๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Camiul Ehadis => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 09 Aralık 2010, 12:24:54



Konu Başlığı: Kadının deniz savaşına katılması
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 09 Aralık 2010, 12:24:54
Bâb: Kadının Deniz Savaşına Katılması

 

270- Abdullah b. Muhammed bize anlatarak dedi ki: Muâviye b. Amr bize Ebû İshâk el-Fezârî'den, oabdullah b. Abdirrahman el-Ensârî'den, o Enes b. Mâlik'ten (ra) şunu nakletti:

Allah Resulü (sav) Binti Milhân'm evine gitti. Orada biraz uzandı ve gülerek uyandı. Binti Milhân sordu: Niçin güldünüz ey Allah Resulü?

Buyurdu ki: Ümmetimden Allah yolunda savaşan bir takım kimselerin yeşil denizde sefere çıktıklarını gördüm. Hâlleri tahtları üzerinde kurulu sultanlara benziyordu.

Binti Milhân dedi ki: Ey Allah Resulü! Dua edin, Allah beni de onlardan kılsın.

Allah Resulü (sav) "Allahım! Onu da onlardan kıl" diye dua etti. Sonra tekrar uzandı ve yine gülerek uyandı. Aralarında aynı konuşma geçti. Bu defa Allah Resulü (sav) şöyle buyurdu: Sen ilklerdensin. Sonunculardan olmayacaksın.

Enes (ra) anlatır: Binti Milhân Ubâde b. es-Sâmit ile evlendi ve Binti Karaza ile birlikte deniz seferine çıktı. Karaya çıkıp yola düzüldükleri sırada bindiği hayvan onu savurdu. Yere düşerek vefat etti.[4]

 
Şerh

 
ve Binti Karaza ile birlikte deniz seferine çıktı" ifadesinde Ürnmü Haram'in (r.anhâ) adı geçen Kıbrıs Seferine yalnız değil Binti Karaza ile birlikte çıktığını görmekteyiz.

 
Hüküm

 
Allah Resûlü'nün (sav) duasından da anlaşılacağı üzere, kadınlar da erkeklerle birlikte deniz seferlerine katılabilirler. Bunda şer'î bakımdan bir mahzur bulunmamakladır. Bu sefere kocası Ubâde (ra) ile birlikte katıldığı da bilinmektedir.

 
Ders

 
Sonraki dönemlerin aksine İslam'ın ilk devrinde kadını sosyal hayatın her alanında görmekteyiz. Sabah namazına katılan, mescitte hatibe soru sorabilen, çarşı pazarda yerini alan hanımların yanı sıra, Hz. Aişe (r.anhâ) gibi güncel deyimiyle öğretici hanımlar, hatta Ürnmü Haram gibi savaşa katılan hanımlar görmekteyiz. Bu ve benzeri örnekler, kadının ilk İslam toplumunda aktif olarak görev aldığını kanıtlamaktadır. Ancak zamanla değişen şartlara bağlı olarak kadın da şark geleneklerine kurban edilerek sosyal hayattan dışlanmış, bir anlamda evlere hapsedilmiştir. Kadına toplumda yeni bir görev verme eşiğinde olanlar, bunun usul ve prensipleriyle ilgili olarak asrı saadetten hayli faydalanacaklardır.

[4] Bkz. 267 no.lu hadis-İ şerifi.