๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 10 Ocak 2011, 19:10:13



Konu Başlığı: İtikaf Kadir gecesi ve diğer meseleler
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 10 Ocak 2011, 19:10:13
İtikaf, Kadir Gecesi Ve Diğer Meseleler



3070- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"İtikâfa giren kişi, günahları hapsedip, sevapların tümünü elde eden kişi gibi, kendi­sine sevaplar kazandıran kişidir."

[İbn Mâce, leyyin bir senedle.][203]

 

3071- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, ölünceye kadar Ramazan'ın son on gününde itikâfa girerdi. Ondan sonra hanımları da iti­kâfa girdiler." [Altı hadis imamı.][204]

 

3072- Diğer rivayet: "Her Ramazan'da iti­kâfa girerdi. Sabah namazını kıldırdığında iti-kâf yaptığı yerine gelirdi. Âişe de itikâfa gir­mek için ondan izin istedi. Ona izin verdi ve mescidde kendisine bir çadır kurdu.

Hafsa bunu duyunca, o da bir çadır kurdu. Zeynep bunu duyunca o da bir çadır kurdu. Sabah namazından çıkınca dört çadır kurul­duğunu görünce: "Nedir bunlar?" diye sor­du. Durumu ona bildirdiler. Ondan sonra: "Onları buna iten nedir? İyi bir şey mi yaptı­ğınızı zannediyorsunuz? Sökün onları, bir da­ha görmeyeyim!" buyurdu. Bu nedenle Ra-mazan'da itikâfa girmedi. Şevval ayının son on gününde itikâfa girdi.[205]

 

3073- Diğer rivayet: "İtikâfa girmek iste­diğinde, sabah namazını kıldırır, sonra itikâf mahalline çekilirdi." Benzerini nakletti.

Ayrıca onda şöyle geçer: "Sabah namazını kıldırınca çadırları gördü ve şöyle buyurdu: "Bir (iyilik) mi istiyorlar?" Sonra kendi çadı­rının kaldırılmasını emretti. Ondan sonra Ramazan'da itikâfı bıraktı, nihayet Şevvâl'in son on gününde itikâfa girdi."[206]

 

3074- Diğer rivayette: "Şevvâl'in yirmi­sinde" diye geçmektedir. [Altı hadis imamı.][207]

3075- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem her Ramazan'da on gün itikâfa girerdi, öldü­ğü yıl yirmi gün itikâfa girmiştir." [Buhârî ve Ebû Dâvud.][208]

 

3076- Ümmü Seleme radiyallahu an­hâ'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, ilk sene Ramazan'ın ilk on gününde, sonra or­ta on gününde, sonra son on gününde itikâfa girmiştir ve şöyle buyurmuştur: «Bana Kadir gecesi, onda (son on gün içinde) gösterildi, sonra unutturuldum.» Ondan sonra ölünceye dek son on günde itikâfa girerdi."

[Taberânî, Mu 'cemu'l-Kebtr'de.][209]

 

3077- Enes radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, her sene Ramazan'in son on gününde itikâfa girerdi, bir sene girmedi; ertesi sene yirmi gün itikâfa girdi." [Tirmizî][210]

 

3078- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem mescidde içimizde itikâfa girerdi, Hücrenin aralıklarından başını uzatırdı ve ben de hayız olduğum halde onun başını yıkardım." [Altı hadis imamı.][211]

 

3079- Diğer rivayet:

"Eve, ancak zaruri işleri için girerdi."[212]

 

3080- Diğer rivayet:

"İtikâfta iken hastanın yanına uğrar, fazla oyalanmadan onun hatırını sorardı."[213]

 

3081- Diğer rivayet: "İtikâfta olan için sünnet olan: Hasta ziyaret etmemesi, cenaze merasiminde bulunmaması, kadına dokunma­ması, kadınla sevişmemesi ve önemli bir ihti­yaç haricinde hiç dışarı çıkmamasıdır. Oruç-suz itikâf olmaz ve sadece cemaatle namaz kı­lınan mescidde itikâfa girilir."[214]

 

3082- Safiyye radiyallahu anhâ'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem itikâftaydı; geceleyin onu ziyaret etmeye gel­dim. Bir süre konuştuk, sonra dönmek için ayağa kalkınca beni geçirmek için ayağa kalktı. O zaman meskeni Üsame'nin avlusun-daydı. Ensâr'dan iki adam oradan geçiyordu. Allah Nebîsi sallallahu aleyhi ve sellem'i gör­düklerinde hızlandılar. Bunun üzerine Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle bu­yurdu: "Yavaş olun, o Huyey kızı Safiy­ye'dir." Onlar: "Sübhanallah, ey Allah'ın Re­sulü!" dediklerinde şöyle buyurdu: "Şeytan insanoğlunun kanının dolaştığı yerde dolaşır; ikinizin kalbine bir kötülük atmasından kork­tum." Ya da buna benzer bir şey dedi. [Buhârî, Müslim ve Ebû Dâvud.][215]

 

3083- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem itikâfa girdiğinde, tevbe direklerinin arkasına yaygısı serilirdi, ya da yatağı kurulurdu." [İbn Mâce][216]

 

3084- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: Ömer dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Ben cahiliyet devrinde, Mescid-i haram'da bir ge­ce itikâfta kalacağımı adamıştım."

"Öyleyse o adağını yerine getir" buyur­du. [Mâlik hariç, Altı hadis imamı.]

Diğer rivayette: "Bir gün" olarak geçmek­tedir.[217]

 

3085- Ebû Leylâ radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hurma yaprağından yapılmış bir çadırda itikâ-fa girdiğini gördüm."

[Ahmed ve Taberânî, Mu'cemu' l-Kebîr'Ae, zayıf bir senedle.][218]

 

3086- Mâlik radiyallahu anh'dan: Güvenilir ilim ehlinden şöyle dediğini duymuş: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'e kendisinden önceki insanların ömrü gösterildi. Uzun ömürlü olan o milletlerin iş­lediği amelleri işleyemiyecek olan ümmetinin ömürlerini kısa buldu. Bu yüzden Allah ona bin aydan hayırlı olan Kadir gecesini verdi."[219]

 

3087- Enes radiyallahu anh'dan: Ramazan ayı girdi. Allah Resulü sallalla­hu aleyhi ve sellem buyurdu: "Bu ay gelip çattı. Onun içinde bin aydan hayırlı olan bir gece vardır. Kim onun (bu gecenin) hayrından mahrum olursa bütün hayırlardan mahrum olmuş olur. Onun (bu gecenin) hayrından mahrum olan ancak saadetten payı olmayan kimsedir." [İbnMâce][220]

 

3088- Yûsuf bin Sa'd radiyallahu anh'dan: Bir adam Hasan bin Alî'ye, Muâviye'ye biat ettikten sonra kalkıp şöyle dedi: "Mü'minlerin yüzünü kararttın." Ya da: "Ey Mü'minlerin yüzünün karartıcısı!" dedi. O, şu cevabı verdi: "Beni kınama, Allah seni esirge­sin! Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'e Ümeyye oğulları kendi minberi üzerin­de gösterildi; ağrına gitti. Bu sebeple İnnâ a'taynâke'l-Kevser sûresi indi: «Yâ MuhamT med, biz sana Kevser'i yani cenneteki nehri verdik.» Bir de kendisine «İnnâ enzelnâhufî leyleti' l-Kadri. Leyletü'l-Kadri hayrun min elfi şehrin» sûresi nazil oldu: "Senden sonra Ümeyye oğulları buna (bin aya) mâlik ola­caklar ey Muhammedi"

el-Kâsım bin el-Fadl dedi ki: "Biz (Eme-vîlerin iktidar müddetini) saydık ne fazla ve ne de eksik tam bin ay çıktı." [Tirmizî][221]

 

3089- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabından birtakım adamlara, (rüyalarında) Kadir gecesi (Ramazan'ın) son yedilerinde gösterildi. Bunun üzerine Peygamber sallalla­hu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Rüyanızın son yedilerde aydınlandığını görüyorum; bu sebeple kim onu araştırmak isterse, son yedilerde arasın."[222]

 

3090- Diğer rivayette:   "Son on günün içinde arasın" olarak geçmiştir.

[Mâlik, Buhârî, Müslim ve Ebû Dâvud][223]

3091- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile (Ramazan'ın) orta on gününde itikâfa gir­dik; yirminci gün olunca pılı pırtımızı alıp taşındık. Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem geldi ve şöyle buyurdu: «Kim taşınmış ise itikaf mahalline geri gelsin! Zira rüyam­da bu gece kendimi su ile çamur arasında secde ederken gördüm.» O, itikâf ettiği yere dönünce, gökyüzünü bulut kapladı ve yağ­mur yağdı. Onu hak ile gönderene yemin ederim ki, gök o günün sonunda hücum etti. Mescid o zaman tavansız bir çardak idi. Bur­nunda ve burnunun ucunda su ve çamur izle­ri gördüm."[224]

 

3092- Diğer rivayet: (Alalh Resulü) Ra­mazan'in ilk on gününde itikâf a girdi. Sonra orta on gününde Türk çadırında itikâfa girdi. Kapısında bir hasır vardı.

