." [Ebû Dâvud]

7903- Huzeyfe radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu:)

"Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, ya iyiliği emredip kötülükten alıkoyacaksı­nız, ya da Allah, katından size mutlaka bir azap gönderecektir de sonra O'na yalvaracaksınız, ancak duanızı kabul etmiyecektir." [Tirmizî]

7904- Aris bin Umeyre el-Kindî radiyalla­hu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Yeryüzünde suç işlenip de onu gören, bundan hoşlanmazsa, onu görmeyen gibi olur. Onu (kötülüğü) görmeyen kimse (duydu­ğunda) hoşnut olursa, o yerde hazır bulunmuş gibi olur." [Ebû Dâvud]

7905- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Zalim sultanın yanında doğru konuşmak, en büyük cihaddır." [Ebû Dâvud ve Tirmizî]

7906- Üsâme radiyallahu anh'dan:

Ona denildi ki: "Osman'ın yanına gitsen de onunla (halk arasındaki fitneyi gidermek hususunda) konuşsan." Şöyle dedi: "Benim onunla konuşmadığımı sanırsınız. Ona gizlice verdiğim öğütleri size duyuracak mıyım? Ben onunla, ilk açanı ben olmamı istemediğim bir işi gizlice konuştum. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'den duyduğum bir sözden sonra üzerimde benim emirim dahi olsa bile bir adam hakkında: 'İnsanların en iyisi' deme­ğe dilim varmaz."

Dediler ki: "Nedir o?"

Şöyle dedi: "Allah Resulü sallallahu aley­hi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum:

'Kıyamet gününde kişi götürülüp cehenne­me atılır, bağırsakları dışarıya fırlar, merkebin değirmende dönüp dolaştığı gibi o da dönüp dolaşır. Cehennem ehli, onun yanında toplanıp şöyle derler: 'Neyin var? Bize iyiyi emredip kötüden nehyeden sen değil miydin? Nedir bu halin?' Şu cevabı verir: 'Evet, ben size iyiliği emrederdim fakat ben yapmazdım. Kötülükten akkordum, ancak onu ben yapardım'."

7907- Dedi ki: O'nun şöyle dediğini duy­dum:

"İsrâ (Mirâc) gecesi dudakları ateş ma-kaslarıyla kesilip doğranan birtakım insanla­rın yanından geçtim; 'Ey Cibril! Bunlar kim­dir?' diye sordum; şöyle dedi: 'Bunlar, ümme­tinin söylediklerini yapmayan hatipleridir'."

[Buharı ile Müslim.]

7908- Ali radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Delikanlılarınız yoldan çıktıkları, kadın­larınız azdıkları zaman haliniz nice olur?" De­diler ki: "Bu olacak mı ey Allah'ın Resulü?"

"Evet, hem de çok şiddetli" buyurdu.

"iyiyi emretmediğiniz, kötüden alıkoyma­dığınız zaman haliniz nice olur?"

"Ey Allah'ın Resulü, bu da olacak mı?" dediler.

"Evet; hem de çok şiddetti" buyurdu.

"Kötüyü emredip iyiden alıkoyduğunuz za­man haliniz nice olur?" buyurdu. Dediler ki:

"Ey Allah'ın Resulü bu da olacak mı?"

"Evet; hem de çok şiddetli" buyurdu. Yi­ne şöyle buyurdu:

"iyiyi kötü; kötüyü ise iyi gördüğünüzde haliniz nice olur?" [Rezîn]

7909- Sehl bin Hanîf radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Bir kimsenin yanında bir mü'min alçaltı-lıp da ona yardım etmeye gücü yettiği halde yardım etmezse, Allah onu kıyamet gününde tüm yaratıkların huzurunda alçaltır."

| Ahmed ve Taberânî, Mu' cemu'l- Kebîr 'de.]

7910- Câbir radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah meleklerden bir meleğe: 'Falan ül­kenin altını üstüne getir!' diye vahyetti. Bu­nun üzerine melek söyle dedi: 'Orada sana bir göz ucu kadar isyan etmeyen kulun var­dır.' Şöyle buyurdu: 'Onun da, onların da al­tını üstüne getirip yık! Çünkü onun yüzü, (on­ların yaptıklarına karşılık) bir an bile olsun değişmedi. Yani Allah için onlara kızmadı'."

[Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat'ta leyyin bir senedle.]

7911- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Haccâc'ın hutbesini dinlerken hoşlanma­dığım bir sözünü işittim. Hemen ona itiraz edip değiştirmek istedim; fakat Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şu sözünden ötürü bundan vazgeçtim:

'Bir mü'minin kendini alçaltması yakışık almaz.' Dedim ki: 'Ey Allah'ın Resulü! Kendi nefsini alçaltmak nasıl olur?' Şöyle buyurdu:

'Altından kalkamayacağı belâya kendisini maruz bırakmakla'."

|Bezzâr ve Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr vel-Evsat'ta.]

7912- Ebû Umâme radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Değİşdremiyeceğiniz bir iş görürseniz, onu değiştiren Allah oluncaya kadar sabre­din!" [Taberânî, Mu' cemu' I-Kebîr'tlc zay

7913- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Her kim, kendisinin yapmadığı bir söz veya amele başkalarını davet ederse, o dedik­lerini uygulayıncaya kadar ya da yaptıkları o kötü şeylerden vazgeçinceye dek o, Allah'ın gazabında olur."

[Taberânî, Mu'cemu'l-Kebir'de leyyin bir senedle]

7914- Enes radiyallahu anh'dan: Dedik ki:

"Ey Allah'ın Resulü! Biz yapmadıkça iyi­yi emretmiyelim mi? Uzaklaşmadıkça da kö­tüden nehyetmİyelim mi?"

Şöyle buyurdu: "Kendiniz yapmazsanız bile iyiliği emredin, kendiniz tamamen uzak durmazsanız bile kötüden nehyedin!"

[Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat ves-Sağfr'de.]

7915- Ebû Hureyre radiyallahu anh'daıı: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Dinleri salim olup, dünya hayatı husu­sunda baslarına gelene aldırmadan 'Lâ ilahe illallah' kelimesini söyleyeni, bu kelime de­vamlı olarak savunur.

Dünyalarının selâmeti için dinleri husu­sunda baslarına gelene aldırmayıp 'Lâ ilahe illallah' diyenlere, söyle denir: 'Siz yalan söy­lüyorsunuz/' " [Bezzâr, zayıf bil senedle.J

7916-  Temîm ed-Dârî radiyallahu anh'-dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Şüphe yok ki din samimiyettir."

"Kime karşı ey Allah'ın Resulü?" diye sorduğumuzda, şöyle buyurdu: "Allah'a, ki­tabına, Resulü'ne müslümanların liderlerine ve tüm tüm müslümanlara karsı."

[Müslim, Ebû Dâvud ve Nesâî.]

7917- Cerîr bin Abdillah radiyallahu anh'-dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip şöyle dedim: 'Ey Allah'ın Resulü! Sana İslâm üzere biat ediyorum.' Bunun üzerine bana, her müslümana nasihat etmemi, onlara karşı samimi olmamı (ve iyi davranmamı) şart koştu." [Mâlik hariç, altı hadis imamı.]

7918- Ali bin Sehl radiyallahu anh'dan: Babası şöyle dedi: "Allah Resulü bizi bir müfreze ile harbe gönderdi. Muğar denilen yere ulaşınca atımı dehledim ve arkadaşlarımı geçtim. Gönderildiğimiz kimselere dedim ki: 'Lâ ilahe illallah' deyin de mallarınızı canları­nızı bizden koruyun!' Onlar da teklifimi kabul edip 'Lâ ilahe illallah' dediler. Arkadaşlarım beni kınadılar ve 'Bizi ganimetten mahrum ettin' dediler.

Medine'ye vardığımızda Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e yaptığımı bildir­diler. O da beni çağırıp yaptığımı tasvip etti ve şöyle dedi: 'Allah senin için, onlardan müslüman olan her bir insan için (yaptığın İyiliğe karşılık) bir hayır yazmıştır.' Sonra ba­na şöyle dedi:

'Benden sonra ne yapacağınız hususunda kavmine vasiyet yazayım.' Hakikaten de bir yazı yazdı, onu mühürleyip elime verdi.

[Rezîn]

Derim ki: Bu hadis kitabın aslında da böy­ledir.

