๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Camiul Ehadis => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 06 Aralık 2010, 13:22:37



Konu Başlığı: Üstünde resim bulunan mefruşat
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 06 Aralık 2010, 13:22:37
Bâb: Üstünde Resim Bulunan Mefruşat

 
424-Ali b. Abdillah bize anlatarak dedi ki: Süfyân bize Abdurrahman b. el-Kâsım'dan -ki o dönemde Medine'den ondan daha faziletlisi yoktu-, o babasından, o Âişe'den (r.anhâ) şöyle dediğini nakletti:

Allah Resulü (sav) bir seferden dönmüştü. Üstünde (hayvan) resimleri bulunan nakışlı örtümü sedirime sermiştim. Allah Resulü (sav) onu görünce yırttı ve şöyle buyurdu:

Kıyamet günü insanların azapça en ağır olanları, Allah'ın yaratmasına benzemeye çalışanlardır.

(Âişe (r.anhâ) dedi ki:) Onu bir veya iki yastık yaptık.[26]

 
Şerh

 
el-Kâsim" b. Muhammed b. Ebî Bekr'dir.

Bir seferden" ifadesiyle ilgili olarak Beyhakî'dc yer alan rivayette bu seferin Tebûk Gazası olduğu zikredilmektedir.

Nakışlı örtü" ifadesinden, Hz. Âişe'ye (r.anhâ) ait olduğu bildirilen ve üstünde hayvan suretleri işli bir Örtü murat edildiği anlaşılmaktadır.

Sedir" kelimesi, evin bir kenarındaki yükseklik, raf ve benzeri mobilya anlamındadır. Bir başkası ise üç veya dört ayaklı bir mobilya olup üstüne eşya konduğunu söylemiştir. Yerden hafif yüksekçe bir zemin olduğu da söylenmiştir.

Üstünde (hayvan) resimleri" ifadesindeki suret ve resimler, kumaşa nakşedilmiş veya dokunmuş olabilir. Boya ile basılmış olmaları da mümkündür.

Onu yırttı" fiili, yerinden çekip aldı, anlamında kullanılmıştır. Başka rivayetlerde de 'çekip alma=neze'a' fiili kullanılmaktadır.

Onu bir veya iki yastık yaptık" ifadesinde, kumaşın kesilip yastık veya minder yapıldığı beyan edilmektedir.

 
Hüküm

 
Hadis-i şerifte geçen iki boyutlu resimlerle ilgili fikhî hükmü şöyle beyan edebiliriz:

1-  Bitkiler, deniz ve tabiat manzaraları gibi cansız cisimlerin resimlerini yapmak ulemanın icmâı ile mubahtır.

2- Tapılan bir canlının resmi ulemanın ittifakı ile haramdır. Örneğin Bu-distlerin tapındığı Buda'nın resmini tapıknası için yapan/basan kimse kâfirdir

3- Kişi yaptığı resimle Allah'ın yaratışına benzetmek veya Allah'la yaratma yarışma girmeye çalışmak gibi bir amaç taşırsa dinden çıkar.

4- Haram dairesine giren resimler, kutsal sayılıp tapınılan suretlerdir.

Örneğin peygamberlere, meleklere, salih kişilere ve evliyaya nispet edilen resimler bu gruba girer.

Bir de ululanan ve bir biçimde kutsanan kralların, sultanların, kumandanların, din adamlarının, sanatkârların, hangi sahada olursa olsun meşhur olmuş kişilerin resimleri vardır.

5- Kutsama ve ululama kastı ile Allah'ın yaratmasına benzetme iddiasında bulunmamak suretiyle yapılan ağaç, güneş, ay, bitki ve tabiat manzaraları türünden cansız varlıkların resimleri mubahtır.

Canlılara ait resiflerde de yukarıda zikredilen niyet ve maksatlar bulunmadıkça haramdır denilmez.

 
Ders

 
Resim konusunun üzerinde bu kadar titiz durulmasının sebebi, İslamiyetin geldiği ortamdaki putperest din anlayışıdır. Bu anlayış, esasen resim ve heykel gibi objelere tapınma, bunları kutsama ve bunlardan istimdatta bulunma gibi prensiplere dayandığı için Allah Resulü (sav) bu konuda tavizsiz davranmış ve ashabı bundan caydıracak söz ve eylemlerde bulunmuştur.

Günümüzde adına tam olarak putperestlik denilmese de birtakım spor, müzik, sinema vs kahramanlarının 'ilah' gibi sıfatlarla anılmaları ve bunlara ait resim, poster ve bibloların odaların baş köşelerine konulmaları dinimizce haram denecek ölçüde sakıncalıdır. Çünkü bu, en azından şirk esintisi taşıyan bir davranıştır.

Bunun ötesinde Allah'ın yarattığı eşsiz güzellikleri yansıtan canlı cansız iki boyutlu resimler, kâinat kitabının okunmasına vesile olmaları bakımından haram görülmezler. Ancak ihtiyat kabilinden bunların bulundukları ortamlarda namaz kılınmamalı, dtfa ve benzeri kulluk tezahürlerinde bulunulmalıalıdır.
 
Bâb: Üstünde Resim Bulunan Mefruşat

 

425- Müsedded bize anlatarak dedi ki: Abdullah b. Dâvud bize Hişâm'dan, o babasından, o Âişe'den (r.anhâ) şunu nakletti:

Allah Resulü (sav) bir seferden gelmişti. Üstünde (hayvan) resimleri bulunan kalın bir kumaşı (perde) gibi asmıştım. Onu yerinden sökmemi istedi. (Emri üzerine) söktüm. Ben Allah Resulü (sav) ile aynı kaptan gusül abdesti alırdım.[27]

 
Şerh

 
Bu hadis-i şerif, farklı bir lanzla üstte geçmiş, şerhi ve hükmüyle ilgili bilgi verilmiştir.(Bkz. 424 no.lu hadis)
 
Bâb: Kadının Erkeğin Arkasında Bulunması

 
426- el-Hasan b. Muhammed b. Sabbâh bize anlatarak dedi ki: Yahya b. A;câd'dan bize, Şûbe'den, o Yahya b. Ebî İshâk'tan, o Enes b. Mâlik'ten nı şunu nakletti:

Allah Resulü (sav) ile birlikte Hayber'den dönüyorduk. Ben, Ebû Tilha'nın terkisin deydim.  O ve Allah Resûlü'nün (sav) bir hanımı Onun terkisinde ilerlerken devenin ayağı sürçtü. Ben "Hanım!" dedim m indim. Allah Resulü (sav) şöyle buyurdu: O sizin annenizdir.

Bunun üzerine bineği düzdüm ve Allah Resulü (sav) bindi. Mede'ye yaklaştığında veya onu gördüğünde şöyle dedi: "Rabbimize hamd ederek, kul olarak, tevbekârlar olarak dönüyoruz"[28]

 
Şerh

 
Bu hadis-i şerif daha önce farklı bölümlerde geçmiş ve şerhedilmiştir. Vnntılı bilgi için bkz. 240 no.lu hadis.

Burada farklı olarak hanımların erkeklerin arkalarında bulunmaları hu-ssı yeralmaktadır ki bu Allah Resûlü'nün (sav) sünnetindendir.

[26] Buhârî, vudû/240, gusl/242, 253-255, 264, hayz286-287, 290-291, itikâf/1888-1890, 1905, mezâlim/2299, libâs/5470; Müslim, hayz/474-475, 479-480, 482-485; Tirmizî, tahâret/122, libâs/1677, sıfatu'l-kıyamet/2392; Nesâî, tahâret/231-235, 243-244, 247-248, 274-276, hayz/370-372, 383, gusl/408-410, ziynet/5257-5260, Ebû Dâvud, ta-hâret/70, 210-211, 234, savm/2111; İbn Mâce, tahâret/370, 625, 628, sıyâm/1768, libâs/3643; İbn Hanbel, bakî musnediM-Ensâr/22887, 22952, 23031, 23085, 23123, 23132, 23213, 23275, 23370, 23458, 23507, 23559, 23576, 23697, 23721, 23678, 23805, 23821, 23842, 23872, 23939, 24076, 24114, 24185, 24200, 24210, 24220, 24236, 24309, 24366, 24376, 24406, 24430, 24450, 24501, 24553, 24562, 24568, 25201; Mâlik, tahâreî/89, 116, 120, itikaf/605; Dârimî, tahâret/741, 1015, 1019, 1040

[27] Bkz. 424 no.lu hadis-i şerif.

[28] Bkz. 240 no.lu hadis-i şerif