๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Büyük Osmanlı Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 04 Nisan 2011, 16:50:56



Konu Başlığı: Şanizâdenin görüşü
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 04 Nisan 2011, 16:50:56
Şanizâde'nin Görüşü



Ziya Nur Aksun beyefendinin değerli eserinde Şânizâde'ye aid görüşler, kendi bakış açılarına destek olarak alınmış. Bu­na teması lüzumlu görüyorum. Çünkü Şânizâde o devrin in­sanı, görüşleri şüphesizki pek önem arzeder. Şânizâde Ataullah efendi ocağı düzeltmeye büyük gayret gösterilmeliydi de­mekte. Şüphesiz haklı. Ancak hatırlatalımki yeniçeri cülus bahşişi verilmedi diye Zigetvar'dan ölüsü dönen Kanuni Sü­leyman'ı getiren oğul 2. Selim'i İstanbul'a giriş kapısında na­sıl sıkıştırdı. Eğer kocavezir Sokollu kese kese altunu toplu­lukların arasında avuçlarıyla saçmasaydı, yeni padişahın is­tanbul'a girmesi belki muhal olurdu. Hadi onu bırakalım da her cüiûs bahşişinde çıkarmaya muvaffak oldukları karışık­lıkları tahattur edelim. Ya o gepgenç Osman'a kıyışları, ona ne evvel 4. Murad'ın veziri Hafız Ahmed paşayı bir saniye aklına getirmezmi merhum Şânizâde!

Moltke; yüzdoksan orta'dan meydana gelmiş ülkenin her tarafına dağılmış dörtyüzbine yakın sayısı olan, sadece 31. ortanın otuzbin kişiyi bulmakta olduğunu ve bunların binler­ce takdirkân evlâdü iyâli olduğunu böylecede milyonlara yakın desteğe ve yakına mâlik olduğunu beyan ediyor. Böyle bir müesseseyi ortadan kaldırmak devletin temellerini sarsar diyor. Ayrıca yeniçeri ulufesi az, yeni askerin ise pek fazlay­dı! Diyen müellifler var. Tabii bu kadar büyük bir müessese bir kalemde yıkılıp yok etmeye nasıl bir tepki gösterir bunu düşünmek lâzımdır. Şikâyetleri çok olan nice Osmanlı padi­şahı bunu göze alamamıştır.

Yavuz Selim bile, Mısır önlerinde dönmeye teşvik olundu­ğunda paşalarının kafasını kesmekle yetinmiş, yeniçeriyi böyle susturabilmişti. Ama iktidarının yeteceğini bilseydi, umulurki onların kanlarını çölün sıcak kumlarına akıtmaktan hazer etmezdi. İstanbul vali ve Belediye reisi Prof. Dr. Fahreddin Kerim, Belediye zabıtasını kurduğunda kendisini bir numaralı belediye zabıtası ilân etmiş böylece mesleği onur­landırırken zabıtalara vereceğini ilân ettiği maaş, devrin bir çok memuriyetinin maaş bareminden fazla idi. Melbusatlarına gelince adetâ bir mareşal üniforması görüntüsü vermekteydi. O devir, şu adamın paltosu var denilen bir devirdi. Tabiiki yeni kurulmuş nizâmı oedid askeri hem maaş hemde kıyafet bakımından, kendisinden artık vazgeçilmeye başla­nandan pek üstün ve farklı olmalıydı. Bir takım tarih sempa­tizanı ehli târikin;yeniçeriyi dini, manevi esaslara dayanan çok köklü bir teşkilât, hâttâ bir tarikat disiplini ile birbirine bağlanan müridlerden kurulmuş mukaddes bir ocaktılar, koskoca devletin hemen her yerine dağılmış bulunmakta ve buralarda merkezi kuvveti temsil etmekte ve kendilerine ma­nen bağlı olanlarla birlikte milyonları bulmakta diyenler ol­duğu vâkidir. Nitekim büyük devlet adamı tarihçi Ahmed Cevded paşa merhum da:


 "Yeniçeriliğin, Osmanlının iliğine işlemiş ve ocaklar asabiyyeti milliye makamına kâim olarak devairi devletin usûl ve fürûunu istilâ etmiş olduğuna naza­ran devletin zâtiyatından mâdud olmuş idi" Demekte. Ar­dından "O'nun ilgasıyla ehli islâmm kuvvei asabiyyesine za­af geldi, hükmünü vermekte. Şimdi Şânizâde olsun. Alman meraşali Moltke olsun, bazı ehlitârik tarih sempatizanları ol­sun, velevki Ahmed Cevded paşanın beyanları olsun, baş­langıçtaki yeniçeri için tereddütsüz tasdiki gereken hususattandır. Balada yaptığımız açıklamalarda işin bu tarafına te­mas edilmişti. Şunu ilave ederek söyleyelimki; Yeniçerinin savaş alanlarında düşman üzerine salınmadan evvelki gül-bankı, bağlı olduğu târikin usûlü gereği zikri hafi veya zikri cehri'deki halini en azından Genç Osman vakasından sonra pek müşahede edebiliyormusunuz tarih sayfalarında? Buna karşılık defaatle istanbul'un büyük meydanlarında, büyük camileri bahçelerinde yapılmış isyanların kavgaları, yeniçeri sipahi askeri arasındaki Sultanahmed meydan muharebesi, Genç Osman'ın kanını sual eden isimsiz veya adı bizlere ulaşmamış genç sipahinin bir çok yeniçeri'yi Genç Osman'ın ahzı intikamı diye yerlere seren ve hayatını Sultanahmed Câmiinin minaresinde katillerine çarpışa çarpışa veren yiğidi hatırlayın.

Kabakçı Mustafa çıplağına kapılarak nizamı cedidcidir di­ye Tophane önlerinde nice mü'mini berdar edenleri de hatırlamak gerekir demeyi yeğliyorum
.