Konu Başlığı: Çapanoğlu (Büyük-Ulu Cami) Camisi Gönderen: Eflaki üzerinde 21 Haziran 2010, 16:24:12 Çapanoğlu (Büyük-Ulu Cami) Camisi (http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/06/21/00033596.jpg) Çapanoğlu (Büyük-Ulu Cami) Camisi Yozgat il merkezi, İstanbulluoğlu Mahallesi’nde Cumhuriyet Meydanı yakınında bulunan bu cami, kitabesinden öğrenildiğine göre Bozok Sancağı Valisi Çapanoğlu Mustafa Bey tarafından h.1193 (1779) yılında yaptırılmıştır. Halk arasında Büyük Cami veya Ulu Cami olarak da anılmaktadır. Hakkı Acun’dan alınan Kitabe metinleri şöyledir: Birinci Kitabe: Bozok Sancağının valisi Seyit Mustafa Bey kim Vücudun kıldı Hak ol kadre mahz-ı emn-ü asayiş Hadis-i men benayı fikr idüp bünyan-ı ikbalin Müesses kılmaı dar-ı bekada eyledi hahiş Yapup bu camiyi gerdun tıbâk seyredenlerdir: Muallâ Kubbesin bulmuş Kıbab-ı Çer-ı efrayiş İki alemde kadrin Hz.Mevlâ Gübah-ı sacidad ittikçe sahn-ı pakine maliş Kumaş-ı vasfını tahsil için suk-i maarifte Ederken hukte süphan, sarf-ı nakt-i rayiç danış Havas-ı hamsesin cem eyleyüp Hayri didi tarih Bu cami virdi din-i Mustafa’ya Zib-ü arayış 1193 (1779). İkinci Kitabe: Binây-i Camiü’l-hayrı tasvir ettirdi ânâ Husule geldi mânadan zuhura çıktı nâpeyda Çapanzade Süleyman Bey muvaffak oldu hamdolsun Civar-i Hz.Hakkı bula ecrini lâ yuhsâ Resul-ü Kibriyâ’nın riş-ı pâk-i hâbegâhını Rızay-i Hâkk’a vâsıl olmağ içün kıldı istibna Habib-i Lâyezalin galibâ i’câz-ı sırrından Mübârek oldu riş-i pâk içün bu cami-i hübzibâ İlâhi hürmet-i ismin Resulün nûr-u lihyesi Süleyman’a şefi’ola ferdâ Muhammed Mustafa Nazifi çıktılar melekler didiler iki tarih Bu camii kıldı meclis envâr-ı ziynet İslama Sene 1209 (1794). Cami kesme taştan iki ayrı dönemde yapılmıştır. Bunlardan İçeri Cami denilen ve yapının güneyini oluşturan bölüm 1779 yılında Çapanoğlu Mustafa Bey’in yaptırdığı kısımdır. Buna kuzeyden eklenmiş olan Dışarı Cami denilen mekân ise bugünkü giriş revakı üzerindeki kitabeden öğrenildiğine göre, Mustafa Bey’in kardeşi Süleyman Bey tarafından h.1208 (1793–1794) yılında yaptırılmıştır. Caminin iki vakfiyesi olup, bunlardan h.1195 (1780) tarihli vakfiye Mustafa Bey tarafından, h.1208 (1793) tarihli vakfiye de Süleyman Bey tarafından düzenlenmiştir. Süleyman Bey’in oğlu Abdülfettah Bey ‘in de h.1212 (1798) tarihli vakfiyesi bulunmaktadır. Kesme taştan yapılmış olan caminin güney bölümü dikdörtgen planlıdır. İbadet mekânı iki kalın paye ve üç duvar üzerine dayanan 15.15 m. çapında bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbeye geçiş tromplarla sağlanmıştır. İbadet mekânının kuzeyinde enlemesine dikdörtgen planlı bir bölüm daha bulunmaktadır. İki kemerle üç bölüme ayrılan bu mekânın üstü mahfil olarak hazırlanmıştır. Bu bölümün üzeri iki yanda birer küçük kubbe, ortada da ayna tonoz ile örtülmüştür. İlk yapımında caminin son cemaat yeri olarak düşünülen bu mekâna diğer bölüm eklenince fonksiyonu tamamen değişmiştir. Bu yeni bölümün üzeri de aynı örtü sistemi ile örtülmüştür. Caminin kare planlı ibadet mekânı tromplu merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Bu bölüm iki yan kenarda altlı üstlü üçer, mihrabın iki yanında da birer pencere ile aydınlatılmıştır. Caminin tüm bölümleri ve kubbe kasnağı da dâhil olmak üzere 54 pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap dışarıya çıkıntı yapacak biçimdedir. Kirli beyaz, yeşil ve bej renkli mermerden işlenmiş olan mihrap, iki yanda çifte sütunlarla sınırlandırılmıştır. Bunun yanındaki minber de renkli mermerlerden dekoratif biçimde yapılmıştır. Caminin bezemesi barok üslupta olup, bu tür bezemenin Anadolu’daki en erken örneklerinden birisidir. Giriş kapısının çevresinde renkli mermerlere işlenmiş akantus yaprakları, istiridye nişleri, “C” ve “S” kıvrımlı kabartmalar bulunmaktadır. Ayrıca iç mekân natürmort ağırlıklı ve peyzaj görünümlü kalem işleri ile bezenmiştir. İbadet mekânının ilk sıra pencerelerinin üzerine lacivert zemin üzerine beyaz renkte girift bir nesih yazı ile Fetih suresi yazılmıştır. Bu yazı frizi üç duvar boyunca da bir şerit halinde uzanmaktadır. Caminin minaresi kare kaide üzerinde, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Ancak iki bölümün birbirine eklenmesinden ötürü de minare batı cephesinin ortasında kalmıştır. Caminin doğu cephesinde kare planlı, üzeri kubbeli kesme taştan Çapanoğulları ailesinin türbesi bulunmaktadır. Bu türbeye caminin içerisinden girilmektedir. Caminin şadırvanı avlu içerisinde olup, eski şadırvanın parçalarının kullanılması ile yeniden yapılmıştır. |