๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Büyük Osmanlı Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 06 Nisan 2011, 18:06:17



Konu Başlığı: Tanzimatı hayriyeye açılım mı?
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 06 Nisan 2011, 18:06:17
Tanzimat-I Hayriye'ye Açılım Mı?



Tanzimat-i Hayriye: Sultan 2. Mahmud, meşrutiyete doğ­rumu gidiyordu? Padişahın her iradesinden tenbelliği görünmekteydi, biritirafname, adalet fermanları, adi emirlerden sa­yılan, Sultan 2. Mahmud'u halk ve taassup karşısında, iyi göstermeyen vakaların bazıları, bir kısım işlerinin ve teşeb­büslerinin faydalıları, Reşid paşanın memuriyetinin ilk döne­mi: devleti âliyede yegânebir devlet adamı ve siyasi yetişi-yor-Padişahın resmi meselesi ile resimi asma alayı, bunun tesiri-Paris sefiri Reşid Bey'inesas vazifesi: Devleti âliye eski tarzı terk ediyor, Maliye nazırlığı, divan-ı ahkâmı adliye ve dârüş şurâ-İ babıâl-i meclislerinin tertibi ve kurulmasi-Engel-hardın dediği iki meclis. Bu meclislerin tertibi, kuruluşu, ha­riciye vede dahiliye memurlarının biribirlerinden ayrılması-Rütbelere dair, yeni teşrifat-Ziraat, sanat ve ticaret meclisle­rinin kuruluşu-Memura maaş-Feragat ve intikale dair yeni nizam- Rüşdiye okullarının kuruluşu Sultan 2. Mahmud'un vefatı. Türkiye ve Tanzimat adlı eserin yazarının: "Kendi basının lanet ve nefretine duçar olan Sultan 2. Mahmud, bir ara şiddetini azaltarak, daha yumuşak davranmaya başladı.

Devletin işlerini yainız başına idare etmekten bir anda vaz­geçti. O karan verene kadar, dışişlere ait evraklar saraya gelmekteyken yayımladığı bir emirle bundan böyle babıâliye, reisülküttap efendiye yâni dışişleri bakanına gönderilmesini bildirdi. Öte taraftan adetâ kendisininde selahiyetlerinin ortağı mesabesine gelecekiki meclisin kurulmasına müsaade etti. Bu tarz idareyi, hükümdarın mutlak hâkimiyetine karşı bir ademi merkeziyet idiki yâni merkeziyet idaresinin terki sayılabilirdi.

Diğer bir tabirlede meşrutiyet görüşüne kapı açma şekli­nin başlangıcıydı." Sözlerindeki ifadeye bakarak bunları tarih sayfaları içinde araşdiralım. Hakikaten Sultan 2. Mahmud'a harici ve dahili işlerin çokluğundan nefret etmekten ziyade bir tenbellik gelmişti Tarih-i Lütfi'de yer alan iradelerinde he­men hemen hepsindeki halet-i ruhiyesi bunu gösterir. Mutiakiyet, emru irade zamanlarında kendisini mesuliyetsiz saydı­ğı zannına kapılsada, yayımlanan emrü irade tatbikata girip kötü netice verdikçe kendisinden daha mutlak ve müstebid kesilmiş olan bir başkasının, yâni hâkim olmak istediği umu­mi düşüncenin karşısında, mesul sayıldığını bütün şiddetiyle anlar. Onu bulunduğu vaziyetten ancak halk önünde müka­fatlarla taltif ettiği ve başına toplamış olduğu taraftar kitlesi kurtarır. Biz burada, sosyal felsefeye girişmekten ziyade, ta­rih sahifeleriyle maksadı açıklamaya çalışacağımızdan, 2. Mahmud'un 1246/1831tarihinde Diyarıbekir valisi Ebu Labud paşanın azli münasebetiyle babıâli'ye gönderdiği iradeyi buraya alarak, samimi bir itirafname olan İfadesini nazarı dikkatle sunuyoruz: