๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Camiul Ehadis => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 07 Aralık 2010, 12:40:47



Konu Başlığı: Kocası ölen kadının yası
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 07 Aralık 2010, 12:40:47
Bâb: Kocası Ölen Kadın Dört Ay On Gün Yas Tutar

 

373-
Abdullah b. Yusuf bize anlatarak dedi ki: Mâlik bize Abdullah b. Ebî Bekr'den, o Humeyd b. Nâfi'den, o Zeyneb bn. Ebî Seleme'den (r.anhâ) şu üç hadisi nakletti; Zeynep (r.anhâ) der ki: Babası Ebû Süfyân b. Harb vefat ettiği zaman Müminlerin Annesi Ümmü Habîbe'nin (r.anhâ) yanına gittim. Sarı misk veya başka bir şey getirtti ve bir cariye ondan sürdü. Sonra onunla yanaklarını sildi. Ardından şöyle dedi: Eğer Allah Resûlü'nün (sav) şöyle buyurduğunu işitmemiş olsaydım misk sürünmeye ihtiyacım olmazdı:

Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadına, kocasının ölümü üzerine dört ay on gün yas tutmasından başka, hiçbir ölü için üç günden fazla yas tutması helal olmaz.[14]

 
Şerh

 
Helal olmaz" ifadesi, Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir hanımın, kocasından başkası için 3 günden fazla yas tutmasının haramhğına delâlet etmektedir. Koca için belirtilen 4 ay 10 gün yas tutmanın farz oluşuna dair hüküm ise icmâ gibi bir delile dayanmaktadır.

Hanefîler hadiste geçen 'kadın', 'Allah'a ve ahiret gününe iman eden' gibi kayıtları esas alarak genç kıza, veya zimmî kadına yas tutmanın farz olmadı hükmüne varmışlardır. Koca için tutulan yas süresi olan olan 4 ay 10 günün nesebin muhafazasıyla da ilişkisi vardır ki bu aynı zamanda kocasını yitiren kadının iddet süresidir. Bu hususta, Müslüman gayri Müslim kadın ayrımı yapılmaz. Yasla^ ilgili bu süreler, vefat eden için geçerli olup kaybolan için geçerli değildir. Ric'î talak ile boşanan kadının yas tutmasının farziyeti üzerinde ittifak edilmişken bâin talak ile boşanan hakkında ihtilaf edilmiştir. Ulemânın çoğunluğu yas tutması gerekmediğini söylerken Hanefîler bunu ölümle kıyas ederek yas tutması gerektiğin söylemişlerdir.

Dört ay on gün"lük sürenin hikmetiyle ilgili olarak çocuğun 120 günde gelişmesini tamamlayarak canlanması zikredilmiştir. Hâmile olduğu bilinen kadının süresi, daha önce de beyan edildiği gibi çocuğunu doğurmasıyla sona erer.

 
Hüküm

 
Hadisten çıkan hükümle ilgili olarak 160 no.lu hadisebakınız.
 
Bâb: "İçinizden Ölüp, Eşler Bırakacak Olanlar" Ayet-İ Kerimesi

 

374- Muhammed b. Kesîr bize anlatarak dedi ki: Süfyân b. Abdillah b. Ebî Bekr b. Amr b. Hazm bize Humeyd b. Nâfı'den, o Zeyneb bn. Ümmü Seleme'den (r.anhâ) şunu nakletti:

Babasının ölüm haberi gelince Ümmü Habîbe bn. Ebî Süfyân (r.anhâ) -üç gün yas tuttuktan sonra- misk getirtti. Onunla kollarını sildi ve şöyle dedi: Eğer Allah Resûlü'nün (sav) şöyle buyurduğunu işitmemiş olsaydım bu miske ihtiyacım olmazdı:

Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadına, kocasının ölümü üzerine dört ay on gün yas tutmasından başka, hiçbir ölü için üç günden fazla yas tutması helal olmaz.[15]

 
Şerh

 
Hadis-i şerif daha önce 371 no ile geçmiş ve orada şerhedilmiştir. Burada ise bab başlığı olan ayet-i kerimeyle bağlantısı sebebiyle zikredilmiş olup söz konusu ayet-i kerime meâlen şöyledir:

"içinizden ölüp, eşler bırakacak olanlar, evlerinden çikanhnaksızın, senesine kadar eşlerinin geçimini sağlayacak şeyi vasiyet etsinler; eğer çıkarlarsa kendilerinin meşru olarak yaptıklarından dolayı size sorumluluk yoktur. Allah güçlüdür, Hakîm'dir." (Bakara, 240)
 
Bâb: Fuhuş Yapanın Mehri Ve Geçersiz Nikah

 

375- Ali b. Abdillah bize anlatarak dedi ki: Süfyân bize ez-Zührî'den, o Ebû Bekir b. Abdirrahman'dan, o Ebû Mesûd'dan (ra) şunu nakletti:

Allah Resulü (sav) köpek (satıp) bedelini almayı, fuhuş kazancını  (mehrini) ve falcılık ücretini yasakladı. [16]

 
Şerh

 
Bu hadisin şerhi ve hükümleri daha önce beyan edilmişti.(Bkz. 242 no.lu hadis-i şerif)

 
Hüküm

 
Fuhuş bedeli olarak ödenen para, falcılık ve medyumluk için ödenen para ve köpek satışı için ödenen para haramdır. Allah Resûlü'nün (sav) bunlarla ilgili beyanı gayet açık ve kesindir.

[14] Bkz. 160 no.lu hadis-i şerif.

[15] Bkz. 160 no.lu hadis-i şerif.

[16] Bkz. 241 no.lu hadis-i şerif.