๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Büyük Osmanlı Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 04 Nisan 2011, 16:41:41



Konu Başlığı: Sultan 2. Mahmudun hitabı
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 04 Nisan 2011, 16:41:41
Sultan 2. Mahmud'un Hitabı
 
 




Sevda Efendinin müessir hitabesinde bulunan devlet rica­linin ad ve makamlarını yazarak, kararda medhaü olanları tarih sayfalarında bilmiş olalım: Tahtın sağında Sadrazam Selim Mehmed Paşa, solunda Şeyhülislâm Tâhir efendi, sa­bık şeyhülislâmlardan Mekkîzâde Asım efendi, Yâsincizâde Abdülvahhab, Sıdkizâde, eskikadı'lardan Arif bey, Yahya bey, Hekimbaşı Behçet Efendi, Ahmed Reşid efendi, Rahmi bey. Anadolu Kazaskeri Tâhir bey, Murad Mollazâde Arif efendi, Arabzâde Sadullah efendi, Hamdullah efendi, Hekimzâdenin torunu Rıza bey, Yusufzâde, Râşidzâde Cafer bey, Melekpaşa-zâde Abdülkadir bey, Dürrüzâde Abid efendi, Çarşanlı Hoca Mehmed efendi, İstanbul Kadı'sı Sadık efendi. Hemen karşı­larında oturmuş olan zevat ise, Kethüdai sadrı âli Ahmed Hu­lusi efendi, Defterdar Tâhir efendi, Reis'ül Küttâb Şeyda efendi, Tevkii Ataullah efendi, Reisi esbak Hamid bey, Çavuşbaşı vekili Ali bey, darbhane nâzın Es'ad efendi, sabık defterdar Yusuf efendi, defter emini Numan efendi, Ruznam-çei evvel Mustafa efendi, 1. muhasebeci Salim bey, Şehremi­ni Hayrullah efendi ve Baruthane nâzın Necib efendiler idi. Bu zevatın toplantısı başlamadan evvel 2. Mahmud hân şu hitabeyi irad etti:

"Cenabı Hakk'a çok şükürler olsun ki, bu kulunu ecdadı izamının nâil olmadıkları fethi mübine mazhar kıldı ve sizleri de bu hizmeti celilede bulundurdu. Allah sepinizden razı olsun. Şimdiye kadar bu yol kesiciler yüzün­den meydana gelen nice mekruh işlere mecburen müsamaa edilmişti. Elhamdülillah hepsi yıkıldı, gitti. Bundan son­rada hep beraber memleketin işlerini tanzim edip, Allah'ın kullarını memnun ve hallerini İslah edelim. Eskiden zarar veren zümre yüzünden devletimizin içine düşüp müptelâ ol­duğu masrafların eksikliği hususunda beytülmalin müslimiyn ile asla münasebeti olmayan mansıbı divâniyede istih­dam olunmayan kimselerin bıraktıkları miriden zapt olun­maktaydı. Önce bu hususu kaldırdım. Bundan böyle o gibi mallar alınmasın. Şâir önemli işler ve hayırlı çalışmaları siz­ler mütalaa müzakere edip, inha ediniz. Ben de tesviyesine müsaade ederim. Her hususa gayret ve ihtimam gösterme zamanıdır. Ülkenin önemli işlerini tanzime kadar hepiniz burda kalınız. Kalıpça ve kalben birlikte olalım" Dedikten sonra yüzünüeski şeyhülislâmlara çevirerek, iltifatla "mazû-leyni meşihat <eski şeyhülislâmlar hâne ve sâhilhanelerinde kûşei uzlete çekilip, akran ve emsaliyle görüşememek, dilediği yere gidememek zor katlanılır şeyse de, bu günden itibaren birbirinize gidip, geliniz, ağız tadı ile ülfet ediniz" De­miştir. Bu hitabeyi bu gün tahlil ve tenkide kalkışmak ne kadar sağlıklı olabilir bilemiyorum ama, insanımız 1960 ile başlamış bulunan ihtilâl ve darbeler zinciri karşısında gösterdikleri kolaycılık yüzünden, yüzyetmişüç yıl önce yapılmış bir hitabeyi incelerken âdil olabilirimi diye sormadan edemi­yorum.