๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 13 Ocak 2011, 16:49:06



Konu Başlığı: Hadis rivayeti râvileri
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 13 Ocak 2011, 16:49:06
HADİS RİVAYETİ, RÂVÎLERİ, YAZIMI VE İLMİN KALKMASI


294-İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Bizden duyup da aynen duyduğu gibi (bankasına) tebliğ eden kişinin yüzünü Allah aydınlatsın! Kendisine tebliğ edilen niceleri vardır ki. duyandan daha kavrayıcıdır."
(Tirmizî.]
295-İbn Amr b. el-Âs radiyallahu anh' dan:
(Allalı Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Benden bir âyet dahi olsun (başkasına) ulaştırın! İsrâiloğulları hakkında (anlatılan hâdiseleri) de anlatın, bunda bir sakınca yok tur. Kim bana karşı -demediğimi dedi diye-iftirada bulunup yalan söylerse, ateşteki yeri ne hazırlansın." [Buhârî ve Tirmizî.]
296-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Sizler diyorsunuz ki: Ebû Hureyre çok hadis rivayet ediyor; neden Muhacirler ve En-sâr onun gibi (çok) hadis rivayet etmiyorlar? Muhacir kardeşlerimi çarşı pazardaki alışve rişleri meşgul ediyordu; ben ise boğaz toklu ğuna Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel lem'in yanından hiç ayrılmıyordum. Onların olmadığı yerde ben bulunuyor, unuttuklarında ben ezberliyordum. Ensar kardeşlerimi de mallan ile meşguliyet alıkoyuyordu. Ben Suf-fe ashabından miskin biriydim.
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, söylediği sözlerden birinde şöyle buyurmuş tur: "Kim ben konuşurken elbisesini serip de konuşmamı bitirdiğimde katlarsa mutlaka söylediklerimi ezberler." İşte ben bu hadisi gözönünde bulundurup, O konuşurken üze rimdeki elbiseyi serdim, bitirince elbisemi göğsüme katladım. O günden sonra söyledik lerini bir daha unutmamasıya kavradım."
297-Rivayetlerinden birinde Ebû Hureyre şöyle anlatmaktadır: "İnsanlar diyorlar ki:
'Ebû Hureyre amma da çok hadis rivayet edi yor'. Allah şahit ki ben Allah Resulü sallalla hu aleyhi ve sellem'e yalan bir söz isnâd ede rek sizi şaşırtmam. Eğer şu âyet olmasaydı si ze hiçbir hadis rivayet etmezdim: «Gerçekten indirdiğimiz belgeleri ve doğru yolu Kİtâb'da insanlara açıkladıktan sonra gizleyen kimse ler var ya, onlara hem Allah lanet eder, hem lânetçiler lanet eder. Ancak tevbe edenler, ıs lah olanlar ve gerçeği ortaya koyanlar müs tesna; işte onların tevbesini kabul ederim. Ben levbeleri daima kabul eden ve merhamet edenim»." (Bakara 2/159-160)
298-Bir başka rivayetinde: "İnsanlar der ler ki: «Ebû Hureyre çok hadis rivayet edi yor». Derken bir adama rastladım ve sordum: «Dün gece yatsı namazında Allah Resulü sal lallahu aleyhi ve sellem ne okudu?» «Bilmi yorum» deyince, «Demek ki orada yoktun» dedim. Israrla şöyle dedi: «Hayır vardım.» Ben de dedim ki: «Ben vardım, falan falan sû releri okudu»."
[Buhârî, Müslim ve Tirmizî]
299-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'den iki kap (dolusu ilim) öğrenip ezberle dim; bir tanesini size yaydım. Diğerini söyler sem bu boğazım kesilir." [Buhârî]
300-Ebû Zer radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'den duyduğum bir şeyi söylememe engel olmak için keskin kılıcı —ensesini göster erek— buraya koysanız da, beni daha öldür meden onu söy ley iv eririm." [Buhârî, muallak olarak)
301-Ebû Humeyd ve Ebû Üseyd radiyalla hu anh'dan;
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu;)
"Eğer berulen, kalplerinizin tanıyabilece ği, tüylerinizi ürpertmeyen bİr hadis duyar sanız ve onun size yakın olduğunu görürse niz, ben o sözü söylemeye sizden daha yakı nım. Eğer kalblerinİzin tanımadığı, tüy lerinizi diken diken eden bir söz duyarsanız ve onun sizden uzak olduğunu görürseniz bilin ki, ben ona sizden daha uzağım." [Ahmed ve Bezzâr]
302-Muâz radiyallahu anh'dan, dedi ki;
"Kur'ân insanlara açılacak. Öyle ki, ka dın, çoluk çocuk (herkes rahatlıkla) Kur'ân okuyacak. Sonra kişi kalkıp: «Ben Kur'ân okudum. Yine de bana uyulmadı» diyecek. Sonra namaz kıldıracak, ama gene uyulmaya cak. Sonra evinde bir mescid edinecek, ama gene uyulmayacak. Diyecek ki; «Kur'ân oku dum, bana uyulmadı; onunla namaz kıldırdım, yine bana uyulmadı, evimde mescid edindim, yine uyulmadı. Vallahi onlara Allah'ın Ki-tâb'ında bulamadıkları ve Resulünden duy-madıklan bir hadis getireceğim, belki uyar lar»." Muâz şöyle dedi:
"Sakın onun getirdiğine inanmayın, çünkü onun getireceği ancak sapıklık olacaktır."
[Dârimî, bunu biraz daha uzun bir metinle rivayet etti. İnşaallah fitneler kısmında Ebû Davud'un benz;eri bir rivayeti gelecektir]
303-Usâme el-Huzelî radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Milletlerden kırk kiği veya daha çok kişi şahitlik ederse Allah onların şehâdetlerİni ka bul eder. —Ya da şöyle dedi— Allah onların şehâdetlerİni doğrular." [Tabcrânî, el-Mu'cemu'l-Kebtr ve el-Mu' cenıu' l-Evsat. İsnadında Salih b. Hilâl adlı bir râvi vardır,]
304-Enes radiyallahu anh'dan: "Vallahi size tüm anlattıklarımızı, (doğru dan) Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel lem'den duymuş değiliz; ama biz birbirimize hiç yalan söylemezdik." [Taberânî, el-Mu'cemu'î-Kebîr.]
305-Berâ radiyallahu anh'dan:
"Bütün hadisleri AUah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'den duymuş değiliz. Devele ri gütmemiz bizi bundan alıkordu; ancak ar kadaşlarımız O'ndan duyduklarım bize anla tırlardı." [Ahmed]
306-Ya'kûb b. AbdiUah b. Süleyman b. Ükeyme radiyallahu anh'dan; O da babasından, o da dedesinden, dedi ki:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gittim. O'na dedik ki: "Babalarımız, analarımız sana feda olsun, ey Allah Resulü! Biz senden hadis duyuyoruz, ama aynı senden duyduğu muz gibi başkalarına anlatamıyoruz. Ne yap mamız gerekir?" Şöyle buyurdu:
"Haramını helâl, helâlini haram yapma dan mânâya isabet ederseniz, hiçbir sakınca sı yoktur." [Taberânî. d-Mu'cemu'l-Kehtr'âc. İsna dında Ya'kub ile babası mevcuttur.]
307-ed-Dahhâk b. Müzâhim'den:
İbn Abbâs radiyallahu anh, bir kıssacı gördü ve sordu:
"Sen nâsih, mensûh nedir bilir misin?"
"Nâsih, mensûh da nedir?"
*'Nâsih ile mensubun ne olduğunu bilmi yor musun?"
"Hayır."
"Öyleyse hem helak oldun; hem de başka larını helak ettin" dedi. [Taberânî el-Mu'cemu'l-Kebir'de. İsnadında Amiroğullannın azatlısı Ebû Râşid mev-13 Benî Âmir mevcuttur.]
308-Câbir ve Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Fâsık ve açıkça günah işleyenin aleyhin de konuşmak gıybet sayılmaz. Ümmetimin her ferdi, açıkça (pervasızca) günah işleyen dışında affedilecektir." [Rezîn]
309-Muâviye b. Hayde radiyallahu anh'dan;
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, onlara hitaben şöyle buyurmuş: "Fâciri anlatmaktan ne zamana kadar kaçınacaksınız? İnsanlar (tanıyıp) sakınana kadar, onu rezil edin!" [Taberânî]
310-Abdurrahman b. Ebzâ radiyallahu anh'dan:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir gün hitâb ederek müslümanlardan bir taifeyi övdü. Sonra şöyle buyurdu: "Bazı kimselere ne oluyor da komşularına fıkıh Öğretmiyor, ilim öğretmiyor, vaaz etmiyor, iyiyi emretmiyor ve onları kötülükten alıkoymuyorlar?
Diğer bazı kimselere de ne oluyor ki, kom şularından ne fıkıh, ne de ilim öğreniyorlar. Onlardan öğüt de almıyorlar. Vallahi insan lar, ya komşularına öğretecekler, onlara öğüt verip iyiyi emredecekler, kötüden de alıkoya caklar, diğer insanlar da komşularından fıkıh öğrenecek ve öğüt alacaklar, ya da ben onla rı hemen cezalandıracağım!" Sonra hutbeden indi. Bir grup: "Bu sözleri ile acaba kimi kas-detti?" dediler. Bunun üzerine:
"Eş'arîlerdİr. Çünkü onlar fakıhtir. Onların câhil sucuları vardır, aynca yanlarmda be deviler de yaşamaktadır. Ama onlara bir şey öğretmiyorlar" dedi. Eş'arîler bunu duyunca hemen Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'in yanma geldiler ve şöyle dediler:
"Ey Allah Resulü! Bir kavmi övdün, ama bizi kötüledin, suçumuz nedir?"
"Bir kavim, komşularına, ilim Öğretecek tir, fıkıh öğretecektir, onlara öğüt verecektir. Onlara İyiyi emredecek, kötüden de alıkoya caktır. Diğer kavim de onlardan Öğrenecektir Öğüt alacaklar, fıkıh öğreneceklerdir Aksi halde onların cezasını hemen vereceğim" bu yurdu.
Onlar da: "Ey Allah Resulü! Onlara biz den başkası vaaz veriyor mu?" dediler.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem on lara sözünü tekrarladı; onlar da karşı sözlerini tekrarladılar. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, aynı şeyi tekrar edince, şöyle dediler: "Bize bir yıl mühlet ver." Onlara, komşuları nı eğitmek ve fıkıh öğretmek. Öğütte bulun mak için bir yıl mühlet verdi. Sonra Peygam ber sallallahu aleyhi ve sellem şu âyeti okudu: "İsrâiloğullarından inkâr edenler, Davud'un ve Meryem oğlu İsa'nın diliyle lanetlenmiş lerdi. Bu, baş kaldırmaları ve aşırı gitmele-rindendi." (Mâide 5/78) [Taberânî, c/-MH'cemM7-Kebtr'de leyyin bir isnâdla rivayet etti.]
311-Kerdûs b. Amr radiyallahu anh'dan:
Bedir ehlinden bir adam duydum (Şu'be dedi ki: sanınm o Alî'dir). Dedi ki: Peygam ber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ayrıntılı anlatılması, bana göre şu şu... konulardan bahsedilmesinden daha İyidir." Şu'be dedi ki (Abdülmelik'e):
"Aynntıhdan ne kastedildi?" dedim; "Kıs salar" diye cevap verdi. [Bezzâr]
312-Şu'be radiyallahu anh'dan: Dedi ki: "Bu hadis sizi, Allah'ı zikretmek ten, namaz kılmaktan ve sıla-ı rahimden alı-kor. Vazgeçiyorsunuz değil mİ?" [Ebû Ya'iâ]
313-Râfı' b. Hudeyc radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in elinde bir iğne gördüm. "Bu nedir?" diye sordum, şöyle buyurdu: "Bununla zikredip Öğüt alıyo rum." [Taberânî, et-Mu' cemu' l-Kebtr'dt zayıf bir isnâdla.]
314-İbn Amr b. el-Âs radiyallahu anh' dan:
Bir kavim Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in kapısının önünde Kur'ân hakkın da tartışıyorlardı. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, yüzünün rengi değişmiş bir halde çıkıp şöyle buyurdu: "Ey kavmim! İşte bu yüzden milletler helak olmuştur. Kur'ân (âyetleri) birbirini tasdik eder, siz onun bazı (âyetlerini) bazı âyetleri ile yalanlamayın!"
[Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr]
315~Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu;)
"Benden bir §ey yazmayın/ Kim benden Kur'ân in dı§ında bir §ey yazmışsa onu he men Sİlsİn!" [Müslim, daha uzun bir metinle.]
316'Zeyd b. Sabit radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e vahiy yazardım. O'na vahiy geldiği zaman, şiddetli bir hal alır, çok terlerdi; üzerinden inci taneleri gibi ter boşanırdı. Vahiy bitince o hal geçerdi. Yanına bir parça koyun kürek kemiği ve parçasıyla girerdim, O söyler ben de yazar dım. Bitirinceye kadar Kur'ân'ın ağırlığından ayaklarım nerdeyse kınlacak gibi olurdu, yürü-yemeyeceğimi sanırdım. Yazma işini bitirdi ğimde bana "Oku bakalım!" derdi, ben de okurdum, bir eksiklik varsa düzelttirirdi. Sonra onunla (yazdıklarımla) insanlara çıkardım. [Ta-berânî, el-Mu'cemu' l-Evsat]
317-İbn Amr b. el-Âs radiyallahu anh'dan:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den, duyduğum her şeyi yazardım. Ancak Kureyş beni bundan alıkoydu. Dediler kİ: "Sen her söylediğini yazıyorsun, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bir insandır, kızgınlık halinde de, hoşnutluk halinde de konuşabilir."
Sonra yazmaktan vazgeçtim. Bunu Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e anlatınca, mübarek parmağıyla ağzını gösterdi ve şöyle buyurdu: "Yaz! Nefsim elinde olan Allah'a ye min ederim ki, bundan haktan başka hiçbir §ey çıkmaz." [EbûDâvud]
318-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Ensar'dan bir adam dedi ki: "Ey Allah Resu lü! Ben senden hadis dinliyorum, ama bir türlü ezberleyemiyorum." Bunun üzerine eliyle yazıyı kastederek: "Sağ elinden yardım iste!" buyurdu. [Timıizî. Aynca bu hadis için "münker'diı" dedi.]
319-Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan, dedi ki; "Peygamberin ashabı içinde, benim kadar hadis bilen kimse yoktur. İbn Amr hariç; çünkü o yazardı, ben yazmazdım." [Buhârî ve Tirmizî.]
320-Zeyd b. Sabit radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, yahudilerin yazısını (İbranice) Öğrenmemi em retti. "Vallahi, mektuplarım konusunda yahudi-lere güvenmiyorum" buyurdu. Bu nedenle on ların yazısını yarım ay geçmeden tam anlamıy la öğrendim. Bu dili öğrenince Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in yahudilere yaza cağı mektubu ben yazardım. Yahudiler de O'na bir mektup gönderdikleri zaman mektubunu ben okurdum. [Buhârî. Ebû Dâvud ve Timıizî.]