Eliyle hasın alıp çadırın kenarına koydu. Sonra başını çıkardı insanlarla konuştu; halk onun yanına yaklaştılar. Buyurdu ki: "Ben Ramazan'in ilk on günü itikâfa girip bu gece­yi arardım. Sonra ayın ortasındaki on günün­de itikâf yapmaya başladım. Bunun üzerine bana o gecenin son on günlerin içinde olduğu söylendi. İçinizden kim itikâfa girmek isterse girsin." Bunun üzerine cemaat de onunla bir­likte itikâfa girdiler. Devamla şöyle buyurdu:

"Şüphesiz bana (Kadir gicesi) tek gece olarak gösterildi. O gecenin sabahında sanki ben su ile çamur arasında secde ediyordum." Benze­rini nakletti.[225]

 

3093- Diğer rivayet: Buyurdu ki:

"Ey Cemaat! Bana Kadir gecesi bildiril­di; size haber vermek için çıkmıştım, ancak davalı iki adam geldi, beraberlerinde şeytan da vardı. Onu (Kadir gecesinin hangisi oldu­ğunu) unuttum. Bu nedenle siz onu Rama­zan'in son on gününde arayın; dokuzunda, yedisinde ve beşinde arayın!"

Dedim ki: "Ey Ebû Saîd, siz sayılan biz­den daha iyi bilirsiniz!"

"Evet" dedi.

"Peki dokuzuncu, yedinci ve beşinci ne demektir?"

"Yirmi biri geçtiği zaman, onu takip eden yirmi ikidir. İşte dokuzuncu odur. Yirmi üç geçtiği zaman, onu takip eden yedincidir; yir­mi beşi geçtiği zaman onu takip eden de be­şincidir" dedi. [Tirmizî hariç, Altı hadis imamı][226]

 

3094- Enes radiyallahu anh'dan: el-Cuhenî dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü!

Bizim bu ayda hazır bulunmaya gücümüz yet­memektedir. O nedenle bize Kadir gecesini bildir!" Şöyle buyurdu:

"Ayın son yedi günlerine dikkat edin!"

"Buna gücüm yetmez."

"Kalan yedinci gecede ara. O, bu gece­dir."

"Ey Allah'ın Resulü! Bu gece yirmi üçün­cü gecedir ve kalan sekiz gecededir."

"İşte ay böylece eksilir. Kalan geceler ye­didir" buyurdu. [Ebû Ya'lâ zayıf bir senedle.][227]

 

3095- Abdullah b.  Üneys radiyallahu anh'dan:

O dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Kadir ge­cesini aradığın gece hangi gecedir?"

"O geceden başka insanların namazı terk edeceklerinden korkmasam sana o geceyi bil­dirirdim" buyurdu.

[Taberânî, Mu'cemu'I-Kebfr'de.][228]

 

3096- Abdullah bin Üneys el-Cühenî radi­yallahu anh'dan:

O Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'e dedi ki: "Seleme oğullarından bir ce­maat beni sana gönderdi; senden Kadir gece­sini soruyorlar?" Buyurdu ki:

"Bu gece kaçıncı gecedir?"

"Yirmi ikinci gecedir" dedim.

"İşte bu gece Kadir gecesidir" buyurdu. Adam dönüp gitti. Dedi ki: "Yahut bir sonra­ki gecedir. —Yirmi üçüncü (geceyi) kastedi­yor—" [Ebû Dâvud][229]

 

3097- (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Bana Kadir gecesi gösterildi, sonra ba­na unutturuldu. O gecenin sabahında sanki ben su ile çamur arasında secde ediyordum." (Râvi) dedi ki:

"Yirmi üçüncü gecede yağmur yağdı. Al­lah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bize na­maz kıldırdı, namazdan ayrıldığında, alnında ve burnunda su ve çamur izleri vardı."

Abdullah bin Üneys, (yağmurlu gecenin) yirmi üçüncü (gece) olduğunu söylerdi.

[Buharî, Müslim, Mııvatta ve Ebû Dâvud. Lafız Buharî'ye aittir.][230]

 

3098- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: Dedi ki: "Onu yirmi dördüncü gecede ara­yın!" [Buhârî][231]

 

3099- Bilâl radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kadir gecesi yirmi dördüncü gecedir." [Ahmed][232]

 

3100- Ubeyy bin Ka'b radiyallahu anh'­dan:

Ona denildi ki: "İbn Mes'ûd: Bütün bir se­nenin gecelerini ihya eden Kadir gecesine rastlayabilir" diyor. Bunun üzerine şöyle de­di:

"Kendinden başka hiçbir ilah olmayan Al­lah'a yemin ederim ki o, Ramazan ayının içindedir." —İnşaallah diyerek istisnasız ye­min etti ve dedi ki:— "Vallahi ben o geceyi biliyorum. O, Allah Resulünün bize ihyasını emrettiği yirmi yedinci gecedir ki belirtisi, o gecenin sabahında güneşin şuâsız bembeyaz doğmasıdır." [Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî.][233]

 

3101- Diğer bir rivayet: "Peygamber sal­lallahu aleyhi ve sellem, bize şunu bildirmiş­tir: O (gece), sabahında güneşin şuâsız doğ­duğu gecedir. Saydık ve ezberledik. Vallahi İbn Mes'ûd da onun Ramazan'da ve yirmi ye­dinci gecede olduğunu da bilmiştir. Lâkin, tembelleşir amel etmezsiniz diye size söyle­mek istememiştir."[234]

 

3102- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bize Kadir gecesi hakkında şöyle buyurmuş­tur.

