๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Büyük Şafii İlmihali => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 24 Ekim 2011, 17:10:15



Konu Başlığı: Hırsızlığın Cezası
Gönderen: Ekvan üzerinde 24 Ekim 2011, 17:10:15
Hırsızlığın Cezası


Hırsızlığa ceza uygulanması ile ilgili müeyyide, insanların malları ko­ruma altına alınmış ve himaye edilmiştir.

Delili, Allah-u Teala Kur'an'ı Kerim'de şöyle buyurur:

" Erkek hırsız ve kadın hırsızın, yaptıklarından ötürü Allah tarafından ibret verici bir ceza olarak, ellerini kesin. Allah güçlüdür, hakimdir." (Maide:5/38)

İslam dini, can damarı olması bakımından mala değer vermiş ve fertle­rin mülkiyetine saygı göstermiştir.

Aynı zamanda İslam, insanların mali haklarını mukaddes saymış ve herhangi bir şekilde kişinin malına tecavüz edilmesini helal saymamıştır.

İslam; hırsızlık, gasb, yankesicilik, hıyanet, faiz, aldatma, ölçü ve tar­tıda hile ve rüşveti haram kabul etmiştir. İslam hırsızlık konusunda şid­detli davranmış, hırsızlığın bizzat yapıldığı organ olan elin kesilmesine hükmetmiştir. Bunda açık bir hikmet vardır. Çünkü hain el, hasta organ gibidir ki, vücudu kurtarmak için onu kesmek, akılların ve kanunların itti­fak ettiği bir konu olup bütünün yerine parçayı feda etmek gerekir. Yine bunun gibi, hırsızın elini kesmekle, insanların mallarını çalmayı içinden geçiren kimselere bir ibret vardır ki, elini insanların mallarına uzatmaya cesaret edemez.

Yukarıda sayılan şartlardan 1 tanesi de eksik olsa had cezası uygulan­maz. Ana-babaların ve evlatların birbirlerinin mallarını çalmaları ve kö­lenin efendisinin malını çalması hallerinde de el kesilmez.

Günümüzde aklı kıt ve İslam'ı gerçek bir şekilde bilmeyenler 'İslam el keser' bahanesi ve iddiasıyla aşağılık görüş ileri sürerler.

Bir kere hırsızlık veya buna benzer had cezalarının uygulanması için İslam, eğitim hususunu ön safhada tutar. Bugünkü şartlarda ve bugünkü ekonomik durumlarda İslam adına böyle müeyyideleri ön görüp uygula­mak değil İslam'a, normal bir aklı selime dahi sığdıramayız.

Ancak, eğitim ve ekonomik buhranlar çözülür, herkese çalışması için iş imkanları karşılanır, bundan sonra kişi halen de tembelliğe yeltenir, be­davadan yaşayayım fikri ve düşüncesi ile başkalarının malını çalarsa -ta­bii ki herkesin de buna hak vermesi lazım gelir ki- bu cezalar uygulanır.

Hırsızlıkta cezanın uygulanması için çalmınan malın bir dinarın dörtte birinden daha fazla bir değerde olması gerekir.

Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Hırsızın eli ancak dinarın dörtte biri ve daha fazlası için kesilir," [5]

Çalınan malın saklanmış veya koruma altında olan bir yerden çalınma­sı gerekir.

Kişinin çalmış olduğu malda herhangi bir hakkının olmaması gerekir. Kişi şüphe ile de olsa malının içinde bulunduğu bir eşyayı çalarsa onun eli kesilmez. Çocuk babasının veya baba çocuğunun malından çalarsa ce­za uygulanmaz. Çünkü çalınan malda nafakanın mülkiyetine benzer bir durum vardır.

Hırsızlık yapanın sağ eli mafsal kemiğinden kesilir.

İbni Mes'ud şöyle rivayet etmektedir:

"Onları (hırsızları) sağ taraflarından kesin."

Taberi'nin rivayet ettiği bir hadiste, "Hazreti Peygamber'e hırsızlık ya­pan birisi geldi. Hazreti Peygamber onun sağ tarafından kesti." [6] denil­mektedir.

Kesilmenin mafsal kemiğinden olmasına delalet eden şu hadistir.

Sefvan bin Umeyye (r.a.) El-Batha denilen yerde uyurken bir kişi onun başının altında bulunan hırkasını aldı. Sefvan onu yakaladı ve Resulullah'ın huzuruna getirdi. Resulullah (s.a.v.) onun elinin mafsal kemiğin­den kesilmesini emretti. [7]

Hırsızlık yapan kişi ikinci defa hırsızlık yaparsa onun sol ayağı kesilir. Buna delalet eden Hz. Ali'den gelen şu rivayettir:

"Kişi hırsızlık ettiğinde sağ eli kesilir, tekrar ikinci defa hırsızlık etti­ğinde sol ayağı kesilir."

Ayak topuk mafsalı ile birlikte kesilir. Hazreti Ömer (r.a.) bu şekilde yapmıştır.

Hırsızlık yapan kişi üçüncü defa hırsızlık yaparsa sol eli, dördüncü de­fa hırsızlık yaparsa sağ ayağı kesilir.

Hazreti Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Kişi hırsızlık yaparsa (sağ) elini kesin. İkinci defa hırsızlık yaparsa (sol) ayağını kesin. Üçüncü defa hırsızlık yaparsa (sol) elini kesin. Dör­düncü defa hırsızlık yaparsa (sağ) ayağını kesin." [8]

Hırsız bundan sonra yine hırsızlığa devam ederse tazir edilir. Bazı gö­rüşlere göre öldürülür. Adaletli islam hakimi uygun gördüğü ceza şekille­riyle cezalandırır. Yani .dövmek, hapsetmek, sürgün etmek gibi engelleyi­ci cezalar uygulanır.

El kesmenin cezaları aşağıdaki şartlarda uygulanır:

1) Hırsız, mükellef diyebileceğimiz akıllı ve ergenlik çağında olacak.

2) Çalınan mal 1/4 dinar değerinde veya başka kuvvetli görüşlere göre bir altın kıymetinde olacak.

3) Mal, muhafazalı bir yerden çalınacak.

4) Çalınan malda hırsızın şüpheyle de olsa hiç bir hakkı olmayacak.

5) Hırsızlığın yapıldığına dair o hırsız üzerine had uygulanması için iki adil şahit veya hırsızın kendi itirafı olacak.

6) Çalınan mal; çabuk bozulabilir, süt, et veya yaş meyve türlerinden olmayacak.

7) Hırsızın eş, baba veya çocuğu gibi mal sahibinin yakını olmaması.

Burada anlaşılıyor ki bu işte çok büyük ibretler vardır. Ayrıca mahke­meye başvurmadan önce, hırsız o malı sahibine iade ederse, açlık, fakir­lik, yokluk ve mahrumiyet gibi temel zaruretlerden dolayı hırsızlık yapıl­mışsa bu ceza uygulanmaz.


 

[5] Buhari, 6407, Müslim, 1684.

[6] Muğnil Muhtac, 4/177.

[7] En-Nihaye, 3/60.

[8] El-Ümm, İmam Şafii, 6/137; Muğnil Muhtac, 4/178.