Konu Başlığı: Padişah ile görüşme Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 31 Mart 2011, 16:10:11 Padişah İle Görüşme Saray'da yemiş olduğumuz yemekden sonra bahçenin bir köşesinde bulunan küçük bir köşke götürüldük. Sultan Abdülhamid hân hz. leri de oradaydı. Emir ve işaretleri üzerine oturduk. Padişah; Sultan Aziz hadisesinden bahis açarak hemen yanında bulunan ağzı mühürlü bir bohçayı açıp içerisinden çıkarılan kanlı elbiseleri bize gösterdi. Daha sonra çıkardıklarını aynı torbaya doldurup ağzını da kendi mührüyle bana mühürlettirrnişdi. Kaatiller hakkında hep birlikte lanetler yağdırdıktan sonra elem ve kederle dolu olarak vak'aya dâir biraz daha konuşmamızdan sonra zât-ı şahanenin müsadei seniyyeleri üzerine sadan ayrıldık. Daha sonra anlaşıldıki Said ve Mahmud dim paşalar bu kanlı çamaşırlar ve saray' in içindekini "süncelerden olsun, dışarıdaki efkârdan olsun haberdarmislar. Esas olan kanlı elbiseyi göstermekle gerek Asım Paşayi gerekse beni cinayetin sıhhatine kanaat getirme hususunda güçlendirmekmiş." Yine; Ressam Naciye NeyVal hanımın: "Mutlakiyet Meşrutiyet ve Cumhuriyet Anılarım" adlı hatıratını Fatma Rezan Hürmen hanımefendinin nefis bir İstanbu! Türkçesiyle hazırladığı eserden Sultan Aziz 'in akıbetiyle ilgili satırları alıntılayalım: "Sultan Aziz'in kalfalarından Sermed Kalfa Valide Sultan hanımında hizmetine koşan biridir. Diyorki; '.Efendimiz (Sultan Aziz) daima vâli-desiyle birlikte kalmakta olduğundan, biz lazım olduğumuz zaman içeriye giriyorduk. Buda abdest filân aldırmak içindi. O gün abdest alıp odasına girdi. Seccadesini yayarak çekildim. Valide Sultan efendimizde abdest almak için abdest mahalline geçmişdi. Ben on-oniki yaşlarındaki yanımızda bulunan kıza sen havluyu al, kapının Önünde bekle. Valide Sultan efendimiz çıkınca eline verirsin. Ben şimdi gelirim, azıcık işim var dedim. Abdestha-nede cennetmekân efendimizin (Sultan Aziz) odasının tam karşısında, yâni divanhanenin öbür uçundaydı. Birinde çıt çıksa, öbüründe işitmemek kabil değil sarayda velinimetlere böyle havlu tutmak adet olduğundan kızı orada bırakıp, koşarak yuk&rı çıkacak ve hemen inip VaLdesultanın seccadesini yayacaktım. Benim yukarıya çık-mamın üzerinden iki dakika geçmemişti ki küçük kız, elerı ayaklan buz kesilmiş, tir tir titremekte olduğu halde raıven basamaklarını ikişer ikişer çıkarak yanıma gel-dı « eteklerime sarılarak: ~Aman, aman, kalfam! Aman üç-dört fena kıyafetli Efendimizin odasına girdiler. Ben bağıracaktım. Sus! Dediler. Korktum bayılacağım buraya dar geldim. Diyerek ağlamaya başladı. -Nereden geldiler? -Amanın kalfam amanın hasırların arkasından çıktılar! -Sus! Hınzır kâfir! Sus! Kaç saatdir orada dolaşıyoruz. Hasırların arkasında kimse bir şey görmedide sen mi gördün? Hayalet görünmüş sana.. Sus sakın bunu kimsenin yanında ağzına alma başımıza belâ getirirsin! Diyerek aşağı indim" Demekte Sermed Kalfa! Bu da; Sultan Aziz'in akıbeti hakkında işin ne yolda gerçekleştiğine dâir bir done sayılabilir! |