Lakin hadis, Ebû Dâvud'da (Kitâbu'l-edeb'de) "Sabah olunca kişi söyleyeceği" babın­da (hadis no. 5080) şu senedle yer almaktadır:

Bize Ali bin Sehl er-Remlî ve Muhammed bin el-Musaffâ, el-Velîd'den, o da Abdurrah-man bin Hassan el-Kinânf den, o da Müslim bin el-Hâris bin Müslim et-Temîmî'den, o da -Ali'ye göre- babasından şöyle rivayet etti:

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bizi bir müfreze ile gönderdi. Muğâr denilen yere varınca atımı dehleyip arkadaşlarımı geçtim. Kabile beni feryatlarla karşıladı. On­lara dedim ki: 'Lâ ilahe illallah' deyin de kur­tulun!' Dediler ve kurtuldular. Fakat arkadaş­larım beni kınadılar ve dediler ki: 'Sen bizi ganimetten mahrum etlin. Medine've

mizde onlar, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e benim yaptığımı ilettiler. O da beni çağırıp yaptığımı hoş gördü, üstelik bana: 'Aferin iyi yapmışsın!' dedi. Sonra buyurdu ki: 'Onlardan her insan için Allah sana şu ka­dar şu kadar (sevap) yazmıştır.' Abdurrahman dedi ki: 'Sevabın miktarım unuttum.' Yine şöyle buyurdu: 'Benden sonra ne yapacağınız hakkında size bir vasiyet yazayım.' Yazdı ve mühürleyip bana verdi ve bana dedi ki..." Yu-kardaki hadisin yaklaşık mânâsını zikretti.

İbnü'l-Musaffa'nın rivayetinde: el-Hâris bin Müslim'in babasından dinlediği geçmiştir. Bundan da anlaşıldığına göre, hadis Müslim bin el-Hâris'e aittir. Yahut da Haris bin Müs­lim'dir ve o da babasından rivayet etmiştir. Şu halde Rezîn'in zannettiği gibi hadis (Ebû Da­vud'un hocası) Ali bin Sehl'in değildir. Bura­daki hala Ebû Davud'un zor anlaşılır ve kapa­lı üslûbundan kaynaklanmıştır.

Rezîn'e tâbi olduğu için Allah musannifi esirgesin! İlgili hadisi, Cihâd babında Ebû Dâvud, el-Haris bin Müslim'den tbnü'1-Mu-saffa'nın talikinden olduğu gibi tahrîc etti. Yanımdaki nüshada ise hadis Rezîn'e ait olup Ali bin Setıl'den rivayet etmiştir. Lâkin hadi­sin metni, Ebû Davud'un lafzıdır. Bunu mu­sannifin Rezîn'e isnad ettiği metinden lafzen çok farklı bulduk. En iyisini Allah bilir.

7919- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sailallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim, bilmeden fetva verirse, fetva verdi­ği kimsenin günahını yüklenir. Kim müslüman kardeşine, bildiğinin aksini tavsiye ederse, ona ihanet etmiş olur." |Ebû Dâvud]

7920-   Ümmü Seleme radiyallahu  an-hâ'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kendisine danışılan (istişare olunan ki­şi) güvenilir kimse olmalıdır." [Tirmizî]

7921- Ebû Dâvud bunu, Ebû Hureyre'den rivayet etti.

 
7899- Bu hadisi Müslim (îmân 78-9, s. 69), Ebû Dâvud (1140, 4340), Tirmizî (2173), Nesâî (îmân 18/2, VIII, 111) ve İbn Mâce (4013), Kays b. Müslim an Târık b. Şihâb an Ebî Said asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7900- Bu hadisi Ebû Dâvud (4336-7), Tirmizî (3047-8) ve İbn Mâce (4006), Ebû Ubeyde an İbn Mes'ûd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî "hasen garîb" hükmü verdi.

7901- Bu hadisi Ebû Dâvud (4338), Tirmizî (3057) ve İbn Mâce (4005), İsm. b. e. Hâlid an Kays b. e. Hâzım an Ebî Bekr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî "hasen sahîh" hükmü verdi.

7902- Bu hadisi Ebû Dâvud (4339), Müsedded an Ebî'l-Ahvas an Ebî İshâk an İbn Cerîr an Cerîr senedi ile tahrîc etti.

7903- Bu hadisi Tirmizî (2169), Amr b. e. Amr ve Abdullah el-Ensârî an Huzeyfe asl-ı senedi ile tahrîc etti. İsnâdı hakkında "hasen" hükmü verdi.

7904- Bu hadisi Ebû Dâvud (4345), Muh. b. el-Alâ an Ebî Bekr an Muğîre b. Ziyâd el-Mevsilî an Adî b. Adî ani'l-Urs b. Umeyre senedi ile tahrîc etti.

7905- Bu hadisi Ebû Dâvud (4344) ve Tirmizî (2174), İsrâîl an Muh. b. Cuhâde an Atiyye an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

7906-7907- Bu hadisi Buhârî (bed'ul-halk 10/10, IV, 90; fiten 17/3, VIII, 97) ve Müslim (zühd 51, s. 2290), el-A'meş an Ebî Vâil an Usâme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7909- Bu hadisi Ahmed (III, 487), Hasan b. Mûsâ an İbn Lehî'a an Mûsâ b. Cübeyr an Ebî Umâme b. Sehl b. Hanîf an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

7910- Bu hadis, Ubeyd b. İshâk el-Attâr'ın Ammâr b. Seyf'ten rivayetiyle gelmiştir. Her ikisi de zayıf râvilerdir. Ancak Ammâr'ı İbnü'l-Mübârek, Ubeyd'i ise Ebû Hâtim tevsîk etmişlerdir (Mecma‘ VII, 270).

7911- Taberânî'nin M. el-Kebîr'deki isnâdı ceyyiddir. Zekeriyyâ b. Yahyâ b. Eyyûb dışındaki râvileri Sahîh ricâlindendir. Söz konusu zât hakkında menfi bir söz sarfedilmemiştir (Mecma‘ VII, 275).

7912- Bu hadisin râvilerinden Ufeyr b. Ma'dan zayıftır (Mecma‘ VII, 275).

7913- Râvilerinden Abdullah b. Hirâş'ı İbn Hibbân dışındakiler zayıf addetmiştir; diğer râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma‘ VII, 276).

7914- Râvilerinden Abdüsselâm b. Abdilkuddûs b. Habîb ve babası zayıf kimselerdir (Mecma‘ VII, 277).

7915- Râvilerinden Abdullah b. Muh. b. Aclân oldukça zayıftır (Mecma‘ VII, 277).

7916- Bu hadisi Müslim (îmân 95, s. 74), Ebû Dâvud (4944) ve Nesâî (bîat 31/2, VII, 156-7), Süheyl b. e. Sâlih an Atâ b. Yezid an Temîm ed-Dârî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7917- Bu hadisi Buhârî (îmân 41/3, I, 20; mevâkîtu's-salât 3, I, 133; şur‍t 1/3, III, (1927), Ebû Dâvud (4945), Müslim (îmân 97-99, s. 75) ve Nesâî (bîat 16, 17, VII, 147-8; 24/3, VII, 152), muhtelif yollardan olmak üzere Cerîr'den tahrîc ettiler.

7918- Bu hadisi Ebû Dâvud (5079-80), Abdurrahman b. Hassân an Müslim b. el-Hâris b. Müslim et-Temîmî an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc etti.

7919- Bu hadisi Ebû Dâvud (3657) ve İbn Mâce (53), Ebû Osmân Müslim b. Yesâr an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7920- Bu hadisi Tirmizî (2823), Ebû Kureyb an Vekî' an Dâvud b. e. Abdillah an İbn Cud'ân an ceddetihi an Ümmi Seleme senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

7921- Bu hadisi Ebû Dâvud (5128) ve Tirmizî (2822), Abdülmelik b. Umeyr an Ebî Seleme an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdı hakkında "hasen" hükmü verdi.





Konu Başlığı: Ynt: İyiliği emredip kötülükten alıkoymak
Gönderen: Mehmed. üzerinde 09 Temmuz 2019, 01:32:45
Esselamü aleyküm Rabbim bizleri emr i bil mağruf ve neyh i anil münker yapanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: İyiliği emredip kötülükten alıkoymak
Gönderen: Ceren üzerinde 09 Temmuz 2019, 19:24:07
Esselamu aleyküm.Allahın emir ettiği şekil de iyiliği gözeterek yaşayan ve kötülükden uzak haramdan günahdan uzak yaşayan kullardan olalım inşallah...