๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Camiul Ehadis => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 15 Aralık 2010, 14:37:30



Konu Başlığı: Mescidde küsûf namazı kılmak
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 15 Aralık 2010, 14:37:30
Bâb: Mescitte Küsûf Namazı Kılmak

 

127- İsmail bize anlatarak dedi ki: Mâlik, Yahya b. Saîd'den, o Amre bn. Abdirrahman'dan, o Âişe'den (r.anhâ) şunu nakletti:

Yahudi bir kadın kendisinden dilenmek için gelmiş: "Allah seni ka-bir azabından korusun" demiş, bunun üzerine Aişe (r.anhâ) Allah Resu-lü'ne (sav) "İnsanlara kabirlerinde azap olunur mu?" diye sormuştu.

Allah Resulü (sav) kabir azabından Allah'a sığınan sözler söyledi. Resûlüllah (sav) sabahleyin bir bineğe bindi, arkasından güneş tutuldu ve kuşluk vakti geri döndü. Sonra Resûlüllah (sav) hanımlarının odaları arasında dolandı ve ardından namaza durdu. Halk da arkasında nama­za durdu. Namazda uzun bir kıyam yaptı, sonra uzun bir rükû yaptı, sonra rükûdan başını kaldırdı, uzun bir süre kıyamda durdu. Bu kıya­mı, birinci kıyamdan daha kısaydı. Sonra uzun bir rükûda bulundu. Arkasından başını kaldırdı ve uzun bir secdeye gitti. Sonra yine uzun bir kıyam yaptı. Bu da birinci kıyamdan daha kısaydı. Sonra tekrar uzunca bir rükûda bulundu. £u da birinci rükûdan daha kısaydı. Ardından başını kaldırıp uzunca bir secdeye gitti, bu secde ilkinden daha kısaydı. Sonra namazdan çıktı. Allah'ın konuşmasını dilediği kadar ko-nuştu, sonra kabir azabından -Allah'a- sığınmalarını emretti. [31]

 
Şerh

 
Kuşluk vakti döndü" ifadesinde, Allah Resûlü'nün (sav) güneş tutulmasını görür görmez, hemen mescid-i nebeviye döndüğü bildirilmektedir.

 
Hüküm

 
Küsûf namazı, bu hadis-i şeriften anlaşıldığı üzere cami ve mescidlerde kılınması gereklidir. Nitekim Hanefî mezhebine göre büyük bir camide kılınması, mescidlerde kılınmasından daha faziletlidir. Ancak insanların küsûf vakti bulundukları yer bağlı olarak açık alanda da kılınabileceği söylenmiştir.

 
Ders

 
Günümüzde güneş ve ay tutulmalarında namaz kılma sünnetine fazla riâyet edilmemekte bilakis bunlar seyir ve merak konusu olaylar olarak takdim edilmektedir. Hâlbuki bizler Allah Resûlü'nün (sav) sünnetine uymak isteyen Müslüman bireyler olarak camilerde olmasa da evlerimizde bu namazı kılmalı, O'nun bu vesileyle emrettiği sadaka verme, dua etme, kabir azabından sığınma gibi fiilleri eda etmeliyiz. Dünyanın hâli neyi gösterirse göstersin, bizim emrolunduğumuz şey; dinimizin ve Efendimizin bizlere tavsiye ettiği ibadet ve duaları mümkün olduğunca eda edebilmek olmalıdır.
 
Bâb: Güneş Bir İnsanın Ölümü Veya Hayat Bulması Yüzünden Tutulmaz

 

128- Abdullah b. Muhammed bize anlatarak dedi ki: Hişâm bize Ma'mer'den o ez-Zührî'den, o Hişâm b. Urve'den, o Urve kanalıyla Âişe'den (r.anhâ) şunu nakletti:

Allah Resulü (sav) devrinde güneş tutuldu. Bunun üzerine Allah Resulü (sav) namaza durdu ve uzunca bir kıraat okudu. Sonra rükûya gitti ve rüküyu da uzattı. Sonra başını kaldırdı ve kıraati yine uzattı. Ancak ilkinden daha kısaydı. Sonra rükûya gitti ve rükûyu uzun fakat ilkinden kısa tuttu. Ardından başını kaldırdı ve iki kere secde etti. Sonra kıyama durdu ve aynını ikinci rekatta da yaptı. (Namazdan) sonra dikildi ve şöyle buyurdu:

Güneş ve ay bir kimsenin Ölümü veya hayata gelmesi için tutulmazlar. O ikisi Allah'ın ayetlerinden ikisidir. Allah onları kullarına gösterir.

Siz bunu -güneş veya ay tutulmasını- gördüğünüzde namaza sığının![32]

 
Şerh

 
"Siz bunu- güney ve ay tutulmasını-gördüğünüzde namaza sığının" buyruğunda Allah Resûlü'nün (sav) gerek güneş tutulması (=küsûf), gerekse ay tutulması (=husûf) anlarında namaz kılınması yönündeki emri açıktır.

 
Hüküm

 
Allah Resulü (sav) tebliğ etmekle memur olduğu dini insanlara anlatırken, onların câhiliye döneminden kalma asılsız inançlarıyla da mücadele etmiş ve deyim yerindeyse sahih bir inanç sistemini oturtmaya çalışmıştır. İnsanların güneş ve ay tutulması gibi olayları bir takım beşerî olaylara yormaları da o dönemde görülen sağlıksız inanışlar arasındaydı. Efendimiz (sav) bu ve benzeri hadislerinde Müslümanları sahih bir inanca çağırmakta, güneş ve ayın, kendi iradeleriyle değil Allah'ın koyduğu tabiat yasalarına göre hareket eden gök cisimleri olduklarını açık bir dille beyan etmektedir.

 
Ders

 
Câhiliye döneminin inanışları arasında yer alan yıldızlar, ay, güneş vb. gök cisimlerinin insanların kaderleri ve toplumların gelecekleri üzerindeki tesirleri Allah Resulü (sav) tarafından reddedilmiş batıl inanışlardı. Efendimiz bizzat kendi oğluyla ilgili olarak söylenmesine rağmen o hüznü içerisinde bu inancın yanlışlığını vurgulayarak güneş ve ayın Allah'ın ayetleri olduklarını, hiç kimseni doğum veya ölümü sebebiyle tutulmayacaklarını kesin bir dille söylemiştir. Bilindiği üzere Allah Resûlü'nün (sav) biricik oğlu İbrahim, henüz bir buçuk yaşında iken (H. 10) yılında vefat etmişti. Ölüm günü, takdiri-i ilahînin bir tecellisi olarak güneş tutulmasına rastlamış ve insanlar, güneşin İbrahim'in ölümünden dolayı duyduğu hüzün sebebiyle tutulduğunu söylemişlerdi.

Böyle bir Peygamberin ümmeti olarak bizler, gök cisimlerinin sözde insanlar üzerindeki tesirlerini inceleyen ve daha çok kehanete dayanan fal, astroloji ve benzeri beşerî öğretilere kıymet vermemeli, bunların bilgilerini ciddiye almamalıyız. Bu hususta Efendimizin (sav) falcılık ve kehanet aleyhinde kesin dille ifade ettiği yasaklar hatırdan hiç çıkarılmamalı, "Fala inanma, falsız da kalnfa" türünden masum gibi gözüken şeytanî aldatmacalara pabuç bırakılmamalıdır.
 
Bâb: Küsûf Namazında İlk Rekat Daha Uzundur

 

129- Mahmud b. Gaylân bize anlatarak dedi ki: Ebû Ahmed bize Süfyân'dan, o Yahya b. Amre'den, o Âişe'den (r.anhâ) şunu nakletti:

Allah Resulü (sav) onlara güneş tutulmasında (küsûf-i şems) ilki diğerinden daha uzun olmak üzere ikişer secdeli dört rekat namaz kıldırdı.[33]

 
Şerh

 
Ebû Ahmed" ez-Zübeyrî'dir. İlki diğerinden daha uzun olmak üzere" ifadesiyle ilgili Ibni Battal şöyle demiştir:,, İlk rekatın kıyamiyla, rükû ve secdesiyle 129   

li İbni Battal şöyle demiştir: İlk rekatın kiyamıyla, rükû ve secdesiyle ikinci rekattın kıyam ve rükûundan daha uzun tutulduğu noktasında ihtilaf yoktur. İhtilaf edilen nokta ikinci iki rekatın ilk rekatıyla diğer rekatı arasındaki uzunluk hâlidir. Yani her kıyam bir sonrakine göre daha uzun olarak mı eda edilmektedir ki bu görüş el-İsmailî'nin rivayeti tarafından da teyit edilmektedir, yoksa üç ve dördüncü rekatlarla ilgili her hangi bir süre beyanı olmadığı için, sadece ilk iki rekatla mı ilgilidir? Bu konuda kesin bir gödrüş belirtilmemiş olmakla beraber ilk iki rekattaki sürelerle ilgili olması görüşü daha faydalı gözükmektedir.

 
Hüküm

 
Hanefî mezhebine göre küsûf namazı iki rekat olarak eda edilir ve ilk rekattaki kıyam, kıraat ve rükû ikinci rekata göre daha uzun tutulur.

 
Ders

 
Buradan çıkarılacak ders, kasırga, gündüzün ani kararma, geceleyin ani ışıma, deprem, salgın hastalık gibi hâllerde de küsûf ve husuf (ay tutulması) namazları gibi namaz kılmanın müstahsen görüldüğünü bilmektir. Bunlar, arkasından gelen çok büyük felaketlerin habercisi niteliğinde olaylar da olabilir. Dolayısıyla bu gibi anlarda imanı tazelemek, kalbi temizlemek, iman ve ihlâsı takviye etmek, Peygamberimizi (sav) örnek alan her Müslümanm ihmal etmeyeceği fiillerdir. Unutulmamalıdır ki Allah Resulü (sav) ufukta karanlık bulutları gördüğü zaman dahi hüzünlenir ve geçmiş kavimleri helak eden azap bulutlarını hatırlayarak bunların o bulutlar gibi olmaması için Rabbine dua ederdi. Gerçekten de her bulut, yağmur ve bereket getirmeyebilir.
 
[31] Bkz. 123. no.luhadis~i şerif.

[32] Bkz. 123 no.fu hadis-i şerif.

[33] Bkz. 123 no.Iu hadis-i şerif.


Konu Başlığı: Ynt: Mescidde küsûf namazı kılmak
Gönderen: Ceren üzerinde 28 Kasım 2017, 13:57:31
Esselamu aleykum.rabbim bizleri peygamber efendimizin sünnetine tabi kalan ve onun yolunda gidip bu ibadetleri yapan kullardan olalim inşallah. ...


Konu Başlığı: Ynt: Mescidde küsûf namazı kılmak
Gönderen: Mehmed. üzerinde 28 Kasım 2017, 19:06:02
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri tüm namazları dosdoğru kilanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Mescidde küsûf namazı kılmak
Gönderen: Sevgi. üzerinde 29 Kasım 2017, 06:12:17
Aleyküm Selâm Ve Rahmetüllahi Ve Berakâtühu 🌸
Mevlam bizleri ibadetlerimizin feyzine erenlerden eylesin.