๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Camiul Ehadis => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 14 Aralık 2010, 17:42:37



Konu Başlığı: Yolculukta kuşluk namazı
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 14 Aralık 2010, 17:42:37
Bâb: Yolculukta Kuşluk Namazı

 

148- Âdem bize anlatarak dedi ki: Şube bize Amr b. Murra'dan, o Abdurrahman b. Ebî Leyla'dan şunu nakletti:

Allah Resûlü'nün (sav) kuşluk vakti namaz kıldığını Ümmü Hâni (r.anhâ) dışında bize bildiren olmadı. O, şunu anlatmıştır:

Allah Resulü (sav) Mekke'nin Fethi günü evinde gusletti ve sekiz rekat namaz kıldı. Bu kadar hızlı namaz görmemiştim. Fakat rükû ve secdeleri tam yapıyordu.[52]

 
Şerh

 
Bize hiç kimse anlatmadı" ifadesinde, kuşluk namazını kıldığına dair Ümmü Hâni (r.anhâ) dışında kimseden bilgi gelmediği vurgu­lanmaktadır ki bir çok farklı rivayet de bunu teyit etmektedir. Ümmü Hâni (r.anhâ) Ebû Tâlib'in kızı ve Hz. Ali'nin (ra) kız kardeşi olup Buhârî'de bu hadis ile taharet babında geçen başka bir hadis dışında başka rivayeti bulunmamaktadır.

Ve sekiz rekat kıldı", ifadesinde Allah Resûlü'nün (sav) hızlıca sekiz rekat kıldığı bildirilmekte, ancak bunları nasıl böldüğü bildirilmemektedir. Şu var ki Küreyb, yine ondan yaptığı rivayette "Her iki rekatta bir selam verdi" ilâvesine yer vermektedir ki bundan, sekiz rekatı dört selam ile kıldığı anlaşılmaktadır.

Bundan daha hızlı bir namaz görmedim" ifadesinde Allah Resûlü'nün (sav) namazı çok hızlı kıldığı beyan edilmekte ve bundan, kuşluk vakti namazını hızlı ve hafif kılmanın müstehap olduğu hükmü çıkar sanmaktadır.

 
Hüküm

Kuşluk (=duhâ) namazını dört rekat ve daha fazla kılmak menduptur. Bu namaz oniki rekata kadar kıhnabilir. En azı iki rekat, en fazlası on iki rekat, ortası ve en faziletli olanı sekiz rekattır, diyen âlimler de vardır.

Ulemâ, kuşluk namazını devamlı kılmanın mı, yoksa zaman zaman kılmanın mı faziletli olduğu konusunda değişik görüşler beyan etmişlerse de, tercih edilen görüş, devamlı kılmanın faziletli olduğudur.

Kuşluk (=duhâ) namazının vakti; güneşin doğuşundan, yaklaşık iki saat sonra başlar ve güneşin semanın ortasından batıya hafif yönelmesinden az önceki zamana kadar devam eder.

 
Ders

 
Kuşluk vakti Kur'an-ı Kerim'de oldukça sık geçen vakitlerden biridir. (Bkz.A'râf, 7/98; Tâhâ, 20/59; Duhâ, 93/1; Nâzıât, 79/46) Yüce Kitabımızda bu kadar sık zikredilen bir vakti boş geçirmek elbette sâlihler için düşünülmeyecek bir şeydir. İşte bu nedenledir ki İslam'ı gündelik hayatında Allah Resûlü'nün (sav) yaşadığı gibi yaşamak isteyen dindar kimseler kuşluk vakti namazını ihmâl etmemelidirler. Ancak bu vakti devamlı olarak kılmak daha faziletli görüldüğü için, rekat sayısı kılınabilecek miktarda tercih edilmeli ve bir vird şeklinde ona devam edilmelidir.
 
Bâb: Öğlenin Farzından Önce Kılınan İki Rekat Namaz

 

149- Süleyman b. Harb bize anlatarak dedi ki: Hammâd b. Zeyd bize Eyyûb'dan, o Nâfı'den, o Abdullah b. Ömer'den (ra) şöyle dediğini nakletti: Allah Resûlü'nden (sav) on rekat namazı hıfz edip (öğrendim). İki rekat Öğle namazından önce, sonrasında iki rekat, evinde akşam namazından sonra iki rekat, evinde yatsı namazından sonra iki rekat ve sabah namazından önceki iki rekat. Yalnız bu, Peygamber efendimizin (sav) yanına girilecek bir vakit değildi. Hafsa (r.anhâ) bana anlattı ki: Müezzin (sabah) ezanını okuyup fecr doğduğunda Allah Resulü (sav) iki rekat (sünnet) kılardı.1[53]

 
Şerh

 
Yalnız bu, Peygamber efendimizin (sav) yanına girilecek bir vakit değildi" ifadesi, kişinin yanına girilmesi hoş olma-yan vakitlerle ilgili bir kural içermektedir.

 
Hüküm

 
Bu hadis-i şeriften revâtible ilgili çıkarılabelecek hükümleri daha önce gördüğümüz için, gündelik hayatı ilgilendiren başka bir boyutla ilgili çıkarılacak hükümlere bakmak istiyoruz. İbni Ömer (ra), sabah namazı vaktinin, bir insanın evine girilmesi için uygunsuz bir vakit olduğunu belirtmiştir. Başkalarına ait evlere girmeyle ilgili kurallar şunlardır:

1. Evin kapısını kapalı tutmak, pencerelere içeriyi göstermeyecek şekilde perde asmak sünnettir. Tek katlı evlerde ise vaciptir.

2. Başkasının evine izin almadan girmek caiz değildir.

3. Kapıyı çalmak, zile basmak ve selâm vermek sünnettir.

4. İçerden "Kim o?" diye sorulunca, ad ve soyad ile cevap vermek sünnettir.

5. Birinci çalmayı duymamışlarsa bunu üç ile dört defa tekrarlamak âdâbdandır. Dördüncü defa da ses çıkmazsa artık ısrar edilmeyip geri dönülür.

6.  Kapıyı çaldıktan sonra tam kapının önünde değil bir tarafında durmak da âdâbdandır.

7. Kendisine ait eve girilirken izin istenmez, ancak selâm verilir.

8.  Kamuya açık yerlere (otel vb.) girişte izin istenmeyip ilgililerine selâm verilir.

 
Ders

 
Bu hadis-i şeriften çıkaracağımız en mühim ders, başkalarının evlerine belli vakitlerde girmemeyi kural hâline getirmektir. Akşamın ileri saatleriyle sabahın erken saatleri bu vakitlerdendir. Buna kaylule âdetinin olduğu evlerde öğle ile ikindi arası da dâhil edilebilir. Çünkü bu saatlerde ev halkının görüşmeye uygun olmamaları mümkündür. Müslüman, hayatın her anında hassas ve titiz davranmayı kural edinmiş kimsedir.

Bâb: Binek Hayvanı Namaz Esnasında İpinden Kurtuhırsa

 

150- Muhammed b. Mukâtil bize anlatarak dedi ki: Abdullah bize Yu-nus'tan, o ez-Zührî'den, o Urve'den şöyle dediğini nakletti: Âişe (r.anhâ) şunu anlattı:

Güneş tutulmuştu. Allah Resulü (sav) kalkıp namaza durdu. Uzun bir sûre okuduktan sonra rükûya eğildi. Rükûyu uzun tuttu. Sonra başını kaldırdı ve başka bir sûreye başladı. Sonra rükûya eğildi ve rükûyu tamamlayıp secdeye vardı, ikinci rekatta da aynını yapıp (namazı bitir­dikten) sonra şöyle hitap etti:

O ikisi, Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Bunu -tutulmayı- gördüğünüzde geçinceye kadar namaz kılın. Şu makamımda bana vaat edilen her şeyi gördüm. O kadar ki hafifçe öne ilerlediğimi gördüğünüz sırada cennetten bir salkım almak istemiştim. Hafifçe gerilediğimi gördüğünüz sırada bir bölümü bir bölümünü yerle bir ederken cehennemi görmüştüm. Orada Amr b. Luheyy'i gördüm. Adak develerini salıveren o adamı.[54]

 
Şerh

 
Abdullah bize Yûnus'tan" ifadesinde geçen Abdullah, İbnu'l-Mübârek, Yûnus ise, İbni Yczîd'dir.

Vaat olunduğum her şeyi gördüm" ifadesiyle ilgili olarak farklı rivayetlerde "Vaat olunduğunuz" veya "Şahit olacağınız" gibi ibareler kullanılmıştır.

Hafifçe öne ilerlediğim" ifadesinde Allah Resûlü'nün (sav) namaz esnasında ileri doğru ilerlediği ifade edilmektedir. Hadisin bir sonraki ibaresinde ise geri doğru geldiği zikredilmektedir ki bu da cehennemi görmesi sebebiyle olmuştur.

Orada Amr b. Lühey'i gördüm" ifadesinde adı geçen Amr, Câhiliye döneminde adak develerinin salıverilmesi bidatini ortaya atan kişidir. Mecma'ul-Beyan tefsirinde belirtildiğine göre, İbni Abbâs Peygamber'den (sav) şöyle rivayet eder: "Bir zamanlar Mekke hükümdarı olan Amr. b. Lühey b. Kamaa b. Hindif, İsmail peygamberin (as) dinini değiştiren, putları diken ve bahîre, sâibe, vasile ve nâm adlı hayvanlara ilişkin hükümleri koyan ilk kişi olmuştur."

 
Hüküm

 
İmam Buhârî'nin hadise bu bâbda yer verme sebebi, namazda hareket etmenin cevazıyla ilgilidir. Bu konuda Hanefî mezhebinin görüşü şudur: Namazda iken sağa sola doğru üç adıma kadar yürümek namazı bozmaz, hatta bir adım ileri veya bir adım geri gitmek de bozmaz. Böyle bir şeyden dolayı namazı bozmak ise haramdır.

Namazda iken hayvana binmek namazı bozarken, hayvandan inmek namazı bozmaz.

 
Ders

 
Namazın bozulmasıyla ilgili meselede almamız gereken ders, onun huşu ve ihlâsı ile bağdaşmayacak fiillerin namazı bozmasa dahi kıymetine hale getireceğini bilmektir. Örneğin sebepsiz yere öksürmek, sağa sola yalpalanmak, yürümek, elbisesini çekiştirmek gibi fiiller namazı bozmasa da mekruh oldukları noktasında ihtilaf yoktur. Dolayısıyla namaz esnasında bu gibi fiillerden olabildiğince uzak durmak, huşu ve ihlâs ile namaza devam etmek gerekir.

[52] Buhârî, gusl/271, saIât/344, cum'a/1039, 1105, cizye/2935, megâzî/3954, edeb/5692; Müslim, hayz/509-510, salâtu'l-musâfirîn/1177-1180; Tirmizî, salât/436, isti'zân/2658; Nesâî, tahâret/225, gusl/412; Ebû Dâvud, salât/1098-1099; İbn Mâce, tahâret/458, 606, ikâmetu's-salât/I313, 1369; tym Hanbel, bakî musnedi'l-Ensâr/25652, 25660, 26111; Mâlik, nidâ/323; Dârİmî, salât/1416-1417.

[53] Bkz. 147 no.lu hadis-i şerif.

[54] Buhârî, cum'a/986, 988-989, 991, 996, 998, cenâiz/1283, bed'ui-halk/2964, tefsîru'l-Kur'ân/4258, nikâh/4820, da'avât/5889, eymân/6141; Müslim, küsûf/1499, 1501-1502, 1504-1506; Tirmizî, cum'a/514; Nesât, küsûf/1453, 1455, 1457-1459; Ebû Dâvııd, salât/995, 997; İbn Mâce, ikâmetu's-salât/1253; İbn Hanbel, bakî mıtsnediM-Ensâr/22917, 23048, 23133, 23333, 23379, 23432, 23529, 24088, 24148, 24184, 24815; Mâlik, nida/398, 400; Dârimî, salât/1486.