Konu Başlığı: Ganimetler ve hıyanetler Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 07 Ocak 2011, 21:20:23 GANİMETLER VE (GANİMETE) HIYANETLER İLE İLGİLİ KONULAR 6249- Mucemmi' bin Câriye el-Ensârî radiyallahu anh'dan: "Hudeybiye'den döndüğümüzde, haklım ki insanlar develerini (bir yöne doğru) hızlandırıyorlardı. Dedik ki: 'Bu insanlara ne oldu?' Şöyle dediler: 'Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'e vahiy geldi.' Develerimizi dehleyerek yumduk. Onu Kirâ'ul-Gamîm denilen yerde devesinin üstünde durmuş olarak bulduk. İnsanlar toplanınca bize: 'İnnâ fetelınâ lekefet-hen tnübînâ1 (sûresi)ni okudu. Bir adam dedi ki: 'Bu (sulh) bir fetih midir'?' Şöyle buyurdu: 'Muhammed'in canı elinde olana yemin ederim ki, bu (Hudeybiye barışı) bir fetihtir' Sonra (sûreyi'Allah size alacağınız bir çok ganimetleri va'd etmiştir. Bunu da size acele (peşin) olarak vermiştir' mealindeki âyete (Fetih 20) kadar okudu. Peşin ganimetle Hayber'i kasd etmiştir. Hudeybiye'den ayrılınca Hayber'e harbe gittik ve orayı fethettik. Oranın ganimetlerini Hudeybiye'de bulunanlar arasında taksim etti. Onlar üçyüzü süvari olmak üzere binbeş-yüz kişi idiler. Piyadeye bir sehim (pay), süvariye ise iki sehim olmak üzere ganimetleri on sekiz sehme taksim etti." |Ebû Dâvud] 6250- İbn Ömer radiyallahu anlı'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, (ganimeti) bir sehim kişi için, iki sehim de atı için olmak üzere süvariye üç sehim olarak taksim edip verdi." [Buhârî, Müslim, Tirmizî, aynı lafızla Ebû Dâvud.] 6251- İbnü'z-Zübeyr radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Hayber yılında Zübeyr'e dört sehim verdi. Şöyle ki: (Zübeyr'in) kendisine bir sehim, bir sehim de annesi Safiyye'ye akrabalık sebebiyle, iki sehim de atına." [Nesât] 6252- Büşeyr bin Yesâr radiyallahu anh'dan: "Allah, Resulüne Hayber'in fethini müyesser edip ganimetlerine onu sahip kılınca onun ganimetlerini oluzaltı sehme böldü. Her bir selimi de yüz sehim olarak topladı. Bunun yansını Vatına kalesi, Kuteybe mevkii ve bu iki kaleye ilave olunan kalelerin ihtiyaçlarına ayırdı. Öbür yarısını, Şakk kalesini, Natât suyunu ve bunlara ilave olunanları müslümanla-ra ayırdı. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in sehmi bu iki ilave olunanların içinde idi." 6253- Diğer rivayette: "Vatîh, Kuteybe ve Selâlîm" olarak geçmektedir. 6254- İbn Şihâb radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hayber'i beşe ayırdı. Beşte birini kendisine aldıktan sonra kalanı, Hudeybiye seferine katılanlardan Hayber'e gelen ve gelmeyenler arasında taksim elti." |Ebû DâvudJ 6255- Haşrec bin Ziyâd'dan, o da babasının annesi olan ninesinden (Ümmü Ziyâd'dan): "Hayber fethinde, ben altı kadının altıncısı olarak savaşa katıldım. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, katıldığımızı duyunca, bize haber gönderdi, yanına vardık. Öfkelenmiş bir halde şöyle dedi: 'Kiminle çıktınız, kimin izni ile çıktınız?' 'Yün eğirmek, onunla Allah yolunda yardımcı olmak ve okları toplayarak vermek için çıktık. Yaralıları tedavi edecek ilâçlarımız da vardır. Yemekte yaparız" dedik. 'öyleyse kaimi' buyurdu. Sonra Allah, Hayber'in fethini müyesser kılınca ganimetlerini tıpkı erkeklere paylaştırdığı gibi bize de paylaştırdı. Dedim ki: 'Ey nine, ne idi o ganimettiniz)?' 'Hurma idi' dedi." |Ebû Dâvutl! 6256- Âbî'l-Lahm'in azatlısı Umeyr radiyallahu anh'dan: "Efendilerimle birlikte (Hayber savaşına) katıldım. Allah Resulü İle benîm hakkımda konuşlular. Hemen kılıç kuşandırıldım. (Kü-Çük olduğum için) Kılıç yerde süründü. Sonra köle olduğum bildirilince, bana ganimetten işe yaramaz ev eşyası verilmesini emretti. Delilere okuduğum nıkyeyi (efsunu) ona arze-dince, bana bir kısmını bırakıp, bir kısmını okumamı emretti." |Ebû Dâvud ve krizi i!eTirmi/.î.| 6257- Zührî radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, beraberinde çarpışan yahudîlere de ganimetten verdi." [Tiımizîj 6258- Câbir radiyallahu anh'dan: "Bedir savaşı günü ben kuyunun dibine iner arkadaşlarıma su doldururdum." Ebû Dâvud "Yani bu, ona bir hisse vermedi, anlamına gelmektedir" dedi. 6259- Ebû Mûsâ radiyallahu anh'dan: "Hayber'in fethinden sonra ben, Eş'arîlerden bir grup içinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e geldim. Ganimetten bize de pay verdi. Bizden başka (Hayber'in) fethinde bulunmayanlardan hiç kimseye vermedi." |Ebû Dâvuıl ve aynı lafızla Tİrmizî.] 6260- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Hayber'i fethettiği zaman ben Medine'ye geldim. Dedim ki: 'Ey Allah'ın Resulü! Bana da hisse ver!' Saîd bin el-Âs'ın çocuklarından birisi: 'Ey Allah'ın Resulü! Ona hisse verme!' dedi. Ben de buna karşılık: 'Şu adam (Uhud'da şehit olan) İbn Kavkal'ın katilidir' dedim. Bunun üzerine: 'Ne acayip şey! Dân dağı tarafından üzerimize gelen şu dağ kedisine de bak! Allah'ın benim elimde kendisine şehitlik mertebesi vermek suretiyle ikramda bulunduğu ayrıca onun elinde beni kâfir olarak Öldürtmediği, beni rezil etmediği bir zâtı öldürmekle beni itlıam ediyor'." Anbese dedi ki: "Ona bir hisse verip vermediğini bilmiyorum." [Buhârî ve Ebû DâvudJ 6261- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Bedir günü ayağa kalkarak şöyle dedi: 'Osman, Mekke'ye Allah ve Resulünün işi için gitti; ben onun biatim kabul ediyorum,' Osman'dan başka, orada bulunmayanlardan hiç kimseye, hisse ayırmadı." |Ebû Dâvud| 6262- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Hangi köye geldi iseniz, ya da orada ikamet etmişseniz size oradan hisse vardır. Allah ve Resulüne âsi gelen herhangi bir kasaba halkının ganimetinin beşte biri Allah ve Resulüne aittir ve o(ndan geri kalan) da sizindir." [Müslim ve Ebû Dâvud.] 6263- Sahabeden olan birisinden: "Harplerde biz develer kesip yerdik. Hatla evlerimize döneceğimiz zaman çuvallarımız ondan dolu olarak dönerdik." |Ebû Dâvud] 6264- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Biz yaptığımız savaşlarda bal ve üzüm elde ederdik, kaldırıp götürmeden orada yerdik." [Buhârî] 6265- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e içinde boncuk bulunan bir kese getirildi. Onu hür kadınlarla cariye kadınlar arasında taksim elti. Babam (Ebû Bekr) da, ganimetten hür olana da, köle olana da verirdi." [Ebû Dâvud] 6266- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Peygamberlerden bir peygamber harbe çıkacağı zaman şöyle dedi: "Nikâhla bir kadına sahip olup da onunla gerdeğe girmeyi istediği halde henüz gerdeğe girememiş olan kişi ardımdan gelmesin! Ev yapıp da henüz tavanını bitirememiş kişi de ardımdan gelmesin! Yahut koyun veya diğer hayvanlar satın alıp da onların doğurmalarını beklemekte olan adam da arkamdan gelmesin!' Sonra ikindi namazına yakın bir zamanda o yere yaklaştı. Güneşe şöyle dedi: 'Sen memursun, ben de memurum. Allahım! Onu bizim üzerimizde tut!' Allah oranın fethini müyesser kılıncaya dek güneş tutuldu ve batmadı. Aldığı ganimetleri topladı. Ateş geldi, an-cak toplanan ganimeti yakmadı. Peygamber şöyle dedi: 'İçinizde bir hain vardır. Her kabileden bir adam bana gelip biat etsin!' Böylece ona biat etmeye başladılar. Bir adamın eli onun eline yapıştı. Peygamber: 'içinizde bir hain var' dedi. Bu defa sığır başı kadar bir altın getirdiler. Onu orta yerde duran malın içine koydu, ateş gelip onu yedi (eritti), işte bizden önce hiç kimseye ganimetler helâl de- ğitdi. Sonra Allah bizim güçsüzlüğümüzü ve aczimizi görünce ganimeti bize helâl kıldı.' 6267- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Bir gün Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem aramızda durup (ganimet malına) hıyanetten söz etti, işi pek ciddiye alıp şöyle buyurdu: "Sakın sizden birinizi kıyamet günü, boynunda böğürmesi olan bir deve olduğu halde gelerek: "Ya Resûlâllah! Beni kurtar!' derken, kendimi de: 'Senin için bir şeye mâlik değilim; ben ancak sana tebliğ ettim' diye cevap verirken bulmayayım. Sakın sizden birinizi kıyamet günü boynunda kişneyişi olan bir at olduğu halde gelerek: 'Yâ Resûlâllah.' Beni kurtar!' derken, kendimi de: 'Senin için hiç bir şeye mâlik değilim; ben ancak sana tebliğ ettim' diye cevap verirken bulmayayım. Sakın sîzden birinizi kıyamet günü boynunda çığlığı olan bir kimse olduğu halde gelerek: 'Yâ Resûlâllah! Beni kurtar!' derken, kendimi de: 'Senin için hiçbir şeye mâlik değilim; ben ancak sana tebliğ ettim' diye cevap verirken bulmayayım. Sakın sîzden birinizi kıyamet günü, boynunda altın, gümüş olduğu halde gelerek: 'Yâ Resûlâllah! Benî kurtar!' derken, kendimi de: 'Senin için hiç bir şeye mâlik değilim; ben ancak sana tebliğ ettim' diye cevap verirken bulmayayım.' [Her ikisi de Buhârî ve Müslim'e aittir.] 6268- Semure radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Kim hıyanet eden (ganimet hırsızın) ı gizlerse o da onun gibidir." [Ebû Dâvud] 6269- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, ganimet elde ettiği zaman, Bilâl'e nida ettirip insanları toplardı. Herkes elde ettiği ganimetini getirirdi. Önce onlardan kendine beşte birini ayırırdı, sonra kalan kısmını insanlar arasında paylaştırırdi. Bir adam bu çağrıdan sonra elinde bir kıl yuları ile geldi. Dedi ki: 'Ey Allah'ın Resulü! İşle ganimetten elde edebildiğimiz ancak budur.' 'Bilâl'ın üç kere seslendiğini duymadın mı?' 'Evet.' 'Seni hemen gelmenden alıkoyan nedir?' Bunun üzerine adam kabahatini itiraf edip özür beyan etti ise de Peygamber sallallahu aleyhi ve seîlem şöyle buyurdu: 'Kıyamet gününde sen bununla geleceksin. Bu nedenle onu senden asla kabul edemem'." |İkisi de Ebû Davud'a aittir.J 6270- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile Hayber harbine çıktık. Allah bizlere fethi müyesser kıldı; fakat altın ve gümüş olarak hiçbir ganimet elde edemedik. Ancak, mal, yiyecek ve elbiseler elde etlik. Sonra vadiye gittik —Vâdi'l-Kurâ'yı kastediyor— Onun (sallallahu aleyhi ve sellem) beraberinde Cüzam ka- hilesinden kendisine hediye edilen, Dubeyb oğullarından Rifâa bin Zeyd adında bir adamın bağışladığı bir köle vardı. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in bu kölesine kendisine atılan bir ok isabet etti ve olduğu yere yığılarak öldü. Dedik ki: 'Ne mutlu ona şehit oldu!' Bunun üzerine şöyle buyurdu: 'Muhammed'in canı elinde olan Allah'a yemin ederim ki, hayır! Hayber günü taksimatta hakkı olmayarak ganimet malından aldığı o büyük elbise (şu anda) üzerinde alev alev yanmaktadır.' - İnsanlar bunun üzerine paniğe kapıldılar. Bir adam hemen bir ya da iki pabuç kayışı getirdi ve: 'İşte Hayber günü elime geçirdiklerim' dedi. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: 'Bir ateş kayışı ya da iki ateş kayışı..'" [Tirmizî hariç, altı hadis imamı.| 6271 - İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh' -dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ağır yüklerini taşıyan Kerkere adında bir adam vardı. Öldü, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onun hakkında: 'O cehennemliktir' dedi. Bunun üzerine gidip ona baktılar bir de ne görsünler üslünde ganimetten çalınmış bir aba var." (Buhârî] 6272- Ebû Râfî' radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Bakî mezarlığına uğradı; 'Yazık sana! Yazık sana! Yazık sana!' dedi. Bu söz bana ağır geldi, beni kastettiğini sandım ve biraz geri durdum. Bunun üzerine bana: 'Ne'n var, yürü!' diye sordu. Dedim ki: 'Bir şey mî oldu?' 'Hayır bir şey olmadı. Yoksa bir şey mi oldu?' 'Bana doğru 'Yazık sana!" dedin de.' 'Hayır sana demedim. Lâkin şurada yatan adam var ya, onu bir zamanlar, falan oğullarına zekât toplamaya göndermiştim de, kimsenin haberi olmadan hile ile kendi zimmetine bir çizgili kaftan geçirmişti, şimdi aynı o kaftan kadar ateş onu sarmış yakıyor'." [Nesâî] 6273- Zeyd bin Hâlid radiyallahu anh'dan: "Hayber günü bir adam öldü. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem durumdan haberdar edilince, şöyle buyurdu: 'Haydi arkadaşınızın namazını kılın!' İnsanların yüzü hemen değişiverdi, bunun üzerine şöyle buyurdu: 'Bu adam, Hayber günü Allah yolundayken (ganimetten) hırsızlık yaptı.' Biz onun mallarinı araştırdığımız zaman o çalıntı kolyeyi bulduk." [Ebû Dâvud ve Nesfiî.] 6274- Abdullah bin el-Muğîre radiyallahu anh'dan: Ona ulaştığına göre: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem dua etmek maksadıyla kabileleri dolaşıyordu. Ancak bu sırada kabilelerden birine dua etmedi. Araştırıldığında kabile içlerinden bir adamın eğeri allında ganimet mallarından çalınmış bir gerdanlık buldular. Peygamber sallal-lahu aleyhi ve sellem onlara geldi ve Ölüye tekbir getirir gibi üzerlerine tekbir getirdi." [Mâlik] 6275- Ömer radiyallahu anh'dan: "Hayber günü, ashâbdan bir grup şöyle diyerek geldiler: 'Falan şehittir, filan da şehittir.' Nihayet bir adamın yanından geçtiler onun için de 'Falan da şehittir' dediler. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dedi: 'Hayır; ben onu gizlice eline geçirdiği bir cübbe veya aba içinde ateşte yanarken gördüm.' Ondan sonra buyurdu ki: 'Ey Hattabın oğlu (Ömer), haydi git üç kere insanlara şöyle seslen: 'Cennete ancak mü'minler girecektir!' Ömer: (insanların içine) çıkıp üç kere 'cennete ancak müminler girecektir' diye ilan ettim." [Muslim ve Tirmizî.] 