"Onu Ramazan' in yirmi yedi, yirmi bir ve yirmi üçüncü gecelerinde arayın!" Sonra sü­kût etti. lEbû Dâvud][235]

 

3103- Ebû Bekre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Onu, kalan dokuzda, ya da kalan yedide, ya da kalan beşte, ya da kalan üçte yahut son gecede arayın!" ITirmizî][236]

 

3104- İbnü'l-Museyyeb radiyallahu anh'­dan, dedi ki:

"Kim Kadir gecesi cemaatle namaz kılar­sa, ondan büyük nasibini almış olur." [Mâlik][237]

 

3105- Ubâde bin es-Sâmit radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Onu son on günde, tek gecelerde arayın; yirmi bir, yirmi üç, yirmi beş, yirmi yedi, yir­mi dokuzuncu gecelerde, yahut son gecede arayın! Kim o geceyi iman ederek, karşılığını da ancak Allah'tan bekleyerek ihya eder, son­ra (o gecenin manasına) uygun davranırsa, bütün geçmiş ve gelecek günahları bağışla­nır." [Taberânî, Mu'cemu'l-Kebtr'de ve Ahmed.][238]

 

3106- Onun (Ahmed'in) şöyle bir rivayeti de vardır: "Onun alâmeti: temiz ve dibi görü­nen denizin derinliğinde, parlak ve hareket­siz, ne soğuk, ne sıcak, ne de yıldızlardan uzak bir Ay. O gecenin sabahında doğan gü­neş ise sanki ışığı ve parlaklığı olmayan bir dolunay."[239]

 

3107- Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'de, za­yıf bir senedle, Vasile bin el-Eskâ'dan rivayet edip, şu ilaveyi yaptı:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"O gecede ne bulut, ne yağmur ve ne de rüzgâr vardır."[240]

 

3108- Ahmed ve Bezzâr,  Ebû Hurey-re'den merfûan nakletmişlerdir:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"O, yirmi yedinci ya da yirmi dokuzuncu gecedir. O gece melekler yeryüzünde, taş sa-' yısından fazla olacaklardır."[241]

 

3109- Taberânî, Mu'cemu'l-Evsaftâ zayıf bir senedle ondan (Ebû Hureyre'den) merfû olarak:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kadir gecesini; on yedi, ya da ondokuz, ya da yirmi bir, ya da yirmi üç, yahut yirmi beş, yahut yirmi yedi, yahut yirmi dokuzuncu gecelerde arayın."[242]

 

3110- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e Kadir gecesi hakkında sordular. Cevaben şöy­le buyurdu:

"O, bütün Ramazan'in içindedir."

[Ebû Dâvud][243]

 

3111- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında Kadir gecesi hakkında konuştuk; şöyle buyurdu:

"Hanginiz Ay'ın yarım kazan gibi doğdu­ğunu hatırlar? (İşte o zaman o gecedir)"[244]

 

3112- Câbir radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Gecelerde bir saat vardır ki o saate kim rastlayıp da Allah'tan bir şey isterse mutlaka Allah ona isteğini verir. Bu isteği ister dünya ile ilgili olsun ister âhiretle fark etmez. Bu sa­at her gecededir." [İkisi Müslim'e aittir.][245]

 

3113- Âişe radiyallahu anhâ'dan:

Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'i bir gece kaybettik. Baktım ki o, Bakî' mezarlığındadır.

Şöyle buyurdu:

"Allah ve Resulü'nün sana haksızlık ede­ceğinden mi korkuyorsun?"

Dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü! Senin ha­nımlarından birine gittiğini sanmıştım."

Buna şu cevabı verdi:

"Allah Teâlâ, Şa'ban'ın onbeşinde, dünya semasına nazil olur. Kelb kabilesi koyunları­nın tüyleri sayısınca insanların günahlarını bağışlar." [Tirmizî]

Rezîn'in rivayetinde şu ilave vardır: "Ate­şi hak edenlerden."[246]

 

3114- Ebû Mûsâ radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah Şa'ban'ın onbeşinci gecesinde te­celli edip, müşrik ve (müslümanlara) düşman­lık edip kin besleyenler dışında tüm yaratıkla­rını bağışlar." [İbn Mâce leyyin bir senedle.][247]


 
[203] Bu hadisi İbn Mâce (no. 1781), Ubeydullah h. Ahdilke-rîm b. Muh. b. Umeyye an Isâ h. Mûsâ el-Buhâri an UbeydetiI-Ammiyyi an Ferkad es-Sehehîan Saîd b. Cü-beyr an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti.

Ferkad sebebiyle isnadı zayıftır.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/66.

[204] Bu hadisi Buhârî (i'tikâf 1/2, II, 255), Müslim (siyam 5, s. 831), Ebû Dâvud (no. 2462) ve Tirmizî (no. 790), ez-Zührî an Urve an Aişe asl-ı senedi ile;

Müslim (no. 3, s. 830), Ubeydullah b. Ömer an Abdir­rahman b. el-Kâsım an ebfhî an Aişe; (no. 4), Hişâm b. Urve an ebîhî an Aişe tarikleri ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/66.

[205] İlk rivayet Buhârî'nin (i'tilâf 14), ikincisi ise Müs­lim'in (no. 6) lafzıdır.

Bu hadisi Abdürrezzâk (no. 8031), Ahmed (VI, 84, 226), Buhârî (i'tikâf 6-7, II, 257; 14, 18, II, 259-60), Müslim (i'tikâf 6, s. 831), Ebû Dâvud (no. 2464), Tirmi­zî (no. 791), Nesâî (mesâcid 18/1, II, 44-5), İbn Mâce (no. 1771), İbn Huzeyme (no. 2217, 2224), İbn Hibbân (no. 3658, 3659) ve Beyhakî (IV, 315, 322), Yahya b. Saîd an Amre binti Abdirrahman an Aişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/66.

[206] İlk rivayet Buhârî'nin (i'tilâf 14), ikincisi ise Müs­lim'in (no. 6) lafzıdır.

Bu hadisi Abdürrezzâk (no. 8031), Ahmed (VI, 84, 226), Buhârî (i'tikâf 6-7, II, 257; 14, 18, II, 259-60), Müslim (i'tikâf 6, s. 831), Ebû Dâvud (no. 2464), Tirmi­zî (no. 791), Nesâî (mesâcid 18/1, II, 44-5), İbn Mâce (no. 1771), İbn Huzeyme (no. 2217, 2224), İbn Hibbân (no. 3658, 3659) ve Beyhakî (IV, 315, 322), Yahya b. Saîd an Amre binti Abdirrahman an Aişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/66.

[207] İlk rivayet Buhârî'nin (i'tilâf 14), ikincisi ise Müs­lim'in (no. 6) lafzıdır.

Bu hadisi Abdürrezzâk (no. 8031), Ahmed (VI, 84, 226), Buhârî (i'tikâf 6-7, II, 257; 14, 18, II, 259-60), Müslim (i'tikâf 6, s. 831), Ebû Dâvud (no. 2464), Tirmi­zî (no. 791), Nesâî (mesâcid 18/1, II, 44-5), İbn Mâce (no. 1771), İbn Huzeyme (no. 2217, 2224), İbn Hibbân (no. 3658, 3659) ve Beyhakî (IV, 315, 322), Yahya b. Saîd an Amre binti Abdirrahman an Aişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/66.

[208] Bu hadisi Ahmed (II, 336, 355, 399, 401), Buhârî (i'ti­kâf 17, II, 260; fadâilu'l-Kur'ân 7/2, VI, 102), Ebû Dâ­vud (no. 2466), İbn Mâce (no. 1769), İbn Huzeyme (no. 2221) ve Beyhakî (IV, 314), Ehû Bekr b. Ayyaş an Ebî Husayn an Ebî Salih an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tah­rîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/66.

[209] Heysemî'ye göre isnadı hasendir (Mecma' III, 173).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/66.

[210] Bu hadisi Tirmizî (no. 803), Muh. b. Beşşâr an İbn e. Adî an Humeyd an Enes senedi ile tahrîc etti ve isnadı­nın "hasen sahîh garîb" olduğunu söyledi.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/67.

[211] Bu rivayeti Buhârî (i'tikâf 2, II, 256) ve Ebû Dâvud (no. 2469), Hişâm b. Urve an ebîhî an Âişe senedi ile tahrîc ettiler. Lafız Ebû Davud'undur.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/67.

[212] Bu hadisi Mâlik (i 'tikâf no. 1, s. 312), Buhârî (i'tikâf 3, II, 256), Müslim (hayd 7, s. 244), Ebû Dâvud (no. 2468), İbn Mâce (no. 1776), İbn Huzeyme (no. 2230) ve Beyhakî (IV, 315), ez-Ziihrîan (Urve an) Amre binti Ab­dirrahman an Aişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/67.

[213] Bu rivayeti Ebû Dâvud (no. 2472), Abdüsselâm b. Harb un Leys b. e. Süleym an Abdirrahman b. el-Kâsım an ebîhî an Aişe senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/67.

[214] Bu rivayeti de Ebû Dâvud (no. 2473), Vehb b. Bakiyye an Hâlid an Abdirrahman h. Ishâk ani'z-Zührî an Urve an Âişe senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/67.

[215] Bu hadisi Buhârî (i'tikâf 8, II, 257; 11-12, II, 258-9; bed'ul-halk 11/12, IV, 93, lafız buna ait; ahkâm 21/2, VIII, 114), Müslim (selâm no. 24-5, s. 1712-3), Ebû Dâ­vud (no. 2470-1) ve İbn Mâce (no. 1779), ez-Ziihrîan Alî b. el-Hiiseyn an Safiyye binti Huyey asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/67.

[216] Bu hadisi İbn Mâce (no. 1774), Muh. b. Yahya an Nu'aym b. Hammâd an Ibni'l-Mübârek an Isâ b. Ömer b. Mûsâ an Nâfi' an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/67.

[217] Bu hadisi Ahmed (II, 20, 82), Buhârî (i'tikâf 5, II, 256; 16, II, 260; eymân 29, VII, 233), Müslim (eymân 27, s. 1277), Nesâî (eymân 36, VII, 22), Tirmizî (no. 1539), Ebû Dâvud (no. 3329), İbn Huzeyme (no. 2239), Tahâ­vî (III, 133), İbn Hibbân (no. 4364-5), Dârekutnî (II, 198, 201) ve Beyhakî (IV, 317; X, 76), Ubeydullah b. Ömer an Nâfi' an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/67.

[218] Râvilerinden Alî b. Abis sebebiyle isnadı zayıftır (Mec­ma'III, 173).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/68.

[219] Muvattâ, i'tikâf 15, s. 321.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/68.

[220] Bu hadisi İbn Mâce (no. 1644), Abbâd b. el-Velîd an Muh. b. Bilâl an Imrân el-Kattân an Katâde an Enes se­nedi ile tahrîc etti.

İmrân, hakkında ihtilâf olan bir râvidir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/68.

[221] Bu hadisi Tirmizî (no. 3350), Mahmûd b. Gaylân an Ebî Dâvud et-Tayâlisî ani'l-Kâsım b. el-Fadl an Yûsuf b. Sa'd senedi ile tahrîc etti ve isnadı hakkında "garîb" hükmü verdi.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/68.

[222] Bu hadisi Mâlik (i'tikâf 14, s. 321), Buhârî (leyletu'l-Kadr 2/1, II, 253) ve Müslim (siyam no. 205, s. 822), Mâlik an Nâfi' an İbn Ömer asl-ı senedi;

Mâlik (no. 11, s. 320) ve Müslim (no. 206, s. 823), Mâ­lik an Abdillah b. Dinar an İbn Ömer asl-ı senedi ile; Müslim (no. 207-8, s. 823), eı-Zührî an Salim b. Abdil­lah b. Ömer an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/68.

[223] Bu rivayeti Buhârî (i'tikâf 1, II, 255), Müslim (i'tikâf no. 2, s. 830), Ebû Dâvud (no. 2465), İbn Mâce (no. 1773) ve Beyhakî (IV, 315), Yûnus b. Yezîd an Nâfi' an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/68.

[224] İlk lafız Buhârî'ye (i'tikâf 13, II, 259); ikincisi ise Müslim'e aittir (siyam 215).

Bu hadisi Mâlik (i'tikâf no. 9, s. 319), Şafiî (Sünen s. 63-4), Tayâlisî (no. 2187), Abdürrezzâk (no. 7685), Ah­med (III, 60, 74, 94, 24), Buhârî (leyletu'1-Kadr 2/2, II, 253; 3/2, II, 254; i'tikâf 1/3, II, 255-6; 9, II, 257-8; 13, II, 259; ezan 41, I, 163; ezan 135, I, 198; ezan 151, I, 203), Müslim (siyam no. 213-4, s. 824; 216, s. 826), Ebû Dâvud (no. 894, 911, 1382), Nesâî (tatbîk 42, II, 208-9; sehv 98/1, III, 79-80), İbn Mâce (no. 1766, 1775), Ebû Ya'lâ (no. 1158), İbn Huzeyme (no. 2171, 2219, 2243), Tahâvî (I, 487; III, 89), İbn Hibbân (no. 3665, 3666, 3676-7) ve Beyhakî (II, 102, 285, 309, 314, 319, 320), Ebû Seleme b. Abdirrahman an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/68-69.

[225] İlk lafız Buhârî'ye (i'tikâf 13, II, 259); ikincisi ise Müslim'e aittir (siyam 215).

Bu hadisi Mâlik (i'tikâf no. 9, s. 319), Şafiî (Sünen s. 63-4), Tayâlisî (no. 2187), Abdürrezzâk (no. 7685), Ah­med (III, 60, 74, 94, 24), Buhârî (leyletu'1-Kadr 2/2, II, 253; 3/2, II, 254; i'tikâf 1/3, II, 255-6; 9, II, 257-8; 13, II, 259; ezan 41, I, 163; ezan 135, I, 198; ezan 151, I, 203), Müslim (siyam no. 213-4, s. 824; 216, s. 826), Ebû Dâvud (no. 894, 911, 1382), Nesâî (tatbîk 42, II, 208-9; sehv 98/1, III, 79-80), İbn Mâce (no. 1766, 1775), Ebû Ya'lâ (no. 1158), İbn Huzeyme (no. 2171, 2219, 2243), Tahâvî (I, 487; III, 89), İbn Hibbân (no. 3665, 3666, 3676-7) ve Beyhakî (II, 102, 285, 309, 314, 319, 320), Ebû Seleme b. Abdirrahman an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/69.

[226] Bu rivayeti Müslim (siyam no. 217, s. 826-7), Abdü'l-a'lâ an Saîd b. e. Arûbe an EbîNadre an EbîSaîd asl-ı  senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/69.

[227] Heysemî, isnadında hakkında bilgi sahibi olamadığı ve tanımadığı bir râvinin mevcudiyetinden sözetmektedir. (Mecma' III, 176).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/69.

[228] Heysemî'ye göre isnadı hasendir (Mecma' III, 178).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/70.

[229] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1379), Âhmed b. Hafs b. Abdillah es-Sülemi an ebîhî an Ibr. b. Tahmân an Abbâd b. İshâk ani'z-Zuhrî an Damre b. Abdillah b. Üneys an ebî­hî senedi ile tahrîc etti.       

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/70.

[230] Bu hadisi Mâlik (i'tikâf 12, s. 320) ve Müslim (siyam no. 218, s. 827), Ebû'n-Nadr mevlâ Ömer b. Ubeydillah (an Büsr b. Saîd) an Abdillah b. Uneys asl-ı senedi ile tahrîz ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/70.

[231] Bu mevkuf hadisi Buhârî (leyletu'1-Kadr 3/6, II, 255), an Hâlid an İkrime an İbn Abbâs tarikiyle muallak ola­rak rivayet etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/70.

[232] Bu hadisi Ahmed (IV, 12), Mûsâ b. Dâvud an İbn Lehî'a an Yezîd b. e. Habîb an Ebi'l-Hayr ani's-Sunâbihî an Bi­lâl senedi ile tahrîz etti. Heysemî'ye göre isnadı hasendir (Mecma' III, 176).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/70.

[233] Lafız Müslim'e aittir. İkincisi Tîrmizî'nindir.

Bu hadisi Müslim (müsâfırîn no. 179, 80, s. 525; siyam no. 220-1, s. 828), Ebû Dâvud (no. 1378) ve Tirmizî (no. 793, 3351), Zir b. Hubeys an Ubeyy b. Ka'b asl-ı sene­di ile tahric ettiler.               

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/70.

[234] Lafız Müslim'e aittir. İkincisi Tîrmizî'nindir.

Bu hadisi Müslim (müsâfırîn no. 179, 80, s. 525; siyam no. 220-1, s. 828), Ebû Dâvud (no. 1378) ve Tirmizî (no. 793, 3351), Zir b. Hubeys an Ubeyy b. Ka'b asl-ı sene­di ile tahric ettiler.               

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/70.

[235] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1384), Hatim b. Seyf an Ubeydillah b. Amr an Zeyd b. e. Üneyse an EM İshâk an Abdinahman b. el-Esved an ebîhî an İbn Mes'ûd sene­di ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[236] Bu hadisi Tirmizî (no. 794), Humeyd b. Mes'ade an Ye­zîdb. Zürey' an Uyeyne b. Abdinahman an ebîhî an Ebî  Bekre senedi ile tahrîc etti ve isnadı hakkında "hasen sahîh" hüküm verdi.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[237] Mâlik (i'tikâf no. 17, s. 321), bunu belâğan irâd etti.         

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[238] Bu hadisi Ahmed (V, 318, 321, 324), Abdullah b. Muh. b. Akîl an Ömer b. Abdinahman an Ubâde asl-ı senedi ile tahrîc etti. İbn Akîl, hakkında ihtilâf olan bir râvidir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[239] Bu rivayeti Ahmed (V, 324), Hayve b. Şüreyh an Bakiyye an Buhayr b.Sa'dan Hâlidb. Ma'dân an Ubâde senedi ile tahrîc etti.

Râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma' III, 175).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[240] Râvilerinden Bisr b. Avn an Bekkâr b. Temîm, her ikisi de zayıf râvilerdir (Mecma' III, 179).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[241] Bu hadisi Tayâlisî (no. 2545), Ahmed (II, 519), İbn Huzeyme (no. 2194) ve Bezzâr (no. 1030), İmıân el-Kaltân an Katâde an Ebî Meymûne an EbiHureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Râvileri güvenilir kimselerdir. (Mecma' III, 176).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[242] Bu hadisi Taberânî (I, 70 a), Ahmed b. Muh. b. Sadaka an Ahmed b. Abdillah el-Mencûmî ani't-Tayâlisî an SUleym b. Hayyân an Ebî' I-Mühezzem an Yezîd b. Süfyân an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti. Ebû'l-Mühezzem, zayıf bir râvidir. (Mecma' III, 176).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[243] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1387), Humeyd b.Zencûye an   Saîd b. e. Meryem an Muh. b. Ca'fer b. e. Kesir an Mû­sâ b. Ukbe an Ebî İshâk an Saîd b. Ciibeyr an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/72.

[244] Bu hadisi Müslim (siyam no. 222, s. 289), Mervân el-Fezârîan Yezîd b. Keysân an Ebî Hazım an Ebî Hurey­re asl-ı senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/72.

[245] Bu hadisi Müslim (müsâfırîn no. 166-7), iki ayrı tarik­ten olmak üzere Ebû Süfyân ve Ebû'z-Zübeyr an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/72.

[246] Bu hadisi Ah. b. MenV an Yezîd b. Hârûn ani'l-Haccâc b. Artât an Yahya b. e. Kesir ar Urve an Âise senedi ile Tirmizî (no. 739) tahrîc etti. Ona göre Buhârî, bu hadi­sin isnadı hakkında zayıf hükmü vermiş ve Yahya'nın Urve'den, Haccâc'ın da Yahya'dan hadis dinlemediğini söylemiştir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/72.

[247] Bu hadisi İbn Mâce (no. 1390), iki ayn senedle tahrîc et­ti: Râsid b. Saîd er-Remlî ani'l-Velîd b. Müslim an İbn Lehî'a ani'd-Dahhâk b. Eymen ani'd-Dahhâk b. Abdir-rahman b. Arzeb an Ebî Mûsâ ile Muh. b. İshâk an EbVI-Esved en-Nadr b. Abdilcebbâr an İbn Lehî'a ani'z-Zübeyr b. Süleym ani'd-Dahhâk an ebîhî an Ebî Mûsâ.

Sindî'ye göre isnadı İbn Lehi'a'nın zaafı ve el-Velîd b. Müslim'in tedlîsi; İbn Arzeb'in Ebû Musa'ya mülâki ol­mayışı sebebiyle zayıftır.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/72.



Konu Başlığı: Ynt: İtikaf Kadir gecesi ve diğer meseleler
Gönderen: Rüveyha üzerinde 30 Haziran 2016, 21:25:57
Esselamu aleykum ve rahmetullah...İnşaAllah kadir gecesini hayırla bol ibadetleler ihya ederiz..Her geceyi kadir bilmeyi Mevlam nasip eylesin.Bu mübarek günleri itikafla süsleyenlerden oluruz İnşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: İtikaf Kadir gecesi ve diğer meseleler
Gönderen: Ceren üzerinde 30 Haziran 2016, 21:27:47
Aleykumselam.Peygamber efendimizin sunnetine uyan ve itikaf yakip allahin rizaisni kazanalım inşallah.Kadir gecesini hayirla ve ibadetle geciren ve allahin rahmetine kavusan kullardan olalim inşallah.


Konu Başlığı: Ynt: İtikaf Kadir gecesi ve diğer meseleler
Gönderen: Mehmed. üzerinde 30 Haziran 2016, 21:42:39
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah. Rabbim bizleri Ramazan ın ve onun güzelliklerinin değerini , kıymetini bilenlerden ve istifade edenlerden eylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: İtikaf Kadir gecesi ve diğer meseleler
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 30 Haziran 2016, 21:45:20
Esselamu aleykum;
Bu yüzden Allah ona bin aydan hayırlı olan Kadir gecesini verdi."[219]

Peygamber efendimiz sav kendi çadırında Ramazan 'ın son on günü itikafa girerdi...Allah da bu son on güzel günde Kadir Gecesi'ni nasip etti...Çok şükür ...Yarın Kadir Gecesi olduğunu düşünüyoruz...Peygamber efendimiz sav Kadir Gecesi'nin işte bu son günde ,tek sayılı günler de aramamız gerektiğini söyledi...Rabbim Kadir Gecesi'ne ulaşmayı nasip etsin inşallah...