๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Camiul Ehadis => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 16 Aralık 2010, 12:48:21



Konu Başlığı: Piyade ve süvariler için korku namazı
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 16 Aralık 2010, 12:48:21
Bâb: Piyade Ve Süvariler İçin Korku Namazı

 

105- Saîd b. Yahya b. Saîd el-Kareşî bize anlatarak dedi ki: Babam bana İbni Cüreyc'in Musa b. Ukbe'den, onun Nâfi kanalıyla İbni Ömer'den (ra) şunu naklettiğini söyledi: -Mücâhid'in 'Eğer piyade ve süvari karışık iseler' sözünün benzerini söyleyerek- ekledi:

Allah Resulü (sav) buyurdu ki: Eğer -düşman- bundan fazla ise askerler bineklerde ve ayakta namaz kılsınlar.105

 
Şerh

 
Mücâhid'in sözünün benzerini" ifadesi hakkında farklı görüşler beyan edilmiş olmakla birlikte el-Kirmânî şöyle demiştir: Bunun anlamı, Nâfi'in İbni Ömer'den (ra) Mücâhid'in İbni Ömer'den (ra) yaptığı naklin benzerini yaptığıdır. Nâfi'in Mücâhid'den fazlası: "Eğer bundan fazla iseler.." ibâresidir. Esas itibariyle nakilleri arasında fark yoktur. Bu görüş İbni Battâl'a ait olup sıhhatli olan da budur. Müslim'in rivayetinde ise Musa b. Ukbe'den korku namazıyla ilgili olarak ez-Zührî'nin Salim kanalıyla yaptığının benzeri bir rivayete yer verilmekte ve sonunda şöyle geçmektedir: "İbni Ömer (ra) dedi ki: "Korku düzeyi bundan da fazla ise, o zaman binekte ve ayakta îmâ yoluyla kılsın"

Eğer bundan fazla iseler", ifadesinde kastedilen düşmanın sayısal çokluğudur. Yani düşmanın sayısal üstünlüğünden dolayı korkunun dozu artmış ve bu yüzden askerin bölünmesi riskli görünürse, o zaman namazın imkanlar elverdiği ölçüde kılınmasında bir mahzur olmaz. Bu anlamda uygulanması tehlikeli olan erkan terk edilerek îmâ ile kılma yoluna dahi gidilebilir.   [9]

 
Hüküm

 
Bu hadis-i şeriften çıkan hükme göre, düşmanın sayısal üstünlüğünün ve ansızın saldırma tehlikesinin bulunması gibi hâllerde herkesin bulunduğu vaziyette, îmâ ve işaret yoluyla namaz kılması caiz olur.

 
Ders

 
Yüce dinimizin inananlara sağladığı kolaylıklarda, korunması gereken beş esastan biri can güvenliğine de ne kadar önem verildiği bu hadis-i şerif ile daha iyi bir şekilde anlaşılmaktadır. Dinimize göre ibâdetlerin ne pahasına olursa olsun emredildiği gibi yapılma zorunluluğu olmadığı bu hadis-i şerif ile kesin bir şekilde anlaşılmaktadır. Yarasının iltihaplanmasından korkulan bir gazinin pansumanın üzerini meshedebilmesi, üşüterek hastalanma korkusu olan birinin gusül yerine teyemmüm ile yetinebilmesi ve benzeri daha bir çok ruhsat, ?İslamiyette insan hayatına verilen önemi göstermektedir.
 
Bâb: Sabah Namazında Tekbir, Hücum Arifesinde Namaz

 

106- Müsedded bize anlatarak dedi ki: Hammâd b. Zeyd bize Abdülaziz b. Suheyb ve Sabit el-Bünânî'den, o ikisi Enes b. Mâlik'ten (ra) şunu naklettiler:

Allah Resulü (sav) sabah namazını ortalık karanlıkken kildı(rdı). Ardından  bineğine  binerek şöyle nida etti:  Allahü  Ekber!   Yıkılsın Hayber! Biz bir kavmin yurduna indiğimizde uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur!"

(Hayberliler) sokakla çıktıklarında "(Eyvah) Muhammedi Hanıîs!" dediler. 'Hamîs, ordudur' (dedi.) Allah Resulü (sav) onları mağlup etti ve savaşçıları öldürüp kadınları esir aldı. Safiyye, Dıhyetü'l-Kelbî'nin olmuştu. Sonra Allah Resûlü'nün (sav) oldu ve Allah Resulü (sav) onunla evlendi. Azatlık (bedelini) mehri yaptı.

Abdülaziz, Sabit'e şöyle dedi: Ey Ebû Muhammedi Enes b. Mâlik'e ona mehir olarak ne verdiğini sordun mu? (Sabit: Ona mehir olarak kendini verdi, diyerek gülümsedi.[10]

 
Şerh

 
"Safiyye Dıhyetü'l-Kelbî'nin olmuştu. Sonra Allah Resûlü'nün (sav) oldu" ifadesinden çıkan Hz. Safiyye'nin (r.anhâ) hem Dıhye (ra), hem de Allah Resûlü'nün (sav)  hakkına düştüğüdür ki durum böyle değildir.  Hz.  Safiyye (r.anhâ) ganimet taksiminde Dıhye'nin (ra) payına düşmüş, bilâhare Allah Resulü (sav) onu alarak evlenmiştir. HÜKÜM Hadis-i şerifin Korku namazı babında zikredilmesinin hikmeti, sıcak savaş hâlinde namazın vaktin sonuna kadar ertelenmesinin şart olmadığının bu adis ile görülmesidir. Burada Allah Resulü (sav) düşmana hücum etme arifesinde namazı ilk vaktinde kılmak suretiyle bunun şart olmadığını göster olmaktadır.

 
Ders

 
Buradan çıkan en önemli ders, İslam ordusunun savaşa girişmeden önce ;;ibir getirmesi ve Yüce Allah'ın adını sürekli zikretmesidir. Çünkü girilen araş, Allah rızası ve O'nun kelimesinin yüceltilmesi için yapılmaktadır. Bmun dışında, ferklı forumlanabilecek ve yanlış anlaşılabilecek ortamlarda :ibir getirilmesi, bu kutsal kelimenin yüceliğine halel getirmesi bakımından iikatli olunmasını gerektiren bir durumdur.

[9] gâzî/38,9-3820, tefsîru'l-Kur'ân/4171; Müslim, saiâ.u'i- TZh C*m f1?; ^ sal^'-havf/1521-1524; Ebû Dâvud,

 £?^ *" Hanbet' ™edu'l-müksirîn/5884,  ; Dârımî, saiât/1481.

[10] Buhârî, salât/358, ezân/575, cumV895, buyu/1986, 2076, 2081, cihâd/2675, 2679, 2725, 2769, 2855-2856, ehâdîsu'l-enbiyâ/3116, menâkib/3374, megâzî/3774-3775, 3876-3880, 3889-3891, nikâh/4695-4696, 4762, 4771, et'ime/4968, 5005, zebâih/5102, libâs/5511, edeb/5717, da'avât/5886, keförât/6220, i'tisâm/6786, 6788; Müslim, hac/2395, 2428, 2431, nikâh/2561-2562, 2564, 2566, cihâd/3360-3362; Tirmizî, nikâh/1015, 1034, siyer/1470, menâkıb/3857; Nesâî, mevâkît/544, nikâh/3290-3291, 3327-3329, îd/4265; Ebû Dâvud, nikâh/1758, harâc/2601-2604, 2615, et'ime/3253; İbn Mâce, nikâh/1899, 1947, ticârâl/2263, menâsik/3106; İbn Hanbel, bakî musnedi'l-müksirîn/11505, 13554, 11635, 11697, 11770, 11960, 12052, 12155, 12208, 12218, 12282, 12401, 12465, 12553, 12626, 12665, 12993, 13019, 13049, 13086, 13272, 13359, 13471, 13589; Mâlik, cihâd/891, câmi/1374; Dârimî, nikâh/2144-2145, 2462.