6276- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Ebû Bekr ve Ömer, ganimet hırsızının malını yaktılar, kendisini de dövdüler ve ona ganimetten hisse vermediler." |Ebû Davudi 6277- Ensâr'dan bir adamdan radiyallahu anlı: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte bir sefere çıktık; insanlar büyük bir ihtiyaç ve sıkıntı ile karşılaştılar. Bir koyun ele geçirdiler (kestiler ve yüzdüler) kazanlarımız kaynarken, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza çıkageldi, yayı ile kazanlarımızı devirdi. Etleri toprağa buladı. Sonra da şöyle buyurdu: 'Yağmalanmış şey, ölü hayvanın etinden daha helâl değildir." Yahut 'Ölü hayvanın eti yağmalanmış etten daha helâl değildir'." | Ebû Davudj 6278- Ebû Lebid radiyallahu anh'dan: "Kabil'de Abdurrahman bin Semure ile beraberdik. İnsanlar ganimetler elde ettiler ve onu hemen yağma ettiler. Bunun üzerine o, hemen ayağa kalkıp şöyle hitap etti: 'Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'in, yağmalamayı yasakladığını duydum.' Bunun üzerine hemen aldıklarını geri verdiler. O da onları aralarında taksim etti." [Ebû DâvudJ 6279- Ruveyfi' bin Sabit el-Ensârî radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Kim Allah'a ve âhireî gününe iman ediyorsa, müslümanların (henüz dağıtılmamış) ganimet mallarından olan bir hayvana zayıf-layıncaya kadar binip de onu (bu haliyle) geri vermesin. Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa, müslümaıılann (henüz dağıtılmamış) ganimet mallarından olan bir elbiseyi eskitinceye kadar giyip de (bu haliyle) geri vermesin." [Ebû Dâvud| 6280- Eşlem radiyallahu anh'dan: "Ömer, Hüneyy adındaki azatlısını zekâl toplamak için görevlendirdi. Ona şöyle dedi: 'Ey Hüneyy! İnsanlardan yana İyi davran, mazlumun bedduasından da sakın! Çünkü onun duası kabul olunur. Az deve sahibi ile az koyun sahibinin koruluk ya da meraya girmelerine müsaade et! (Osman) İbn Affân ile İbn Avf'm hayvanlarına dikkat et! Meraya sokma! (çünkü onlar zengindirler) Şayet az devenin sahibi ile az koyunun sahibinin hayvanları helak olursa oğullarını bana gönderip 'Ey mü'minlerin emîri! Ey müminlerin emîri! (biz fakiriz, Beytu'UmaTden harcamaya daha lâyığız)' derler. Böylesi insanları ben hiç ter-keder miyim, ey babasız kalasıca?! Su ile mera bağışlamak benim için (Beytü'l-mâl'-den) altın ve gümüş bağışlamaktan daha kolaydır. Allah'a yemin ederim ki, onlara zulüm ettiğimizi sanırlar. Çünkü bu onların beldeleri ve sularıdır. Cahiiiyet devrinde onun için savaştılar. İslamiyet döneminde de böylece müslüman oldular. Vallahi Allah yolunda (savaşa gitmek için) binek bulamayanlara at ve deve nevinden binek hazırlama sorumluluğum olmasaydı, insanların ülkelerinden bir karış topraklarım bile himaye etmezdim." İMâlik ve BuhSrî.| 6281- es-Sa'b bin Cusâme radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Hudud çevirme (korumaya alma) ancak Allah ve Resulü için olur." "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in Naki'i mevkiini korumak için hudud içine aldığı ve Ömer'in de Şeref ile Rabze'yi hudud içine aldığı bize ulaştı." lEbû Dâvud ve aynı lafızla Buhârî.| 6249-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2736, 3015), Muh. b. ësâ an Mücemma' b. Ya'kb an ebîhî an ammihî Abdirrahman b. Yezîd an ammihî Mücemma' senedi ile tahrîc etti. 6250-Bu hadisi Ahmed (II, 62), Buhârî (cihâd 51, III, 218), Müslim (cihâd no. 57, s. 1383), Ebû Dâvud (no. 2733), Tirmizî (no. 1554) ve İbn Mâce (no. 2854), an Nâfi' an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 6251-Bu hadisi Nesâî (hayl 17, VI, 228), el-Hâris b. Miskîn an İbn Vehb an Saîd b. Abdirrahman an Hişâm b. Urve an Yahyâ b. Abbâd b. Abdillah b. ez-Zübeyr an ceddihî senedi ile tahrîc etti. Râvileri güvenilir kimselerdir. 6252-6253-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3013-4), Sül. b. Bilâl an Yahyâ b. Saîd an Beşîr b. Yesâr asl-ı senedi ile tahrîc etti. 6254-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3019), İbnü's-Serh an İbn Vehb an Yûnus b. Yezîd ani'z-Zührî senedi ile tahrîc etti. 6255-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2729), Zeyd b. el-Hubâb an Râfi' b. Seleme b. Ziyâd an Haşrec senedi ile tahrîc etti. Bunun isnâdı zayıftır. 6256-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2730), Tirmizî (no. 1557) ve İbn Mâce (no. 2855), Bişr b. el-Mufaddel an Muh. b. Zeyd an Umeyr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî, isnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi. 6257-Bu hadisi Tirmizî (no. 1558-a), Kuteybe an Abdilvâris b. Saîd an Urve b. Sâbit ani'z-Zührî senedi ile tahrîc etti ve "hasen garîb" hükmü verdi. 6258-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2731), Saîd b. Mansûr an Ebî Muâviye ani'l-A'meş an Ebî Süfyân an Câbir senedi ile tahrîc etti. 6259-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2725) ve Tirmizî (no. 1559), Büreyd b. Abdillah b. e. Bürde an ceddihî Ebî Bürde an Ebî Mûsâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî, isnâdı hakkında "hasen sahîh garîb" hükmü verdi. 6260-Bu hadisi Buhârî (mağâzî 38, V, 81) ve Ebû Dâvud (no. 2724), İbn Uyeyne ani'z-Zührî an Anbese b. Saîd an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 6261-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2726), Mahbb an Mûsâ an Ebî İshâk el-Fezarî an Küleyb b. Vâil an Hânî b. Kays an Habîb b. e. Müleyke an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti. 6262-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3036) ve Müslim (cihâd no. 47, s. 1376), Abdürrezzâk an Ma'mer an Hemmâm an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 6263-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2706), Saîd b. Mansûr an İbn Vehb an Amr b. el-Hâris an İbn Harşef el-Ezdî ani'l-Kâsım mevlâ Abdirrahman an ba'dı ashâbı-n-Nebî senedi ile tahrîc etti. Kâsım hakkında menfi sözler sarfedilmiştir. 6264-Bu hadisi Buhârî (fardu'l-humus 20/2, IV, 61), Müsedded an Hammâd b. Zeyd an Eyyûb an Nâfi' an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti. 6265-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2952), İbr. b. Mûsâ an ësâ an İbn e. Zi'b ani'l-Kâsım b. Abbâs an Abdillah b. Niyâr an Urve an Âişe senedi ile tahrîc etti. 6266-Bu hadisi Buhârî (fardu'l-humus 8, IV, 50; nikâh 58, VI, 139) ve Müslim (cihâd no. 32, s. 1366), Abdürrezzâk an Ma'mer an Hemmâm an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 6267-Bu hadisi Buhârî (cihâd 189, IV, 36) ve Müslim (imâret no. 24, s. 1461-2), Ebû Hayyân an Ebî Zür'a an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 6268-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2716), Muh. b. Dâvud b. Süfyân an Yahyâ b. Hassân an Sül. b. Mûsâ an Ca'fer b. Sa'd b. Semure an Habîb b. Sül. an ebîhî Sül. b. Semure an Semure senedi ile tahrîc etti. 6269-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2712), Mahbb b. Mûsâ an Ebî İshâk el-Fezârî an Abdillah b. Şevzeb an Âmir b. Abdilvâhid an İbn Büreyde an İbn Amr senedi ile tahrîc etti. 6270-Bu hadisi Mâlik (cihâd no. 25, s. 459), Buhârî (mağâzî 38, V, 81; edeb 25/2, VII, 76; eymân 33, VII, 235), Müslim (imân no. 183, s. 108), Ebû Dâvud (no. 2711), Nesâî (eymân 38, VII, 24), İbn Hibbân (no. 4831) ve Beyhakî (VI, 316; Iî, 100, 137), Sevr b. Yezîd an Sâlim mevlâ İbn Mutî' an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 6271-Bu hadisi Buhârî (cihâd 190, IV, 37), Alî b. Abdillah an Süfyân an Amr an Sâlim b. ebî'l-Ca'd an İbn Amr senedi ile tahrîc etti. 6272-Bu hadisi Nesâî (imâmet 58/1-2, II, 115-6), İbn Cüreyc ani'l-Fadl b. Ubeydillah an Ebî Râfi' senedi ile tahrîc etti. Bu hadisi, İbn Huzeyme'nin Sahîh'inde de (Tergîb II, 309) yer almıştır. 6273-Bu hadisi Mâlik (cihâd 23, s. 458), Ebû Dâvud (no. 2710), Nesâî (cenâiz 66, IV, 64) ve İbn Mâce (no. 2848), Yahyâ b. Saîd an Muh. b. Yahyâ b. Habbân an Ebî Amre an Zeyd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 6274-Bu mürseli Mâlik (cihâd no. 24, s. 458-9), an Yahyâ b. Saîd an Abdillah b. el-Muğîre senedi ile tahrîc etti. İbn Abdilberr'e göre, bu hadis başka yollarla mevsûl olarak gelmemiştir. 6275-Bu hadisi Müslim (îmân no. 182, s. 107-8) ve Tirmizî (no. 1574), İkrime b. Ammâr an Simâk Ebî Zümeyl an İbn Abbâs an Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 6276-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2715), el-Velîd b. Müslim an Züheyr b. Muh. an Amr b. Şuayb an ebîhî an ceddihî asl-ı senedi ile tahrîc etti. 6277-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2705), Hennâd an Ebî'l-Ahvas an Âsım b. Küleyb an raculin senedi ile tahrîc etti. 6278-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2703), Sül. b. Dâvud an Cerîr b. Hâzım an Ya'lâ b. Hâkim an Ebî Lebîd senedi ile tahrîc etti. 6279-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2708), Ebû Muâviye an Muh. b. İshâk an Yezîd b. e. Habîb an Ebî Merzk mevlâ Tüceyb an Haneş es-San'ânî an Rüveyfa' senedi ile tahrîc etti. 6280-Bu hadisi Mâlik (k. da'veta'l-mazlm no. 1, s. 1003) ve Buhârî (cihâd 180/1, IV, 33), Mâlik an Zeyd b. Eslem an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 6281-Bu hadisi Buhârî (şirb ve'l-müsâkât 11, III, 78; cihâd 146, IV, 21) ve Ebû Dâvud (no. 3038-4), ez-Zührî an Ubeydillah b. Abdillah b. Utbe an İbn Abbâs ani's-Sa'b asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Konu Başlığı: Ynt: Ganimetler ve hıyanetler Gönderen: Mehmed. üzerinde 26 Haziran 2019, 16:15:14 Esselamu aleyküm Rabbim bizleri doğru bildiğimiz yoldan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
Konu Başlığı: Ynt: Ganimetler ve hıyanetler Gönderen: Ceren üzerinde 27 Haziran 2019, 15:37:57 Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ..
|