> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Büyük Şafi Fıkhı > Şafii için Şufa
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şafii için Şufa  (Okunma Sayısı 1352 defa)
21 Şubat 2010, 14:51:08
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 21 Şubat 2010, 14:51:08 »



Şufa´nın Tarifi

Şu´fa lugatta, iki şeyi birbirine yapıştırmak, eşlemek, ilave etmek anlamına geİir. Şufa´nın ıstılahı anlamı ise üçüncü bir kişiye satılan bir şeyi ortaklık sebebiyle öncelikle satın alma-hakkıdır. Ortaklardan biri hissesini ortağından başka birine sattığı zaman, şufa hakkı olan diğer ortak satılan malı o kişinin ödediği parayı vererek alabilir. Meselâ iki kişi bir eve ortak olsalar, ortaklardan biri hissesini başkasına satsa, diğer ortak bunu işittiğinde malı alan kişiden -onun rızası olmasa dahi-ödediği parayı vererek geri alabilir. Bu, temellükte (mülk edinmekte) şer´an asıl olanın hilafinadır. Zira bir mal, şer´an ancak sahibinin rızasıyla mülk edinilebilir. Bu hakka şufa denilmesinin sebebi, ortakların mallarını birbirine bitiştirmeleridir.

Şufa´nın Meşruiyeti

Şufa´nın caiz ve meşru olduğuna delâlet eden birçok hadîs vardır.

Cabir b. Abdullah´dan şöyle rivayet edilmiştir: Rasûiullah (sa.) taksim olunmayan herbir ortaklıkta, akarda ve bahçede şufa ile hükmederek ´Ortağına ilan etmedikçe diğer ortağın hissesini satması helâl olmaz. Diğer ortak ister malı alır, isterse bırakır. Ortağın biri diğerine ilan etme-1 den kendi hakkını satarsa, diğer ortak o mala sahip olmaya başkalarından daha hak sahibidir´ buyurdu.[1]

Tüm âlimler bu hususta ittifak ederek hadîsle amel etmişlerdir. Şufa konusundaki diğer hadîsler ileride zikredilecektir.

İslâm şeriatının hedefi, insanların maslahatlarını gözetip zararlarını ortadan kaldırmaktır. Bir ev veya araziye ortak olan iki kişi bazen çok iyi anlaşırlar. O iki ortaktan biri hissesini satmak zorunda kaldığında, diğer ortak bundan zarar görebilir. Şeriat hem hissesini satmak isteyen kişiye mani olmaz, hem de diğer ortağın bundan zarar görmesine mani olacak çerçeveyi belirler. Çünkü malı satın alan yeni ortak kötü ahlâklı olabilir veya malın taksim edilmesini isteyebilir veya yeni su yollan açmak, yeni masraflar çıkarmak isteyebilir. Böylece diğer ortak bundan zarar görür. Bunlar ortaklar arasında ihtilafa, ayrılığa, komşular arasında mücadeleye yol açar; maslahatlar yok olur, insanlar zarar görür. Bu yüzden Hz. Peygamber payını satmak isteyen ortağın onu önce diğer ortağına teklif etmesini, çünkü onun o malı almakta herkesten daha fazla hak sahibi ol­duğunu, eğer ortak almak istemezse başkalarına satmasını emretmiştir.

Kimin, herhangibir akar veya hurmalıkta bir ortağı varsa ortağına bil­dirmedikçe o malı satma hakkı yoktur. Razı olursa alır, kerih görürse Lerkeder.[2]

Amr b. Şerîd şöyle rivayet ediyor: "Sa´d b. Ebî Vakkas´ın yanına gitmiştim. Misver b. Mahreme de oraya geldi ve elini omuzuma koydu. O sırada Rasûlullah´ın azatlısı Ebu Râfi geldi ve şöyie dedi:

. - Ey Sa´d! Hanen içinde bulunan iki odamı (satmak istiyorum), ben­den bunu satın al!

- Vallahi ben o odaları satın almıyorum. Misver b. Mahreme de hemen şöyle dedi;

- Vallahi sen bu iki odayı alacaksın. Bunun üzerine Sa´d, Ebu Râfi´ye dedi ki:

- Vallahi ben sana 4000 dirhemden fazla veremem,, bunu da taksit taksit ödeyebilirim,

- Bu iki odaya karşılık bana (başkası tarafından) 500 dinar verildi. Eğer ben Peygamber´i ´Komşu komşuya en haklı bir şefî´dir´ buyururken işitmemiş olsaydım, 500 dinar teklif edilen o iki odamı sana 4000 dirheme vermezdim.

Bunun üzerine o iki odayı Sa´d´a verdi".[3]

Hz. Peygamber´in, insanlar arasındaki sevgi ve uyum yolunu açıkça gösterdiğini görüyoruz. Bu da muamelelerdeki en yüksek ahlâktır. Ashab-ı kiram´ın da zararlarına olsa bile Hz. Peygamber´in yolundan ayrılmadıklarım görüyoruz. Ashab-ı kiram ancak ´Dinledik ve itaat ettik´ derlerdi. Eğer kişi Hz. Peygamber´in yoluna uymaz da hissesini başka birisine satarsa, şeriat o kişinin parasını ödeyerek malı ondan alma hakkını diğer ortağa tanımıştır. Böylece insanların ihtiyaç ve maslahatları gözetilir, zarar görmeleri önlenir. Müslümanlar arasında kin ve buğza sebep olacak anlaşmazlıklar ortadan kaldırılmış olur. Bunun neticesi olarak da müslümanlar tek vücud gibi olurlar, birbirleriyle uyum içinde yaşayarak sağlam kale gibi olurlar.

Şufa´nın Rükûnları

Şufa´nın rükûnlarım şöyle sıralayabiliriz:

1. Şefi (Şufa Hakkına Sahip Olan Kişi)

Şufa hakkının, zararı ortadan kaldırmak için meşru kılındığını söy­lemiştik. Şufa hakkı, taksim edilmemiş olan ortak malda sözkonusudur. Meselâ bir eve, bir araziye ortak olan kişilerin şufa hakkı vardır. Nitekim Hz. Peygamber´in ´Taksim edilmeyen her malda şufa hakkı vardır´ sözün­den bu açıkça anlaşılmakladır. Ortak olan ev veya arazi taksim edildiği zaman ortaklardan biri kendi payını başkasına satarsa, o ev veya arazinin yolunda, su arkında ortaklıkları devam etse bile diğer ortağın şufa hakkı kalmaz. Çünkü hadîste ´Sınırlar belli olduktan, yollar açıldıktan sonra şufa hakkı yoktur´ buyurulmuştur. Bunlar hisselerini müstâkil olarak almışlardır. Yola, suya ve benzeri şeylere ortak olanlara ise şerik-i muhaîil (karışık ortak) denilmektedir. Karışık ortaklıkta şufa hakkı olmadığına göre, komşulukta şufa hakkı haydi haydi olmaz. Bölünme kabul etmeyen ortak mallarda şufa hakkı vardır. Zira şufa´nın amacı, ortakların zarar görme ihtimalini ortadan kaldırmaktır. Bazen şufa, şufa´dan başka şeylerde de mevcut olur. Çünkü şufa, şeriatta asıl olanın hilafına olarak meşru kılınmıştır ve şeriatta asıl olan, mülk sahibinin mülkünün onun elinden cebren alınmamasıdır. Oysa şufa hakkına sahip olan kişi, müşterinin aldığı malı onun parasını vererek cebren almaktadır. Asıl olandan maksat, hükümlerin çoğunda şeriatın belirlediği yoldur. Alimler buna hükmün illeti/nedeni adım verirler. Bazen bunun için kıyas kelimesini kullanırlar. İslâm şeriatında ´Aslın hilafına olan her hususta ancak nass ile hareket edilebilir. Ona hiçbir şey ilave edilemez´ kaidesi bulunmaktadır. Bu kaide bazen şu ibarelerle ifade edilir: ´Kıyasın hilafına sabit olan bir şeyin üzerine başkası kıyas edilemez´. Burada taksim edilmemiş ortak malda şufa hakkı bulunduğuna dair sahih ve sarih nass varid olmuştur. Bu bakımdan malını taksim eden ortaklar veya komşu bu hükme ilhak edilemez ve bunun üzerine kıyas yapılamaz. Hz. Peygamber´in ´Kişinin duvarına mertek başı koymakta, komşu herkesten daha fazla hak sahibidir´ sözü, komşunun şufa hakkı olmasında sarih değildir. Bu sadece komşunun komşuya İhsan etmesini teşvik etmektir. Ayrıca car kelimesi umumidir; hem ortağı hem de başkalarını kapsar.

Burada onu ortak olarak yorumlamak en uygunudur. Çünkü Ebu Râfi (r.a) onu bu mânâda kullanmıştır. Zira ortağının evinde bulunan iki odasını, onun satın almasını istemiştir. Evin taksim edilmediği de açıktır. Allah hakikati daha iyi bilir.

Şufa Hakkına Sahip Olanların İhtilaf Etmesi

Şefî´nin (şufa hakkına sahip olan kişinin) ortak olduğu anlaşılmıştır. Bazen hissesini satan ortağın birden fazla ortağı olur ve onların hisseleri, bazen eşit olur. Meselâ üç ortaktan biri malın 1/4´ine, diğeri de 1/4´ine, üçüncü ortak ise malın yarısına (2/4) sahip olursa, onlardan biri hissesini satmak isterse, ortaklar da onun payını almak istiyorlarsa, herbiri hissesine nisbetle alır. Çünkü burada istihkak sebebi mülktür. Onlar mülkte mütesavi oldukları için istihkakda da mütesavi olurlar.

Şufa Hakkının Parçalanması

Şufa hakkı tecezzi (parçalanma) kabul etmez. Bu nedenle şufa hakkına sahip olan kişi ortağının hissesinin ya tamamını alır, ya da ta­mamını bırakır. Eğer ortaklar birden fazla iseler ve onlardan biri satılan hisseyi almak isLemiyorsa onun şufa hakkı düşer. Geriye kalan ortaklar ise en sahih görüşe göre o hissenin tamamını alıp almamakta muhayyer­dirler. Satılan hissenin bir kısmını almak isterlerse bu sahih olmaz. Şufa hakkını düşürmeyen ortağın satılan hisseden kendi hissesi nisbetinde almaya hakkı yoktur. Çünkü böyle olursa satılan mal parçalanır, müşteri ise bundan zarar görebilir. Çünkü maslahat hissenin tamamını almakta veya almamaktadır. Satılan hissenin parçalanması maslahata aykırıdır,

Şufa Hakkına Sahip Oîan Ortaklardan Bazılarının Kayb­olması

Şufa hakkına sahip olan ortaklardan birinin veya birkaçının kayıp ol­ması durumunda, hazır olan diğer ortaklar şufa haklarını kullanarak sa­tılan hisseyi alan kişinin parasını ödemek suretiyle geri alırlar. Alınan hisse ortaklar arasında hisselerine nisbetle taksim edilir. Bunu daha önce de söylemiştik. Zira kayıp olan ortak, şufa hakkını kullanmayıp düşüren ortak hükmündedir. Hazır olan diğer ortaklara itiraz edecek kimse bu­lunmadığından onlar satılan hisseyi parasını ödeyerek alıp aralarında his­selerine göre taksim ederler. Onların satılan hisseyi kendi hisseleri nisbe­tinde almaya haklan yoktur. Çünkü kayıp olan kişinin gelip kendi hisse­sine düşen oranı almaması ihtimal dahilindedir. Bu durumda satılan´ hisse parçalanır ve alan kişi bundan zarar görebilir. Hazır olan ortaklar satılan hissenin tamamını alırlarsa, kayıp olan ortak geldiğinde o hissedeki payını talep etme hakkına sahiptir.

En sahih görüşe göre hazır olan ortaklar kayıp olan ortak gelinceye kadar satılan hisseyi şufa yolu ile almayı tehir edebilirler. Çünkü o kişinin burada açık bir hedefi bulunmaktadır ve hisselerin tümünü almaya kadir değildir veya ortada olmayan ortak geldiğinde alacağı malı almak istemektedir.

2. Meşfu Aleyh (Üzerinde Şufa Yapılan Kişi)

Meşfu aleyh, ortaklardan birinin hissesini alan kişidir. İşte şufa hakkı, bu hisse üzerinde cereyan eder. Bu hissenin, o kişiye bedel karşı­lığı intikal etmesi şarttır. Bu karşılık bazen mal olur. Mülk ona satın almak veya mâli bir bedel gerektiren bir ci...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şafii için Şufa
« Posted on: 26 Nisan 2024, 18:15:03 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şafii için Şufa rüya tabiri,Şafii için Şufa mekke canlı, Şafii için Şufa kabe canlı yayın, Şafii için Şufa Üç boyutlu kuran oku Şafii için Şufa kuran ı kerim, Şafii için Şufa peygamber kıssaları,Şafii için Şufa ilitam ders soruları, Şafii için Şufa önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes