๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 30 Aralık 2010, 21:22:43



Konu Başlığı: İstiğfar tekbir tahmid ve Peygambere salatû selam 2
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 30 Aralık 2010, 21:22:43
İSTİĞFAR, TESBÎH, TEHLÎL, TEKBÎR, TAHMÎD, HAVKALE (LÂ HAVLE...) VE PEYGAMBER SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM'E SALATÜ SELÂM 2

9544- Temîm ed-Dârî radİyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim on kere 'Eşhedü en lâ ilahe illalla­hü vahdehu lâ şerike leh. ilahen vahiden Eha-den Sameden. Lem yettehiz sâhibeten velâ ve-leden, velem yekun lehu küfüven ehad (= Vâ-hid, Ehad ve Samed olan bir tanrı olarak Al­lah'tan başka tanrı olmadığına, O'nun birli­ğine, şeriki bulunmadığına, eş ve çocuk edin­mediğine ve O'na hiçbir kimsenin denk olma­dığına şehadet ederim)' derse, kırk milyon se­vap yazılır." |Tirmizî.j

Ayrıca bu rivayetin münker olduğunu söyledi.

9545-  Taberânî, Mu''cemu'l-Kebîr'de za­yıf bir senedle, İbn Ömer'den:

(ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim sırf ALLAH için 'Lâ ilahe illallahü vahdehu lâ şerike leh. Lehü"l-mülkü ve lehü'l-haındü ve hüvel-Hayyüllezt lâ yemûtu bi-yedi-hi'l-hayr ve hiive alâ külli şey'in kadir' derse, ALLAH onu Naîm cennetine koyar."

9546- Selmân radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim 'Allahutnme iıınî eşhedüke ve üshidü melûiketeke hamelete Arşike ve üshidü men fts-semavâti, enneke entellahullezî la ilahe İl­lâ ente vahdete lâ şerike leke ve eşhedü eme Muhamminden abdike ve Resûlüke (= ALLAHım! Şüphesiz ben, sana şehâdet ederim; Arş'mı ta­şıyan melekleri ve göklerde olanları da senin bir olarak, kendisinden başka ilah olmadığına ve ortağının bulunmadığına şahit kılarım. Ben, Muhammed'in senin kulun ve Resulün olduğuna şehadet ederim)'i bir kere derse, Al­lah onun üçte birini ateşten azat eder, iki kere derse onun üçte ikisini, üç kere dese tümünü uteşten azat eder." |Be//,âr zayii" bir sene<ile.|

9547- Ebû'd-Derdâ radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim 'Lâ ilahe illallahü vallahıt ekber' derse, ALLAH onun dörtte birini cehennemden azat eder, kim iki kere derse yarısını, kim üç kere derse tamamını cehennemden azat eder."

[Taberânî. Mu' cemu' l-Kebîr vel-Evsat'ta zayıf bir senedle. |

9548- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kul büyük günahlardan kaçınıp, tam bir 'Mas içinde 'Lâ ilahe illallah' derse, Arş'a de-ğİn ona gök kapılan açılır." [Tirmizî.|

9549- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Mûsâ dedi ki: 'Ya Rabbi! Bana seni zik­redebileceğim bir şey öğret!'ALLAH: 'Ey Mû­sâ! Lâ ilahe illallah, de!' buyurdu."

"Bunu her kulun söylüyor?"

"La ilahe illallah de!"

"Lâ ilahe illâ ente. Ben kendime özgü olan bir şey istiyorum" deyince, ALLAH şöyle buyurdu; "Ey Mûsâ! Yedi kat gök, benden başka O'na iman edenler ve yedi kat yer bir kefede, Lâ ilahe illallah da öbür kefede olsa, mutlaka Lâ ilahe illallah'm bulunduğu kefe ağır gelir." JEbû Ya'lâ teyyin bir senetlle.l

9550- Ali radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bana dedi ki: Sana söylediğin zaman, ALLAH'ın seni bağışlayacağı birkaç kelime öğreteyim mi? Şöyle de: Lâ ilahe illallahü'l-Aliyyü'l-Azîm. Lâ ilahe illallalıül-Halîmü'l-Kerim. Lâ ilahe illallahü Rabbü'l-Arşi'l-Azîm." |Tirmizî|

9551- Ömer radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim bir çarşıya girip de orada: 'Lâ ila­he İllallahü vahdehu lâ şerike leh, lehü'l-mül-kii ve tehü' l-hamdü, yühyî ve yüınît ve htive Hayyün dâimen lâ yemût, bi-yedihi'l-hayr. Ve hüve ala külli şey'in kadir (= Bir olarak Al­lah'tan başka ilah yoktur. O'nun ortağı yok­tur. Mülk de O'nundur, hamdO'na mahsustur. O, diriltir de, öldürür de. O, daima ölmeyen Hayy (diridir). Hayır elinde bulunmaktadır. O, her şeye gücü yetendir)' derse, ALLAH ona bir milyon sevap yazar. Bir milyon günahını da siler. Derecesini bir milyon da yükseltir."

[ikisi de Tirmizî'ye aittir]

9552- Cüveyriye radiyallahu anhâ'dan:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sa­bah namazını kıldıktan sonra, daha o (Cüvey­riye) namazgahındayken çıktı. Soma kuşluk vakti dönünce o hâlâ yerinde oturuyordu. Bu­nun üzerine dedi ki:

"Sen hâlâ burada oturuyor.musun?"

"Evet."

"Ben senden ayrıldıktan sonra üç kere şu dört kelimeyi söyledim. Bu günden beri o ke­limeler, eğer senin bütün gün okuduklarınla tartılacak olsa mutlaka o dört kelime onlara ağır gelirdi. İşte onlar şunlardır: "Sübhanal-lahi ve bi hamdihi adede halkihi ve rıdâ nef-sihi ve zînete arşihî ve midâde kelimatihî (= ALLAH'ı mahlukun sayısınca, nefsinin rızâsın-ca, Arş'inin ağırlığınca, kelimelerinin sayı­sınca tesbîh (tenzih) ederim)."

|Ebü Dâvud , Tirmizî. Nesâî ve aynı lafızla Müslim]

9553- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Dilde (söylemesi) hafif, Mizan'da ağır, ALLAH'a en sevimli olan iki kelime: "Siibha-nallahi ve bi hamdih, SübkanallahV l-Azîm."

[Buhârî, Müslim ve Tirmizî.]

9554- Ebû Umâme radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle dedi:

"Sana bir şey bildireyim mi? Eğer sen onu söylersen, gece ve gündüz (hareket edip onun ardından koşsalar) asla ona erişemezler."

"Evet" dedim.

"Söyle dersin," buyurdu: "el-Hamdulilla-hi adede mâ ahsa kitâhuhu, ve'l-hamdu lillahi adede mâ fi kitâbihi, ve'l-hamdu lillahi adede mâ ahsa halkuhû, ve'l-hamdu lillahi mil'e mâ fi halkiht, ve'l-hamdu lillahi mil'e semâvâtihî ve ardiht, ve'l-hamdu lillahi adede külli şey'in (■= Kitab'ının saydıkları adedime ALLAH'a haınd olsun. Kitab'ı içindekilerin adedince Al­lah'a hamd olsun. Yarattıklarının sayısınca ALLAH'a haınd olsun. Yarattıklarının doluşunca ALLAH'a hamd olsun. Göklerinin ve yerinin do­luşunca ALLAH'a hamd olsun. Her şeyin ade­dince ALLAH'a hamd olsun). Aynı tarzda 'Süb-hanallah' dersin, aynı tarzda 'Allahtı ekber dersin.' [Taberanî, Mıı'cenıu'1-Ke.bfr'de.]

9555- Huzeyfe radiyallahu anh'dan: "Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelerek: 'Ben namaz kılarken birinin geldiğini ve şunları söylediğini duydum: Alla-hım! Hamdın lümü Sanadır. Mülkün tümü de Senindir. Hayrın tamamı Senin elindedir. Gizli-siyle âşikârıyla bütün İşler Sana döner. Övgüye lâyık olansın. Şüphesiz Sen her şeye gücü ye­tensin. ALLAHım! Geçmişte işlemiş olduğum tüm günahlarımı bağışla! Ömrümün kalan kısmında da bena günah işlettirme! Senin benden razı 300 olacağın temiz bir amelle beni nzıklandır!' Bu­nun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem şöyle buyurdu: 'işte o adanı melek idi, Rab-bin nasıl hamd edeceğini öğretmek için sana

gelmiştir.' [Ahmed adı belirtilmemiş bir râvi kanalıyla.]

9556- Muâz bin Enes radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"izzet ve yücelik âyeti şudur: el-Hamdü lillahillezî lem yettehiz veleden ve lem yekun lehû şerîkun fi' l-mülki ve lem yekun lelıu ve-liyyün mine'z-zülli ve kebbirhu tekbîrâ (= (De ki:) Hamd, çocuk edinmemiş olan, hükümran­lığında ortağı bulunmayan, düşkün olmayıp, yardımcıya da ihtiyaç göstermeyen ALLAH'a mahsustur. O'nu gereği gibi yücelt)!" (İsrâ, 111) [Ahmed, leyyîn bir senedle.)

9557- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim ALLAH'ın katındakini talep ederek, 'el-Hamdü lillahillezî tevâdaa küllü şey'in li-azametihi, ve'l-hamdü lillahillezî zelle küllü şey'in li-izzetihî, ve'l-hamdü lillahillezî ha-daa küllü şey'in li-mülkihi, ve'l-hamdü lilla­hillezî istesleme küllü şey'in li-kudretihi (= Herşeyin azameti karşısında boyun eğdiği Al­lah'a hamdolsun. Her şeyin izzeti karşısında alçaldığı ALLAH'a hamdolsun. Hükümranlığı karşısında herkesin eğildiği ALLAH'a hamdol­sun. Her şeyin kudretine teslim olduğu Al­lah'a hamdolsun)' derse, ALLAH ona bin sevap yazar ve onun bin derecesini yükseltir. Kıya­met gününe kadar onun için mağfiret dileye­cek yetmişbin melek de görevlendirir."

[Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'dc zayıf bir senedle.|

9558- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"ALLAH'ın kullarından bir kul şöyle dedi: 'Ya Rabbi leke'l-hamdü kemâ yenbeğî li-celûli vechike ve azimi sultânike (= Ey Rabb(im)! Hamd, vechinin celâli ve hükümranlığının yü­celiği gereğince sana olsun)!' İki meleğe bu, ulaşınca nasıl yazacaklarını bilemediler ve gö­ğe çıkıp şöyle dediler: 'Senin kulun bir söz söyledi, biz onu nasıl yazacağımızı bilemedik.'

Kulunun ne dediğini çok iyi bilen ALLAH, onla­ra şöyle buyurdu: 'Peki kulum ne dedi?'

O: 'Ya Rabbi, leke' l-hamdü kemâ yenbeğî li-celâli vechike ve azîmİ sultânike' söyledi' dediler.

Bunun üzerine ALLAH şöyle buyurdu: 'Haydi onu tıpkı kulumun söylediği gibi yazın! Bana kavuştuğu zaman onun mükâfatı­nı bizzat ben veririm.' |İbn Mâce.l

9559- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem

hoşlandığı bir şey gördüğü zaman şöyle derdi: 'Nimeti ile iyi işlerin tamamlandığı ALLAH'a hamdolsun.' Hoşlanmadığı bir şey gördüğü zaman ise şöyle derdi: 'Her hal üzere ALLAH'a hamdolsun'." [İbn Mace leyyin bir senedle.|

9560- Ebû Mûsâ radiyallahu anh'dan: "Bir seferde Peygamber sallallahu aleyhi ve

sellem ile beraberdik. İnsanlar yüksek sesle tek­bir getirince, şöyle buyurdu: 'Ey insanlar! Ken­dinize acıyın! Siz ne dilsize, ne de sağıra seslennüyomunuz. Siz, işiten, duyan ve her daim .sizin­le beraber olan zâta dua ediyorsunuz'."

(Ebû Mûsâ) dedi ki: "Ben onun arkasın-daydıra ve şöyle diyordum: 'Lâ havle velâ kuvvete illâ bülah.' Şöyle buyurdu: 'Ey Ab­dullah bin Kays! Sana cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi?'

'Evet, ey ALLAH'ın Resulü!' dedim.

'Şöyle de,' buyurdu: 'La havle velâ kuvve­te illa billah (= Güç ve kuvvet ancak ALLAH'a mahsustur).'

9561- Diğer rivayet:

"Sizin dua ettiğiniz (Rabbiniz), size binek devesinin boynundan bile daha yakındır." |Buharı, Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî.|

9562- Kays bin Sa'd bin Ubâde radiyalla-hu anh'dan:

"Babası onu, hizmet etmesi için Peygam­ber sallallalıu aleyhi ve sellem'e verdi. Pey­gamber sallallahu aleyhi ve sellem bana uğra­dı, ben namaz kılmıştım, ayağıyla bana vurup şöyle dedi:

'Sana cennet kapılarından birini göstere­yim mi?'

'Evet' dedim.

Bunun üzerine: 'Lâ havle velâ kuvvete il­lâ billah'dır' buyurdu." [Tirmizî]

 

9544- Bu hadisi Tirmizî (3473), Kuteybe ani'l-Leys ani'l-Halîl b. Murre ani'l-Ezher b. Abdillah an Temîm senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında garîb hükmü verdi.

9545- Bu hadisin râvilerinden Yahyâ b. Abdillah el-Bâbeltî zayıf bir râvidir (Mecma‘ î, 85).

9546- Bezzâr, bunu şeyhi Ahmed'den ahzetti. Ancak hangi Ahmed olduğunu belirtmemiştir. Ayrıca isnâdında Humeyd mevlâ Ebî Alkame zayıf bir râvidir (Mecma‘ î, 86).

9547- Râvilerinden Ebû Bekr b. e. Meryem zayıftır (Mecma‘ î, 87).

9548- Bu hadisi Tirmizî (3590), el-Hüseyn b. Alî b. Yezîd ani'l-Velîd b. el-Kâsım an Yezîd b. Keysân an Ebî Hâzım an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

9549- Râvileri arasında ihtilâflı kimseler mevcuttur (Mecma‘ î, 82).

9550- Bu hadisi Tirmizî (3504), el-Hüseyn b. Vâkıd an Ebî İshâk ani'l-Hâris an Alî asl-ı senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında garîb hükmü verdi.

9551- Bu hadisi Tirmizî (3428-9), Sâlim b. Abdillah b. Ömer an ebîhî an ceddihî asl-ı senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

9552- Bu hadisi Müslim (zikr 79-80, s. 2091), Ebû Dâvud (1503), Tirmizî (3555) ve Nesâî (sehv 93, IV, 77), İbn Abbâs an Cüveyriyye asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9553- Bu hadisi Buhârî (da'vât 65/2, VII, 168; eymân 19/2, VII, 229; tevhîd 58, VIII, 219, Buhârî'nin son hadisi), Müslim (zikr 31, s. 2072) ve Tirmizî (3467), Umâre b. el-Ka'kâ' an Ebî Zür'a an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9554- Taberânî, bunu iki isnâd ile tahrîc etti ki, bunlardan birisi hakkında Heysemî "hasen" hükmü verdi (Mecma‘ î, 93).

9555- Bu hadisi Ahmed (V, 396), Affân an Hemmâm ani'l-Haccâc b. Furâfasa an raculin an Huzeyfe senedi ile tahrîc etti.

Heysemî, râvilerinin güvenilir kimseler olduğunu söylemiştir (Mecma‘ î, 96).

9556- Bu hadisi Ahmed (III, 439), Yahyâ b. Gaylân an Rişdîn an Zebbân an Sehl an ebîhî Muâz senedi ile tahrîc etti.

İsnâdı Heysemî'ye göre güvenilir ve ihtilâflı râvilerden oluşmuştur (Mecma‘ î, 96).

9557- Râvilerinden Yahyâ b. Abdillah el-Bâbeltî zayıftır (Mecma‘ î, 96).

9558- Bu hadisi İbn Mâce (3801), İbr. b. el-Münzîr an Sadaka b. Beşîr an Kudâme b. İbr. an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

Sindî, Zevâid'inde şu bilgiyi vermektedir: "Kudâme'yi İbn Hibbân güvenilir râviler arasında zikretti. Sadaka hakkında cerh ve tevsîk yönünden söz sarfeden kimseyi bilmiyorum. Diğerleri güvenilir râvilerdir."

9559- Bu hadisi İbn Mâce (3803), Hişâm b. Hâlid ani'l-Velîd b. Müslim an Züheyr b. Muh. an Mansûr b. Abdirrahman an ümmihi Safiyye binti Şeybe an Âişe senedi ile tahrîc etti.

Sindi'ye göre isnâdı sahîh, râvileri güvenilir kimselerdir.

9560-9561- Bu hadisi Buhârî (cihâd 131, IV, 16; kader 7, VII, 213; da'vât 50, VII, 162; 67, VII, 169; tevhîd 9/2, VIII, 167-8), Müslim (zikr 44-7, s. 2076-8), Ebû Dâvud (1526) ve Tirmizî (3461), Ebû Osmân en-Nehdî an Ebî Mûsâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9562- Bu hadisi Tirmizî (3581), Muh. b. el-Müsennâ an Vehb b. Cerîr an ebîhî an Mansûr b. Zâdân an Meymûn b. e. Şebîb' an Kays b. Sa'd an ebîhî senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "sahîh garîb" hükmü verdi.



Konu Başlığı: Ynt: İstiğfar tekbir tahmid ve Peygambere salatû selam 2
Gönderen: Ceren üzerinde 23 Temmuz 2019, 20:14:49
Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ..