๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Büyük Şafii İlmihali => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 25 Ekim 2011, 17:00:38



Konu Başlığı: Zinanın Toplumda Bıraktığı Kötü İzler
Gönderen: Ekvan üzerinde 25 Ekim 2011, 17:00:38
Zinanın Toplumda Bıraktığı Kötü İzler


- Zina, bedenleri yıpratan korkunç hastalıkların yayılması ve bulaşma­sı için de doğrudan bir sebep olmaktadır.

Bu hastalıklar, kalıtım yoluyla babadan oğula geçmektedir. Günümüzde en fazla yayılma alanı bulan Aids hastalığının kökeninde zina yatıyor.

- Zina, öldürme ve cinayet sebeplerinden biridir.

Çünkü, kıskançlık insanın tabiatında var olan bir duygudur.

Şeref sahibi, onurlu bir insanın sapıklığa rıza göstermesi uzak bir ihti­maldir. Çoğu kişiler, bu utanç verici duruma düşen aile fertlerini, kanun­lar yeterli şekilde cezalandırmadığı için bizzat temizleme yoluna giderler.

- Zina aile düzenini bozan ve yuvayı sarsan kötü bir etkendir. Evlilik ilişkileri bu yüzden bozulunca, çocukların eğitimi de alt-üst olur ve onlar da genellikle serseri ve sapık olma yolunu tutarlar.

- Zina, nesebin zayi olmasına neden olur.

Miras yoluyla başkasına geçecek olan mallar, zina yoluyla el değiştir­miş olur.

- Zina, kişinin, eşini kandırması için bir sebep teşkil eder.

- Zina, geçici bir ilişkidir.

Arkasından herhangi bir sorumluluk yüklenilmez. Yani bu ilişki hay­vanidir. Onurlu bir insan, bu tür ilişkilerden uzak durmalıdır.

Zina haddinde muhsan ve muhsan olmayanı yani, evlenmiş veya ev­lenmemiş olan kadın ve erkeklerin had durumunu düşünerek bilmek gere­kir.

Muhsan olanın üzerine cezayı şiddetli kılmasının hikmeti şudur: O, evliliğin manasını ve yeteri kadar namus üzerine düşmanlığın kıy­metinin kadrini bilir. Bu nedenle onun cezası recm'dir.

Muhsan olmayan ise onun için 100 kırbaç ve 1 yıllığına sürgündür. Bu cezanın da hafif yapılmasının sebebi namusa karşı kıskançlığın manasını tam olarak bilemez. [1]

Bu son iki paragraftan anlamamız gereken şudur: Muhsan olmayan (evlenmemiş kişi)'a daha az ceza verilmesinin nedeni, o işe daha fazla ih­tiyaç duymasından değil, o işin ağır olan ehemmiyet ve kıskançlığını bil­memesinden ileri gelmektedir.




[1] Kıtab'ul Fıkh Ala Mezahibil Erbaa c. 4, s.103.