Konu Başlığı: Adı belirtilmiş fitneler ile ilgili hadisler 2 Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 29 Aralık 2010, 21:17:02 ADî BELİRTİLMİŞ FİTNELER İLE İLGİLİ HADİSLER 2 9845- Diğer rivayet: "Biz Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında iken O, (ganimet) laksimat(ı) yapıyordu. Sıra Zû'l-Huveys'e geldi. O, Te-mîmoğullarından bir adamdı. Dedi ki: 'Ey Allah'ın Resulü! adil davran!' Şöyle buyurdu: 'Yazık sana! Ben adil olmayacağım da kim olacak?'" 9846- Diğer rivayet: "Ben adaletli olmasam, elim boş çıkar ve mahvolurum." 9847- Diğer rivayet: Ebû Saîd dedi ki: "Ben bunu Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'den bizzat duyduğuma şehadet ederim. Ve yine şehadet ederim ki Ali onlarla savaştı, ben de o savaştaydım. Emretti, o adamı buldurdu ve getirtti. Ben bakınca onu Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'İn vasfettiği şekilde buldum." 9848- Diğer rivayet: Ebu Said dedi ki: "Ali, Yemen'deyken, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e henüz toprağından saflaştırılmamış altın cevheri gönderdi. Onu şu dört kişi arasında paylaştırdı: el-Akra' bin Habis el-Hanzalî, Uyeyne bin Bedr el-Fezârî, Alkame bin Ulâse el-Âmirî ve Zeyd el-Hayl el-Tâî. Kureyş ile Ensâr bunu görünce öfkelenip şöyle dediler: 'Necd ehlinin ileri gelenlerine veriyor da bize vermiyor.' Şöyle buyurdu: 'Ben bunu yapmakla onları islâm'a daha da ısındırıyorum.' Derken, gözleri içe gömülü, geniş alınlı, gür sakallı, başı traşlı, şişkin yanaklı bir adam geldi ve şöyle dedi: 'Ey Mu-hammed! Allah'tan kork!' Bunun üzerine şöyle buyurdu: 'Ben Allah'a âsî olursam artık O'na kim itaat edecek? O bütün dünya insanları hakkında bana güveniyor da, sen mi güvenmiyorsun?' Cemaatten biri -galiba Hâlid bin el-Velîd- onu öldürmek istedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onu bundan alıkoydu. O adam dönüp gidince, şöyle buyurdu: 'Bunun zürriyetinden öyle bir kavim gelecek ki. Kur'ân okuyacaklar, ancak okudukları boğazlarından aşağı geçmi-yecek, İslâm'dan, okun avı delip çıktığı gibi çıkacaklar, putperestleri bırakıp müslu'manlarla savaşacaklar. Eğer onlara erişirsem, Âd kavmi gibi hepsini öldürürüm'." 9849- Diğer rivayet: "Bana güvenmiyor musun? Ben gökteki-lerin bile güvence duyduğu bir peygamberim. Gece gündüz gökten bana haber gelmektedir." Benzeri. Ayrıca onda şöyle geçer:" Adam geri dönüp gitmek üzere iken Hâlid bin el-Velîd dedi ki: 'Bırak da onun boynunu vurayım.' 'Hayır olmaz, belki namaz kılıyordur' buyurdu. (Hâlid:) 'Nice namaz kılanlar var ki, kalplerinde olmayanı dilleri ile söylerler' deyince: 'Ben, ne insanların kalplerini delmekle ve ne de karınlarını yarmakla emrolundum' buyurdu. Sonra adamın gitmekte olduğunu görünce, şöyle dedi: 'Bunun zürriyetinden öyle bir kavim çıkacak ki Allah'ın Kitâb'ını okuyacaklar...'" Benzeri rivayet. 9850- Diğer rivayet: "Hemen Ömer ayağa fırladı ve 'Onun boynunu vurayım mı ey Allah'ın Resulü?' dedi. 'Hayır' buyurdu. Sonra Allah'ın kılıcı olan Hâlid bin et-Velîd kalktı. 'Ey Allah'ın Resulü! Onun boynunu ben vurayım mı?' Ona da 'Hayır' dedi." 9851- Diğer rivayet: "Peygamber salîallahu aleyhi ve sellem ileride gelecek olan ümmetinin bir zümresinden söz elti ve şöyle buyurdu: 'Onların alâmetleri baslarını tıraş etmeleridir. Onlar yaratılanların en kötüleridirler. Onları Hakk'a en yakın olan iki taifeden biri öldürecektir'." (Tirmizî hariç, altı hadis imamı.] 9852- Nesâî, Ebû Berze'den benzerini rivayet etti. Onda şöyle geçmektedir: "Alâmetleri başlarını traş etmeleridir. Devamlı üreyecekler. Nihayet en sonları Mesîhu' d-Deccâl ile birlikte çıkacak." 9853- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber salîallahu aleyhi ve sellem ile savaşan bir adam vardı. Savaştan döndüğü zaman derhal mescide gider, orada namaz kılar ve namazını uzun tutardı. Hatta bu yönden Peygamber salîallahu aleyhi ve sellem'in ashabı onu kendilerinden üstün görürlerdi. Bugün adam, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ashâbıyla birlikte otururken yanlarından geçti. Ashâbdan biri şöyle dedi: 'Ey Allah'ın Resulü, işte o adam!' Bunun üzerine Peygamber salîallahu aleyhi ve sellem onu getirtti, ya da adam kendisi geldi. Peygamber salîallahu aleyhi ve sellem onu görünce, şöyle buyurdu: 'Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, bunun iki gözü arasında şeytanın oldurduğu siyah bir leke vardır.' Adam yanlarına meclise geldiği zaman, Allah Resulü salîallahu aleyhi ve sellem ona: 'Sen mecliste durduğun zaman, bu mecliste benden iyisi yoktur dedin mi?' diye sordu. Adam: 'Evet' dedi ve oradan ayrılarak mescide gitti ayaklan ile bir çizgi çizip topuklarını aynı hizaya getirip namaza durdu. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: 'İçinizde bu adamı hanginiz öldürecek?' Ebû Bekr: 'Ben' dedi ve gitti. Geri dönünce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sordu: 'Adamı öldürdün mü?' 'Öldürmek için gittim, namaz kılarken gördüm, çekindim, geri döndüm' dedi. Bunun üzerine: 'Hanginiz kalkıp gidip, adamı öldürecek?' diye sorunca Ömer: 'Ben' dedi. Hemen kılıcını alıp gitti, ancak geri dönüp geldi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: 'Adamı öldürdün mü?' diye sorunca, 'Öldürmek için gittim, namaz kılarken görünce, çekindim ve geri geldim' dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yine sordu: 'Bu adamı gidip kim öldürecek?' Ali radiyallahu anh: 'Ben ey Allah'ın Resulü!' dedi. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem de: 'Onu ancak sen öldürebilirsin, tabi ona erişebilir sen' dedi. Ali gitti; fakat adamı bulamadı, geri dönüp geldi. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem sordu: 'Adamı Öldürdün mü?' 'Nereye kaybolduğunu bilemedim' diye cevap verince, şöyle buyurdu: 'İste ümmetimin içinde ilk çıkan boynuz budur. Eğer onu öldürseydin, ümmetimde iki kişi bile ihtilâfa düşmezdi'." |Ebû Ya'lâ leyyin bir senedle] 9854- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "İbnü'z-Zübeyr'in fitnesi sırasında iki adam ona (İbn Ömer'e) şöyle dedi: 'Halk işte gördüklerini yaptı. Sen Ömer'in oğlu ve Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in sahabîsisin. Dışarı çıkmana mani olan şey nedir?' 'Allah, müslüman kanını dökmeyi haram etmiştir.' diye cevap verdi. 'Allah: 'Fitne kalmayıncaya kadar onları öldürün!' (Bakara, 193) buyurmadı mı?' deyince İbn Ömer: 'Biz fitne kalmayıncaya, dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaştık. Ama siz şimdi fitne koparmak ve dînin Allah'tan başkasının olması için harp etmek istiyorsunuz.' diye cevap verdi." [Buhârî.| 9855- Ebû Nevfel radiyallahu anh'dan: "Abdullah bin ez-Zübeyr'i Akabetü'1-Me-dîhe denilen yerde asılmış vaziyette gördüm. Kureyş ve ürsanlar onun yanından geçiyorlardı. Nihayet Abdullah bin Ömer de geçerken ona karşı durup şöyle dedi: '-üç kere— Esse-lâmu aleyke ey Ebâ Hubeyb!' Ben seni bundan alıkoymuştum. Çünkü senin çok oruç tuttuğunu, çok gece namazı kıldığını ve akraba ile çok ilgilendiğini biliyordum. Vallahi en kötüsü sen olan bir ümmet mutlaka en hayırlı ümmettir.' Sonra geçip gitti. Haccâc'a, İbn Ömer'in bu davranış ve sözü ulaşınca, İbnü'z-Zübeyr'e birini gönderdi, asılı bulunduğu yerinden onu indirdip, yahudi kabristanına koydurdu. Sonra Ebû Bekr'in kızı ve onun annesi olan Esmâ'ya haber gönderdi. Fakat kadın ona gitmedi. Ona tekrar elçi gönderdi ve: 'Ya kendi ayaklan ile gelecek ya da onu saçlarından tu-lup sürükleyecek birini göndereceğim' dedi. Yine gitmedi ve 'Beni saçımdan tutup sürükleyecek olan birini göndersin de görelim' dedi. Haccâc: 'Getirin benim teçhizatımı!' dedi. Pabuçlarını giydiği gibi hızlı adımlarla ona varıp yanına girdi ve sordu: 'Allah'ın düşmanına (İbnü'z-Zübeyr'e) olan davranışımı nasıl buldun?' Kadın cevap verdi: 'Nasıl olacak; sen onun dünyasını ifsad ettin, o da senin âhiretini. Bir de sen onun için: 'Ey iki kuşaklı kadının oğlu!' dediğini duydum. Ben vallahi iki kuşaklı kadınım. Kuşağımın biri ile babamın (Ebû Bekr'in) ve Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'İn yemeklerini hayvanlardan korumak için (bir yere) asardım. Ötekisi de her kadının ihtiyaç duyduğu kuşağımdır. Sana şunu da hatırlatayım. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bize; 'Sakîf te bir yalancı ve bir de zâlimin olaca- ğını anlatmıştı. Yalancıyı gördük. Zâlime gelince, onun da senden başkası olacağını zannetmiyorum. ' -Râvi- dedi ki: Haccâc, ona hiç cevab vermeden kalkıp gitti. " [Müslim| Rezîn şunu ilave etti: (Haccâc) dedi ki: "Ona haber vermek (uyarmak) için girdim, fakat o bana haber verdi (beni uyardı)." 9856- Saîd bin Amr bin Saîd bin el-Âs radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'İn mescidinde Mervân ve Ebû Hureyre İle beraberdim. Ebû Hureyre'nin şöyle dediğini duydum: 'Kendisi fıtraten doğru sözlü (Sâdık) ve Allah tarafından doğruluğu tasdik olunan (Mesdûk)'ten şöyle buyurduğunu işittim: 'Ümmetimin helaki Kuveyt'ten iiçbeş gencin elindedir.' Mervân dedi ki: '(Allah'ın laneti) o gençler üzerine olsun!' Ebû Hureyre dedi ki: 'İstersen falanoğullan, falan oğulları diye isimlerini söyleyebilirim." |Buhârî.| 9857- Zübeyr bin Adiyy radiyallahu anh'dan: "Enes'in yanına girdik; Haccâc'dan çektiklerimizi ona şikâyet ettik. Bize şöyle dedi: 'Sabredin; Rabbinize kavuşuncaya kadar her gelen gün geçenden sizin için daha kötü olacaktır. Ben bunu bizzat Peygamberiniz sallallahu aleyhi ve sellem'den duydum.'" [Buhârî ile Tirmizî.] 9858- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Sakif'te bir yalancı ve bir zâlim olacaktır." [Tirmizî.] Tirmizî dedi ki: "el-Muhtâr bin Ebî Ubeyd'in yalancı, Haccâc'm da zâlim olduğu söylenir." 9859- Hişâm bin Hassan radiyallahu anh'dan: "Haccâc'ın işkence ederek öldürdüğü kimseler sayıldı; tam yüz yirmi bin olarak bulundu." [Tirmizî.] 9860- İbnü'l-Müseyyeb radiyallahu anh'-dan: "Birinci fitne olan Osman'ın öldürülüşü oldu; Bedir ashabından hiç kimse kalmadı. Sonra ikinci fitne olan el-Harre vukua geldi. Hudeybiye ashabından kimse kalmadı. Sonra üçüncü fitne meydana geldi, insanlarda akıl ve güç oldkça ortadan kalkmayacak." |Buhârî.| 9861- Huzeyfe radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Sayın bakalım kaç kimse islâm'ı telaffuz edebiliyor?" Dedik ki: "Biz altı yediyüz kişiyiz. Hâlâ hakkımızda korku ve endişe içinde misin?" Şöyle buyurdu: "Kim bilir, sizler büyük bir belaya uğrayacaksınız, şimdiden bunu bilemezsiniz." Hakikaten de büyük bir belaya uğradık, hatta içimizden namazı gizli kılmaya mecbur olanlar Oldu. [Buhârîile Müslim.) 9862- Halef bin Havşeb radiyallahu anh'dan: "(Selef) Fitne zamanlarında (İmru'ul-Kays'in) şu beyitlerini terennüm etmekten hoşlanırlardı: 'Harbin başlangıcı, her câhil erkeğe süslenip koşan genç kız gibi olur. Başlayıp iyice kızışınca, o kocamış ve kocası olmaksızın geri döner. Saçlarına beyaz karışmış, rengi solmuş, koklanmaz ve öpülmez hale dönüşmüş olur.'" [Buhârî.] 9863- Ömer radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in eşi Ümmü Seleme'nin kardeşinin bir çocuğu oldu, adını Velîd koydular. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: 'Ona Firavunlarınızın ismini koydunuz. Bu ümmet içinde adına Velîd denilen bir adam olacak, o bu ümmete karşı Firavım'un ümmetine karsı olan şiddetinden daha şedîd olacaktır.'" [Ahmed.] 9864- Ebû İshâk radiyallahu anh'dan: "İbn Ömer'e dedim ki: 'Muhtar kendisine vahiy geldiğini iddia ediyor.' 'Doğru söylemiş. Zira şeytanlar da dostlarına vahy ederler' dedi. |Taberânî Mu'cemu'l-Evsat'ta.l 9845-9847- Bu hadisi Buhârî (menâkıb 25, IV, 178-9; edeb 95, VII, 111; istitâbe 7, VIII, 52) ve Müslim (zekât 148, s. 744-5), ez-Zührî an Ebî Seleme an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 9848- Bu rivayeti Müslim (zekât 143, s. 741-2), Ebû Dâvud (4764) ve Nesâî (zekât 79/1, V, 87-8; tahrîmu'd-dem 26/3, VIII, 118), Saîd b. Mesrk an Abdirrahman b. e. Nuam an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 9849-9850- Bu rivayetleri Müslim (zekât 144-5, s. 742-3), Umâre b. el-Ka'kâ' an Abdirrahman b. e. Nuam an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc etti. 9851- Bu rivayeti Müslim (zekât 149, s. 745), Muh. b. el-Müsennâ an İbn e. Adî an Sül. an Ebî Nadre an Ebî Saîd senedi ile tahrîc etti. 9852- Bu hadisi Nesâî (tahrîmu'd-dem 26/4, VII, 119-20), Muh. b. Ma'mer ani't-Tayâlisî an Hammâd b. Seleme ani'l-Ezrâk b. Kays an Şerîk b. Şihâb an Ebî Berze senedi ile tahrîc etti. 9853- Bu hadis çoğunluğa göre zayıf, birkaç kişiye göre de azıcık mevsûk olan bir râvi olan Yezîd b. Ebân er-Rakâşî rivayet etmiştir. Diğer râvileri Sahîh ricâlindendir. 9854- Bu hadisi Buhârî (tefsîr Bakara 30/1, V, 157), Muh. b. Beşşâr an Abdilvehhâb an Ubeydillah an Nâfi' an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti. 9855- Bu hadisi Müslim (fad. sah. 229, s. 1971-2), Ukbe bin Mukrim an Ya'kb b. İshâk ani'l-Esved b. Şeybân an Ebî Nevfel senedi ile tahrîc etti. 9856- Bu hadisi Buhârî (menâkıb 25, IV, 178; fiten 3, VIII, 88), Amr b. Yahyâ b. Saîd b. Amr b. Saîd an ceddihî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc etti. 9857- Bu hadisi Buhârî (fiten 6, VIII, 89-90) ve Tirmizî (2206), es-Sevrî ani'z-Zübeyr b. Adî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 9858- Bu hadisi Tirmizî (2220, 3944), Şerîk an Abdillah b. Âsım an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi. 9859- Bu hadisi Tirmizî (2220), Sül. b. Selm ani'n-Nadr b. Şumeyl an Hişâm b. Hassân senedi ile tahrîc etti. 9860- Bu hadisi Buhârî (mağâzî 12, V, 20), el-Leys an Yahyâ b. Saîd an Saîd b. el-Müseyyeb muallak senedi ile tahrîc etti. 9861- Bu hadisi Buhârî (cihâd 181, IV, 33-4) ve Müslim (îmân 235, s. 131-2), el-A'meş an Şakîk an Huzeyfe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 9862- Bu hadisi Buhârî (fiten 17, VIII, 95-6), İbn Uyeyne an Halef muallak senedi ile tahrîc etti. 9863- Bu hadisi Ahmed (I, 18), Ebû'l-Muğîre an İbn Ayyâş ani'l-Evzâî ani'z-Zührî an Saîd b. el-Müseyyeb an Ömer senedi ile tahrîc etti. Heysemî'ye göre râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma‘ VII, 313). 9864- Râvileri Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ VII, 333). Konu Başlığı: Ynt: Adı belirtilmiş fitneler ile ilgili hadisler 2 Gönderen: Sefil üzerinde 05 Eylül 2015, 00:15:17 Esselamu aleykum ; Yarabbi ve yarabbel alemin tüm ümmeti muhammedi fitne ateşinden muhafaza eyle şeytanın desiselerinden ve vesveselerinden bizleri hıfzu muhafaza eyle yarabbi...
Allah razı olsun Konu Başlığı: Ynt: Adı belirtilmiş fitneler ile ilgili hadisler 2 Gönderen: Mehmed. üzerinde 29 Haziran 2019, 15:03:25 Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
Konu Başlığı: Ynt: Adı belirtilmiş fitneler ile ilgili hadisler 2 Gönderen: Sevgi. üzerinde 01 Temmuz 2019, 20:04:32 Rabbim bizleri herzaman razı olucağı güzel ameller işleyenlerden eylesin inşaAllah
|