> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Büyük Şafi Fıkhı > Şafii için İkrar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şafii için İkrar  (Okunma Sayısı 2223 defa)
24 Şubat 2010, 20:23:43
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 24 Şubat 2010, 20:23:43 »



İkrar´ın Tarifi

Lugatta ikrar, isbat etmek anlamına gelir. İkrar´ın şeriat ıstilahmdaki mânâsı ise muhbirin üzerinde sabit olan bir hakkı ikrar etmesidir. İkrar´a aynı zamanda itiraf da denir.

İkrar´ın Meşruiyetinin Delili

İkrar´ın meşruiyeti Kur´an, Sünnet ve İcma ile sabittir. İkrar´ın meşruiyetine delâlet eden ayetlere şunları misal olarak verebiliriz:

´Bunu ikrar ettiniz mi? Bu husustaki ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?1 demişti de onlar (bütün peygamberler): ´İkrar ettik´ demişlerdi. (Bunun üzerine Allah) ´Şahit olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım´ dedi. (Âlu îmran/81)

Ey iman edenler! Adaleti ayakta tutanlar olun. Allah için şahit olun. Velev ki şahitliğiniz kendinizin veya ebeveyninizin veya en yakın akrabalarınızın aleyhine olsun.

(Nisa/135)


Âlimler, kişinin kendi nefsi aleyhine şahitlik yapmasının, ikrar anlamına geldiğini Söylemişlerdir.

İkrar´ın meşruiyetine delâlet eden hadîslere misal olarak Hz. Peygamber´in şu sözünü verebiliriz:

Yâ Uneys! Haydi bu adamın karısının yanına git, eğer itiraf (ikrar) ederse onu recmet.

Ravi diyor ki: ´Uneys o kadının yanına gitti, kadın da zina ettiğini ikrar (itiraf) etti. Müteakiben Rasûlullah (s.a) onun recmedilmesini emir buyurdu ve emri yerine getirildi´.[1]

İkrar´ın meşruiyeti hususundaki icma´ya gelince, âlimler ikrar´ın meşru olduğu hususunda ittifak ettikleri gibi, ikrar eden kişinin ikrar´ını da kabul etmişlerdir.

İkrar´ın Meşruiyetinin Hikmeti

İkrar´ın meşru kılınmasının hikmet ve nedeni, ona ihtiyaç olmasıdır. İnsanların ihtiyaç duyması nedeniyle meşru kılınan birçok şey vardır. Eğer ikrar meşru kilınmasaydı, kişinin üzerinde bulunan başkasının hakkı, hak sahibinin bu hususta bir şahidi olmadığı için zayi olurdu. İslâm dini ise -malum olduğu üzere- hakların sahiplerine iade edilmesi hususunda çok hassastır. İslâm sürekli olarak hakları zayi olmaktan korumaya gayret eder. Bu bakımdan ikrar´ın meşru kılınması, kişinin ikrarına itibar edilmesi tabiijinv Böylece haklar -ister Allah´ın, ister insanların hakkı olsun- ikrar ile ortaya çıkar; insanların hakları alınır, Allah´ın hakkı eda edilir; zira Maiz b. Mâlik, Hz. Peygamber´in huzurunda zina ettiğini ikrar etmiş ve Rasûlullah´tan kendisini zinanın manevî kirinden temizlemesini; zina haddinin kendisine tatbik edilmesini isteyerek ´Böylece Allah´ın hakkını eda etmiş olurum´ demiştir. Hz. Peygamber de Maiz´in recmedilmesini emretmiştir. Yine Gamidiyeli bir kadın da zina ettiğini ikrar (itiraf) elmj^, Hz. Peygamber onun da recmedilmesini emir buyurmuştur.[2]

Bunlar, ikrar´m meşruiyetine delâlet ederler. İkrar´ın meşruiyetinin hikmet ve nedeni ise, ikrar´ın bir hüccet, bir delil olması ve onunla ikrar sahibinin -üzerindeki hak Allah´ın da olsa- muhafaza edilmesidir.

Üzerinde Bulunan Hakkı İkrar Etmenin ve İkrar´dan Dönmenin Hükmü

İkrar edilen haklar iki çeşittir: Allah´ın haklan, kulların hakları

Allah´ın Hakları

Zinanın, hırsızlığın, irtidat etmenin cezası, zekât, kefaret ve benzerleri Allah´ın hakkıdır. Bunlar (bu cezalar ve mükellefiyetler) dini ikame etmek, toplumun maslahatını gözetmek üzere meşru kılınmıştır.

