๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Büyük Osmanlı Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 21 Nisan 2011, 17:01:31



Konu Başlığı: Rodos seferi hümayunu
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 21 Nisan 2011, 17:01:31
Rodos Seferi Hümayunu


Hazreti Padişahın ikinci seferi Rodos üzerine olmuştur. Bu seferin ehemmiyeti çok büyüktü. Rodos ticarî ve coğrafi ba­kımdan çok mühim bir hedefti. Hazreti Fatih burayı daha ev­vel fetih etmek istemişse de kendisine müyesser olmamıştı. Yavuz Selim Hazretlerinin Mısır'ı Devleti Aliyye'nin sınırları içine alışı, Rodos'un fethini icab ettiriyordu. Buna teşebbüs etmeyi kararlaştıran Yavuz Selim hazırlıkları kifayetsiz bul­muştu. Bu kifayetsiz buluş Rodos'u almayı gaye edindiğini gösterir. Fakat zatı mübareğin vefatı bu tasarının gerçekleş­mesine İmkân bırakmadı.

Kaanuni Sultan Süleyman, Belgrad seferinden zaferle dön­dükten sonra boş durmamıştı. İstanbul tersanesinde bir çok gemi yaptırıp bunlarla asker nakli için hazırlıklara başlar­ken... öte yandan Rodos Adası hakimleri olan şövalyeler, belli bir vergi ödemek, Osmanlı adına para basmak ve Os­manlı'ya bağlı bir sancak olma şartlarını da bildirmişti. Şö­valyeler bu teklifi kabul etmemişlerdi. Bu teklifin reddi, Dev­leti Osmaniyye'nin Rodos'a harp ilânına vesile olmuştu.

Rodos kuşatmasına donanmayı İstanbul'dan gönderen Hz. Padişah Marmaris'e kadar kara yolu ile gelip Marmaris'te ge­miye binmişti. Adaya çıkılmış fakat merkezi kale çok tahkim edilmiş olduğundan muhasara beş ay sürdü. Son bir hücum netjcesinde gerek adanın tamamı gerekse şehir Osmanlı Önünde boyun eğmiş, sancak-ı şerifin hâkimiyyeti tescil olunmuştu.

Rodos'un en büyük klişesi camie çevrilmekle beraber, he­men yanıbaşında Süleymaniyye adı verilen bir cami inşasına başlandı. Anadolu'dan bir çok müslüman getirilip oraya yer­leştirildi. Bu müslümanlar, evlâdı fatihandırlar. Çünkü bir toprak parçasının fethi, kalblerin fethiyle tamamlanmadıktan sonra maksûdu menzile ulaşılmış sayılmaz.

Rodos Adası çok karışık milletlere mensub insanlara sı­ğınma yeri olmuş bir ada idi. Bu fetih neticesinde sanki Avrupa'nın bir maketi fetih olunmuştu. Çünkü fetih sırasında gurublar halinde oraya yerleşmiş milletlerin mensublarının ait oldukları esas ülkelerini saydığımızda bu görüşümüzün haklılık kazandığı görülür. Bu gurublar şunlardı: Alman, İngiliz, Fransız, İtalyan, İspanyollar ve Portekizlilerdi.

Bu muhtelif gurubların bağlı oldukları milletler buna çok kızmışlar ve bunun intikamını almak için aralarında ittihat etmeğe karar vermişlerdi. Osmanlı Devleti için artık yapılacak iş bunların birleşmelerini önlemek seri ve kuvvetli ordularla durmadan sefer yapmak, seferi hümayun olmadığı zaman­larda ise serhad boylarının kahramanları, savaş alanlarının fedakâr öncüleri akıncı (Seriyye) birlikleri vasıtasıyla onları daima taciz etmekti. Hazreti Padişah bunu böyle tertib etti. Tarihler Hicri 928 / Milâdi 1522 yılını gösteriyordu.