๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 29 Aralık 2010, 21:02:41



Konu Başlığı: Büyük harpler ve kıyamet alametleri bahsi
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 29 Aralık 2010, 21:02:41
BÜYÜK HARPLER VE KIYAMET ALÂMETLERİ BAHSİ


9865- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ben ve kıyamet bunlar gibi -iki parmağı­nı kastediyor- birbirine yakın iken ben (pey­gamber olarak) gönderildim." |Buhârî]

9866- el-Müstevrid bin Şeddâd radiyalla­hu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellern buyurdu:)

"Kıyametin soluğunda (eşiğinde) gönderil­dim ve ben onu -şehâdet ile orta parmağını göstererek- tıpkı bunun bunu geçtiği gibi geç­tim." |Tirmizî.|

9867- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Hicaz topraklarından, Busrâ'daki deve­lerin boynunu aydınlatacak bir ateş çıkma­dıkça Kıyamet kopmaz." |Buhârî İle Müslim.]

9868- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kıyametten önce, insanları toplayan bir ateş Hadremevt'ten çıkacaktır." Dediler ki:

"Ey Allah'ın Resulü! O zaman ne yapma­mızı emredersin?"

"O zaman Şam'a gitmelisiniz" buyurdu.

|Tirmizî.|

9869- Enes radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kıyametin ilk alâmeti; insanları Doğu­dan Batıya sürecek olan bir ateşin çıkması­dır." [Buhârî]

9870- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Siz acemlerden kırmızı yüzlü, basık bu­runlu, ufak gözlü, yüzleri deri kaplı kalkan gibi, kıldan yapılma pabuçları olan Hûza ve Karman halkı ile savaşmadıkça, Kıyamet kopmaz."

9871- Diğer rivayet:

"Onlar Bariz (Fâris) halkıdır."

9872- Diğer rivayet: "Müslümanlar yüzleri deri kaplı kalkan gibi olup, kıl elbisesi giyen ve kıldan yapılma pabuçlarıyla yürüyen Türklerle savasmadık-ça Kıyamet kopmaz."

[Mâlik hariç, altı hadis imamı.]

9873- Ebû Dâvud, Bureyde'den benzerini rivayet etti; onda şöyle geçer:

"Onları (Türkleri) üç kere süreceksiniz, nihayet onlara Arap yarımadasında yetişe­ceksiniz. Birinci sürüşte, onlardan kaçanlar kurtulacak, ikinci sürüşte bir kısmı kurtula­cak, bir kısmı helak olacak. Üçüncü sürüşte tamamen mahvolup kökleri kuruyacak."

9874- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Rumlar A'mâk'aya da Dâbik'a inmedik­çe Kıyamet kopmaz. O zaman yeryüzünün en seçkinlerinden olan Medine'den bir ordu çı­kacak. Karşılıklı saf haline gelip savaş vazi­yeti aldıklarında Rumlar şöyle diyecek:

'Bırakın bizi de bizden esir alanlarla sa­vaşalım.' Müslümanlar şöyle cevap verecek­ler: 'Hayır biz kardeşlerimizle savaşmanıza izin vermeyiz.' Bunun üzerine (Rumların) üç­te biri yenilgiye uğrayacak ve Allah asla on­ların tevbelerinİ kabul etmiyecek. (Müslü­manların) üçte biri de öldürülecek ki, Allah katında onlar şehitlerin en üstünüdürler. Üçte biri de feth edecek. Asla fitneye düşmeyecek­ler. Onlar Kostantiniyye'yi feth edecekler. Onlar kılıçlarını zeytin ağaçlarına asıp gani­metleri taksim ederlerken şeytan bağıracak: 'Ne duruyorsunuz, Mesîhu' d-Deccâl çıktı, ai­lelerinizi bastı.' Ortada bir şey yokken hemen çıkacaklar. Şam'a geldiklerinde, gerçekten çıkmış olacak. Onlar saflarını teşkil edip sa­vaşa hazırlanırlarken namaza kamet getirile­cek, derken gökten Meryemoğlu İsa inip onla­ra imamlık edecek. Allah'ın düşmanı (Deccal) onu görünce, suda tuzun eridiği gibi eri­yecek. Onu o haliyle bıraksa tamamiyle eriye­cek, fakat daha tam erimeden onu kendi eliy­le öldürüp mızrağındaki kanını halka göstere­cek." [Müslim]

9875-  İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan, dedi ki:

"Miras taksim edilmez olmadıkça ve gani­metle sevînilmedikçe Kıyamet kopmayacak." Elini kaldırıp Şam tarafını gösterdi ve dedi ki:

"Müslümanlarla çarpışmak için düşman hazırlık yapacak. Müslümanlar da onlara kar­şı toplanacak. Kendisine: "Rumları mı kast ediyorsun?" diye soruldu. "Evet" dedikten sonra şöyle devam etti: O savaşınızda şiddet­li bir hücum olacak. Müslümanlar ölüm için bir öncü fırka kuracaklar. Kıyasıya çarpışa­caklar, ancak gece savaş duracak. Her iki ta­raf da yenişemiyecek. Öncü fırka bitecektir. Sonra müslümanlar tekrar ölüm için bir fırka kuracaklar. Akşama kadar yine savaşacaklar. Gene her iki taraf da yenişemiyecek. Öncü fırka tükenecektir. Yine müslümanlar ölüm için Öncü bir fırka kuracaklar. Sonra akşama kadar savaşacaklar. Yine her iki taraf yenişe­miyecek. Dördüncü gün olunca, müslümanlardan kalanlar büyük bir azim, sabır ve se­batla onlara saldıracak. Allah o zaman düşma­nı kahredecek. Öylesine şiddetli bir savaş olacak ki, havadan geçen kuşlar bile yere düşe­cekler. Bir babanın oğulları birbirlerini saya­caklar. Yüz kişi oldukları halde tek bir kişi ka­lacak. Bu durumda hangi ganimete sevinsin­ler yahut hangi miras taksim edilsin! Onlar böyle şaşkın dururlarken daha kalabalık in­sanların geldiğini görecekler. Derken Deccâl'in gelip çocuklarına musallat olduğunu haykıran bir ses duyacaklar. Ellerinde ve avuçlarındakini bırakıp oraya doğru koşacak­lar. Onar kişilik guruplar halinde öncü gönde­recekler." Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

"Ben onların ve babalarının isimlerini, atla­rının renklerini bile biliyorum. O gün onlar yer­yüzünün en iyi süvarileri olacak." Ya da şöyle dedi: "Süvarilerin en iyilerinden olacaklar."

9876- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Bir tarafı kara, bir tarafı deniz olan bir şehir duydun mu?"

"Evet ey Allah'ın Resulü!" dediler.

Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Ishak oğullarından yetmiş bin kişi orayı almak için savaşa çıkmadıkça kıyamet kop­maz. Oraya vardıklarında bir yerde konakla­yacaklar, feth etmek için ne silah kullanacak­lar ve ne de ok atacaklar, sadece 'Lâ ilahe il-lallahu vallahu ekber' diyecekler. Bunu dedik­lerinde iki taraftan biri sükût edecektir.' Sevr bin Zeyd dedi ki: "Hatırladığım kadarıyla de­niz tarafındakini sÖyJedi. 'Sonra ikinci kez 'Lâ İlahe illallahu vallahu ekber' diyecekler. Öbür yanı da sükût edecek. Üçüncü kez söyle­diklerinde şehrin kapıları açılacak, içeriye gi­recekler ve bir çok ganimetler elde edecekler. Onlar ganimetleri tam taksim edeceklerken 'Deccal çıktı' diye bir ses gelecek. Hemen al­dıkları her şeyi bırakıp geri dönecekler."

[Müslim]

9877- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Müslümanlar yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Müslümanlar onlarla sava­şıp öldürecekler. Hatta yahudi bir taşın ve ağacın arkasında saklanıp gizlenecek, taş ya da ağaç şöyle seslenecek: 'Ey Müslüman, ey Allah'ın kulu, işte Yahudi arkamdadır, gel onu öldür!' Garkad adındaki ağaç müstesna. Çün­kü o, Yahudilerin ağacıdır." |Buhârî ile Müslim]

9878- Huzeyfe radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, siz liderinizi öldürüp kılıçlarınızla vurmadıkça, en kötüleriniz dünyanıza vâris olmadıkça Kıyamet kopmaz." [Tirmizî]

9879- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Dünyanın en mutlu insanı, alçak oğlu al­çak olmadıkça Kıyamet kopmaz." [Tirmizî]

9880- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Nefsim kudret elinde olana yemin ederim ki, yırtıcı hayvanlar, insanlarla konuşuncaya, kişi kamçısının ucu ve pabucunun bağı ile ko­nuşuncaya, kendi evinden ayrıldıktan sonra baldırı ailesinin ne yaptığını anlatıncaya ka­dar kıyamet kopmaz." [Tirmizî]

9881- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Devs kabilesi kadınlarının kıçları (tek­rar) Zû"l-Halasa (putunun) etrafında dalga-lanmadıkça Kıyamet kopmaz." |Zû'l-Halasa (Devs kabilesinin) câhiliyelte taptıkları puttur.)

9882- Diğer rivayette onun Tebâle denilen mevkiide olduğu geçmiştir.

9883- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kahtânoğullarından bir adam çıkıp asa­sı ile insanları yönetmedikçe kıyamet kop­maz." (İkisi de Buhârî ile Müslim'e ait.]

9884- Enes radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"La ilahe illallah diyen kimsenin üstüne asla kıyamet kopmaz." |Müsiim ve Tirmizî.]

9885- Enes radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Sene ay gibi, ay hafta gibi, hafta gün gi­bi, gün saat gibi, saat ateş kıvılcımı gibi olup da zaman birbirine yaklaşmadıkça (bereketi azalmadıkça) Kıyamet kopmaz." |Tirmizî.|

9886- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kıyamet ancak insanların kötüleri üzeri­ne kopar." (Müslim]

9887- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Fırat (nehri) altından bîr dağı ortaya çı­karmadıkça Kıyamet kopmaz. (Fırat o dağı ortaya çıkardığı zaman) insanlar, o altın için birbirini öldürecek, her yüz kişiden doksan dokuzu öldürülecek. Onlardan her biri 'Keşke kurtulan ben olsaydım!' diyecektir."

[Buhârî, Müslim, Ebû Dâvucl ve Tirmizî.|

9888- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Nefsim kudret elinde olana yemin ederim ki, kişi bîr kabre uğrayıp üzerine abanarak: 'Keşke bu kabrin içinde ben olsaydım' deme­dikçe kıyamet kopmaz. Halbuki bu sözü ona söyleten din değil, belâ olacaktır"

IMâlik, Buhârî ve Müslim.|

9889- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ceheâh ya da Cehcel denilen bîr adam hükümdar olmadıkça, günler geceler bitmez."

[Müslim]

9890- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Yeryüzü, içindekilerini altın ve gümüş di­rekler şeklinde dışarı kusacak. Katil gelip 'İş­te ben bunun yüzünden öldürdüm,' Akraba­dan ilgisini kesen gelip 'İşte ben bu uğurda yakınımla ilgimi kestim' diyecek; Hırsız gelip elim bunun yüzünden kesildi diyecek, sonra onu terkedip ondan hiç bir şey almadan geçip gidecekler." (Müslim ve Tirmizî.l

9891-   Sellâme binti'1-Hurr radiyallahu anhâ'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kıyamet alâmetlerinden biri de; cema­atin imam bulmakta zorluk çekmesidir. O za­man kendilerine namaz kıldıracak imam bu­lamayacaklardır." [Ebû Dâvud]

9892-  Abdullah bin Havale radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ey İbn Havale! Hilâfetin mukaddes yere indiğini gördüğün zaman, sarsıntılar, belâlar ve büyük olaylar yaklaşmış olacak. İşte o za­man kıyamet, insanlara benim şu elimin başı­na olan yakınlığından daha yakın olacaktır."

|İkisi de Ebû Davud'a aittir.|

9893- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"iki büyük islâm cemaati birbirleriyle çarpışmadıkça kıyamet kopmaz. Davaları bîr olduğu halde aralarında büyük bir savaş çı­kacaktır. Her biri Allah Resulü olduğunu id­dia eden otuza yakın yalancı deccâl çıkmadık­ça da kıyamet kopmaz, ilim kalkmadıkça, zel­zeleler çoğalmadıkça, fitneler artmadıkça, ci­nayetler baş göstermedikçe, içinizde mal ço­ğalmadıkça, zenginler zekât verecek kimse bulamaz hale gelmedikçe kıyamet kopmaz. (Mal o kadar çoğalacak ki) zenginler ondan kime zekât vermek isterlerse o buna, 'Benim ihtiyacım yoktur, başkasına ver!' diyecektir. İnsanlar (yaptıkları) binalarla (birbirleriyle yarışıp) böbürlenmedikçe kişi bir kabre uğra­yıp da: 'Keşke burada ben yatsam!' temenni­sinde bulunmadıkça, güneş batıdan doğma­dıkça kıyamet kopmaz.

Güneş batıdan doğduğu zaman iman et­medik kimse kalmayacak, bu ise daha önce­den iman etmemiş ya da imanı hiçbir yarar sağlamamış olanların imanlarının kendileri­ne hiçbir yarar sağlamadığı zamandır, iki ki­şi alış veriş yapmak için elbise açacaklar, henüz alış veriş yapıp elbiseyi dürmeden aniden kıyamet kopacaktır. Kişi sağmal devesini sağ­mış kişi evine gelip henüz sütü içemedin kıya­met ani olarak bastıracak. Havuzunu (amir edip su dolduracak fakat o sudan kullanama-dan aniden kıyamet kopacak. Lokmasını ağzı­na götürüp daha yiyemeden kıyamet kopmuş olacak."                                        s

9894- Diğer rivayet:

"Arap toprakları (Arap yarımadası) geniş otlaklar, nehirler haline dönüşmedikçe kıya­met kopmaz." (Buhârî ile Müslim.)

9895- Huzeyfe bin Esîd el-öifârî radiyal-lahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kıyamet on alâmet görülmedikçe kopmaz: Duman, deccâl, dabbedu'l-Arz, güneşin batı­dan doğması, isa'nın yeryüzüne inmesi, ye'câc-me'cûc, doğuda bir, batıda bir ve Arap yarımadasında bir (yeryüzü) batışı olmak üze­re üç batış. Bunların sonuncusu ise insanları mahşerlerine sürecek olan ateşin zuhurdur."

9896- Diğer rivayet:

"İnsanları savurup denize atacak olan ka­sırga."

9897- Diğer rivayet:

"Aden içlerinden insanların durdukları yerde onlarla duran, harekete geçtiklerinde de onlarla harekete geçerek onları sürükleye­cek bir ateş çıkacak."

(Müslim, Ebü Dâvud ve Tirmizî.|

9898- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ganimet, insanlar arasında dolaşan mal olduğu, emanet kelepir, zekât altından kalkıl-mıyıcakmıs gibi bir borç olduğu, dinden baş­ka gaye için ilim öğrenildiği, erkek karısına itaat ettiği ve anasına âsi olduğu, arkadaşını kendisine yaklaştırdığı, babasını uzaklaştırdığı, mescidlerde sesler yükseldiği, kabileye fa-sıkların başkanlık yaptığı, kavmin liderinin en rezilleri olduğu, şerrinden korkulan kişiye ik­ram edildiği, şarkıcı kadınlar ve çalgı aletle­ri zuhur ettiği, içkiler içildiği, bu ümmetinin sonunun, evvelkileri lanetlediği zaman, kırmı­zı rüzgârı, zelzeleyi, yere batmayı, insanların maymun ve domuza çevrilişini ve taşlamayı ve eskimiş ipi kopan bir kolyenin taneleri gibi birbiri ardısıra gelen alâmetleri beklesinler."

[Tirmizî.]

9899- Avf bin Mâlik radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kıyamet öncesi şu altı şeyi say: Benim ölümüm. Beytu l-Makdis' in fethi. Sonra ko­yun bağı gibi sizi alıp saracak olan iki büyük ölüm. Sonra malın çoğalması; hatta kişiye yüz dinar verilecek de hâlâ tatmin olmayıp öf­kelenecek. Sonra içine girmedik Arap evi bı­rakmayan bir fitne. Sonra Asfar oğullarıyla (Rumlarla) aranızda olacak barış. Sonra ba­rışı bozup her bir sancağın altında onikibin kişi olan seksen sancak altında size hücum edecekler." |Buhârî.]

9900- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'-dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"(Kıyamet için) ilk alâmet, güneşin battı­ğı yerden doğması, kuşluk vakti yerden bir dâbbenin çıkması ki, bunların hangisi arka­daşından evvel çıkarsa, hemen öteki de onun izinde olacaktır." [Müslim ve Ebû Dâvud.|

9901- Ebû Umâme radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Dâbbe çıkıp herkesin alnını damgalayacak. Sonra (damgalılar) aranızda yaşayacak. Hatta deve satın alan birine başka biri: 'Bu­nu kimden satın aldın?' diye soracak da o şu

cevabı verecek: 'Alnı damgalı olanların bi­rinden satın aldım.' [Ahmed]

9902- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ciyâd ne kötü bir vadidir?"

"Neden ey Allah'ın Resulü?" diye sorduk­larında, şöyle buyurdu:

"Çünkü oradan dâbbe çıkıp üç kere hay­kırdıktan sonra doğu ile batı arasında yaşa­yan insanların tümünü damgalayacaktır."

İTaberânî, Mu'cemu'l Evsat'ta zayıf bir senedle. |

9903- Huzeyfe bin Esîd radiyallahu anh'­dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Dâbbe, mescidlerin en büyüğünden zu­hur edecektir. Tam onlar o haldeyken, yer sar­sılacak ve gök yarılacak."

İbn Uyeyne dedi ki: "İmam dâbbenin çık­madığını insanlara bildirmek üzere hacca gönderilecek, O (imam) topluluktan ayrıldık­tan sonra ise dabbe çıkmış olacak."

(Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat'ta]

9904- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'­dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Güneş batıdan doğduğu zaman, Iblîs secde için yere kapanacak ve şöyle seslene­cek: 'Tanrım! Emret bana da istediğine secde edeyim.' Zebanileri hemen yanına üşüşüp Şöyle diyecekler:

'Ey onların efendisi! Nedir bu yalvarış, feryâdü figân?'

'Rabbimden beni belirli bir zamana kadar tehir etmesini diledim, işte belirli zaman gel­di' diye cevap verecek.

Sonra Safa' nın yarık yerinden dâbbe çıka­cak. İlk adımını Antakya'ya atacak, şeytana gelip onu tokatlayacak." [Taberânî]


9865- Bu hadisi Buhârî (rikâk 39/3, VII, 191), Yahyâ b. Yûsuf an Ebî Bekr an Ebî Husayn an Ebî Sâlih an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

9866- Bu hadisi Tirmizî (2213), Muh. b. Ömer b. Hayyâc an Yahyâ b. Abdirrahman el-Erhabî an Ubeyde b. el-Esved an Mücâlid an Kays b. e. Hâzım ani'l-Müstevrid senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

9867- Bu hadisi Buhârî (fiten 24/1, VIII, 100) ve Müslim (fiten 42, s. 2227), ez-Zührî an Saîd b. el-Müseyyeb an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9868- Bu hadisi Tirmizî (2217), Ah. b. Meni' an Hüseyn b. Muh. el-Bağdâdî an Şeybân an Yahyâ b. e. Kesîr an Ebî Kılâbe an Sâlim an ebîhî senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb sahîh" hükmü verdi.

9869- Bu hadisi Buhârî (fiten 24/1, VIII, 100) isnâdsız olarak irâd etti.

9870-9871-9872- Bu hadisi Buhârî (menâkıb 25, IV, 174-5; cihâd 95-6,  III, 233), Müslim (fiten 62-6, s. 2233-4), Ebû Dâvud (4303-4) ve Tirmizî (2215), Saîd b. el-Müseyyeb, Hemmâm b. Münebbih, el-A'rec, Ebû Sâlih, Kays b. e. Hâzım an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9873- Bu hadisi Ebû Dâvud (4305), Ca'fer b. Müsâfir an Hallâd b. Yahyâ an Beşîr b. el-Muhâcir an Abdillah b. Büreyde an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

9874- Bu hadisi Müslim (fiten 34, s. 2221), Züheyr b. Harb an Muallâ b. Mansûr an Sül. b. Bilâl an Süheyl an ebîhî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

9875- Bu hadisi Müslim (fiten 37, s. 2223), İbn Uleyye an Eyyûb an Humeyd b. Hilâl an Ebî Katâde an Yuseyr b. Câbir an İbn Mes'ûd senedi ile tahrîc etti.

9876- Bu hadisi Müslim (fiten 78, s. 2238), Sevr b. Zeyd an Ebî'l-Gays an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc etti.

9877- Bu hadisi Buhârî (cihâd 94/2, III, 232) ve Müslim (fiten 82, s. 2239), Ebû Sâlih ve Ebû Zür'a an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9878- Bu hadisi Tirmizî (2170), Kuteybe an Abdilazîz b. Muh. an Amr b. e. Amr an Abdillah b. Abdirrahman el-Ensârî an Huzeyfe senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen" hükmü verdi.

9879- Bu hadisi Tirmizî (2209), Amr b. e. Amr an Abdillah b. Abdirrahman el-Ensârî an Huzeyfe senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi. İsnâdı Elbânî'ye göre sahîhtir.

9880- Bu hadisi Tirmizî (2181), Süfyân b. Vekî' an ebîhî ani'l-Kâsım b. el-Fadl an Ebî Nadre el-Abdî an Ebî Saîd senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

9881-9882- Bu hadisi Buhârî (fiten 23, VIII, 100) ve Müslim (fiten 51, s. 2230), ez-Zührî an Saîd b. el-Müseyyeb an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9883- Bu hadisi Buhârî (fiten 23/2, VIII, 100) ve Müslim (fiten 60, s. 2232), Sevr b. Zeyd an Ebî'l-Gays an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9884- Bu hadisi Müslim (îmân 234, s. 131) ve Tirmizî (2207), Sâbit an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9885- Bu hadisi Tirmizî (2232), Abbâs ed-D‍rî an Hâlid b. Mahled an Abdillah b. Ömer el-Ömerî an Sa'd b. Saîd el-Ensârî an Enes senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

9886- Bu hadisi Müslim (fiten 131, s. 2268), Züheyr b. Harb an Abdirrahman b. Mehdî an Şu'be an Alî b. el-Akmer an Ebî'l-Ahvas an İbn Mes'ûd senedi ile tahrîc etti.

9887- Bu hadisi Buhârî (fiten 24/2, VIII, 100-1), Müslim (fiten 29-31, s. 2219-20), Ebû Dâvud (4313-4) ve Tirmizî (2569), Ebû Sâlih, Hafs b. Âsım ve el-A'rec an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9888- Bu hadisi Mâlik (cenâiz 53, s. 241), Buhârî (fiten 22, VIII, 100) ve Müslim (fiten 53-4, s. 2231), el-A'rec ve Ebû Hâzım an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Lafız Müslim'in Ebû Hâzım rivayetine aittir.

9889- Bu hadisi Müslim (fiten 61, s. 2232), Muh. b. Beşşâr an Abdilkebîr b. Abdilmecîd an Abdilhamîd b. Ca'fer an Ömer b. el-Hakem an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

9890- Bu hadisi Müslim (zekât 62, s. 701) ve Tirmizî (2208), Muh. b. Fudayl an ebîhî an Ebî Hâzım an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9891- Bu hadisi Ebû Dâvud (581), Hârûn b. Abbâd an Mervân an Talha Ümm Gurâb an Akîleti'l-Fezâriyye an Sellâme senedi ile tahrîc etti. Elbânî'ye göre zayıftır.

9892- Bu hadisi Ebû Dâvud (2535), Ah. b. Sâlih an Esed b. Mûsâ an Muâviye b. Sâlih an Damre an İbn Zuğb el-İyâdî an İbn Havâle senedi ile tahrîc etti.

9893- Bu hadisi Buhârî (fiten 25/2, VIII, 101) ve Müslim (fiten 17, s. 2214), el-A'rec ve Hemmâm b. Münebbih an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Lafız Buhârî'ye (el-A'rec) aittir. Müslim'in metni oldukça kısadır.

9894- Bu rivayeti Müslim (zekât 60, s. 701), Kuteybe an Ya'k‍b b. Abdirrahman an Süheyl an Ebî Sâlih an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

9895-9897- Bu hadisi Müslim (fiten 39-40, s. 2225-6), Ebû Dâvud (4311) ve Tirmizî (2183), Eb‍'t-Tufeyl an Huzeyfe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9898- Bu hadisi Tirmizî (2211), Alî b. Hucr an Muh. b. Yezîd el-Vâsıtî ani'l-Müstelim b. Saîd an Rumeyh el-Cüzâmî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

9899- Bu hadisi Buhârî (cizye 15, IV, 68), el-Humeydî ani'l-Velîd b. Müslim an Abdillah b. el-Alâ' b. Zebr an Busr b. Ubeydillah an Ebî İdrîs an Avf senedi ile tahrîc etti.

9900- Bu hadisi Müslim (fiten 118, s. 2260) ve Ebû Dâvud (4310), Ebû Hayyân an Ebî Zür'a an İbn Amr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9901- Bu hadisi Ahmed (V, 268), Hacîn b. el-Müsennâ an Abdilazîz b. e. Seleme an Ömer b. Abdirrahman b. Atiyye an Ebî Umâme senedi ile tahrîc etti.

Heysemî güvenilir bir râvi olan Ömer dışındaki râvilerinin Sahîh ricâlinden olduğunu söyledi (Mecma‘ VIII, 6). Elbânî'ye göre isnâdı sahîhtir.

9902- Bu hadis, râvisi Riyâh b. Ubeydillah b. Ömer sebebiyle zayıftır (Mecma‘ VIII, 7). Elbânî'ye göre zayıftır.

9903- Heysemî'ye göre ravileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ VIII, 8 ).

9904- İsnâdı içinde yer alan İsh. b. İbr. b. Zeberyak zayıftır (Mecma‘ VIII, 8 ).



Konu Başlığı: Ynt: Büyük harpler ve kıyamet alametleri bahsi
Gönderen: Ceren üzerinde 22 Temmuz 2019, 18:57:25
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri kiyametin dehsetli gununden azabindan korusun inşallah. Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ..


Konu Başlığı: Ynt: Büyük harpler ve kıyamet alametleri bahsi
Gönderen: Mehmed. üzerinde 23 Temmuz 2019, 15:34:07
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun