Konu Başlığı: Araf ve enfal sûreleri Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 05 Ocak 2011, 22:14:06 A'RÂF VE ENFÂL SÛRELERİ 6962- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "(Cahiliye devrinde) Kadın, Kâ'be'yi çıplak tavaf eder ve şöyle derdi: 'Kim tavaf etmek için bana ödünç bir Örtü verecektir." (Sonra kendisine verilen örtüyü alır) Fercinin üstüne koyar ve şöyle derdi: 'Bugün onun (fercin) bir kısmı veya tamamı ortaya çıkar. Ancak ondan görüneni ben helâl etmem.' Bunun üzerine: 'Her mescide gidişinizde güzel elbiselerinizi giyin' mealindeki âyet (A'râf, 31) nazil oldu." [Müslim ve Nesâî] 6963- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e A'râf ashabını sordular; şöyle buyurdu: 'Onlar, babalarına âsi iken Allah yolunda şehit düşenlerdir. Şehit düşmeleri cehenneme girmelerini önledi, babalarına isyanları da cennete girmelerine mani oldu. Onun için onlar, cennet ile cehennem arasında bir sur üzerinde olurlar. Yağları eriyip derileri incelin-ceye kadar, orada kalacaklardır. Allah yaratıkların hesabını gördükten sonra onları rahmetine gark edip yine merhametiyle onları cennete sokacaktır'." [Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat ves-Sağir'de zayıf bir senedle.] 6964- Abdullah bin Busr radiyallahu anh'dan: "Humus'tan yola çıktım. Gece olunca Ba-kîa'ya gitmek zorunda kaldım. Oranın halkı yanıma geldi. Bunun üzerine ben onlara: 'Şüphesiz Rabbiniz, gökleri ve yeri yaratan Allah'tır' mealindeki âyeti (A'râf) okudum. Birbirlerine dediler ki: 'Onu sabaha kadar koruyun!' Sabah olunca da hayvanıma bindim." 6965- Ebû Vâkid el-Leysî radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Huneyn'e çıktığı zaman, müşriklerin silahlarını astıkları Zât-i Envât denilen ağaca uğradı. Ashab: 'Ey Allah'ın Resulü! Onların Zât-ı Envât'ı gibi bize de bir Zâl-ı Envât yapar mısınız?" dediler. Şöyle dedi: 'Sübhanallah! Bu, tıpkı Mûsâ-ya: 'Onların tanrıları gibi bize de bir tanrı yap!' dedikleri söze (A'râf 138) benziyor. Nefsim kudret elinde olana yemin ederim ki siz mutlaka sizden öncekilerin yolundan gideceksiniz'." [Tirmizi] 6966- Rezîn şunu ilave etti: "Pabucun pabuca, kulağın kulağa (benzediği gibi) onlara tâbi olacaksınız. Hatta onlardan annelerine yanaşan olursa sizde de olacaktır. Buzağıya tapıp tapmayacağınızı bilmiyorum." 6967- Enes radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem "Ne zaman ki Rabbi dağa tecelli edince onu paramparça etti" Hammad: (Süleyman'a başparmağının ucunu sağ parmağının üzerine bastırarak) 'İşte böyle1 dedi. "Dağ yere gömü-lüverdi ve Musa bayıldı" (A'râf, 143) [Tirmizî] 6968- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Mûsâ Aleyhisselâm bir dilekte bulundu. Allah, onu(n dilediğini) Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'e verdi. 'Mûsâ kavminden yetmiş kişi seçti...' 'Onu (kötülükten) sakınanlara yazacağım'a kadar (A'râf, 155-6) okudu)." [Bezzâr leyyin bir senedle.] 6969- Ömer radiyallahu anh'dan: Ona: "Hani Rabbin Ademoğullannın sırtlarından zürriyetlerini almıştı" mealindeki âyetinin (A'râf, 172) tefsirini sordular. Şöyle cevap verdi: 'Aynı şeyi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e sordular da, o şöyle buyurmuştu: 'Allah Adem'i yarattı, sonra sağ eliyle sırtını sıvazladı. Ondan bir zürriyet çıkardı ve şöyle dedi: İşte bunları cennet için yarattım. Bunlar cennet ehlinin ameli gibi amel işleyeceklerdir,' Sonra tekrar sırtını sıvazladı. Ondan bir zürriyet çıkardı ve şöyle dedi: 'İşte bunları Cehennem için yarattım. Bunlar cehennem ehlinin ameli gibi amel işleyeceklerdir.' Bir adam dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Öyleyse neden çalışalım?" Şöyle buyurdu: "Allah, kulu cennet için yarattığı zaman, onu cennet ehlinin amelinde çalıştırır, tâ ki cennet ehlinin ameli üzerinde ölünceye dek. Sonra onu o ameli sayesinde cennete koyar. Bir kulu da cehennem için yarattığı zaman, ölünceye kadar onu cehennem ehlinin ameli gibi bir amelde çalıştırır, ölünce de onu doğru cehenneme koyar." [Mâlik, Tirmizî ve Ebû Dâvud.] 6970- (Abdullah) İbn Ahmed, Ubeyy bin Kâ'b radiyallahu anh'dan: "O, 'Ademoğullarmdan bellerinden zür-riyyetlerİni aldı...' âyetini (A'râf, 172) şöyle yorumladı; Onları bir araya getirip ruhlar haline soktu; sonra onları şekillendirip konuşturdu; konuştular. Sonra onlardan ahid ve misak aldı ve kendi aleyhlerine şehadet ettirdi: 'Ben sizin Rabbinİz değil miyim?' dedi. Onlar da 'Evet, sen bizim Rabbimizsin' dediler. Şöyle buyurdu: 'Bakın kıyamet gününde biz bunu bilmiyorduk, dememeniz İçin, size karşı yedi kat gökleri şahit tutuyorum, babalarınızı da şahit gösteriyorum. Şunu iyi bilin ki, benden başka hiçbir ilah yoktur. Benden başka hiçbir Rab da yoktur. Bana hiçbir şeyi ortak koşmayın! Ben sizlere peygamberleri göndereceğim size ahd ü misakımı hatırlatacaklardır. Ayrıca size kitaplarımı da indireceğim." Şu cevabı verdiler: 'Muhakkak bizim Rabbimiz ve ilahımız olduğuna, senden başka hiçbir Rabbimiz olmadığına, senden başka hiçbir ilahımız da bulunmadığına şehadet ettik.' Böylece ikrarda bulundular. Allah, Âdem Al ey his selam 'ı da onları görsün ve seyretsin diye yukarıya kaldırdı. Baktı, kimisini zengin, kimisini fakir, kimini güzel, kimisini de çirkin görünce; kendini şöyle demekten alamadı: 'Ey Rabbim! Bunları eşit yapmalı değil miydin?' 'Bana şükredilme.sinden hoşlanırım'buyurdu. Sonra Peygamberleri onların üzerinde kandiller gibi gördü. Onlar peygamberlik ve nübüvvet hususunda başka bir misakla (ahitle) ayrıcalık kılındılar. 'Hani peygamberlerden de tnisaklarım almıştık. Meryem oğlu isa'dan da âyetinde (Ahzâb, 7) bu husus anlatılmıştır. İşte Meryem oğlu İsa da o ruhlar içindeydi. İşte Allah o ruhu Meryem'e gönderdi." Ubeyy'den bildirildiğine göre İsa'nın ruhu Meryem'in rahmine ağzından girdi. 6971- Tirmizî, Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Allah Adem'i yarattığı zaman, onun sır- tını sıvazladı. Zürriyetİnden kıyamete kadar yaratacak olduğu her insan, onun sırtından düşüverdi. Ve her bir insanın iki gözü arasında nurdan bir parlaklık koydu. Sonra onları Adem'e sundu. Âdem dedi ki: "Yâ Rabbi, bunlar kimdir?" "Zürriyetin." Aralarında iki gözü arasındaki nur parıltısından hoşlandığı bir adamı gördü ve sordu: "Ya bu kimdir, ey Rabbim?" "Dâvud'dur" buyurdu. "Ona ne kadar ömür verdin?" "Altmış yıl." "Ya Rabbi benim ömrümden ona kırk yıl ver!" dedi. Ne zaman ki Âdem'in ömrü bitmek üzere olup da sadece kırk sene kalınca, ona Azrail geldi. Adem dedi ki: "Daha kırk senem yok mudur?" "Sen onu oğlun Davud'a vermedin mi?" diye sorunca, Âdem bunu inkar etti zürriyeti de inkar etti. Sonra Âdem unutup ağaçtan (yasak meyveyi) yedi, zürriyeti de unuttu. Âdem hata isledi, zürriyeti de hata işledi." 6972- Semure bin Cündeb radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Havva hamile kalınca, iblis onu ziyaret etti. Havva'nın çocuğu yaşamıyor, hep ölüyordu. Bunun üzerine ona dedi ki: 'Ona (doğduğu zaman) Abdu l-Hâris adını ver!' O da onun (Şeytanın) tavsiyesini tutup doğan çocuğuna Ahdü'I-Hâris adını verdi. Çocuk da yaşadı, işte bu durum, şeytanın işareti ve emrinden kaynaklanmıştır." |Tirmizî| 6973- İbıı Mes'ûd radiyallahu anh'dan: "O, 'Onlara kendisine âyetlerimizi verdiğimiz kimsenin haberini oku!' mealindeki âyette (A'râf, 175) geçen kimsenin Bel'am ya da Bel'âm (adlı Musa'ya beddua eden bir ya-hudi bilgini) olduğunu söyledi." [Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'de.] 6974- Onun (Taberânî'nin) İbn Amr bin el-Âs'tan naklettiği rivayeti: "Bu âyet (A'râf, 175), Ümeyye bin Ebî's-Salt hakkında inmiştir." 6975- Abdullah İbnü'z-Zübeyr radiyallahu anh'dan: "Af yolunu tut, uygun olanı emret ve cahillerden yüz çevir!" mealindeki âyet (A'râf, 199), sırf insanların ahlâkı hakkında nazil olmuştur. 6976- Diğer rivayet: "Allah, Peygamberi sallallahu aleyhi ve sellem'e insanların ahlâkı içinden affetmeyi (özellikle) benimsemesini emretmiştir." [Buhari ve Ebü Dâvud] 6977- (Saîd) İbn Cü'beyr'den: İbn Abbâs'a Enfâl sûresi hakkında sordum; "Bedir savaşı hakkında nazil oldu" dedi. [Buhârî ve Müslim.] 6978- Sa'd radiyallahu anh'dan: "Bedir günü olunca (ganimet malından) bir kılıçla geldim ve dedim ki: 'Ey Allah'ın Resulü! Allah benim kalbimi müşriklerden yana rahatlattı' veya buna benzer bir şey söyledim. 'Ne olur bu kılıcı bana hibe et!' dedim. Şöyle buyurdu: 'Bu ne benimdir ve ne de senin.' (İçimden) dedim ki: 'Kim bilir bu kılıç belki (ganimet olarak savaşta karşılaştığım) belâmla müptela olmayan birine verilir.' Daha sonra bana Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gelip dedi ki: 'Sen benim olmayan bir şeyi benden istemiştin, şimdi o, benim oldu. Al o şimdi senin olsun!' Bunu müteakip hemen şu âyet nazil oldu: 'Sana ganimetlerden soruyorlar...'" (Enfâl, 1) [Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizi] 6979- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Allah katında yeryüzündeki canlıların en kötüsü sağır ve dilsizlerdir" mealindeki âyette (Enfâl 22) "sağır ve dilsizler"den murad Abdü'd-Dâr oğullarından bir gruptur. [Buhârîl 6980- Enes radiyallahu anh'dan: Ebû Cehl: "Allahım! Eğer bu (Kitâb) gerçekten senin katından ise üzerimize taş yağdır!" diye dua etti. Hemen: "Sen (ey Muham- med) onların içindeyken, Allah onlara azap edecek değildir" âyeti (Enfâl, 33) nazil oldu. Ne zaman ki onlar, onu (Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'İ) aralarından (Mekke'den) çıkardılar. O zaman şu âyet indi: "Mescid-i Haram'a girmekten menederlerken Allah onlara niçin azap etmesin?" (Enfâî, 34) [Buhârî ve Müslim.] 6981- Ukbe bin Âmir radiyallahu anh'-dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Onlara karşı gücünüzün yettiği kuvveti hazırlayın!" mealindeki âyette (Enfâl, 60) geçen kuvveti: "Dikkat edin, (bunda bahsedilen) kuvvet ok atmaktır." şeklinde yorumlayarak bunu üç defa tekrarladı. | Müslim, Tirmizî ve Ebû Dâvud.] 6982- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Eğer sizden sabır ve sebat gösteren yirmi kişi olursa, iki yüz kişiyi yener" mealindeki âyet (Enfâl, 65) inince, bir kişinin on kişinin önünden, yirmi kişinin de ikiyüz kişinin önünden kaçmaması farz oldu. Sonra Allah: "Şimdi Allah yükünüzü hafifletti" âyetini (Enfâl, 66) inzal buyurdu ve böylece yüz kişinin ikiyüz kişiye karşı koyup kaçmaması farz kılındı. 6983- Diğer rivayet: "Eğer sizden yirmi sabırlı kişi olursa, ikiyüz kişiyi yener" mealindeki âyet (Enfâl, 65) inince bu, mü'minlere ağır geldi. Bunun üzerine: "Şimdi Allah yükünüzü hafifletmiştir" mealindeki âyet nazil oldu ve hafiflettiği sayı oranında da müslümanların sabırlarını azalttı. [Buhârî ve Ebû Dâvud] 6984- Ömer radiyallahu anh'dan: "Bedir savaşı günü olup da Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem esirlere karşılık kurtuluş fidyeleri kabul edince, 'Yeryüzünde savaşırken, düşmana kesin bir zafer edilinceye kadar esir almak hiçbir peygambere yaraşmaz...' 'aldıklarınızdan dolayı size büyük azab erişirdi'ye kadar âyeti (Enfâl, 67-68) nazil oldu. Sonra ganimetler, onlara helâl kılındı." lEbûDâvudJ 6985- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "İman edip de hicret edenler." "İman edip de hicret etmeyenler" âyetlerindeki (Enfâl, 74-72) hükme göre, ne bir Bedevî muhacire ve ne de bir muhacir bedeviye vâris olamıyordu. Sonra bu: "Birbirinin mirasçısı olan akraba, Allah'ın Kitâb'ına göre birbirine daha yakındır" âyetiyle (Enfâl, 75) neshe-dildi. (İkisi de Ebû Davud'a aittir.] 6962- Bu hadisi Müslim (tefsîr 25, s. 2320) ve Nesâî (menâsıku'l-hacc 161, V, 233-4), Şu'be an Seleme b. Kuheyl an Müslim el-Batîn an Saîd b. Cübeyr an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 6963- Râvilerinden Muh. b. Mahled er-Ruaynî zayıf bir râvidir (Mecma‘ VII, 23). 6964- Taberânî'nin rivayet ettiği bu hadisin râvilerinden el-Müseyyeb b. Vâdıh ihtilaflı bir şahıstır (Mecma‘ VII, 24). 6965- Bu hadisi Tirmizî (2180), Saîd b. Abdirrahman el-Mahzûmî an Süfyân ani'z-Zührî an Sinân b. e. Sinân an Ebî Vâkıd senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi. 6967- Bu hadisi Tirmizî (3074), Abdullah b. Abdirrahman an Sül. b. Harb an Hammâd b. Seleme an Sâbit an Enes senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb sahîh" hükmü verdi. 6968- Râvilerinden Atâ b. es-Sâib, âhir-i ömründe hıfzı bozulmuş bir râvîdir, diğerleri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ VII, 24). 6969- Bu hadisi Mâlik (kader 2, s. 898-9), Ebû Dâvud (4703) ve Tirmizî (3075), Mâlik an Zeyd b. e. Üneyse an Abdilhamîd b. Abdirrahman b. Zeyd b. el-Hattâb an Müslim b. Yesâr an Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. İsnâdı hakkında Tirmizî, "hasen" hükmü verdi. Müslim b. Yesâr'ın, Ömer'den hadis dinlememiş olduğu söylenmiştir. Bu nedenle isnâdı munkatı addedilmiştir. Nitekim kimi rivâyetlerinde Müslim ile Ömer arasında Nuaym b. Rabîa adlı bir râvi yer almıştır. 6970- Bu hadisi Abdullah b. Ah. b. Hanbel, Müsned'in Zevâid'inde (V, 135), Muh. b. Ya'kb er-Rebâlî ani'l-Mu'temir b. Sül. an ebîhî ani'r-Rebî' b. Enes an Rufey' Ebî'l-Âliye an Ubey b. Kâ'b senedi ile tahrîc etti. Heysemî'ye göre Rebâlî'nin hâli mechûldür. Diğer râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ VII, 25). 6971- Bu hadisi Tirmizî (3076), Abd b. Humeyd an Ebî Nuaym an Hişâm b. Sa'd an Zeyd b. Eslem an Ebî Sâlih an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen sahih" hükmü verdi 6972- Bu hadisi de Tirmizî (3077), Muh. b. el-Müsennâ an Abdissamed b. Abdilvâris an Ömer b. İbr. an Katâde ani'l-Hasan an Semure senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb "hükmü verdi. 6973- Râvileri Heysemî'ye göre Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ VII, 25). 6974- Kezâ bunun da râvileri Heysemî'ye göre Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ VII, 25). 6975-6976- Bu hadisi Buhârî (tefsîr A'râf 5/2, V, 198) ve Ebû Dâvud (4787), Hişâm b. Urve an ebîhî an Abdillah b. ez-Zübeyr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 6977- Bu hadisi Buhârî (tefsîr Enfâl 1, V, 198) ve Müslim (tefsîr 31, s. 2322), Hüşeym an Ebî Bişr an Saîd b. Cübeyr an İbn Abbâs asl-ı senediile tahrîc ettiler. 6978- Bu hadisi Müslim (cihâd 33-4, s. 1367), Ebû Dâvud (2740) ve Tirmizî (3079), Mus'ab b. Sa'd an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 6979- Bu hadisi Buhârî (tefsîr Enfâl 1, V, 199), Muh. b. Yûsuf an Verkâ' an İbn e. Necîh an Mücâhid an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti. 6980- Bu hadisi Buhârî (tefsîr Enfâl 3-4, V, 199-200) ve Müslim (sıfâtu'l-münâfikin 37, s. 2154), Şu'be an Abdilhamîd Sâhibi'z-Ziyâdî an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 6981- Bu hadisi Müslim (imâret 167, s. 1522), Ebû Dâvud (2514) ve Tirmizî (3083), İbn Vehb an Amr b. el-Hâris an Ebî Alî Sümâme b. Şufey an Ukbe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 6982-6983- Lafızlar Buhârî'ye aittir. Bu hadisi Buhârî (ilk rivayeti) Alî b. Abdillah an Süfyân an Amr an İbn Abbâs senedi ile; Buhârî (tefsîr Enfâl 7, V, 201) ve Ebû Dâvud (2646), İbnü'l-Mübârek an Cerîr b. Hâzım ani'z-Zübeyr b. Hırrît an İkrime an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 6984- Bu hadisi Ebû Dâvud (2690), Ahmed b. Hanbel an Ebî Nûh an İkrime b. Ammâr an Simâk el-Hanefî an İbn Abbâs an Ömer senedi ile tahrîc etti. 6985- Bu hadisi Ebû Dâvud (2924), Ah. b. Hanbel an Alî b. Hüseyn an ebîhî an Yezîd en-Nahvî an İkrime an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti. Konu Başlığı: Ynt: Araf ve enfal sûreleri Gönderen: Mehmed. üzerinde 08 Temmuz 2019, 14:57:02 Esselamü aleyküm Rabbim bizleri Kur an yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
Konu Başlığı: Ynt: Araf ve enfal sûreleri Gönderen: Ceren üzerinde 26 Temmuz 2019, 15:16:11 Esselamu aleykum. Rabbim bizleri bu süreler ışığında yaşayan ve kurtuluşa erisen kullardan eylesin inşallah. ..
Konu Başlığı: Ynt: Araf ve enfal sûreleri Gönderen: Sevgi. üzerinde 27 Temmuz 2019, 05:15:41 Aleyküm selâm. eğerki kurtuluşa ermek istersek herzaman Kur'anı okuyup anlıyan ve hakkıyla yaşamaya gayret eden kullardan olmalıyız. Rabbim bizleri kurtuluşa erenlerden eylesin inşaAllah
Konu Başlığı: Ynt: Araf ve enfal sûreleri Gönderen: Züleyha üzerinde 27 Temmuz 2019, 11:54:01 Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
Konu Başlığı: Ynt: Araf ve enfal sûreleri Gönderen: Melek Nur Çelik koü üzerinde 27 Temmuz 2019, 20:07:57 Paylaşım için Allah razı olsun..
|