๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 04 Ocak 2011, 16:50:09



Konu Başlığı: Eğlence oyun lanet ve hakaret etmek
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 04 Ocak 2011, 16:50:09
EĞLENCE, OYUN, LANET VE HAKARET ETMEK


8016- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem güvercinin peşine düşerek eğlenen bir adam gördü ve şöyle buyurdu:

'Şeytan (yani adam, başka) bir (dişi) seytan(ı) kovalıyor'." [Ebû Dâvud)

8017- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, hayvanların arasım kızıştırarak güreştirmeyi yasakladı." [Ebû Dâvud ve Tirmizî|

8018- (Saîd) İbn Cübeyr radiyallahu anh'­dan:

"İbn Ömer, bir kuşu ya da bir tavuğu bir yere dikip, hedef alarak oklar atan Kureyşli birtakım gençlerin yanından geçti. İsabet etti­rilmeyen her oka karşılık sahibine bir şey ve­receklerdi. İbn Ömer'i görünce dağıldılar. Bunun üzerine şöyle dedi:

'Bunu kim yaptı? Bunu yapana Allah la­net etsin! Zira Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem canlı bir şeyi hedef edinene lanet et­miştir'." [Buhârî, Müslim ve Nesâî.]

8019- Bureyde radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim zarla oynarsa elini domuz kanına batırmış gibi olur." [Müslim ve Ebû DâvudJ

8020- Nâfı' radiyallahu anh'dan:

"İbn Ömer kendi ailesinden zarla oynayan birini gördüğü zaman döver ve zarları parça­lardı." | Mâliki

8021- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

''Zarla oynayıp da sonra kalkıp namaz kı­lan kimse, irin ve domuz kanı ile abdest alıp sonra kalkarak namaz kılan kimse gibidir."

Ahmed ve Ebû Ya'lâ şunu da ilave etti: "Onun namazı kabul olmaz."

8022- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında oynardım. Arkadaşlarım yanı­ma gelirlerdi. Onlar Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den çekinirlerdi. Fakat o, on­ların benimle oynamalarına ses çıkarmazdı da benimle oynarlardı."

8023- Diğer rivayet:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Tebûk ya da Hayber gazvesinden döndü. So­fasında bir perde vardı. Rüzgâr esti ve perde­nin bir kısmını kaldırdı. Peygamber sallalla­hu aleyhi ve sellem, bu esnada Âişe'nin oyuncak kız bebeklerini gördü ve sordu: 'Ey Âişe bu nedir?'

'Bunlar benim bebeklerimdir' dedi. Sonra ortalarında iki kanatlı bir at gördü ve sordu: 'Ya bu nedir ey Âişe?'

'Attır.'

'Peki üstündeki nedir?'

'İki kanat?'

'Atın kanadı olur mu?'

'Sen duymadın mı (Hz.) Süleyman'ın ka­natlı atları olduğunu?' diye cevap verdim. Bu­nun üzerine Allah Resulü sallallahu aleyhi ve

sellem mübarek azı dişleri görününceye dek güldü." |Buhârî, Müslim ve Ebû Dâvud.]

8024- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem (hicret edip) Medine'ye geldiği zaman, onun gelişine sevindikleri İçin bir (bayram havası içinde) Habeşliler mızrakları ile oynadılar."

[Ebû Dâvud]

8025- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Mü'min kusur bulucu, lanet edici ve ter­biyesiz (kaba) ve hayâsız olamaz." [TirmM]

8026- Ebû'd-Derdâ radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"(Çok) lanet ediciler, kıyamette ne şahit olabilirler ve ne de şefaatçi."

[Müslim ve Ebû Dâvud]

8027- Semure radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Birbirinize, Allah'ın laneti, Allah'ın ga­zabı ve cehennem temennisiyle bedduada bu­lunmayın!" [Ebû Dâvud ve Tirmizî]

8028- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e dediler ki: 'Müşriklere beddua et ve onları la­netle!' Cevaben şöyle buyurdu: 'Ben rahmet olarak gönderildim; lânetleyici olarak değil.' (Müsliml

8029- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sövücü, aşın söz ve hakarette bulunucu ve lâ­netleyici değildi. Çok kızdığı zaman birimiz için kınama mahiyetinde şöyle derdi: 'Sağ eli toprak olası! Neden böyle yapıyor?'"

Diğer rivayette: "Alnı toprak olası!" diye geçer. [Buhârî]

8030- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Müslümanın sövmesi (başkasına hakaret etmesi) yoldan çıkmadır (/aşıklığıdır). Müslü-manla çarpışması ise küfürdür."

[Buharî, Müslim, Tirmizî ve Nesâî.]

8031- Ebû Zer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Bir adam bir adama fasık, ya da kâfir derse, ve o vasıf da şayet onda bulunmazsa bu söz kendisine döner." |Buhârî|

8032- Ebû'd-Derdâ radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kul bir şeye lanet ettiği zaman, lanet gö­ğe çıkar, gök kapılan ona kapanır, yere iner yerin kapıları da ona karsı kapanır. Sağa so­la gitmeğe başlar, geçecek yer bulamayınca eğer ehil ise lanet edilene gelir, değilse lanet okuyana dönüp gider." [Ebû Davudi

8033- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Onun bir yorganı çalınmış. Çalana başla­mış beddua etmeye. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de ona şöyle demeye koyul­muş: '(Beddua etmek suretiyle onun ahiretteki cezasını) hafifletme!'" [İkisi de Ebû Davud'a ait.]

Ebû Davud dedi ki: Hadisin metnindeki "Lâ tesbahî" kelimesinin anlamı: "Hafiflet­me!" demektir.

8034- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Karşılıklı sövüşenlerin söylediklerinin günahı, mazlum (kendisine ilk sövülen) sal­dırmadıkça sövmeye ilk başlayanadır."

[Müslim, Ebu Davud ve Tirmizî.]

8035-  Nu'mân bin Mukarrin radiyallahu anh'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında bir adam bir adama sövdü. Sövülen adam da: 'Selâm sana olsun!' diyordu. Bunun üzerine Allah Resulü sallaîlahu aleyhi ve sel­lem şöyle buyurdu:

'Adam sana söverken aranızda bulunan bir melek sana yapılan tüm küfürlere engel olup sövene: 'Sen buna daha lâyıksın' diyordu. Fa­kat sen 'Selam sana olsun!' deyince, 'Bilakis hayır, sen buna daha lâyıksın' dedi''." |Ahmed]

8036- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah Teâla buyuruyor ki: '' Ademoğulla-n zamana söverler. Halbuki zaman benim. O, gece gündüz benim kudret elimdedir''."

8037- Diğer rivayet:

"Âdemoğlu şöyle demekle beni üzüyor: 'Ey kahrolası zaman!' Biriniz 'Ey kahrolası za­man!' demesin! Çünkü zaman(m sahibi) benim. Onun gecesini ve gündüzünü evirip çeviren be­nim." [Buharı, Müslim, Muvaftâ ve Ebû Dâvud.l

8038- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Rüzgâr bir adamın rİdâsını üzerinden çı­kartıp savurttu ve adam ona lanet etti. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem şöyle buyurdu: 'Ona lanet etme! O bu­nunla emrolunmuştur. Bu emirden dışarıya çı­kamaz, Kim bir şeye lanet ederse, eğer o, ona ehil değilse, bu lanet geri dönüp lanet edenin Üzerine gider'." [Ebû Dâvud ve Tirmizî]

8039- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Rüzgârın esmesi Allah' in emliyledir. Ba­zen rahmetle; bazan da azapla gelir. Bu ne­denle onu gördüğünüz zaman sakın ona söv­meyin! Allah'tan onun hayır getirmesini iste­yin ve Allah'a onun şerrinden sığının!"

| Ebû Dâvud ve Nesâî.]

8040- Câbir radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Geceye ve gündüze sövmeyin; güneş ve aya da sövmeyin! Rüzgâra da sövmeyin! Çünkü o (rüzgâr) bir kavme rahmet, başka bir kavme ise azaptır."

[Taberânî, Mu'cemu'I-Evsat'ta leyyin bir senedle.]

8041- Âişe radiyallahu anhâ'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ölülere sövmeyin! Zira onlar zaten ettik­lerini bulmuşlardır." | Buhârî, Ebû Dâvud ve Nesâî]

8042- Muğîre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ölülere sövmeyin zira bu sebeple dirile­re eziyet etmiş olursunuz." [Tirmizî]

8043- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ölülerinizin iyiliklerini söyleyin, kötü­lüklerini söylemekten ise uzak durun!"

[Ebû Dâvud ve Tirmizî]

8044- İmrân bin Husayn radiyallahu anh'dan:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yolculuklarının birinde giderken, Ensâr'dan bir kadın, yaramazlık yapan devesine lanet okudu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bunu duyunca şöyle buyurdu: 'Üstündeki eş­yayı alın, deveyi salıverin! Çünkü o artık la­netlenmiştir'."

İmrân der ki: "O devenin insanların ara­sında yalnız başına yürüdüğünü hâlâ görür gi­biyim. " [Müslim ve Ebû Dâvud]

8045- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem,

bir seferde ilerliyordu, bîr adam devesine la­net etti.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: 'Nerede devenin sahibi?' diye sordu. Adam: 'Buradayım ey Allah'ın Resulü!'deyince, ona Şöyle dedi: 'Hemen onu boğazla! Ona bunu gerektirdin'." [Ahmed]

8046- Zeyd bin Hâlid radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellembuyurdu:)

"Horoza sövmeyin! Çünkü o, namaza uyandırır." [Ebû Davudi

8047- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Tubba'a sövmeyin! Çünkü o (artık) müs-lüman olmuştur."

[Taberânî, Mit'cemu'I-Evsat'ta hafî bir senedle.]

8048- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, kendisini ısıran bir pireye söven adama şöyle dedi: 'Ona sövme! Çünkü o, peygamberlerden birini namaza uyandırmıştır'." [Ebû Ya'lâ.]

8049- Ali radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah'tan başkasının adına hayvan kesene Allah lanet eder. Anne babasına lanet edene de Allah lanet eder. Bid'atçıyı himaye edene Al­lah lanet eder. Tarlanın sınırını değiştirene de Allah lanet eder." |Nesâî ve aynı lafızla Müslim.]

8050- Âİşe radiyallahu anhâ'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Altı kişiye ben lanet ettim ve duası kabul edilen her peygamber de lanet etmiştir: 'Al­lah'ın Kitâb'ım tahrif edene; Allah' m kaderi­ni yalanlayana; Allah' in haram kıldığım he­lâl sayana; gücüyle halka musallat olana; Al­lah'ın zelil kıldığını aziz; aziz kıldığını da ze­lil kılana; Allah'ın değer verdiği Üretimin (Ehl-i beyt' in) kanını helâl sayana; sünnetimi terk edene." [Rezîh]

8051- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,

şu üç adama lanet etmiştir: İstemedikleri hal­de bir kavme imamlık (önderlik) yapan adam; kocasını öfkelendirip^ geceleyen kadın; 'Hay-ye alel-felâh'ı duyub da (namaza) icabet et­meyen kişi." [Tirmizî]

8052-  İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan, dedi ki:

"Bildikleri halde faiz yiyen, yediren, (faiz akdini) yazan, güzellik için döğme yapan, yaptıran, zekâta mâni olan kişi ile hicretten sonra dinden dönen arab, kıyamet gününde Muhammed'in dilinde lanetlenmiş olacaklar­dır." [Nesâî.]

8053- Nesâî, Ali'den benzerini rivayet et­miştir:

Bu rivayette şöyle geçmektedir: "Zaruret ve hastalık özrü olmadan döğme yapan ve yaptıran, (nikâh) hulle(si) yapan ve kendisine hülle yaptırılan."

8054- Amre bint Abdurrahman radiyalla­hu anhâ'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, kabirleri açıp soyan erkek ve kadına lanet et­ti." [Mâlik]

8055- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellembuyurdu:)

"Allah'ım, senden mutlaka yerine getire­ceğin bir ahid alıyorum: Ben ancak bir beşe­rim. Kime bir eziyet etmiş isem, sövmüssem, lanet etmişsem, kamçılamışsam, bunları onun için kıyamet gününde sana yaklaştıracak bir rahmet ve o kişinin sevabında bir artış vesile­si kil!" [Buhârîile Müslim.]

8056- Diğer rivayet:

"Allahım! Ben sadece bir insanım; her in­san gibi ben de kızarım. Herhangi bir müslü-mana sövmüssem, ya da lanet etmişsem, ya da dövmüş isem, bunları onun için bir namaz, bir zekât ve kıyamette sana yaklaştıracak bir kur-bet vesilesi kıl! Kıyamete kadar bunları onun günahlarına birer keffâret eyle!"

Diğer rivayette: "Celedtühü (=dÖvmüş-sem)" yerine Ebû Hureyre'nin sözü olarak

"ev-celedehu (= yahut onü döverse)" şeklinde geçmiştir.

8057- Âişe radiyallahu anhâ'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanına iki adam girdi, anlayamadığım bir şey konuştular da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i kızdırdılar. Bunun üzerine Peygam­ber sallallahu aleyhi ve sellem onlara lanet ve hakaret etti. Onlar çıkınca, dedim ki:

'Ey Allah'ın Resulü! Bunların kazandığı hayrı kim kazanabilir?'

'Neden?'

'Çünkü onlara lanetleyip hakaret ettin.'

'Rabbime koştuğum şartı bilmiyor mu­sun?'

'Hayır.'

'Rabbime şart koşup şöyle dedim: Al­lah' im. Ben ancak bir beşerim. Hangi müslü-tnana hakaret, ya da lanet etmişsem, onu onun için zekât (arındırma) ve bir rahmet (esirgeme) vesilesi ve ecir eyle!'"  [Müslim]

8058- Enes radiyallahu anh'dan: "Ümmü Süleym'in yanmda bir yetim kız vardı. Onu Peygamber saüallahu aleyhi ve sellem görünce dedi ki: 'Sensin ha! Hakikaten büyümüşsün. Allah yaşını büyütmesin!'

Bunun üzerine yetim kız (bu söze) ağlaya­rak Ümmü Süleym'e döndü. Ümmü Süleym ona sordu:

'Neden ağlıyorsun?' Cevap verdi: 'Allah Resulü bana yaşın ya da ömrün büyümesin di­ye beddua etti. Şimdi benim yaşım büyümiye-cek, ben ne yapayım?'

Ümmü Süleym başörtüsünü örtüp onu sü­rüyerek derhal nefes nefese Allah Resulü sal-lallahu aleyhi ve sellem'in yanma vardı. Allah Nebîsİ sallallahu aleyhi ve sellem sordu:

'Ne oldu ne'n var ey Ümmü Süleym?'

'Sen (yetim) kızıma beddua etmişsin' dedi.

'Ne yapmıştın, ne demişim bakalım?'

'Onun yaşının büyümemesi ya da ömrü­nün uzamaması için beddua etmişsin' deyin­ce, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem güldü. Sonra şöyle buyurdu: 'Bilmiyor mu­sun? Ben Rabbime şart kostüm; dedim ki: 'Ben ancak bir insanım, insanın hoşlandığı gibi hoşlanır; öfkelendiği gibi de Öfkelenirim. Bu nedenle ümmetimden kime, hak etmediği halde bîr beddua etmişsem bunu, kıyamet gü­nünde onun için sana yaklaşktıracak bir arın­dırma, zekât ve yakınlık vesilesi kıl!'"

[İkisi de Müslim'e aittir]


8016- Bu hadisi Ebû Dâvud (4940) ve İbn Mâce (3765), Hammâd b. Seleme an Muh. b. Amr an Ebî Seleme an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8017- Bu hadisi Ebû Dâvud (2562) ve Tirmizî (1708), Ebû Kureyb an Yahyâ b. Âdem an Kutbe b. Abdilazîz ani'l-A'meş an Ebî Yahyâ an Mücâhid an İbn Abbâs senedi ile tahrîc ettiler. Bu hadisin kimi rivayetlerini Mücâhid mürseli olarak gelmiştir.

8018- Bu hadisi Buhârî (zebâih 25/3, VI, 228), Müslim (sayd 59, s. 1550) ve Nesâî (dahâyâ 41/4-5, VII, 238-9), Ebû Bişr an Saîd b. Cübeyr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8019- Bu hadisi Müslim (şi'ir 10, s. 1770) ve Ebû Dâvud (4939), es-Sevrî an Alkame b. Mersed an Sül. b. Büreyde an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8020- Bu mevkûfu Mâlik (rü'yâ 7, s. 958), an Nâfi' senedi ile tahrîc etti.

8021- Bu hadisi Ahmed (V, 370), Mekkî b. İbr. ani'l-Cuayd an Mûsâ b. Abdirrahman el-Hutamî an Muh. b. Kâ'b an Abdirrahman an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

Heysemî diyor ki: "Mûsâ b. Abdirrahman adlı râviyi tanımıyorum. Ahmed'in diğer ricâli Sahîh ricâlindendir" (Mecma‘ VIII, 113).

8022-8023- Bu hadisi Buhârî (edeb 81/2, VII, 102, ilk rivayetin lafzı), Müslim (fadâilu's-Sahâbe 81, s. 1890-1) ve Ebû Dâvud (4931), Hişâm b. Urve an ebîhî an Âişe asl-ı senedi ile;

İkinci rivayeti ise Ebû Dâvud (4932), Muh. b. Avf an Saîd b. e. Meryem an Yahyâ b. Eyyûb an Umâre b. Gaziyye an Muh. b. İbr. an Ebî Seleme an Âişe senedi ile tahrîc ettiler.

8024- Bu hadisi Ebû Dâvud (4923), el-Hasan b. Alî an Abdirrezzâk an Ma'mer an Sâbit an Enes senedi ile tahrîc etti.

8025- Bu hadisi Tirmizî (1977), Muh. b. Yahyâ el-Ezdî an Muh. b. Sâbık an İsrâîl ani'l-A'meş an İbr. an Alkame an Abdillah senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

8026- Bu hadisi Müslim (birr 85-7, s. 2006) ve Ebû Dâvud (4907), Zeyd b. Eslem ve Ebû Hâzım an Ümmi'd-Derdâ an Ebî'd-Derdâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8027- Bu hadisi Ebû Dâvud (4906) ve Tirmizî (1976), Hişâm an Katâde ani'l-Hasan an Semure asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi.

8028- Bu hadisi Müslim (birr 87, s. 2006-7), Mervân el-Fezârî an Yezîd b. Keysân an Ebî Hâzım an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc etti.

8029- Bu hadisi Buhârî (edeb 38/3, VII, 81), Asbağ an İbn Vehb an Füleyh b. Sül. an Hilâl b. Usâme an Enes senedi ile tahrîc etti.

8030- Bu hadis Buhârî (edeb 44, VII, 84; fiten 8, VIII, 91), Müslim (îmân 116-7, s. 81), Tirmizî (1983) ve Nesâî (tahrîmu'd-dem 27, VII, 122), Ebû Vâil an İbn Mes'ûd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8031- Bu hadisi Buhârî (edeb 44/2, VII, 84), Ebû Ma'mer an Abdilvâris ani'l-Hüseyn an Abdillah b. Büreyde an Yahyâ b. Ya'mer an Ebî'l-Esved ed-Dîlî an Ebî Zer senedi ile tahrîc etti.

8032- Bu hadisi Ebû Dâvud (4905), Ah. b. Sâlih an Yahyâ b. Hassân ani'l-Velîd b. Rebâh an Nimrân an Ümmi'd-Derdâ' an Ebî'd-Derdâ senedi ile tahrîc etti.

8033- Bu hadisi Ebû Dâvud (4909), İbn Muâz an ebîhî an Süfyân an Habîb an Atâ an Âişe senedi ile tahrîc etti.

8034- Bu hadisi Müslim (birr 68, s. 2000), Ebû Dâvud (4894) ve Tirmizî (1981), el-Alâ b. Abdirrahman an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8035- Bu hadisi Ahmed (V, 445), Esved b. Âmir an Ebî Bekr ani'l-A'meş an Ebî Hâlid el-Vâlibî ani'n-Nu'mân b. Mukarrin senedi ile tahrîc etti.

8036-8037- Bu hadisi Buhârî (edeb 101/2, VII, 125, tevhîd 35/1, VIII, 197; tefsîr Câsiye 1, VI, 41), Müslim (elfâz mine'l-edeb 1-5, s. 1762-3) Mâlik (kelâm 3, s. 974), Ebû Dâvud (5274) muhtelif tariklerden olmak üzere Ebû Hureyre'den tahrîc ettiler.

8038- Bu hadisi Ebû Dâvud (4908) ve Tirmizî (1978), Ebân b. Yezîd el-Attâr an Katâde an Ebî'l-Âliye an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Bir başka tarîkinde mürsel olarak gelen bu rivâyetin senedi hakkında Tirmizî "hasen garîb" hükme verdi.

8039- Bu hadisi Ebû Dâvud (5097), Nesâî (Amelu yevm vel-leyle'de) ve İbn Mâce (3727), ez-Zührî an Sâbît b. Kays an Ebû Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8040- Râvilerinden Saîd b. Beşîr ihtilâflı bir râvidir. Diğer râvileri güvenilir kimselerdir. Bunu Ebî Ya'lâ zayıf bir senedle rivayet etmiştir (Mecma‘ VIII, 71).

8041- Bu hadisi bu lafzıyla Buhârî (cenâiz 97, II, 108; rikâk 42/7, VIII, 193) ve Nesâî (cenâiz 52/1, IV, 53), Şu'be ani'l-A'meş an Mücâhid an Âişe asl-ı senedi ile;

Ebû Dâvud (4899) ile yine Nesâî (cenâiz 51, IV, 52), ayrı tariklerden yakın mânâsıyla Âişe'den tahrîc ettiler.

8042- Bu hadisi Tirmizî (1982), Mahmûd b. Gaylân an Ebî Dâvud el-Hufrî an Süfyân an Ziyâd b. İlâka ani'l-Muğîre senedi ile tahrîc etti.

8043- Bu hadisi Ebû Dâvud (4900) ve Tirmizî (1019), Muâviye b. Hişâm an İmrân b. Enes an Atâ' an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, İmrân sebebiyle isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

8044- Bu hadisi Müslim (birr 80, s. 2004) ve Ebû Dâvud (2561), Eyyûb an Ebî Kilâbe an Ebî'l-Mühelleb an İmrân asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8045- Bu hadisi Ahmed (II, 428), Yahya an İbn Aclân an ebîhî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

Münzîrî, isnâdı hakkında "ceyyid" hükmü verdi.

8046- Bu hadisi Ebû Dâvud (5101), Kuteybe an Abdilazîz b. Muh. an Sâlih b. Keysân an Ubeydillah b. Abdillah b. Utbe an Zeyd senedi ile tahrîc etti.

8047- Heysemî diyor ki: "Râvilerden Ah. b. e. Bürre el-Mekkî'yi tanımıyorum; diğerleri güvenilir râvilerdir (Mecma‘ VIII, 76).

8048- Bu Bezzâr ve M. el-Evsat'ta Taberânî de rivayet ettiler. Heysemî'ye göre râvileri güvenilir kimselerdir, içlerinde Saîd b. Beşîr ihtilâflıdır. Bezzâr'ın isnâdında ise zayıf bir râvi olan Süveyd b. İbr. adlı bir râvi vardır. Diğer râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ VIII, 77).

8049- Bu hadisi Müslim (adâhî 43-5, s. 1567) ve Nesâî (dahâyâ 34, VII, 232), Eb‍'t-Tufeyl an Alî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8050- Bu hadisi el-Hâkim, Müstedrek'te (I, 36), İbn Vehb an Ebî Bekr b. Muh. b. Amr. b. Hazm an Amre an Âişe tarikiyle tahrîc etti ve "isnâdı sahîhtir; bir illeti de yoktur" demiştir. Bu hükmü Zehebî de onaylamıştır.

8051- Bu hadisi Tirmizî (358), Abdüla'lâ b. Vâsıl an Muh. b. el-Kâsım ani'l-Fadl b. Delhem ani'l-Hasan an Enes senedi ile tahrîc etti ve el-Hasan'dan mürsel olarak rivayet edildiği gerekçesiyle buradaki isnâd hakkında "sahîh değildir" hükmü verdi.

8052- Bu hadisi Ahmed (I, 430, 464), Nesâî (zînet 25/1, VII, 147) ve Ebû Ya'lâ (Şehit Ali nüshası 243a), el-A'meş an Abdillah b. Murre ani'l-Hâris el-A'ver an İbn Mes'ûd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8053- Bu rivayeti Nesâî (aynı yerde), Ziyâd b. Eyyûb an Huşeym an Husayn ve-İbn Avn ani'ş-Şa'bî ani'l-Hâris an Alî senedi ile tahrîc etti.

Bu hadis iki ayrı râvi vasıtasıyla Hâris'in mürseli olarak ta gelmiştir.

8054- Bu hadisi Mâlik (cenâiz 44, s. 238), an Ebî'r-Ricâl Muh. b. Abdirrahman an ümmihi Amre senedi ile tahrîc etti.

İbn Abdilberr bu mürselin Âişe'den "müsnede" olarak rivayet olunduğunu söyler.

8055-8056- Bu rivayetler Müslim'e aittir. Zaten Buhârî'de bulamadım.

İlk rivayeti Müslim (birr 90, s. 2008), el-A'rec an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile;

İkinci rivayeti (no. 91), Kuteybe an Leys an Saîd b. e. Saîd an Sâlim mevla'n-Nasriyyîn an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

8057- Bu hadisi Müslim (birr 88, s. 2007), el-A'meş an Ebî'd-Duhâ an Mesr‍k an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc etti.

8058- Bu hadisi Müslim (birr 95, s. 2009-10), Ömer b. Yûnus an İkrime b. Ammâr an İshâk b. Abdillah b. e. Talha an Enes asl-ı senedi ile tahrîc etti.



Konu Başlığı: Ynt: Eğlence oyun lanet ve hakaret etmek
Gönderen: Mehmed. üzerinde 14 Temmuz 2019, 14:46:13
Esselamu aleyküm Rabbim bizleri günah işlerden korusun Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Eğlence oyun lanet ve hakaret etmek
Gönderen: Melek Nur Çelik koü üzerinde 14 Temmuz 2019, 16:36:45
Paylaşım için Allah razı olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Eğlence oyun lanet ve hakaret etmek
Gönderen: Sevgi. üzerinde 15 Temmuz 2019, 03:29:47
Aleyküm selâm. Rabbim bizleri razı olmıcağı her türlü kötü işlerden uzak durmayı nasip etsin inşaAllah
Bu faydalı bilgileri bizlerle paylaştığınız için Allah sizlerden razı olsun kardeşim


Konu Başlığı: Ynt: Eğlence oyun lanet ve hakaret etmek
Gönderen: Züleyha üzerinde 15 Temmuz 2019, 11:31:16
Allah razı olsun hocam selam ve dua ile...