321-İbn Ebî Müleyke radiyallahu anh'dan: İbn Abbâs'a bana bir mektup yazmasını ve bazı şeyleri de benden gizli tutmasını rica eden bir mektup yazıp gönderdim. Bunun üzerine hakkımda şöyle demiş: "Çok samimî bir ço cuk; ben ona bazı şeyleri seçiyorum ve ondan bazı gizlediklerim de oluyor." (Râvi dedi ki: İbn Abbâs) bir ara Alî radiyallahu anh'ın hü kümlerini içeren mahkeme kararlannı getirtti ve bana ondan bir şeyler yazmaya başladı. (Hoşlanmadığı veya kabul etmediği) bir şey görünce de: "Vallahi eğer Alî bu hükmü ver-mişse mutlaka şaşırmıştır" diyordu. [Müslim]
322-Ömer b. Abdilazîz radİyaJlahu anh'-dan:
O, Ebû Bekr b. Hazm'a bir mektub yazıp dedi ki: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in hadislerini araştır ve bir kitapta top la. Çünkü âlimlerin ölmesiyle ilmin yok olup gitmesinden korkuyorum. Kitabına Peygam ber sallallahu aleyhi ve sellem'in hadisinden başka hiçbir şey koyma. Böylece onu okuyan lar ilmi yaysınlar ki bilmeyenler de öğrensin ler. Zira ilim sır olmadığı sürece asla yok ol maz." [Buhârî]
323-İbn Amr b. el-Âs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu;)
"Şüphesiz Allah, ilmi insanların ellerinden çekerek almaz. Ama âlimleri alarak ilmi alır. Âlimlerden kimse kalmayınca, insanlar câhil önderler edinirler, onlara sorarlar, onlar da fet va verirler; hem kendileri sapar, hem de onla rı saptırırlar." [Buhârî, Müslim ve Tirmizî.]
324-Ebu'd-Derdâ radiyallahu anh'dan:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile beraberdik, gözüyle semâya baktı ve şöyle de di: "Şu an, ilmin insanlardan çalınma zama nıdır; halta ilim adına hiçbir §eye sahip ola mayacaklardır." Ziyâd b. Lebîd el-Ensârî de di ki:
"İlim nasıl çalınacak, devamlı Kur'ân okuyoruz. Kur'ân'ı okuyup öğretiyoruz, ço-cuklanmıza, hanımlarımıza da öğretip okutu yoruz."
Şöyle buyurdu:
"Ey Ziyâd! Annen seni yetim bıraksın! Se ni Medine ahalisinin fakihlerinden sayacak olursam, (şuna dikkatini çekmek isterim) söy le bakalım i§te Tevrat yahudilerin elinde ve i§-te incil hıristiyanlann elinde, bu kitabların onlara faydası var mıdır?"
Cübeyr dedi ki: "Ubâde b. es-Sâmit radi yallahu anh'a rastladım, dedim ki: «Karde şin Ebu'd-Derdâ ne anlatıyor duyuyor mu sun?» Söylediklerini ona anlatınca, şöyle de di: «Doğru söylemiştir. İstersen yeryüzün den kalkacak olan ilk ilmi sana bildireyim. Yeryüzünden ilk kalkacak olan ilim, hu-şû'dur. Camiye girip de huşu içinde tek bir
adam göremiyeceğin günler, pek yakındır»." [Tirmizî]
325-Âişe radiyallahu anhâ'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu;) "Alimin ölümü islam'da öyle bir ge dik açar ki, gece ile gündüz birbirlerini kova ladıkça, (hu gedik) kapanmaz." [Bezzâr. tahrtcei-miş ve isnadının garîb olduğunu söylemiştir.]
326-Muâz b. Enes radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Bu ümmet üç şey zuhur etmedikçe şeriat üzere olacaktır: Onlardan ilim alınmadıkça, çok yemin eden türediler çıkmadıkça, Saffâ-rûn çıkmadıkça." "Saffârûn veya Sakkârûn nedir ey Allah'ın Resulü?" diye sorulunca şöyle buyurdu; "Ahir zamanda selamları, lâ-netleşmeklen ibaret olacak olan türemeler."
(Ahmed ve Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebir'de, leyyin bir isnâdla.]



Konu Başlığı: Ynt: Hadis rivayeti râvileri
Gönderen: Mehmed. üzerinde 28 Haziran 2019, 19:35:58
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Hadis rivayeti râvileri
Gönderen: Ceren üzerinde 06 Temmuz 2019, 19:25:22
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri peygamber efendimizin ogutlerinde hadislerinde yaşayan kullardan eylesin inşallah. ...