๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 29 Aralık 2010, 21:37:09



Konu Başlığı: Dua vakti dua edenin durumu
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 29 Aralık 2010, 21:37:09
DUA VAKTİ, DUA EDENİN DURUMU VE DUANIN ŞEKLİ VE İLGİLİ DİĞER MESELELER


9226- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Rabbimiz her gece gecenin üçte biri kaldığı zaman, dünya semasına iner ve buyu­rur ki: 'Yok mu dua eden? (Dua etsin de du­asını kabul edeyim) Yok mu benden isteyen? (istesin vereyim) Yok mu bağışlanmasını iste­yen? (Bağışlanmasını dilesin de) ben de onu bağışlayayım'."

9227- Diğer rivayet:

"Şüphesiz ALLAH, gecenin İlk üçte biri ge­çinceye kadar mühlet verir, sonra dünya se­masına tecelli edip şöyle buyurur: 'İstiğfarda bulunan yok mu? Tevbe eden hani nerde, yok mu? isteyen yok mu? Dua eden yok mu?' Tâ ki tan yeri ağanncaya kadar bu böyle devam eder."

9228- Diğer rivayet:

"Gece yarısı ya da gecenin üçte ikisi geç­tiği zaman iner..." Benzeri. (Nesâî hariç, altı hadis imamı.]

9229- Ebû Ümâme radiyallahu anh'dan: Denildi ki:

"Ey ALLAH'ın Resulü! Hangi dua daha faz­la kabule şayandır?" Şöyle buyurdu:

"Gecenin son kısmının ortasında ve her farz namazın ardında yapılan dualar."

[Tirmizî.]

9230- Enes radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ezanla kamet arasında yapılan dua geri çevrilmez." [Ebû Dâvud vcTirmizî]

9231- Sehl bin Sa'd radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"iki (dua) var ki (onlar asla) reddedil­mez; Ezan vakti yapılan ile düşmanla kıyasıya savaşılıp sıkıntıya düşüldüğü zaman yapı­lan dua."

9232- Diğer rivayet:

"Ve yağmur altında (yapılan dualar)." [Muvaltâ ve aym lafızla Ebû Dâvud.]

9233- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kulun Rabbine en yakın olduğu hal, sec­de halidir. Onun için (secdede) duayı çoğal­tın!" |Müslim, Ebü Dâvud ve Nesâî.]

9234- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim şiddetli ve sıkıntılı hallerinde duası­nın kabul edilmesinden hoşlanıp sevinç du­yarsa, rahat haldeyken çok dua yapsın!"

[Tirmizî]

9235- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Mazlumun duası kabul edilir, eğer facir isefacirliği kendinedir." |Ahmed ve Bezzâr.|

9236- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Üç kişi vardır ki, duaları boş ve ellerı Çevrilmez: İftar edinceye kadar oruçlu, adil hü­kümdar ve mazlumun duası. ALLAH onun du­asını bulutların üstüne çıkarır. Nihayet gök kapıları açılır. Rab Teâla şöyle buyurur: 'Bir müddet sonra olsa bile, mutlaka ben sana yardım edeceğim ."


9237- Diğer rivayet:

"Kabul edilmesinde en ufak bir şüphe bu­lunmayan üç kişinin duası: Mazlumun duası, yolcunun duası ve babanın çocuğuna yaptığı duası." [Ebû Dâvud ve Tirmizî|

9238- İbn Anır bin el-As radiyallahu anh'­dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Gâib olanın, gâib olana (onun haberi ol­madan) yaptığı duadan daha çabuk kabul edi­len hiçbir dua yoktur."

9239- Ebû'd-Derdâ radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kişi müslüman kardeşine arkasından (gıyabında) dua ederse, melekler: 'Amin! Ay­nısı sana da olsun!' derler."

|Mü.sIim ve Ebû Dâvud.]

9240- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Duvarları örtmeyin! Kim izni olmadan kardeşinin mektubuna bakarsa ateşe bakmış gibi olur. ALLAH'tan avuçlarınızın içi ile iste­yin! Arkası ile değil. Duayı bitirdiğiniz za­man, ellerinizi yüzünüze sürün!" [Ebû Dâvud.

Ayrıca bu hadisin zayıf olduğunu söyledi.)

9241- Diğer rivayet:

(İbn Abbâs dedi ki:) "Dua ederek istemek ellerini omuzlarının hizasına ya da o kadar kaldırmaktır. İstiğfar da bir parmağınla bir ke­re işaret etmektir. İbtihâl, ellerinin ikisini bir­den uzatmaktır. Eller kaldırılıp arkalan yüz tarafına çevirilir." [Ebû Dâvud]

9242- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in

ellerinin içi ile de dışı ile de böyle dua ettiği­ni gördüm." |Ebû Dâvud]

9243-  Hallâd bin es-Sâib el-Ensârî radi­yallahu anh'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem dua ettiği zaman, ellerinin içini kendine doğ­ru tutardı. (Bir şeyin şerrinden) ALLAH'a sığın­dığı zaman, ellerinin dışını kendisine doğru tutardı." [Ahmed mürsel olarak.)

9244- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Bir adam iki parmağıyla dua ediyordu.

ALLAH Resulü: 'Bir parmakla, bir!' buyurdu." Nesâî ve Tirmizî. (Tirmizî) dedi ki: "Bu­nun manası, kişi iki parmağıyla dua ederken şehadet getireceği anda ancak tek parmağı ile işaret etsin, demektir."

9245- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'­dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in teşbihi sağ elinin boğumlan ile saydığını gör­düm." [Tirmizî, Nesâî ve aynı lafızla Ebû Dâvud.]

9246- Selmân radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Şüphesiz Rabbiniz haya sahibidir. Kulu kendisine ellerini kaldırırsa, o iki elini boş ve hüsrana uğratacak bir şekilde geri çevirmek­ten haya eder."
[Ebû Dâvud ve aynı lafızla Tirmizî.]

9247- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"ALLAH'a kabul edileceğini yakînen bile­rek dua edin! Çünkü ALLAH gafletle kalpten ya-pdan duaları kabul etmez." |Tirmizî.|

9248- Fadâle bin Ubeyd radiyallahu anh'­dan:

"ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, Peygamber'e salatü selâm getirmeden dua eden bir adamın duasmı duydu ve şöyle buyurdu: 'Bu adam acele etti.' Sonra onu çağır­tıp ona veya başkasma şöyle dedi: 'Biriniz na­maz kıldığında, ALLAH'a hamdii sena ile başla­sın, sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e salatü selâm getirsin, ondan sonra istediği duayı yapsın'."

[Tirmizî, Ebû Dâvud ve Nesâî.]

9249- Ömer radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Dua gök ile yeryüzü arasında durur. Be­nim üzerime salatü selâm getirilmedikçe (ALLAH'a) yükselmez. Beni hayvanına binen ada­mın maşrapası yerine tutmayınız. Bana du­anın başında, ortasında ve sonunda salatü se­lâm getirin!" [Tîrmizî, lafız Rezîn'e aittir.]

9250- Ebû Züheyr en-Nümeyrî radiyalla­hu anh'dan:

"Bir gece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'le çıktık, duada ısrarlı olan bir adama rastladık.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem du­rup onu dinlemeye koyuldu. Sonra ALLAH Re­sulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyur­du: 'Eğer sonunu iyi sonuçlandmrsa (istedik­lerini) hak eder.' Cemaatten bir adam şöyle sordu: 'Ey ALLAH'ın Resulü! Ne ile bitirmesi gerekir?' 'Amin ile. Eğer o, 'Amîn' ile bitirir­se, istediği kendisine verilir.' Peygamber sal­lallahu aleyhi ve sellem'e soran adam, oradan ayrılıp dua eden adamın yanma geldi ve şöy­le dedi: 'Ey Fülan! Âmîn ile bitir ve gözün aydın olsun!'" [Ebû Dâvud]

9251- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Biriniz dua ettiği zaman 'AUahım! Eğer dilersen beni bağışla!' demesin! İstemesinde samimi ve azimli olsun! Çünkü hiç kimse Al­lah'ı zorlayamaz." [Nesâî hariç, altı hadis İmamı.]

9252- Sa'd (bin Ebî Vakkâs)'m oğlundan: "Babam, ben: 'Allahim! Ben senden cen­neti ve nimetlerini, güzelliklerini, şunu ve bu­nu dilerim; sana ateşten, zincirlerinden şundan bundan sığınırım' diye dua ederken duydu ve şöyle dedi:

'Oğlum! ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum: 'İlerde duada aşırt giden bir güruh olacaktır.' Sen sa­kın onlardan olma! Çünkü sana cennet verile­cekse, verilecektir, hem de içindekilerle bir­likte. Eğer cehennemden kurtarılmış isen, za­ten ondan ve içindeki bütün serlerden de kur­tarılmış olursun'." |Ebû Dâvud.|

9253- Muâz radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bir adamın: 'Yâ Ze'l-Celâli ve'l-ikrâm! (= Ey Celâl ve ikram sahibi)" dediğim duydu ve şöyle buyurdu: 'Duan kabul edildi

9254- Aişe radiyallahu anhâ'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, özlü kelimelerle dua yapar, diğerlerini bıra­kırdı." |Ebü Davud]

9255- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Birinizin duası, 'Rabbine dua ettim de kabul etmedi' diyerek acele etmediği sürece, mutlaka kabul olunur."

INesâî hariç, altı hadis imamı.]

9256- Câbir radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kendinize beddua etmeyin! Çocuklarını­za da beddua etmeyin! Hizmetçilerinize de beddua etmeyin! Mallarınıza da beddua et­meyin! Çünkü o bedduanız ALLAH tarafından kabul edileceği bir saate rastlar da kabul edi­lir (ve siz üzülürsünüz)" [Ebû Dâvud]

9257- Enes radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Biriniz Rabbinden bütün ihtiyaçlarım is­tesin; hatta pabucunun kopan kayışını bile is­tesin." [Tirmizî]

9258- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"ALLAH, kendisinden istemeyene gazap eder." |Tirmizî|

9259- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"ALLAH'tan lütuf ve İhsanından isteyin! Çünkü ALLAH kendisinden istenmesinden hoş­lanır. En üstün ibadet, (dua edip) sıkıntının giderilmesini beklemektir." |Tirmb.î.|

9260- Câbir radiyallahu anh'dan:

"Bir kadın Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den: 'Ne olur bana ve kocama dua et!' ricasında bulununca, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: 'ALLAH seni de kocam da esirgesin.1'" [Ebû Dâvud]

9261- Âişe radiyallahu anhâ'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim, kendisine haksızlık (zulüm) edene beddua ederse (dünyada), intikamım almış olur." [Tirmizî.]

9262- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Araplardan bir adama dedi ki: 'Korku anında kime koşup başvurursunuz?'

'ALLAH'a dediler.

'Peki sizin bu sığınmanızı kabul ettiği zaman, kime ve neye dönersiniz?' diye sorunca, şöyle dediler:

'O bildiğin şeye.'

'Biliyorsunuz fakat uygulamıyorsunuz.' -üç kere- dedi."

[Taberânî, Mıı'cemtı'l-Evsat'la leyyin bir senedle.]

9263- Ebû Eyyûb radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, dua ettiğinde kendinden başlardı."

[Taberânî Mu'cemu'I-Kebîr'de]

9264- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (ALLAH Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"ALLAH kişinin derecesini öylesine yüksel­tir ki, nihayet o kişi şöyle der: 'Bu derece ba­na nasıl müyesser oldu?' Bunun üzerine ALLAH şöyle buyurur: 'Çocuğunun senin için yaptığı dua ile bu dereceye ulaştın'." |Bezzâr.|

9265- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: "O, bir adama dedi ki: 'Şayet Rabbinden iyi bir şey istersen elinde taş varken isteme!'"

|Taberânî, Mu'cemu'l-Kebir'de ismi belirtilmeyen bir ravi kanalıyla.l

9266- Ebû Mûsâ radiyallahu anh'dan: "Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e bir şey sordu. Şöyle buyurdu:

'İsrâiloğullarının o- yaşlı kadını kadar olamadın mı!' Bunun üzerine ashabı sordu: 'Ey ALLAH'ın Resulü! îsrâiloğullarının o yaşlı kadını nedir?'

Şöyle buyurdu: 'Mûsâ'ya İsrâiloğulları ile birlikte yürümesi emredildi, yolu şaşırdı. İsrâ­iloğulları: 'Şimdi ne olacak?' diye sordular.

Alimleri cevab verdiler:

'Yusuf ölüm döşeğindeyken, kendi kemik­lerini de nakletmedikçe Mısır'dan asla çıkmayacağımıza dair bizden .söz aldı.' Bunun üzerine Mûsâ onlara şöyle dedi:

'Yusuf un kabrinin nerede olduğunu bile­niniz var mıdır?'

'Onu ancak İsrail oğullarının en yaslı olan. kadını bilir' dediler. Hemen ona haber salıp getirtti ve: 'Haydi bize Yusuf'un kabrini göster!' dedi.

'Hükmümü verinceye kadar sana onun kabrini vallahi göstermem.'

'Hükmün nedir?'

'Seninle cennette beraber olmak' deyince; sanki bu Musa'ya ağır geldi, ancak ona: 'Hay­di onun hükmünü ver!' denildi. Bunun üzerine o yaşlı kadın onlun alıp suyun biriktiği bir göl­cüğe götürdü ve: 'Haydi bunun suyunu alın!' dedi. Aldılar; sonra onlara: 'Haydi şimdi şu­rasını kazın!' dedi. Kazdılar ve Yusuf'un ke­miklerini çıkartıp naklettiler. Bunun üzerine hemen yol. onlara gündüz gibi aydınlanıp gö­ründü'." |Ebû Ya'lâ ve Taberânî, Mu'cemu' I-Kebîr'de]


9226-9228- Bu hadisi Mâlik (kur'ân 30, s. 214), Buhârî (teheccüd 14/1, II, 47; tevhîd 35, VIII, 197; da'vât 14, VII, 149-50), Müslim (salâtu'l-müsâfirîn 168, s. 521), Ebû Dâvud (1315) ve Tirmizî (3498), ez-Zührî an Ebî Seleme ve Ebî Abdillah el-Ağarr an Ebî Seleme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9229- Bu hadisi Tirmizî (3499), Muh. b. Yahyâ es-Sekafî an Hafs b. Gıyâs an İbn Cüreyc an Abdirrahman b. Sâbit an Ebî Umâme senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen" hükmü verdi.

9230- Bu hadisi Ebû Dâvud (521) ve Tirmizî (3594, 3595), es-Sevrî an Zeyd el-Amiyy an Muâviye b. Kurre an Enes asl-ı senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen" hükmü verdi.

9231-9232- Bu hadisi Mâlik (salât 7, s. 70) ve Ebû Dâvud (2540), Ebû Hâzım an Sehl asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

İbn Huzeyme ve İbn Hibbân tarafından da rivayet olunmuştur (Tergîb I, 191).

9233- Bu hadisi Müslim (salât 215, s. 350), Ebû Dâvud (875) ve Nesâî (tatbîk 78, II, 226), İbn Vehb an Amr b. el-Hâris an Umâre b. Gaziyye an Summâ an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9234- Bu hadisi Tirmizî (3382), Muh. b. Merz‍k an Ubeydillah b. Vâkıd an Saîd b. Atiyye an Şehr b. Havşeb an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

9235- Bu hadisi Ahmed (II, 367), Halef an Ebî Ma'şer an Saîd el-Makburî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

Heysemî'ye göre isnâdı hasendir.

9236-9237- Bu hadisi Ebû Dâvud (1536) ve Tirmizî (1905), Hişâm ed-Destevâî an Yahyâ b. e. Kesîr an Ebî Ca'fer an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9238- Bu hadisi Ebû Dâvud (1535) ve Tirmizî (1980), Abdurrahman b. Ziyâd b. En'am an Abdillah b. Yezîd an İbn Amr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Abdurrahman sebebiyle isnâdı zayıftır.

9239- Bu hadisi Müslim (zikr 86-7, s. 2094) ve Ebû Dâvud (1534), Talha b. Ubeydillah b. Kerîz an Ümmi'd-Derdâ an Ebî'd-Derdâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9240- Bu hadisi Ebû Dâvud (1485), Abdullah b. Mesleme an Abdilmelik b. Muh. b. Eymen an Abdillah b. Ya'k‍b b. İshâk ammen haddesehu an Muh. b. Ka'b el-Kurazî an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti.

9241- Bu rivayeti Ebû Dâvud (1489), Mûsâ b. İsm. an Vuheyb b. Hâlid ani'l-Abbâs b. Abdillah b. Ma'bed an İkrime an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti.

9242- Bu hadisi Ebû Dâvud (1487), Ukbe b. Mükrim an Selm b. Kuteybe an Ömer b. Nebhân an Katâde an Enes senedi ile tahrîc etti.

9243- Bu hadisi Ahmed (IV, 56), İbn Lehîa an Hibbân b. Vâsi' an Hallâd b. es-Sâib asl-ı senedi ile tahrîc etti.

Heysemî'ye göre isnâdı hasendir.

9244- Bu hadisi Nesâî (sehv 37/1, III, 38) ve Tirmizî (3557), Muh. b. Beşşâr an Safvân b. ësâ an İbn Aclân ani'l-Kâ'kâ' an Ebî Sâlih an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

İsnâdı hakkında Tirmizî "hasen sahîh garîb" hükmü verdi.

9245 Bu hadisi Ebû Dâvud (1502), Tirmizî (3411) ve Nesâî (sehv 97, III, 79), Assâm b. Alî ani'l-A'meş an Atâ b. es-Sâib an ebîhî an İbn Amr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

9246- Bu hadisi Ebû Dâvud (1488) ve Tirmizî (3556), Ca'fer b. Meymûn an Ebî Osmân an Selmân asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

9247- Bu hadisi Tirmizî (3479), Abdullah b. Muâviye el-Cumahî an Sâlih el-Müriyy an Hişâm b. Hassân an Muh. b. Sîrîn an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

9248- Bu hadisi Ebû Dâvud (1481), Tirmizî (3476, 3477) ve Nesâî (sehv 48, III, 44), Ebû Hânî el-Havlânî an Ebî Alî Amr b. Mâlik el-Cenbî an Fadâle asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî ikinci isnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi. Lafız Ebû Dâvud'a aittir.

9249- Bu hadisi Tirmizî (486), Sül. b. Selm ani'n-Nadr b. Şumeyl an Ebî Kurre el-Esedî an Saîd b. el-Müseyyeb an Ömer senedi ile tahrîc etti.

9250- Bu hadisi Ebû Dâvud (938), el-Firyâbî an Subayh b. Muhriz an Ebî Musabbih el-Makrâî an Ebî Züheyr asl-ı senedi ile tahrîc etti.

9251- Bu hadisi Mâlik (kur'ân 28, s. 213), Buhârî (da'vât 21/2, VII, 153), Müslim (zikr 8-9, s. 2063), Ebû Dâvud (1483), Tirmizî (3497) ve İbn Mâce (3854), Atâ b. Mînâ, Abdurrahman b. Ya'k‍b ve el-A'rec an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9252- Bu hadisi Ebû Dâvud (1480), Müsedded an Yahyâ an Şu'be an Ziyâd b. Mihrâk an Ebî Neâme an ibnin li-Sa'd senedi ile tahrîc etti.

9253- Bu hadisi Tirmizî (3527), el-Cüreyrî an Ebî'l-Vered ani'l-Leclâc an Muâz asl-ı senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen" hükmü verdi.

9254- Bu hadisi Ebû Dâvud (1482), Hârûn b. Abdillah an Yezîd b. Hârûn ani'l-Esved b. Şeybân an Ebî Nevfel an Âişe senedi ile tahrîc etti.

Bunu el-Hâkim, Müstedrek'inde rivayet etti ve Zehebî onun sıhhat hükmünü onayladı. Nevevî ise Riyâdu's-sâlihîn ve Ezkâr kitaplarında isnâdı hakkında "ceyyid" hükmü verdi (Feyd V, 218).

9255- Bu hadisi Mâlik (kur'ân 29, s. 213), Buhârî (da'vât 22, VII, 153), Müslim (zikr 92, s. 2095), Ebû Dâvud (1484) ve Tirmizî (3387), ez-Zührî an Ebî Ubeyd mevlâ İbn Ezher an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9256- Bu hadisi Ebû Dâvud (1532), Hâtim b. İsm. an Ya'k‍b b. Mücâhid Ebû Hazre an Ubâde b. el-Velîd an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc etti ve isnâdının "muttasıl" olduğunu söyledi.

Bunu İbn Huzeyme de Sahîh'inde rivayet etmiştir.

9257- Bu hadisi Tirmizî'de bulamadım. Mizzî'nin Tuhfetu'l-işrâf'ından (I, 107), Ebû Dâvud es-Sicistânî an Katan b. Nüseyr an Ca'fer b. Sül. an Sâbit an Enes senediyle geldiğini öğreniyoruz.

Tirmizi başka bir sened de sevkederek bu sefer Sâbit'ten "mürsel" olarak serdetmiştir.

9258- Bu hadisi Tirmizî (3373), Kuteybe an Hâtim b. İsmâil an Ebî'l-Melîh an Ebî Sâlih an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

9259- Bu hadisi Tirmizî (3571), Bişr b. Muâz an Hammâd b. Vâkıd an İsrâil an Ebî İshâk an Ebî'l-Ahvas an İbn Mes'ûd senedi ile tahrîc etti ve bu hadisin mürsel olarak rivayet olunduğunu ve bunun da sahîh olduğunu söylemiştir.

9260- Bu hadisi Ebû Dâvud (1533), Muh. b. ësâ an Ebî Avâne ani'l-Esved b. Kays an Nübeyh al-Anezî an Câbir senedi ile tahrîc etti.

9261- Bu hadisi Tirmizî (3552), Hennâd an Ebî'l-Ahvas an Ebî Hamza an İbr. ani'l-Esved an Âişe senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

9262- Râvilerinden Mansûr b. Sukayr zayıf, diğerleri ise güvenilir kimselerdir (Mecma‘ î, 150).

9263- İsnâdı Heysemî'ye göre hasendir (Mecma‘ î, 152).

9264- Hadisleri hasen kabul edilen Âsım b. Behdele dışındaki râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ î, 153).

9265- İsmî belirsiz râvi dışındakiler Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ î, 153).

9266- Heysemî'ye göre Ebû Ya'lâ'nın râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ î, 171).



Konu Başlığı: Ynt: Dua vakti dua edenin durumu
Gönderen: Mehmed. üzerinde 21 Temmuz 2019, 15:02:45
Esselamü aleyküm Rabbim bizleri dua eden ve duası kabul olunanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Dua vakti dua edenin durumu
Gönderen: Ceren üzerinde 21 Temmuz 2019, 15:54:19
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri hakkiyla vaktinde dua eden ve hayra kavuşan kullardan eylesin inşallah. ..