Allah´ın hakkının hükmü şudur: Bu hak hususunda kul ile Allah arasındaki tevbe fayda verir ve Allah´ın hakkını ikrar eden kişi, ikrarından dönebilir. Çünkü Allah´ın hakkı(nı çiğneyen kişinin cürmü) örtülebilir. Bunun delili, Hz. Peygamber´in, zina ettiğini ikrar (itiraf) eden Maiz b. Mâlik´e telkinde bulunarak şöyle demesidir:

Belki de sen zina etmedin. Sadece onu öptün veya ona dokundun.

Böylece Hz. Peygamber, Maiz´e, zina ikrarından dönmesini, bir şüphe ile özür beyan etmesini telkin etmektedir:

Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

Müslümanlardan, elinizden geldiği kadar cezaları düşürünüz. Eğer bir çıkış yolu varsa onu serbest bırakınız; zira imamın affetmek hususunda hata etmesi, cezayı tatbik etmek hususunda hata etme­sinden daha hayırlıdır.[3]

İkrar´dan dönmek, bir şüphedir. Şüphe olduğunda ise hadd düşer. Kadı´nın, ikrar´da bulunan kişiye, İkrarından dönmesi için telkin yapması mendubdur. Fakat kadı, ikrar´da bulunan kişiye, açıkça ikrarından dön diyemez. Çünkü bu takdirde adama, yalan söylemesini telkin etmiş olur. Eğer kişi Allah´ın hakkını ikrar ettikten sonra ikrarından dönerse, hüküm (ceza) kendisinden düşer. Bunun delili, Maiz´in recmedilrnesiyle ilgili rivayettir: Maiz´e taşlar vurulmaya başlayınca Maiz kaçtı. Fakat onu taşla-yanlar kendisine yetiştiler ve taşlayarak onu öldürdüler. Sonra Rasûlulla-h´a Maiz´in kaçışı haber verilince, Hz. Peygamber ´Keşke bıraksaydınız´ dedi.[4]

Kulların Hakları

Kulların haklarında ikrar´dan dönmek sahih olmaz. Çünkü hak sa­hibinin hakkı o ikrar ile sabit olmuştur. Ancak hak sahibi ikrar edeni yalanlarsa ikrar eden ikrarından dönebilir. Meselâ Amr ´Zeyd´in bende alacağı vardır´ veya ´Zeyd´in malını telef ettim´ veya ´Zeyd´e zina iftirası attım´ diyerek ikrar´da bulunsa, bu ikrarından dönmesi sahih olmaz; ikrar ettiği suçun cezası ne ise o, kendisine tatbik edilir. Fakat hak sahibi (Zeyd) onu yalanlarsa, ikrarından dönebilir.

İkrar´da Bulunan Kişide Olması Gereken Şartlar

İkrar´da bulunan bir kişide olması gereken birtakım şartlar vardır ki bu şartlardan biri eksik olursa onun ikrarı sahih olmaz. Bu şartlar şunlardır:

1. Baliğ olmak

Baliğ olmayan çocuğun ikrar´ı -mümeyyiz olsa dahi- sahih- olmaz. Çünkü onun tasarruf yetkisi yoktur. Ayrıca kalem de ondan kaldırılmıştır.

2. Akıllı olmak

Delinin, bir hastalık nedeniyle aklı gidip gelenin, sürekli baygınlık geçirenin ikrarı sahih olmaz; zira bu durumda olan kişilerin tasarruf yetkisi olmadığı gibi, kalem de onlardan kaldırılmıştır.

Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

Kalem, üç kişiden kaldırılmıştır: Uyanıncaya kadar uyuyandan, baliğ oluncaya kadar çocuktan, akıllanıncaya kadar deliden.[5]

3- İstek ve iradesiyle ikrar etmek

Birşeyi ikrar etmesi için zorlanan kişinin ikrarı sahih olmaz. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

Allah Teâlâ ümmetimin göğüslerindeki vesveseleri için -onunla amel etmedikleri veya onu açıkça söylemedikleri sürece- günah yazmaz.

Allah Teâlâ ümmetimin zorlanması sebebiyle yaptığı fiillerin günahını yazmaz.[6]

Yani Allah Teâlâ, zorlanan bir kişiden -zorlandığı hususta- teklifi kaldırmıştır. Bu bakımdan bir kişi, herhangibir fiili yapmaya zorlanır da yaparsa, sonra onu itiraf (ikrar) ederse, bu ikrar sahih olmaz; zira Allah Teâlâ, zorlanma durumunda -kalbi mutmain olmakla beraber- küfrü ikrar etmeyi dahi sahih saymayarak şöyle buyurmuştur:

Kalbi iman ile mutmain olduktan sonra küfre zorlanan kimse dı­şında kim imanından sonra Allah´ı inkâr eder, küfre göğsünü açarsa, Allah´tan bir gazap onların üzerindedir ve onlar için büyük bir azap vardır. (Nahl/106)

Bu bakımdan küfrün dışındaki ikrarlara itibar edilmemesi daha uygundur.

4. Hacr altında olmamak

Yani ikrar´da bulunan kişi, üzerine hacr konulup tasarruftan menedilmiş olmamalıdır. Üzerinde hacr bulunan kişi, hacr´dan önce veya sonraki bir borcu veya bir malı telef ettiğini ikrar ederse, ikrar´ı sahih olmaz. Çünkü üzerinde hacr bulunan bir kişi, malında tasarruf etmekten menedilmiştir. Ancak hacr altında bulunan bir kişi hadd ve kısası ikrar edebilir. Çünkü bunlar mal ile ilgili değildir. Ayrıca burada itham da sözkonusu olmaz. Hacr altında olan kişi hırsızlık yaptığını ikrar ederse, eli kesilir. Fakat çaldığı mal, kendisine ödettirilmez.

Kendisi Lehine İkrar Yapılan Kişide Bulunması Gereken Şartlar

Kendisi lehine ikrar yapılan kişide bulunması gereken şartlar şun­lardır:

1. Kendisi lehine ikrar yapılan (kendisi için mal ikrar edilen) kişinin -dava açabilmesi, malı isteyebilmesi için- az da olsa belli olması gerekir.

Eğer kişi ´Herhangibir şahısın bende bin lirası var´ şeklinde ikrar´da bulunursa, -kendisi lehine ikrar yapılan kişi meçhul olduğundan- ikrar sahih olmaz; zira ibham, ikrar´ı iptal eder.

Eğer kişi ´Şu üç kişiden birinin bende bin lirası var´ şeklinde ikrar´da bulunursa, az da olsa kişi belli olduğundan ikrar sahih olur. O üç kişiden biri ´Bu sözle beni kasdediyor, o bin lira benimdir´ derse, ye­minle beraber onun sözüne -ikrar eden kişi onu yalanlamazsa- itibar edilir. Çünkü o üç kişi arasında onun kasdedilme ihtimali bulunmaktadır. Ayrıca yemini de onun kasdedildiğini tekid etmektedir. İkrar eden kişi de onu yalanlamadığı takdirde bu da ikinci bir tekid olur ki artık o paranın onun olduğuna hükmedilir.

2. Kendisi lehine ikrar yapılan kişinin, ikrar edilen mala sahip olma ehliyetinin bulunması gerekir. Zira ikrar, o zaman isabetli olur ve-muhtemelen bir şahit de onu tekid eder. Eğer kişi ´Şu hayvanın bende bin lirası var´ diye ikrar´da bulunsa -hayvanın mala sahip olma ehliyeti olmadığı için- ikrar sahih olmaz.

3. Kendisi lehine ikrar yapılan kişi, ikrar edeni yalanlamamalıdır.

Kendisi lehine, mal ikrar edilen kişi, ikrar edeni yalanlarsa, ikrar sahih kabul edilmez, mal, ikrarı yapanın elinde kalır. Çünkü malın onun elinde olması -zahiren de olsa- onun...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şafii için İkrar
« Posted on: 24 Nisan 2024, 20:55:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şafii için İkrar rüya tabiri,Şafii için İkrar mekke canlı, Şafii için İkrar kabe canlı yayın, Şafii için İkrar Üç boyutlu kuran oku Şafii için İkrar kuran ı kerim, Şafii için İkrar peygamber kıssaları,Şafii için İkrar ilitam ders soruları, Şafii için İkrar önlisans arapça,
Logged
13 Mayıs 2015, 21:27:28
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 13 Mayıs 2015, 21:27:28 »

Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun paylaşımdan hocam.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

13 Mayıs 2015, 21:28:44
İkraNuR
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 3.427



« Yanıtla #2 : 13 Mayıs 2015, 21:28:44 »

Lugatta ikrar, isbat etmek anlamına gelir. İkrar´ın şeriat ıstilahmdaki mânâsı ise muhbirin üzerinde sabit olan bir hakkı ikrar etmesidir. İkrar´a aynı zamanda itiraf da denir.
Paylaşım için Allah razı oslun.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
13 Mayıs 2015, 22:04:59
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #3 : 13 Mayıs 2015, 22:04:59 »

Ve aleykumusselam. İslam fıkhı konuları o kadar detaylı incelemiş ki ikrar konusunda bile bir çok mesele açıklanmış, Rabbim razı olsun paylaşım için.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes