๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Camiul Ehadis => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 14 Aralık 2010, 17:39:56



Konu Başlığı: Kişinin namazda bir şeyler düşünmesi
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 14 Aralık 2010, 17:39:56
Bâb: Kişinin Namazda Bir Şeyler Düşünmesi

 

151- Yahya b. Bükeyr bize anlatarak dedi ki: el-Leys bize Cafer'den, o d-A'rac'dan, o Ebû Hüreyre'den (ra) şunu nakletti:

Allah Resulü (sav) buyurdu ki: Namaz için ezan okunduğu zaman evtan yellenerek ezanı duyamayacağı kadar uzağa çekilir. Müezzin sustuğunda geri gelir. Namaza kamet getirildiğinde tekrar dönüp çekilir. Kamet bittiğinde tekrar gelir. Sonunda kişi ile kendi arasına girer ve "Şunu hatırla, bunu hatırla" diyerek aklında olmayanları söyler. Tâ ki adam, kaç rekat kıldığını bilemez olur.

Ebû Seleme b. Abdirrahman dedi ki: Sizden biri böyle yaptığında kâdede iken iki secde yapsın. Ebû Seleme bunu Ebû Hüreyre'den (ra) din­lemiştir.[55]

 
Şerh

 
Cafer" olarak zikredilen râvi, İbni Rebîa el-Mısrî'dir.

Kaç rekat kıldığını bilemeyinceye kadar" ifadesi, namazda namaz dışı şeyler hakkında düşünmenin onun sıhhatini bozmadığı anlaşılmaktadır. Bunun istisnası, namazın rükünlerinden her hangi birinin terk edilmesidir ki, namaz ancak bu durumda bozulur.

 
Hüküm

 
Hanefî mezhebine göre sırf kalbî kuruntu ve evhamlar namazı bozmaz. Örneğin bir kişi namazda diliyle terennüm etmeksizin bir şiir veya konuşma düzenlese namazın saygınlığını ihlâl etmiş olmakla beraber namazını bozmuş olmaz.

Yeri gelmişken namazda huşûya ulaşabilmek hakkında bir şeyler söylemekte fayda görüyoruz:

Namazda huşûya erebilmek için kalbi diri tutmak, namaz kıldığını bütün varlığıyla hissetmek, okuduklarını ve tesbihatını mânâları ile özümsemek, Yüce Allah'ın makamı karşısında aczini ve basitliğini kavramak, O'nun rahmetinden ümitvâr olmak ve huzurunda edebe aykırı davranışlarda bulunmaktan haya etmek gerekir.

Bunları yapmaya çalıştıkça kılınan namazın giderek daha huşûlu ve verimli olduğu yakinen görülecektir.

 
Ders

 
Bu hadis-i şeriften çıkarabileceğimiz en mühim ders, şeytanın namazda dahi Müslümanı rahat bırakmadığının bilincinde olmaktır. O lânetli varlık, tâ Elest bezminde ileri sürdüğü iddiasını gerçekleştirmek için Müslümanın huşu ve huzura en fazla ihtiyaç duyduğu namazda bile kalbiyle arasına girmekten ve ona, namazla ilgisi olmayan şeyleri hatırlatmaya çalışmaktan geri durmaz. Evham ve kuruntu adını verdiğimiz bu şeytanî hatırların namazı bozmasa da zevkini ve kıymetini ihlal edecekleri aşikârdır. Bu nedenle namaza başlarken niyeti sağlam tutmak, dünyevî kaygı ve endişelerden olabildiğince sıyrılmak gerekir.
 
Bâb: İki Rekat Farz Kılındıktan Sonra Sehv Secdesi Hakkında

 

152- Abdullah b. Yusuf bize anlatarak dedi ki: Mâlik b. Enes bize İbni Şihâb'dan, o Abdurrahman el-A'rac'dan, o Abdullah b. Buheyne'den (ra) şunu nakletti:

Allah Resulü (sav) bize namazlardan iki rekat kıldırdı. Sonra kalktı ve kâde-i ûlâda oturmadı. İnsanlar da O'nunla birlikte kalktılar. Namazı bitirdiğinde selam vermesini bekledik. Fakat O, selamdan önce tekbir getirdi ve oturur hâlde iki kez secde ettikten sonra selam verdi.[56]

 
Şerh

 
Allah Resulü (sav) bize namaz kıldırdı", bize veya bizim için kıldırdı.

Namazlardan birinin" ifadesiyle kastedilen namazın Öğle namazı olduğu anlaşılmaktadır.

Namazını bitirdiğinde" ifadesiyle kastedilen açıktır. Fakat namazın bitirilmesiyle ilgiii olarak bu hadisten selamın namazdan olmadığı görüşüne delil çıkarılabileceği söylenmiştir. Sahabe ve Tâbiûn'dan bazılarına göre selam namazdan değildir. İmam Ebû Hanife de bu görüşü savunanlardandır. Bu görüşe şöyle bir itirazda bulunulmuştur: Selam, namazdan çıkışı ifade ettiği için selam rüknüne varan bir musalli, namazını bitirmiş gibi sayılır. Buna da Yahya b. Saîd kanalıyla el-A'rac'dan gelen bir rivayeti delil göstermişlerdir,

Selam -vermesini- bekledik", normal olarak namazdan çıkılmak için gereken selamı vermesini bekledik, mânâsındadır. Burada selam ile murat edilen de ikinci selamdır.

Selam vermezden önce tekbir getirdi ve iki kere secde etti" ifadesinde Sehiv Secdesinin şer'î delili mevcuttur. Bilinmelidir ki sehiv secdesi iki secdeden oluşur. Unutkanlıkla bir kez secde etse bir şey gerekmezken kasden yaparsa namazı bâtıl olur.

Kendisi oturur hâlde -kâdede- iken" ifadesi, hâl yani durum cümlesi olup "Secde etti" fiilini gerçekleştirenin hâlini beyan etmektedir.

Hadisin e!-Leys tarafından rivayet edilen biçiminde "İnsanlar O'nun unuttuğu kâdeye karşılık o iki secdede bulundular" ziyadesi vardır ki sehiv secdesinin selamdan önce yapılması gerektiğine dair delil olarak kullanılmıştır. Hâlbuki tamamının böyle olması yönünde bu ziyadede bir hüccet mevcut değildir. Meselâ Hanefîlere göre tamamı, selamdan sonra da olabilir.

İlgili secdenin sehve mahsûs olduğuna delîl olarak da bu ziyade kullanılmıştır ki cumhurun görüşü bu yöndedir. Gazâlî ve Şâfiîlerden bir topluluk da bunu tercih etmiştir. Bundan çıkarsanan bir diğer hüküm de imamın hata etmesi hâlinde cemaatin de onunla birlikte sehiv secdesinde bulunması gerekliliğidir ki cemaatin hata etmemesinin bu noktada önemi yoktur. İbni Hazm bu konuda icmâ bulunduğunu söylemişse de bazıları, imamın hata ettiğini sanıp cemaatin hata etmediğinden emin olması durumunda cemaatin sehiv secdesi yapmamasını bundan hâriç tutmuşlardır. Bu hadisten çıkan bir diğer hüküm, selamdan önce olması durumunda sehiv secdesinden sonra teşehhüd okunmayacağıdır. Kâde-i ûlâda teşehhüdü unutarak üçüncü rekata kalkan, ancak bunu sonra hatırlayan kimse tekrar kâdeye dönmez. Nitekim sahabe, Allah Resulü (kav) ile birlikte kâde-i ûlâda oturmaksızın namaz kılmış ve O, bunu iade etmemiştir. Namaz kılan kimse üçüncü rekatın rüknüne başladıktan sonra dönüp kâdede oturmak isterse Şafiî'ye göre namazı bâtıl olur, cumhur bu görüşte değildir. Peygamberler hakkında hata ve unutma dinî bir kural koyma gerekçesiyle caiz olabilir. Sehiv secdesinin mahalli, namazın sonudur. Kişi eğer unutkanlıkla teşehhüdden önce sehiv secdesinde bulunursa, kâdeşi âhirede teşehhüdü farz gören cumhura göre tekrar sehiv secdesinde bulunur.

 
Hüküm

 
Sehiv secdesiyle ilgili fıkhı hükümleri daha önce 51 no.lu hadis-i şerifte görmüştük. Ayrıntılı bilgi için oraya bakılabilir.

 
Ders

 
Bu hadis-i şeriften çıkarabileceğimiz en mühim ders, Peygamber efendimizin (sav) aslen hata ve unutkanlıktan korunmuş olmasına rağmen, ümmetine dini öğretebilmek için bunu kasden yapmasıdır. Gerçekten de toplum hayatında bazı kuralları öğretmek için, bilerek yanlış yapılıp bunun sakıncaları gösterildikten sonra yapılan şeyin yanlışlığı öğretilebilir. Belli sınırlar içinde kalmak şartıyla bu da bir eğitim yöntemidir.
 
Bâb: İki Rekat Farz Kılındıktan Sonra Sehv Secdesi Hakkında

 

153- Abdullah b. Yusuf bize anlatarak dedi ki: Mâlik bize Yahya b. Saîd'den, o Abdurrahman el-A'rac'dan, o Abdullah b. Buheyne'den (ra) şunu nakletti:

Allah Resulü (sav) öğlenin farzında iki rekat kılıp kalktı ve kâdede oturmadı. Namazını bitirdiğinde iki kere secde etti ve bundan sonra selam verdi.[57]

 
Şerh

 
Bu hadis-i şerifteki lafızların şerhi için 152 no.Iu hadisin şerh bölümüne bakınız.

 
Hüküm

 
Esasen sehiv secdesiyle ilgili hükümler içeren bu hadis-i şeriften çıkarılan hükümlerle ilgili olarak 51 no.lu hadis-i şerife bakınız.

 
Ders

 
Allah Resûlü'nün (sav) bazı şeyleri bilinçli olarak hata veya unutma konusu yaptığını daha önce ifade etmiş ve bunun eğitimde kullanılan yöntemlerden biri olduğunu söylemiştik.
 
Bâb: İki Ve Üç Rekatta Selam Verip İki Defa Secde Etmek

 

154- Âdem bize anlatarak dedi ki: Şube bize Sa'd b. İbrahim'den, o Ebû Seleme'den, o Ebû Hüreyre'den (ra) şunu nakletti:

Allah Resulü (sav) bize öğle veya ikindi namazını kıldırıp selam verdi. Zül-yedeyn kendisine sordu: Ey Allah Resulü! Namaz mı kısaldı?

Allah Resulü (sav) sahabeye sordu: Söylediği doğru mudur? "Evet" dediler. Bununu üzerine Öğlenin iki rekatını daha kıldırdı, sonra iki defa (sehiv) secdesi etti.

Sa'd der ki: Urve b. ez-Zübeyr'in akşam namazını iki rekat kılıp selam verdiğine, sonra konuştuğuna ardından kalan rekatı kıldıktan sonra iki kez (sehiv) secdesi ettiğine, peşinden de "Allah Resulü (sav) de böyle yapardı" dediğine şahit oldum.[58]

 
Şerh

 
Allah Resulü (sav) bize öğle veya ikindi namazını kıldirmıştı" ifadesinde anlatılan olayın kahramanı Zül~Yedeyn hakkında ez-Zührî'nin vehme düştüğü bütün hadis imamlarınca tasdik edilmiş bir durumdur. Çünkü o, Zül-Yedeyn'i Bedir'de şehit düşen Zü'ş-Şimâleyn ile karıştırmıştır. Hâlbuki Zül-Yedeyn Allah Resûlü'nden (sav) sonra bir müddek daha yaşamış ve bu olayı bizzat kendi ağzından nak-letmiştir. Ebû Hüreyre'nin (ra) Müslüman oluşu ise Bedir savaşından yaklaşık beş yıl sonra gerçekleşmiştir. Ayrıca Zü'ş-Şimâleyn Huzâa kabilesinden Umeyr b. Abdi Amr adında bir sahabî iken, Zül-Yedeyn Süleym oğullarından el-Hırbâk adında bir sahabîdir.

Urve bu hadisi mürsel olarak rivayet etmiştir. Onun bu hadisi Ebû Hüreyre'den almış olma ihtimali vardır. Ebû Hüreyre'den (ra) ise Urve'nin arkadaşları arasında bulunan Saîd b. el-Müseyyeb, Ubeydullah b. Abdullah gibi bir çok Medineli fakîh rivayet etmiştir.

 
Hüküm

 
Sehiv secdesiyle ilgili hükümler için 51 no.lu hadis-i şerife bakınız.

 
Ders

 
Bu hadis-i şeriften çıkarabileceğimiz en mühim ders, Allah Resûlü'nün (sav) ashabından Zül-yedeyn'in (ra) gösterdiği medeni cesarettir. Bu cesareti, Müslümanların günümüzde  de göstermeleri gerekmektedir.  Böylelikle

birçok yanlışın önüne geçilebilecek, gerçeklerin ortaya çıkması sağlanacaktır.
 
Bâb: Sehiv Secdelerinde Teşehhüd Okumayan Kimse

 

155- Abdullah b. Yusuf bize anlatarak dedi ki: Mâlik b. Enes bize Eyyûb'dan, o Ebû Temime es-Sahtiyânî'den, o Muhammed b. Sîrîn'den, o Ebû Hüreyre'den (ra) şöyle dediğini nakletti:                               ,

Allah Resulü (sav) iki rekat kıldırıp namazdan çıktı. Zül-yedeyn kendisine sordu: Ey Allah Resulü! Namaz mı kısaldı, yoksa siz mi unut­tunuz?

Bunun üzerine Allah Resulü (sav) sahabeye "Zül-yedeyn doğru mu söylüyor?" diye sordu. Halk "Evet" deyince Allah Resulü (sav) kalktı ve iki rekat daha kıldırdı. Sonra tekbir getirdi ve önceki secdesi gibi yahut daha uzun secde etti. Sonra doğruldu.

Süleyman b. Harb bize Hammâd'dan, o Seleme b. Alkarne'den şunu nakletti: Muhammed'e sehiv secdelerinde teşehhüd okunur mu? diye sor­dum. Ebû Hüreyre'nin (ra) hadisinde geçmiyor, dedi.[59]

 
Şerh

 
Allah Resulü (sav) kalktı ve iki rekat daha kıldı" ifadesinde geçen 'kıyâm=kalkma' fiili, hadisin sadece bu rivayetinde geçmektedir. Olayın anlatılış şeklinden Allah Resûlü'nün (sav) zaten ayakta olduğunun bilinmesi sebebiyle burada bir sorun ortaya çıkmaktadır. Bu durumda söz konusu kıyamın, namaza durma anlamında kinaye olması ihtimali öne çıkmaktadır.

 
Hüküm

 
Hanefî mezhebine göre sehiv secdesinde, iki secde ile tahiyyât okumak ve selâm vermek vaciptir. Tahiyyâttan sonraki salâvat ve dualarla secdedeki tekbir ve teşbihler ise sünnettir.

 
Ders

 
Ebu Bekir (ra) ve Ömer (ra) gibi sahabenin ileri gelenleri sükût ederken Zül-yedeyn adlı şahabının gösterdiği cesaret, bütün Müslümanlara örnek olmalıdır. Allah Resulü (sav) hakkında hata ve unutkanlık caiz olmadığı için, O'nun bunu bilinçli olarak yaptığı düşünülmelidir. Bundan çıkan ders ise, hatayı kim yaparsa yapsın müdâhale etme yükümlülüğümüz bulunduğudur.

[55] Buhârî, ezân/573, cum'a/1146, 1156, bed'ul-halk/3043; Müslim, sa!ât/582-585, mesâcid/883-884; Tirmizî, salât/363; Nesâî, ezân/664, sehv/1236; Ebû Dâvud, sa-lât/432; İbn Mâce, ikâmetu's-salât/1206-1207; İbn Hanbel, bakî musnedi'l-müksirîn/7369, 7470, 7488, 7792,^8805, 8968, 9551, 9873, 10139, 10351, 10456; Mâlik, nidâ/139, 208; Dârimî, salât/1178, 1456.

[56] Buhârî, ezân/786-787, cum'a/1148-1149, 1154, eymân/6177; Müslim, mesâcid/885-887; Tirmizî, saiât/356; Nesâî, tatbîk/1164-1165, sehv/1207-1208, 1244; Ebû Dâvud, salât/781; İbn Mâce, ikâmetuVsalât/1196-1197; İbn Hanbel, bakî musnedi'l-Ensar/21841, 21851; Mâlik, nidâ/187-188, 202; Dârimî, salât/1461-1461.

[57] Bkz. 152 no.lu hadis-i şerif.

[58] Buharı, salât/460, ezân/673-674, cum'a/1151-1153, edeb/5591, ahbâru'l-âhâd/6709; Müslim, mesâcid/896-897; Tirmizî, salât/360, 365; Nesâî, sehv/1209; Ebû Dâvud, sa-lât/856-858; İbn Mâce, ikâmetu's-salât/1204; İbn Hanbel, bakî musnedi'l-müksirîn/6903, 7070, 7342, 7486,^8649, 9099, 9401, 9545, 9660, 10467; Mâlik, nidâ/195-196; Dârimî, salât/1458.

[59] Bkz. 154 noJu hadis-i şerif.


Konu Başlığı: Ynt: Kişinin namazda bir şeyler düşünmesi
Gönderen: Ruhane üzerinde 28 Mart 2016, 21:16:00
Selamun Aleykum..Namazda kendimizi herşeyden soyutlayipta  Namazda odaklanmak çok zor oluyor.. Böyle bir durumda namazimiz bozulmuyor  .. Ama husu  içinde kilmak için mümkün olduğunca kendimizi namaza odaklamamiz gerekiyor.. Insaallah yapabilenlerden oluruz..


Konu Başlığı: Ynt: Kişinin namazda bir şeyler düşünmesi
Gönderen: Nursima 7 üzerinde 28 Mart 2016, 21:22:55
Selamun aleyküm ve rahmatululahi ve berakatuh.Namaz kılarken aklımızdan büyük ihtimalle bir şeyler geçiyordur ve bunları durdurmak zor olabilir.Fakat kendimizi namaza odaklamamız gerekiyor.İnşAllah 5 vakit namazını kılanlardan oluruz.


Konu Başlığı: Ynt: Kişinin namazda bir şeyler düşünmesi
Gönderen: İkraNuR üzerinde 28 Mart 2016, 21:36:10
selamun aleykum.
namazdayken bir şey düşnmemye birşeyle ilgilnememye çalışalım inş.
Allah c.c. razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Kişinin namazda bir şeyler düşünmesi
Gönderen: Pelinay üzerinde 24 Temmuz 2016, 09:51:48
Aleykumusselam ve rahmetullah.ilk aktatilan hadisi serifte bn farkli seyler dusunurken ders basligi altinda burdaki asil anlamamiz gerekenin seytanin namazda dahi insani bos birakmadigi olmasidir.bu yonden bakmamistim hic.Allah razi olsun paylasm icin


Konu Başlığı: Ynt: Kişinin namazda bir şeyler düşünmesi
Gönderen: Mehmed. üzerinde 24 Temmuz 2016, 15:55:31
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah. Rabbim bizlere nmazı huşu ile kılmayı nasip eylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun