๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Büyük Şafi Fıkhı => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 15 Şubat 2010, 16:35:20



Konu Başlığı: Fıkhın Tarifi, Kaynaklan ve Bazı Istılahları
Gönderen: Eflaki üzerinde 15 Şubat 2010, 16:35:20
GİRİŞ


Fıkhın Tarifi, Kaynaklan ve Bazı Istılahları


Fıkıh Kelimesinin Mânâsı

Fıkıh kelimesinin biri lugavî, diğeri ıstılahı olmak üzere iki anlamı vardır. Fıkıh lugatta ´anlayış´ demektir.

Bu topluma ne oluyor ki hemen hiç söz anlamıyorlar (=lâ yefkahû-ne). (Nisa/78)

Bu ayette geçen yefkahûne tabiri ´anlamıyorlar´ mânâsında kul­lanılmıştır.

Ama siz onların teşbihlerini anlamazsınız (=la tefkahûne).

(İsra/44)

Bu ayette de La tefkahûne tabiri ´anlamazsınız´ mânâsında kul­lanılmıştır. Nitekim Hz. Peygamber efendimiz Cuma namazı hakkında şöyle buyurmuştur:

Kişinin, namazı uzatması, hutbeyi kısaltması onun fıkhının (anlayışının) alâmetidir.[2]

Istılahta fıkıh, iki şeye denir:

1. Mükelleflerin amellerinin ve sözlerinin tafsilatından elde edilen şeylerin, şer´î hükümlerinin bilinmesidir. Bu hükümlerin bilinmesi de nasslarla; yani Kur´an, Sünnet ve onlardan çıkarılan İcma ve İctihad (=Kıyas) ile mümkün olur.

Mesela abdestte niyetin vacib olduğunu Hz. Peygamber´in şu hadî­sinden anlıyoruz:

Ameller ancak niyetlere göredir.[3]

Yine orucun sahih olması için niyetin gece yapılmasının şart olduğu Hz. Peygamber´in şu sözünden anlaşılmaktadır:

Kim fecirden önce niyet etmezse, onun orucu yoktur.[4]

Vitir namazının mendub olduğunu da Hz. Peygamber´e farz namaz­lar hakkında soru soran bedevi hadîsinden anlıyoruz. Bedevinin biri farz namazları sorduktan sonra ´Benim üzerimde bunların dışında farz namaz var mı?´ diye sorunca, Peygamber efendimiz kendisine şöyle cevap vermiştir: ´Hayır yok! Sadece nafile namaz kılabilirsin´.[5]

İkindi vaktinden sonra namaz kılmanın mekruh olduğunu, Hz. Peygamber´in ikindiden sonra güneş batıncaya kadar namaz kılmayı ya­saklamasından anlıyoruz.[6]

Abdest alırken başın bir kısmını meshetmenin farz olduğunu ´Başlarınızı mesnedin!´ (Mâide/6) ayetinden anlıyoruz.

İşte bu şer´î hükümleri bilmeye ıstılahta fıkıh denmektedir.

2.  Şer´î hükümlerin kendisine de fıkıh denir. Buna binaen ´Fıkıh oku­dum ve öğrendim´ denir ki bunun anlamı "Kur´an, Sünnet, İslâm âlimle­rinin icma ve ictihadlanndan alınan ve Fıkıh kitaplarında yazılı olan şer´î ve fıkhî hükümleri okudum ve öğrendim" demektir. Bunlar abdest, na­maz, alışveriş, evlenme, emzirme ve savaş hükümleri gibi hükümlerdir. Bu şer´î hükümlerin de ıstılahtaki adı ´fıkıh´tır. Fıkhın bu iki mânâsı arasındaki fark, birincide fıkıh kelimesinin sadece hükümlerin bilinme­sine, ikincide ise şer´î hükümlerin bizzat kendilerine ıtlak edilmesidir.