๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 10 Ocak 2011, 19:04:47



Konu Başlığı: İhram mîkatları
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 10 Ocak 2011, 19:04:47
İhram Mîkatları, İhramlıya Neler Helâl Ve Neler Yasak Olur?


3220- İbn Ömer radiyallahu anh'dan, dedi ki: "Hac aylan, Şevval, Zi'1-Ka'de ve Zi'l-Hicce'nin on günüdür." [Buhârî bâb başlığında.][106]

 

3221- Hişâm bin Urve radiyallahu anh'­dan:

"İbnü'z-Zübeyr, Mekke'de dokuz yıl kal­dı. Zi'1-Hicce girdiği zaman telbiyeye başla­dı; Urve de onunla aynı şeyi yaptı."[107]

 

3222- el-Kâsım bin Muhammed radiyalla­hu anh'dan:

Ömer dedi ki:

"Ey Mekke ehli, neden insanlar, üstü başı karışmış bir vaziyette geliyorlar da, siz başı­nız yağlanmış süslü püslü geliyorsunuz? Hi­lâli (Ay'ı) gördüğünüz zaman telbiyede bulu­nun!" [İkisi de Mâlik'e aittir.][108]

 

3223- Atâ radiyallahu anh'dan:

İbn Ömer, temettü haccı yapmak için gel­diğinde, Terviye günü telbiyeye öğle namazı­nı kıldıktan sonra başlardı ve hayvanına bi­nerdi.[109]

 

3224- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan, de­di ki:

"Yalnız hac aylarında ihrama girmek sün­nettendir." [İkisi de bâb başlığında Buhârî'ye aittir.][110]

 

3225- İbn Âbbas radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

Medinelilere Zü'1-Huleyfe'yi, Şamlılara Cuh-fe'yi, Necd ehline Karnu'l-Menâzil'i, Yemen­lilere de Yelemlem'i mîkat yaptı ve şöyle bu­yurdu: "Her hac ve umre yapmak isteyen kim­selere iste bunlar, onların ve oradan gelen di­ğer kimselerin mikadandır. Onlardan başka olanların da mîkatı bulundukları yerdir. Hat­ta Mekkeliler de

 

 

 

 

 

Mekke'de ihrama girerler."[111]

 

3226- Diğer rivayet:  "Bunların dışında olanlar bulundukları yerden ihrama girerler, hatta Mekkeliler de Mekke'den ihrama bürü­nürler." [Mâlik hariç, Altı hadis imamı.][112]

 

3227- İbn Mâce, Câbir'den benzerini ri­vayet etti ki, onda şöyle geçer:

"Doğudan gelenler de Zât-ı Irk'dan ihra­ma bürünürler." Sonra yüzünü (Doğu tarafın­daki) ufka çevirip: "Allahım, onların gönülle­rini (İslâm'a) yönelt!" buyurdu.[113]

 

3228- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, Medinelilere Zü'1-Huleyfe'yi, Şamlı ve Mı­sırlılara Cuhfe'yi, Iraklılara Zât-ı Irk'ı, Ye­menlilere Yelemlem'i mîkat yaptı." [Ebû Dâvud ve aynı lafızla Nesâî.][114]

 

3229- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, doğululara Akîk'i mîkat yaptı." [Tirmizî ve Ebû Dâvud.][115]

 

3230- Nâfi' radiyallahu anh'dan: "İbn Ömer, el-Fur'dan ihrama girdi." [Mâlik][116]

 

3231- Mâlik radiyallahu anh'dan, o da kendisine göre güvenilir (sika) birinden:

"İbn Ömer, İlyâ'dan hacca niyet edip ihra­ma girdi."[117]

 

3232- Osman radiyallahu anh'dan:

"O, kişinin Horasan ve Kirmân'dan ihra­ma girmesini kerîh gördü." [Buhârî, bab başlığında][118]

 

3233- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"İhramsız olarak mîkat yerini geçmeyin!" [Taberânî, Mu'cemıı'I-Kebîr'de.][119]

 

3234- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e ihramlının ne giyeceği hususunu sordular, şöyle buyurdu: "İhratnlı şunları giyemez: Gömlek, sarık, (başlıklı) bornoz, şalvar, vers-le boyanmış elbise, za'feranla boyanmış elbi­se ve mest. Ancak tokyo (nalın) bulamazsa, o zaman (mestleri) topuklardan aşağıya kadar onları kessin ve giysin." [Altı hadis imamı.][120]

 

3235- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "O, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in kadınlara ihramlı iken şunları giymeyi yasakladığını duymuş: İki eldiven, peçe, vers ya da za 'feranla boyanmış giysi. Bunların dı istciiirtâ ve kumaştan elbise, salvar, gömlek, mest te giyebilir. Bilezik te taka­bilir." [Ebû Dâvud][121]

 

3236- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kişinin za'feranla boyanmış ve yıkanmış elbiseye ihram olarak bürünmesinde, eğer üs­tünde bir leke ve eser yoksa bir sakınca yok­tur. " [Ebû Ya'lâ ve Bezzâr zayıf bir isnadla. |[122]

 

3237- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hanımları ihramlı iken ellerine kına yakarlar­dı. Yine ihramlı iken onlar sarı renkte elbise­ler giyerlerdi."

[Taberânî, Mu'cemıı'I-Kebtr'de leyyin bir senedle.][123]

 

3238- Umeyme bint Rakîka radiyallahu anhâ'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hanımları baş örtülerini vers ve za 'feranla boyayıp ihrama büriinmeden önce ânlarım onlan sararlardı."

[Taberânî, Mu'cemıı'I-Kebîr'de.][124]

 

3239- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim izar (belden aşağıya giyilen etek) bulamazsa şalvar giysin. Kim nalın (tokyo, terlik) bulamazsa mest giysin." [Mâlik hariç, Altı hadis imamı.][125]

 

3240- Yahya bin Yahya'dan:

Mâlik'e Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'den nakledilen "Izar bulamayan şal­var giysin" hadisini sorana şöyle dediğini duydum:

"Bu rivayeti duymadım. Şalvarın ihramlı olan kişi tarafından giyileceğini de bilmiyo­rum. Çünkü Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, ihramlının şalvar giymesini yasakla­mıştır. Bunu ihramlının giymesinin caiz ol­madığı elbiseler arasında zikretmiştir. Mesti istisna ettiği gibi şalvarı istisna edip ayırmamiştir." [Muratta'][126]

 

3241- Ömer radiyallahu anh'dan:

O, Talha'nın sırtında ihramlı iken boyalı elbise gördü ve sordu: "Bu nedir?" Cevap verdi: "O boya sadece kerpiç (ya da kızıl toprak) boyasıdır." Bunun üzerine şöyle hi­tap etti:

"Sizler ey halkın kendilerini lider kabul edip uyduğu kimseler! Cahil bir adam üzerin­de bu elbiseyi görürse: «Talha bin Ubeydillah ihramda boyalı elbise giyiyor» der. Ey cema­at sakın bu renkli ve boyalı elbiseleri ihramda giymeyin." [Mâlik][127]

 

3242- Ya'lâ bin Ümeyye radiyallahu anh'­dan:

Bir adam, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e Ci'râne'de iken umre maksadıyla geldi. Sakalı, başı sarıya boyanmış sırtında da bir cübbe vardı.

Dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Ben umre­ye niyetlenip ihrama girdim. İşte gördüğün gibiyim." Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Bu cübbeyi çıkart ve sarı boyayı da yı­ka!" [Altı hadis imamı.][128]

 

3243- Diğer rivayette: "Umrende haccın-da yaptığın gibi yap!" diye geçmektedir.[129]

 

3244- İbn Ömer radiyallahu anh'dan, dedi ki:

"O, ihramlının kuşak sarmasını kerih gö­rürdü."[130]

 

3245- İbn Ömer radiyallahu anh'dan, de­di ki:

"İhramlı kişi, çenesinin üstünden itibaren başmı Örtemez." [İkisi de Mâlik'e aittir.][131]

 

3246- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Binekliler, biz Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında ihramlı iken yanı­mızdan geçerlerdi. Bizi geçerlerken herbiri-miz başının örtüsünü başından yüzüne indirir­di. Binekliler geçtiğinde yine açardık." [Ebû Dâvud][132]

 

3247- Âişe radiyallahu anhâ'dan:

"Ben Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e, ihrama girmeden ve (çıktıktan sonra) Kurban bayram günü Beyt-i Şerifi tavaf etmeden önce içinde misk bulunan bir koku İle koku sürerdim." [Altı hadis imamı.][133]

 

3248- Diğer rivayette şu ibare yer almıştır. "Veda haccında zerîre denilen koku ile."[134]

 

3249- Diğer rivayet:

İbnü'l-Münteşir der ki: "İbn Ömer'e, ko­kulanıp da sonra ihrama giren kişi hakkında sordum; şu cevabı verdi:

«İhramlı iken kokulanmaktan hoşlanmam. Katrana bulanmam, benim için bunu yap­mamdan daha iyidir.» Âişe'nin yanma gir­dim, onun (îbn Ömer'in) dediğini bildirince, şöyle dedi:

«Ben Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e, ihrama girerken koku sürdüm, ka­dınlarını dolaştı sonra ihrama büründü. Koku üzerinden etrafa yayılıyordu»."[135]

 

3250- Diğer rivayet:

"Üç gün sonra Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in saç ayrımındaki kokunun parıltısını hâlâ görür gibiyim."[136]

 

3251- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile Mekke'ye müteveccihen çıkardık. Alnımı­zı sükk denilen bir koku ile kokulardık. Son­ra ihrama girerdik. Birimiz terlediğinde o ko­ku yüzüne akardı. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem de onu görürdü de bizi alı-koymazdı." lEbû Dâvud][137]

3252- Ömer radiyallahu anh'dan:

O, Şecere denilen bir yerde iken bir koku hissetti. "Bu koku kimden geliyor?" diye sor­du. Muâviye: "Benden" dedi. "Allah aşkına senden mi?" diye sorunca, şu cevabı verdi: "Ey Mü'minlerin emiri! Bu kokuyu bana Ümmü Habîbe sürdü." Ömer "Allah aşkına dönüp bunu yıka!" dedi.[138]

 

3253- İbn Ömer radiyallahu anh'dan:

O, Cuhfe'de ihramlı olarak ölen oğlu Vâ-kıd'ı kefenledi ve başı ile yüzünü örttü. Şöyle dedi: "Eğer ihramlı olmasaydık ona koku sü­rerdik." [İkisi de Mâlik'e aittir.][139]

 

3254- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, ihramlı iken güzel kokusu olmayan bir yağla yağlanırdı." [Tirmizî][140]

 

3255- Rezîn'in lafzı: "Mukattat olmayan (reyhanla kokulandırılmamış) bir yağ ile yağ­lanırdı.

Kat: "Reyhanla yağı kokulandırmaktır."[141]

 

3256- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan, de­di ki:

"İhramlı kişi, reyhanı koklayabilir, aynaya bakabilir, yediği zeytin yağı ve tereyağıyla te­davi olabilir." [Buhârî, bâb başlığında.][142]

 

3257- Abdullah bin Huneyn'den:

İbn Abbâs ile Misver bin Mahrame, Ebvâ denilen yerde ihtilâf ettiler. İbn Abbâs dedi ki: "İhramlı olan kimse başını yıkayabilir."; Mis­ver bin Mahrame ise: "Yıkayamaz" dedi. Bu­nun üzerine İbn Abbâs, beni Ebû Eyyûb el-Ensârî'ye gönderdi. Baktım ki o, iki direk ara­sına gerilmiş bir perde arkasında yıkanıyor. Ona selâm verdim. "Kimdir o?" diye sordu.

"Ben, Abdullah bin Huneyn'im, İbn Ab­bâs beni sana gönderdi ve «Allah Resulü sal-lallahu aleyhi ve sellem ihramlı iken başını yıkar mıydı?» diye sormamı rica etti." dedim.

Bunun üzerine elini perdenin üzerine ko­yup aşağıya eğdirdi, nihayet başına kadar açıldı. Sonra ona su döken insana seslendi:

"Haydi dök bakalım!" O da su döktü, başım bir öne bir arkaya eliyle oğdu ve şöyle dedi:

"İşte ben Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in başını ihramlı iken böyle yıkadığını gördüm." Bunun üzerine Misver, İbn Ab-bâs'a: "Artık bundan sonra seninle hiç tartış­mayacağım" dedi.

[Tirmizî hariç, Altı hadis imamı][143]

 

3258- Hârice bin Zeyd radiyallahu anh'­dan, o da babasından:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, ihram için, soyunup yıkanırdı." [Tirmizî][144]

 

3259- Rezîn: "O, ihram için, Beyt'i tavaf etmek ve Arafat'ta vakfe için yıkanmıştır."[145]

 

3260- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem,

(ihrama   girerken)   başını   (saçlarını)   ğısl (sabunu) ile (yıkayıp) toplamıştır." [Nesâî ve aynı lafızla Ebû Dâvud.][146]

3261- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan, de­di ki:

"İhramlı, hamama giremez." [Buhârî bâb başlığında.][147]

 

3262- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, ihramlı iken, Lahyu Cemel adı verilen bir su menzilinde başağnsmdan dolayı başından kan aldırdı."

[Mâlik hariç, Altı hadis imamı.][148]

 

3263- Buhârî, Müslim ve Nesâî, Abdullah bin Buheyne'den "Başının ortasından" lafzıy­la rivayet ettiler.[149]

 

3264- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, ihramlı iken ayağının üzerinde bulunan bir ağrıdan dolayı kan aldırdı."

[Ebû Dâvud ve aynı lafızla Nesâî.][150]

 

3265- İbn Ömer radiyallahu anh'dan, de­di ki:

"İhramlı olan, (bir hastalık veya başka) zaruretten dolayı olmadıkça, asla kan aldır­maz." [Mâlik][151]

 

3266- Nübeyh bin Vehb radiyallahu anh'­dan:

"Ömer bin Ubeydillah'm gözleri ihramlı iken ağrıdı. Bu yüzden gözlerine sürme çek­mek istedi. Ebân bin Osman ona engel olup, sabır otunun suyunu sürmesini emretti. Ayrıca (babası) Osman'dan, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in de böyle yaptığını bildir­di." [Müslim ve Sünen ashabı.][152]

 

3267- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, ihramda iken Meymûne ile evlendi." [Mâlik hariç, Altı hadis imamı.][153]

 

3268- Diğer bir rivayette: "Meymune ile Umretu'1-Kada esnasında evlendi" denilmiş­tir.[154]

 

3269- Diğer bir rivayet: "İkisi de ihramlı idiler."[155]

 

3270- Diğer rivayet: "Onunla evlendiği zaman ihramh idi; onunla zifafa girdiği za­man,  ihramdan çıkmıştı.  (Meymune daha sonra) Şeref mevkiinde öldü."

İbnü'l-Müseyyeb diyor ki: "Meymû­ne 'nin ihramlı evlendiği hususunda İbn Ab­bâs vehme kapılmıştır:"[156]

 

3271- Ebû Râfi' radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel­lem, Meymûne ile evlendiğinde de, zifafa girdiğinde de ihramdan çıkmıştı. İkisinin ev­lenmesi hususunda aralarındaki elçi ben idim." [Tirmizî][157]

 

3272- Meymûne radiyallahu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, ile Şeref mevkiinde evlendiğimizde ikimiz de İhramsizdlk." [Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî][158]

 

3273- Diğer rivayet: "Onunla (Meymûne ile) evlendiğinde de, gerdeğe girdiğinde de ihramsızdı. Meymûne, Şeref mevkiinde öldü ve gerdeğe girdiği çadırda defnedildi."[159]

 

3274- Süleyman bin Yesâr radiyallahu anh'dan:

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, azatlısı Ebû Râfi' ile, Ensâr'dan bir adamı (Meymûne'ye) gönderdi. Meymûne binti'l-Hâris'i onunla evlendirdiler. Allah Resulü sal­lallahu aleyhi ve sellem, henüz (umre için) Medine'den çıkmamıştı, orada idi." [Mâlik][160]

 

3275- Osman radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"İhramlı olan, ne nikâh yapabilir, ne ni-kâhlanabilir ve ne de dünür gönderebilir."

[Buhârî hariç, Altı hadis imamı.][161]

 

3276- Mâlik, İbn Ömer'den naklettiği mevkuf hadiste şunu da ilâve etti:

"Ne kendisi için ve ne de başkası için kız isteyemez."[162]

 

3277- Ebû Gatafân el-Müriyy radiyallahu anh'dan:

"Babası (Tarîf) ihramlı iken bir kadınla evlenmiş. Ama onun bu evliliğini Ömer red­detmiş." [Mâlik][163]

 

3278- Ebû Katâde radiyallahu anh'dan: "Bir gün Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabından birtakım adamlarla Mekke yolunda bir konakta oturuyordum. Al­lah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem önü­müzde konaklamış idi. İnsanlar da ihramlı, ben ise ihramsızdım. Yıl, Hudeybiye yılı idi. Yabanî bir eşek gördüler; ben pabuçlarımı ta­mirle meşguldüm. Bana bildirmediler. Nasıl­sa gördüğü zaman, atına binip kovalar dediler. Derken hayvanı gördüm; hemen atımı eğerleyip bindim, fakat kamçı ile mızrağı aşağıda unuttum.

«Ne olur kamçı ile mızrağı bana verin!» dedim. «Vallahi (ihramlı olduğumuz için) bu hususta sana yardımcı olamayız» dediler. Bu­na çok öfkelendim; hemen indim, onları kap­tım ve atıma tekrar binip yabanî hayvana hü­cum ettim. Onu çökerttim, sonra onu ölmüş bir vaziyette getirdim. Hemen onu yemek için başına üşüştüler. Ancak daha sonra ihramlı hallerinde onu yemek hususunda şüpheye düştüler. Gittik, bir kolunu yanımda gizli alı­koydum. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e yetiştik ve bunun hükmünü sorduk; şöyle buyurdu: «Beraberinizde ondan bir şey var mıdır?» «Evet vardır» dedim. Yanımda alıkoyup gizlediğim hayvanın o kol kısmını kendisine verdim. İhramlı iken onu yedi."

[Altı hadis imamı.][164]

 

3279- Onun rivayetlerindendir:

"Onun etinden yedik. Düşmanın önümüzü keseceğinden korktuk. Ben Allah Resulü sal­lallahu aleyhi ve sellem'i aramaya koyuldum. Atıma bindim, bir hızlanıp, bir yavaş olmak üzere sürdüm. Gece yansı Ğifâroğullanndan bir adamla karşılaştım;

«Allah Nebîsi sallallahu aleyhi ve sellem'i nerede bıraktın?» diye sordum; şöyle dedi:

«Onu Ta'hin'de bıraktım. Niyeti Suk-ya'da mola vermektir.»

Dedim ki: «Ey Allah'ın Resulü! Ashabın sana selâm veriyor ve Allah'ın rahmetini dili­yorlar. Sen yokken düşman tarafından yolları­nın kesilmesinden korktular. Onları bekle.» O da bekledi. Sonra dedim ki: «Bir yabanî eşek öldürdüm; ben de ondan artmış bir şey var­dır.» Bunun üzerine ihramlı olan kavme: «Haydi yiyin!» buyurdu."[165]

 

3280- Onun rivayetlerden birisi de şöyle­dir:

"Biz üç millik mesafede uzak olan Kâ-ha'da idik, kimimiz ihramlı, kimimiz ihram-sızdık. Arkadaşlarım bir şey görmeye çalışı­yorlardı, ben de bakınca yabanî bir eşek gör­düm."[166]

 

3281- Onun rivayetlerdendir:

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem hac yolculuğuna çıktı; insanlar da onunla be­raber çıktılar. İçlerinde Ebû Katâde'nin de bu­lunduğu bir grup onlardan ayrıldı. Onlara «Haydi siz deniz sahili yolunu tutun, ilerde buluşuruz» dedi. Ayrılır ayrılmaz ihramlarını giydiler. Ebû Katâde giymedi. Onlar yürürler­ken yabanî eşek sürüsünü gördüler. Ebû Katâ­de onlara hücum etti. Onlardan bir dişi eşeği öldürdü."

Bu rivayette aynca şöyle geçmektedir: Al­lah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki:

"İçinizden kimse (av için) ona hamle yap­masını emretti ya da işaret etti mi?"

"Hayır" dediler.

"Öyleyse etin kalan kısmını yiyin!" bu­yurdu.[167]

3282- es-Sa'b bin Cessâme radiyallahu anh'dan:

Kendisi, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e, Ebvâ'da ya da Bûdân'da iken bir yabanî eşek hediye etmiş. Ancak onu ona ge­ri çevirmiş. Adamın üzüldüğünü görünce şöy­le buyurmuş: "Biz bunu ihramlı olduğumuz için geri çevirdik (üzülme!)".

[Ebû Dâvud hariç. Altı hadis imamı][168]

 

3283- Diğer rivayet: İbn Abbâs dedi ki: "es-Sa'b bin Cessâme, Kudeyd'de Pey­gamber sallallahu aleyhi ve sellem yabanî bir eşeği etinden kan damlar halde hediye etti. Resûlullah onu almayıp geri çevirdi. Çünkü ihramlı idi."[169]

 

3284- Câbir radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Siz ihramlı iken, bizzat kendiniz avlama­mış iseniz ya da sizin namınıza avlanmamış ise, elde ettiğiniz kara avı size helâldir."

[Sünen ashabı][170]

 

3285- el-Behzî radiyallahu anh'dan:

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, Mekke'ye müteveccihen ihramlı olarak çıktı. Ravhâ denilen yere varınca kesilmiş bir yaba­nî eşek gördüler. Bunu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e anlattıklarında şöyle bu­yurdu:

«Onu bırakın belki sahibi gelir.»

Derken sahibi olan el-Behzî, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip şöyle dedi:

«Ey Allah'ın Resulü! Bu yabanî eşek sizin olsun, yiyebilirsiniz.»

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem he­men Ebû Bekr'e emretti. Arkadaşları arasında onu taksim etti. Sonra geçip yürüdü; Rüveyse ile Arc arasındaki İsâye'de gölgede okla yara­lanmış yatıp uyumakta olan bir geyik gördü. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, birisi­ne herkes geçinceye kadar onu kimsenin ür­kütmemesi için, durup beklemesini emretti."

IMâlik ve Nesâî.][171]

 

3286- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile hac ya da umre için yola çıktık. Önümüze bir çekirge sürüsü çıktı, kamçı ve yaylarımız­la vur(up avla)mağa başladık. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: «Onu yi­yin; çünkü o, deniz avı nev'indendir»." [Tirmizî ve Ebû Dâvud.J[172]

 

3287- Ebû Bekr radiyallahu anh'dan: "O, Veda haccında beraberinde hanımı Esma bint Umeys el-Has'amiyye olduğu hal­de Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile yola çıktı. Zü'1-Huleyfe'ye vardıklarında Es­ma, oğlu Muhammed bin Ebî Bekr'i doğurdu. Hemen Ebû Bekr, gelip Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e durumunu bildirdi. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Ebû Bekr'e: «Söyle ona hemen yıkanıp ihrama girsin, Beyt-i Şerifi tavaf etmek dışında, di­ğer hac menâsikinin tümünü insanların yaptı­ğı gibi yapsın» buyurdu." [Nesâî][173]

 

3288- İbn Ömer radiyallahu anh'dan, dedi ki: "Aybaşı olan kadın, hac ve umre için ihra­ma girebilir. Beyt-i Şerifi tavaf etmek dışın­da haccın tüm menâsikini (fiilî ibâdetlerini) yapabilir. Bir de Safa ile Merve arasında sa'y edemez. Temizlenene kadar Mescid'e yanaşa-maz." [Mâlik][174]

3289- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Lohusa ile aybaşı olan kadın, mîkâta geldiklerinde yıkanırlar. İhrama bürünürler. Tavafın dışında hac ibadetlerinin tümünü îfâ ederler." [Ebû Dâvud ve Tirmizî.][175]

 

3290- Âişe radiyallahu anhâ'dan:

Ona, ihramlı kişinin vücudunu kaşıyıp ka-şıyamayacağmı sordular. "Evet. İyice kaşısın! Ellerim bağlanıp ta ayaklarımdan başka hiç­bir şey bulamazsam yine de kaşırım" dedi.

[Mâlik][176]

 

3291- Esma bint Ebî Bekr radiyallahu anh'dan:

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile hacca çıktık, Arc denilen yere varınca, Al­lah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem konak­ladı, biz de konakladık. Âişe, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında oturdu; ben de Ebû Bekr'in yanında oturdum.

Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'in yük devesi ile Ebû Bekr'in yük devesi birdi. Bu deve, Ebû Bekr'in kölesinde idi. Ebû Bekr, onu beklemeye ve gözlemeye ko­yuldu. (Köle) geldi, fakat yanında devesi yok­tu. Sordu:

«Deven nerede?»

«Sabahleyin onu kaybettim» deyince, Ebû Bekr öfkelendi ve onu dövmeye ve şöyle de­meğe başladı: «Bir tek devenin hakkından ge-lemiyorsun ve yitiriyorsun!»

Öte yandan Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem tebessüm edip ve şöyle buyurdu:

«Şu hacca niyyetli olan ihramlıya bakı­nız ne yapıyor!»

Bundan başka ve fazla bir şey demiyor ve sadece tebessüm ediyordu." [Ebû Dâvud)[177]

 

3292- Rabî'a bin Abdillah radiyallahu anh'dan:

"O, Ömer'i ihramlı iken, (Mekke ile Me­dine arasındaki) Sukyâ denilen yerde devesi­nin kurtlarını alıp toprağa atarken görmüş."

[Mâlik][178]

 

3293- Nâfı' radiyallahu anh'dan:

"İbn Ömer, ihramlı şahsın devesi üzerin­den pire ya da kene çıkammvndan hoşlan­mazdı." [İkisi de Mâlik'e ait.][179]

 

3294- Ebû Berze radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e sünnetsiz bir adamın Allah'ın evini ziyaret eâip eâemiyeceğıni sordular, şöyle buyurdu: "Hayır. Sünnet oluncaya kadar Allah be­ni (buna müsaade etmekten) alıkoymuştur." [Ebû Ya'lâ][180]

 

3295- Ebû Ümâme'den, o da Allah Resu­lü sallallahu aleyhi ve sellem'i gören birin­den:

"O, Terviye günü Minâ'ya gitti. Yanında Bilâl vardı, elinde elbise sarılmış bir değnek ile Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'i gölgelendiriyordu." [Ahmed, ve Taberânî, Mu'cemu'I-Kebfr'de benzerini nakletti.][181]



[106] Bu mevkuf, isnâdsız olarak Sahîh'in hacc kitabında 33. bâbta yer almıştır.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/89.

[107] Mâlik (hacc no. 50, s. 339), an Hisâm b. Urve senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/89.

[108] Mâlik (no. 49), bunu Abdurrahman b. el-Kâsım kanalıyIa babası el-Kâsim'dan tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/89.

[109] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/89.

[110] Sahîh-i Buhârî, hacc 33, II, 150.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/89.

[111] Lafız Buhârî'ye (hacc 11-12, II, 143) aittir.Bu hadisi Şâfıî (Ümm II, 118), Ahmed (1,249,252,332, 339), Dârimî (II, 30), Buhârî (hacc 7, II, 142; 12, II, 143; umre 18, II, 216), Müslim (hacc no. 12, s. 839), Nesâî (menâsik 20, V, 123; 23, V, 125-6), İbn Huzeyme (no. 2591), Taberânî (no. 10911-3), Tahâvî (II, 117), Dâre-kutnî (II, 237-8) ve Beyhakî (V, 29), Abdullah b.Tâvus an ebîhî an İbn Abbâs asl-ı senedi ile; Tayâlisî (no. 2606), Ahmed (1,238), Buhârî (hacc 9, II, 142; 11, II, 143), Müslim (hacc no. 11, s. 838), Nesâî (menâsik 23/2, V, 126), İbnu'l-Cârûd (s. 208), Taberânî (no. 10886), İbn Huzeyme (no. 2590), Tahâvî (11,118), Dârekutnî (II, 237) ve Beyhakî (V, 29), Amr b. Dînâr an Tavus... asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/89.

[112] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/89.

[113] Bu hadisi İbn Mâce (no. 2915), Ali h. Muh. an VekV an İbrâhîm b. Yezîd an EbVz-Zübeyr an Câbir senedi ile tahrîc etti.

İbrahim hakkında Ahmed: "Hadisleri terkedilmiştir", bir başkası tarafından "hadisleri münkerdir" şeklinde hü­küm vermiştir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/89.

[114] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1739) ve Nesâî (menâsik 19, II,  123), Hisâm b. Behrâm ani'l-Muâfâ b. İmrân an Ef-lah b. Humeyd ani'l-Kâsım an Aise asl-ı senedi ile tah­rîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/89.

[115] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1740) ve Tirmizî (no. 832), Ve-kî' ani's-Sevrî an Yezîdb. e. Ziyadan Muh. b. Alîb. Abdil­lah b. Abbâs an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî, isnadı hakkında hasen hükmü verdi.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/90.

[116] Muvattâ, hacc no. 25, s. 331.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/90.

[117] Muvattâ, hacc no. 26.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/90.

[118] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/90.

[119] Heysemî'ye göre râvilerinden Husayf hakkında menfi sözler sarfedilmiştir (Feyd VI, 390).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/90.

[120] Bu hadisi Mâlik (hacc 8, s. 324), Şâfıî (Ümm II, 125), Ahmed (II, 63), Dârimî (II, 32), Buhârî (hacc 21, II, 145, libâs 13, VII, 38), Müslim (hacc no. 1, s. 834), Ebû Dâ­vud (no. 1824), Nesâî (menâsik 30, V, 131; 34, V, 133). İbn Mâce (no. 2929), Tahâvî (II, 135-6), İbn Hibbân (no. 3773) ve Beyhakî (V, 49), Mâlik an Nâfi' an İbn Ömer asl-ı senedi ile;

Ahmed (II, 119), Buhârî (cezâu's-sayd (13, II, 214), Ebû Dâvud (no. 1825), Tirmizî (no. 833), Nesâî (menâsik 33, V, 133) ve Beyhakî (V, 46), Leys b. Sa'd an Nâfi1... asl-i senedi ile;

Şâfıî (Ümm II, 125), Ahmed (II, 8), Buhârî (libâs 15, VII, 38-9), Müslim (hacc 2, s. 835), Ebû Dâvud (no. 1823), Nesâî (menâsik 28/2 V, 129), İbn Huzeyme (no. 2685), Tahâvî (II, 135), Dârekutnî (II, 230) ve Beyhakî (1,283), Süfyân b. Uyeyne an Salim b. Abdillah b. Ömer an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/90.

[121] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1827), Ahmed b. Hanbel an Ya'kûb an ebîhî an Muh. b. İshâk an Nâfi' an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/90.

[122] Râvilerinden HUseyn b. Abdillah b. Ubeydillah zayıf bir râvidir (Mecma'III, 219).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/90.

[123] Râvilerinden Ya'kûb b. Atâ'yı İbn Hibbân'ın tevsîk et­mesine karşılık, çoğunluk zayıf addetmiştir (Mecma' III, 219).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/90.

[124] Bu hadis, İbn Cüreyc an Hakîme binli Vmeyme an ümmihâ tarikiyle gelmiştir. Hakîme dışındaki râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma' III, 220).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/90.

[125] Bu hadisi Tayâlisî (no. 2610), Şâfıî (Ümm II, 72, 125), Ahmed (I, 215, 221, 228, 279, 285, 336), Buhârî (hacc 132, II, 191; cezâ'us-sayd 15-6, II, 215-6; libâs 37/4, VII, 49), Müslim (hacc 4, s. 835), Ebû Dâvud (no. 1829), Tirmizî (no. 834), Nesâî (menâsik 32, V, 132-3, 37, V, 135; zînet 100, VIII, 205-6), İbn Mâce (no. 2931), İbn Huzeyme (no. 2681), Taberânî (12809-15), Tahâvî (II, 133), İbn Hibbân (no. 3772-8), Dârekutnî (II, 228-30) ve Beyhakî (V, 50), Amr b. Dînâr an Câbir b. Zeyd an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/91.

[126] Muvattâ, hacc no. 8, s. 325.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/91.

[127] Bu mevkufu Mâlik (hacc 10, s. 326), an Nâfi' an Eşlem mevlâ Ömer b. el-Hallâb an İbn Ömer an Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/91.

[128] İlk lafız Müslim'e (no. 9, s. 837); ikincisi ise Ebû  Dâvud'a (no. 1819) aittir.

Bu hadisi Buhârî (umre 10/1, II, 202; cezâ'us-sayd 19,II, 217; mağâzî 56/6, V, 103; fadâilu'l-Kur'ân 2/2, V, 97), Müslim (hacc 6-10, s. 836-8), Ebû Dâvud (no.1819-22), Tirmizî (no. 835) ve Nesâî (menâsik 29, V, 130-1; 44/1. V, 142), Alâ b. e. Rebâh an Safran b. Ya'lâ b. Umeyye an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/91.

[129] İlk lafız Müslim'e (no. 9, s. 837); ikincisi ise Ebû  Dâvud'a (no. 1819) aittir.

Bu hadisi Buhârî (umre 10/1, II, 202; cezâ'us-sayd 19,II, 217; mağâzî 56/6, V, 103; fadâilu'l-Kur'ân 2/2, V, 97), Müslim (hacc 6-10, s. 836-8), Ebû Dâvud (no.1819-22), Tirmizî (no. 835) ve Nesâî (menâsik 29, V, 130-1; 44/1. V, 142), Alâ b. e. Rebâh an Safran b. Ya'lâ b. Umeyye an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/91.

[130] Bu mevkufu Mâlik (hacc no. 12, s. 326), an Nâfi1 an İbn   Ömer senedi ile tahrîc etti.       

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/91.

[131] Bu mevkufu Mâlik (hacc no. 13/a, s. 327), an Nâfl' an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/91.

[132] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1833), Ahmed b. Hanbel an Hüseyni an Yezîd b. e. Ziyâd an Miicâhid an Âişe senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/91.

[133] Bu hadisi Mâlik (hacc no. 17, s. 328), Şafiî (Ümm II,129), Buhârî (hacc 18, II, 145), Müslim (hacc no. 33, s. 846), Ebû Dâvud (no. 1745), Nesâî (menâsik 41/2, V, 137), Tahâvî (II, 130, 228), İbn Hibbân (no. 3758) ve Beyhakî (V, 33), Mâlik an Abdinahman b. el-Kâsım an  ebtht an Âişe asl-ı senedi ile; Ahmed (VI, 98, 192), Müslim (no. 4, s. 846), İbn Mâce (no. 3042), Tahâvî (II, 130, 228), Ubeydullah b. Ömer      3261-ani'1-Kâ.sım an Âişe asl-ı senedi ile;                             

Tirmizî (no. 917), Ahmed b. MenV an Hüseyin an Man-sûr b. Zâdân un Abdinahman h. el-Kâsım an ebîhî... se­nedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/91-92.

[134] Bu rivayeti Müslim (hacc no. 35, s. 847), İbn Cüreyc an Ömer b. Abdillah b. Urve an Urve ve'l-Kâsım an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/92.

[135] Bu hadisi Ahmed (VI, 175), Buhârî (gusl 12-14,1, 71), Müslim (hacc 48, s. 849), Nesâî (menâsik 42/10-11, V, 141; gusl 13,1, 203; 25,1, 209) ve Beyhakî (VII, 228), ibrahim b. Muh. b. el-Münteşir an ebîhî an Âişe asl-ı se­nedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/92.

[136] Bu hadisi Tayâlisî (no. 1394) Ahmed (VI, 254), Buhârî (libâs 74, VII, 60), Müslim (hacc 43-4, s. 848), Nesâî (menâsik 42/7, V, 140) ve Tahâvî (II, 129), Abdurrahman b. el-Esved an ebîhî an Aişe asl-ı senedi ile;               

Tayâlisî (no. 1387), Ahmed (VI, 109, 209, 236, 254), Nesâî (menâsik 42/6, 9, V, 140-1), İbn Mâce (no. 2928) ve İbn Hibbân (no. 3769), Ebû İshâk es-Sebe'î ani'l-Esved an Âişe asl-ı senedi ile;

Tayâlisî (no. 1378), Ahmed (V, 254, 267, 286, 251), Müslim (hacc no. 39, s. 847), Nesâî (42/1 -2, V, 139), İbn Huzeyme (no. 2585, 2587), İbnu'l-Cârûd (s. 209), İbn Hibbân (no. 3759) ve Beyhakî (V, 34), Mansûr an İbra­him ani'l-Esved... asl-ı senedi ile;                     

Tayâlisî (no. 1385), Ahmed (VI, 175, 191, 245), Buhârî (gusl 14,1, 72; libâs 70, VII, 59), Müslim (hacc no. 42, s. 848), Nesâî (menâsik 42/3, V, 139), İbn Huzeyme (no. 2587), Tahâvî (II, 129) ve Beyhakî (V, 34), el-Hakem b. Vteybe an İbrahim ani'l-Esved... asl-ı senedi ile; Şafiî (Ümm II, 129), Ahmed (VI, 41. 264), Nesâî (me­nâsik 42/8, V, 140), Tahâvî (II, 129) ve Beyhakî (V, 35), Atâ b. es-Sâib an İbrahim... asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/92.

[137] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1830), el-Hüseyn b. el-Cü-neyd an Ebî Usâme an Ömer b. Süveyd an Âişe binli Talha an Âişe senedi ile tahrîc etti.

Râvileri güvenilir kimselerdir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/92.

[138] Bu mevkufu Mâlik (hacc no. 19, s. 329), an Nâfi' an Eş­lem mevlâ Ömer an Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/92.

[139] Bu mevkufu Mâlik (hacc no. 14, s. 327), an Nâfi' an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/92.

[140] Bu hadisi Tirmizî (no. 962), Hennâd an Vekî' an Hammâd b. Seleme an Ferkad es-Sebehî an Saîd b. Cübeyr an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti ve isnadının garîb ol­duğunu söyledi.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/92.

[141] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/92.

[142] Sahîh-i Buhârî, hacc 18, II, 145.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/93.

[143] Bu hadisi Mâlik (hacc 4, s. 323), Buhârî (cezâu's-sayd 14, II, 215), Müslim (hacc 91-92, s. 864), Ebû Dâvud (no. 1840), Nesâî (menâsik 27, V, 128-9) ve İbn Mâce (no. 2934), Zeydb. Eşlem an İbrahim b. Abdillah h. Hu-neyn an ebthl asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Lafız Müslim'e aittir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/93.

[144] Bu hadisi Tirmizî (no. 830), Abdullah b. e. Ziyâd an Ab­dillah b. Ya'kûb el-Medenî an ibn ebî'z-Zinâd an ebîhî an Hârice senedi ile tahrîc etti ve isnadı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/93.

[145] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/93.

[146] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1748), Ubeydullah b. Ömer an Abdila'lâ an Muh. b. İshâk an Nâfi' an İbn Ömer se­nedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/93.

[147] Sahîh-i Buhârî, cezâ'us-sayd 14, II, 125.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/93.

[148] Bu hadisi Şafiî (Ümm II, 184; VII, 197), Ahmed (1,221, 372), Dârimî (II, 37), Buhârî (cezâ'us-sayd 11, II, 214; tıbb 12, VII. 14), Müslim (hacc 87, s. 862), Ebû Dâvud (no. 1835), Nesâî (menâsik 92/1-2, V, 192), İbn Huzey­me (no. 2657), İbn Hibbân (no. 3940) ve Tirmizî (839), Amr b. Dînâr an Tavus ve Atâ an İbn Abbâs asl-ı sene­di ile;

Ahmed (I, 236, 249,259, 372), Buhârî (tıbb 15, VII, 15, lafız buna âit), Ebû Dâvud (no. 1836), İbn Hibbân (no. 3939) ve Beyhakî (IX, 339), Hişâm b. Hassan an İklime an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/93.

[149] Bu rivayeti Buhârî (cezâ'us-sayd 11/2, II, 214), Müslim (hacc no. 88, s. 862-3) ve Nesâî (menâsik 95, V, 194), Süleyman b. Bilâl an Alkume b. e. Alkame ani'l-A'rec an İbn Buhayne asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/93.

[150] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1837) ve Nesâî (menâsik 94, V, 194), Abdürrezzâk an Ma 'mer an Katâde an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/93.

[151] Bu mevkufu Mâlik (hacc no. 75, s. 350), an Nâfi' an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/94.

[152] Bu hadisi Müslim (hacc no. 89-90, s. 863), Ebû Dâvud (no. 1838), Tirmizî (no. 952) ve Nesâî (menâsik 45, V, 143), Eyyûb b. Mûsâ an Nübeyh b. Vehb an Ebân asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/94.

[153] Bu hadisi Tayâlisî (no. 2611, 2607), Ahmed (I, 228,221,270,285,324,337,362), Dârimî (II, 37), Bu­hârî (nikâh 30, VI, 128), Müslim (nikâh no. 46-7, s. 1031), Tirmizî (no. 844), Nesâî (menâsik 90/1-2, V, 191; nikâh 37/2, VI, 87-8), İbn Mâce (no. 1965), İbnu'l-Câ­rûd (s. 220-321), Tahâvî (II, 269), İbn Hibbân (no. 4119) Dârekutnî (III, 263), ve Beyhakî (VII, 210), Amr b. Dî­nâr an Câbir b. Zeyd an İbn Abbâs asl-ı senedi ile; Ahmed (1,283,359,360), Buhârî (mağâzî 43, V, 86), Ebû Dâvud (1844), Tirmizî (no. 843), Taberânî (11863) ve Dârekutnî (III 263), Eyyûb an İkrime an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Lafızlar Buhârî'ye aittir (mağâzî).

3266 nolu rivayetin Buhârî'deki muallak senedi: Muh. b. İshâk an İbn e. Necîh ve Ebân b. Salih an Atâ ve Mücâhid an İbn Abbâs.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/94.

[154] Bu hadisi Tayâlisî (no. 2611, 2607), Ahmed (I, 228,221,270,285,324,337,362), Dârimî (II, 37), Bu­hârî (nikâh 30, VI, 128), Müslim (nikâh no. 46-7, s. 1031), Tirmizî (no. 844), Nesâî (menâsik 90/1-2, V, 191; nikâh 37/2, VI, 87-8), İbn Mâce (no. 1965), İbnu'l-Câ­rûd (s. 220-321), Tahâvî (II, 269), İbn Hibbân (no. 4119) Dârekutnî (III, 263), ve Beyhakî (VII, 210), Amr b. Dî­nâr an Câbir b. Zeyd an İbn Abbâs asl-ı senedi ile; Ahmed (1,283,359,360), Buhârî (mağâzî 43, V, 86), Ebû Dâvud (1844), Tirmizî (no. 843), Taberânî (11863) ve Dârekutnî (III 263), Eyyûb an İkrime an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Lafızlar Buhârî'ye aittir (mağâzî).

3266 nolu rivayetin Buhârî'deki muallak senedi: Muh. b. İshâk an İbn e. Necîh ve Ebân b. Salih an Atâ ve Mücâhid an İbn Abbâs.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/94.

[155] Bu hadisi Tayâlisî (no. 2611, 2607), Ahmed (I, 228,221,270,285,324,337,362), Dârimî (II, 37), Bu­hârî (nikâh 30, VI, 128), Müslim (nikâh no. 46-7, s. 1031), Tirmizî (no. 844), Nesâî (menâsik 90/1-2, V, 191; nikâh 37/2, VI, 87-8), İbn Mâce (no. 1965), İbnu'l-Câ­rûd (s. 220-321), Tahâvî (II, 269), İbn Hibbân (no. 4119) Dârekutnî (III, 263), ve Beyhakî (VII, 210), Amr b. Dî­nâr an Câbir b. Zeyd an İbn Abbâs asl-ı senedi ile; Ahmed (1,283,359,360), Buhârî (mağâzî 43, V, 86), Ebû Dâvud (1844), Tirmizî (no. 843), Taberânî (11863) ve Dârekutnî (III 263), Eyyûb an İkrime an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Lafızlar Buhârî'ye aittir (mağâzî).

3266 nolu rivayetin Buhârî'deki muallak senedi: Muh. b. İshâk an İbn e. Necîh ve Ebân b. Salih an Atâ ve Mücâhid an İbn Abbâs.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/94.

[156] Bu hadisi Tayâlisî (no. 2611, 2607), Ahmed (I, 228,221,270,285,324,337,362), Dârimî (II, 37), Bu­hârî (nikâh 30, VI, 128), Müslim (nikâh no. 46-7, s. 1031), Tirmizî (no. 844), Nesâî (menâsik 90/1-2, V, 191; nikâh 37/2, VI, 87-8), İbn Mâce (no. 1965), İbnu'l-Câ­rûd (s. 220-321), Tahâvî (II, 269), İbn Hibbân (no. 4119) Dârekutnî (III, 263), ve Beyhakî (VII, 210), Amr b. Dî­nâr an Câbir b. Zeyd an İbn Abbâs asl-ı senedi ile; Ahmed (1,283,359,360), Buhârî (mağâzî 43, V, 86), Ebû Dâvud (1844), Tirmizî (no. 843), Taberânî (11863) ve Dârekutnî (III 263), Eyyûb an İkrime an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Lafızlar Buhârî'ye aittir (mağâzî).

3266 nolu rivayetin Buhârî'deki muallak senedi: Muh. b. İshâk an İbn e. Necîh ve Ebân b. Salih an Atâ ve Mücâhid an İbn Abbâs.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/94.

[157] Bu hadisi Tirmizî (no. 841), Kuteybe an Hammâd h. Zeyil an Malar el-Verrâk an Rabf'a b. e. Abılirrahman an Süleyman b. Yesâr an Ebî Râfi' senedi ile lahrîc etti ve isnadının hasen olduğunu söyledi.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/94.

[158] Bu hadisi Müslim (nikâh 48, s. 1032), Ebû Dâvud (no. 1843) ve Tirmizî (no. 845), Yezîd b. el-Esamm an Meymûn asl-ı senedi ile lahrîc ettiler.

İlk lafız Ebû Davud'un; ikincisi Tirmizî'nindir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/94.

[159] Bu hadisi Müslim (nikâh 48, s. 1032), Ebû Dâvud (no. 1843) ve Tirmizî (no. 845), Yezîd b. el-Esamm an Meymûn asl-ı senedi ile lahrîc ettiler.

İlk lafız Ebû Davud'un; ikincisi Tirmizî'nindir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/94.

[160] Bu hadisi Mâlik (hacc no. 69, s. 348), an RabVa b. e. Abdirrahman an Süleyman senedi ile tahrîc etti. Mürseldir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/94.

[161] Bu hadisi bir kıssa ile Mâlik (hacc no. 70, s. 348), Müs­lim (nikâh no. 41-45, s. 1030-1), Ebû Dâvud (no. 1841-2), Tirmizî (no. 840), Nesâî (menâsık 91-1-2, V, 192) ve İbn Mâce (no. 1966), Nübeyh b. Vehh an Ebân b. Osman an ebihî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/94.

[162] Mâlik (no. 72, s. 349), an Nâfi' an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/95.

[163] Bu hadis-i mevkufu Mâlik (hacc no, 71,349), an Dâvud b. el-Husayn an Ebî Gatafân senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/95.

[164] Bu hadisi Mâlik (hacc no. 76, s. 350), Müslim (hacc no. 57, s. 852), Ebû Dâvud (no. 1852), Tirmizî (no. 1852) ve Nesâî (menâsık 78/1, V, 182), Mâlik an EbTn-Nadr an Nâfi' mevlâ Ebî Katâde an Katinle asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Mâlik (no. 78, s. 351), Müslim (no. 58, s. 852-3) ve Tir­mizî (no. 848), Mâlik an Zeyd b. Eşlem an Atâ b. Yesâr an Ebî Katâde asl-ı senedi ile; Buhârî (cezâ'us-sayd 2, 3, II, 210), Müslim (hacc no. no. 59, s. 353, 3277. nolu rivayetin lafzı; no. 62, s. 854), Nesâî (menâsik 80/1-2, V, 185-6) ve İbn Mâce (no. 3093), Yahya b. e. Kesir anAbdillah b. e. Katâde an ebî-hî asl-ı senedi ile;

Buhârî (cezâ'us-sayd 5, II, 211), Müslim (hacc 60-61, s. 853-4) ve Nesâî (menâsik 81, V, 186-7), Osman b. Ab-dillah b. Mevheh an Abdillah b. e. Katâde... asl-ı senedi ile; 3279 nolu rivayetin lafzı;

Buhârî (cezâ'us-sayd 4, II, 211) ve Müslim (no. 56, s. 851-2), Süfyân b. Uyeyne an Salih b. Keysân an Ebî Muh. an Ebî Katâde asl-ı senedi ile; 3878. nolu rivaye­tin lafzı; Müslim (no. 63, 64, s. 855), Ebû Hazım ve Ab-dülazîz b. b. Rufey' anAbdillah b. e. Katâde... tarikleriyle tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/95.

[165] Bu hadisi Mâlik (hacc no. 76, s. 350), Müslim (hacc no. 57, s. 852), Ebû Dâvud (no. 1852), Tirmizî (no. 1852) ve Nesâî (menâsık 78/1, V, 182), Mâlik an EbTn-Nadr an Nâfi' mevlâ Ebî Katâde an Katinle asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Mâlik (no. 78, s. 351), Müslim (no. 58, s. 852-3) ve Tir­mizî (no. 848), Mâlik an Zeyd b. Eşlem an Atâ b. Yesâr an Ebî Katâde asl-ı senedi ile; Buhârî (cezâ'us-sayd 2, 3, II, 210), Müslim (hacc no. no. 59, s. 353, 3277. nolu rivayetin lafzı; no. 62, s. 854), Nesâî (menâsik 80/1-2, V, 185-6) ve İbn Mâce (no. 3093), Yahya b. e. Kesir anAbdillah b. e. Katâde an ebî-hî asl-ı senedi ile;

Buhârî (cezâ'us-sayd 5, II, 211), Müslim (hacc 60-61, s. 853-4) ve Nesâî (menâsik 81, V, 186-7), Osman b. Ab-dillah b. Mevheh an Abdillah b. e. Katâde... asl-ı senedi ile; 3279 nolu rivayetin lafzı;

Buhârî (cezâ'us-sayd 4, II, 211) ve Müslim (no. 56, s. 851-2), Süfyân b. Uyeyne an Salih b. Keysân an Ebî Muh. an Ebî Katâde asl-ı senedi ile; 3878. nolu rivaye­tin lafzı; Müslim (no. 63, 64, s. 855), Ebû Hazım ve Ab-dülazîz b. b. Rufey' anAbdillah b. e. Katâde... tarikleriyle tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/95.

[166] Bu hadisi Mâlik (hacc no. 76, s. 350), Müslim (hacc no. 57, s. 852), Ebû Dâvud (no. 1852), Tirmizî (no. 1852) ve Nesâî (menâsık 78/1, V, 182), Mâlik an EbTn-Nadr an Nâfi' mevlâ Ebî Katâde an Katinle asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Mâlik (no. 78, s. 351), Müslim (no. 58, s. 852-3) ve Tir­mizî (no. 848), Mâlik an Zeyd b. Eşlem an Atâ b. Yesâr an Ebî Katâde asl-ı senedi ile; Buhârî (cezâ'us-sayd 2, 3, II, 210), Müslim (hacc no. no. 59, s. 353, 3277. nolu rivayetin lafzı; no. 62, s. 854), Nesâî (menâsik 80/1-2, V, 185-6) ve İbn Mâce (no. 3093), Yahya b. e. Kesir anAbdillah b. e. Katâde an ebî-hî asl-ı senedi ile;

Buhârî (cezâ'us-sayd 5, II, 211), Müslim (hacc 60-61, s. 853-4) ve Nesâî (menâsik 81, V, 186-7), Osman b. Ab-dillah b. Mevheh an Abdillah b. e. Katâde... asl-ı senedi ile; 3279 nolu rivayetin lafzı;

Buhârî (cezâ'us-sayd 4, II, 211) ve Müslim (no. 56, s. 851-2), Süfyân b. Uyeyne an Salih b. Keysân an Ebî Muh. an Ebî Katâde asl-ı senedi ile; 3878. nolu rivaye­tin lafzı; Müslim (no. 63, 64, s. 855), Ebû Hazım ve Ab-dülazîz b. b. Rufey' anAbdillah b. e. Katâde... tarikleriyle tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/95.

[167] Bu hadisi Mâlik (hacc no. 76, s. 350), Müslim (hacc no. 57, s. 852), Ebû Dâvud (no. 1852), Tirmizî (no. 1852) ve Nesâî (menâsık 78/1, V, 182), Mâlik an EbTn-Nadr an Nâfi' mevlâ Ebî Katâde an Katinle asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Mâlik (no. 78, s. 351), Müslim (no. 58, s. 852-3) ve Tir­mizî (no. 848), Mâlik an Zeyd b. Eşlem an Atâ b. Yesâr an Ebî Katâde asl-ı senedi ile; Buhârî (cezâ'us-sayd 2, 3, II, 210), Müslim (hacc no. no. 59, s. 353, 3277. nolu rivayetin lafzı; no. 62, s. 854), Nesâî (menâsik 80/1-2, V, 185-6) ve İbn Mâce (no. 3093), Yahya b. e. Kesir anAbdillah b. e. Katâde an ebî-hî asl-ı senedi ile;

Buhârî (cezâ'us-sayd 5, II, 211), Müslim (hacc 60-61, s. 853-4) ve Nesâî (menâsik 81, V, 186-7), Osman b. Ab-dillah b. Mevheh an Abdillah b. e. Katâde... asl-ı senedi ile; 3279 nolu rivayetin lafzı;Buhârî (cezâ'us-sayd 4, II, 211) ve Müslim (no. 56, s. 851-2), Süfyân b. Uyeyne an Salih b. Keysân an Ebî Muh. an Ebî Katâde asl-ı senedi ile; 3878. nolu rivaye­tin lafzı; Müslim (no. 63, 64, s. 855), Ebû Hazım ve Ab-dülazîz b. b. Rufey' anAbdillah b. e. Katâde... tarikleriyle tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/96.

[168] Bu hadisi Mâlik (no. 83, s. 353), Buhârî (cezâ'us-sayd 6, II, 212), Müslim (hacc no. 50-52, s. 850-1), Tir­mizî (no. 849) ve Nesâî (menâsik 70, V, 183-4), Ubey-dullah b. Abdillah b. Utbe an İbn Abbâs ani's-Sa'h asl-ı senedi ile;Müslim (no. 53-54, s. 851) ve Nesâî (menâsık 79, V, 185), Habîb b. e. Sabit an Saîd b. Cübeyr an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/96.

[169] Bu hadisi Mâlik (no. 83, s. 353), Buhârî (cezâ'us-sayd 6, II, 212), Müslim (hacc no. 50-52, s. 850-1), Tir­mizî (no. 849) ve Nesâî (menâsik 70, V, 183-4), Ubey-dullah b. Abdillah b. Utbe an İbn Abbâs ani's-Sa'h asl-ı senedi ile;Müslim (no. 53-54, s. 851) ve Nesâî (menâsık 79, V, 185), Habîb b. e. Sabit an Saîd b. Cübeyr an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/96.

[170] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1851), Tirmizî (no. 846) ve Nesâî (menâsık 81/2, V, 187), Amr b. e. Amr mevlâ'l-Muttalib ani'l-Muttalib an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/96.

[171] Bu hadisi Mâlik (hacc no 79, s. 351) ve Nesâî (menâsık 78/3, V, 183), Mâlik an Yahya b. Saîd an Muh. b. İbr. b. el-Hâris an İsâ b. Talha an Umeyr b. Seleme ed-Damri ani'l-Behzî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/96.

[172] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1854) ve Tirmizî (no. 850), Ebû'l-Mühezzem an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Ebû'l-Mühezzem, Yezîd b. Süfyân olup metruk bir râvidir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/97.

[173] Bu hadisi Nesâî (menâsık 26/2, V, \21),Ahmedb.Fadâ-le b. İbrahim an Hâlid b. Mahled an Süleyman b. Bilâl an Yahya b. Saîd ani'l-Kâsım b. Muh. an ebîhî an Ebî Bekr senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/97.

[174] Mâlik (no. 54, s. 342), an Nâfi' an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/97.

[175] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1744) ve Tirmizî (no. 945 m). Mervân b. Şücâ' an Husayf an İklime ve Mücâhid ve Atâ un İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

İsnadı hakkında Tirmizî "hasen garîb" hükmü verdi.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/97.

[176] Bu mevkufu Mâlik (no. 93, s. 358), an Alkame b. e. Al-kame an ümmihî an Aişe senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/97.

[177] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1818), Abdullah b. İdrîs an İbn İshâk an Yahya b. Abbâd b. Abdillah b. ez-Zübeyr an ebîhî an Esma asl-ı senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/97-98.

[178] Bu hadis-i mevkufu Mâlik (no. 92. s. 357), an Yahya b. Saîd an Muh. b. İbr. b. el-Hâris et-Teymî an Rabî'a se­nedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/98.

[179] Bu hadis-i mevkufu Mâlik (no. 95, s. 358), an Nâfi' an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/98.

[180] Bu hadis, Ümmü'l-Esved'in, Münye binti Ubeyd b. e. Berze'den rivayetiyle gelmiştir. Bu rivayet garîbtir (Mecma' III, 217).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/98.

[181] Râvilerinden Alî b. Yezîd, hakkında ihtilâf olan bir râvi-dir (Mecma' III, 233).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/98.



Konu Başlığı: Ynt: İhram mîkatları
Gönderen: Mehmed. üzerinde 04 Temmuz 2019, 14:02:12
Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: İhram mîkatları
Gönderen: Ceren üzerinde 04 Temmuz 2019, 20:52:06
Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ..