Konu Başlığı: Osmanlı ingiltere mutasavver ittifakı Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 25 Mart 2011, 18:44:58 Osmanlı-İngiltere Mutasavver İttifakı Selefi olan sadrazamların yukarıda sayılanlarının güttükleri İngiliz politikasına yakınlıklarını devletin menfaati açısından sürdürmek ananesini devam ettirmeyi idrak eden Kıbrıslı Mehmed Kâmil Paşa, ülkenin içine düşmüş olduğu ve daha nereye kadar yuvarlanacağı meçhul halden, halas olması, buhranlarla dolu bu ağır dönemi atlatabilmek için kadîm İngiliz dostluğu politikasını harekâta geçirerek bir ittifakı gerçekleştirme yoluna gidivermeyi düşünmüş vakit geçirmeden başvurmuşdu. Bu işin gizli yürütüldüğünü de, hemen burda kaydettikten sonra Tevfik Paşa, Londra b.elçimiz olarak tecrübeli sadrazam gibi kendileri de eski sadrazamlardan bulunmanın verdiği tecrübe içinde geleneksel Osmanlı-İngiliz dostluğunu tam bir ittifakla pekiştirip, yardımı elde etme yolunda gizli gizli adımlar atmaktaydılar. Kâmil Paşa, İngiltere hariciye nâzırıyla ittifak şartlarını konuşup tesbit için Ahmed Tevfik Paşaya vazife verdiği gibi, oğlu bahriye nâzın Said Paşayı defaatle Londra'ya gönderemiştir. Bu çalışmalar neticesinde o dönemde İngiliz hariciye nâzın kont Eduvard Göre cenaplarıyla yine Kraliçenin dış siyasetinin büyüklerinden olan Sir Nikolson ile bizim Ahmed evfık ve Said Paşalar arasındaki müzakereler sonunda bir antlaşma metninde uzlaşılmış ve tecavüz ve savunma antlaşması prensiplerinde tamamen mutabık kalınmış idi. İşte u antlaşma taslağı elinde olduğu halde İstanbul'a gelerek abineye bu antlaşma hakkında bilgi vermek için hazırlanırken, sadnazamdan gelen teklif üzerine hariciye nazırlığını uhdesine alma teklifini de kabul etmiş ve Londra'dan yola çıkmıştı. Ne varki Tevfik Paşa daha yoldayken babıâli baskını vukubulmuş böylece her şey karmakarışık olmuştu. Bu hareketin gerçekleşmesiyle ittihatçılar bâbıâli'de İşledikleri cinayetlere bu antlaşmayı kuvveden fiile çıkarma hususundaki faydah çalışmaları öldürdüklerinden, görünen cinayetlerine, görülmez ve büyük bir cinayet daha eklemiş oldular. Eğer bu hareket vukubulmamış olsa idi yâni babıâli baskını yapılmamış ve Kâmil Paşa bir müddet daha makam-ı sadarette kalabilmiş olsaydı, antlaşmada gerçekleşecek ve bu günkü pek fecî hâle düşmeyecektik. Bu şerir haydutların, şahsi menfaatleri uğrunda yapmış oldukları cinayetleri saymayıp sırf iki defa darbe vurdukları Kâmil Paşa kabinesine karşı işledikleri cinayet, milletin menfaatine yapılmış olduğundan namus kelimesini sık sık ağızlarına almayı kendilerine pelesenk edenler, bu kelimenin muhafızı olduklarını isbat için birer birer intihar edip yok olasıca vücudlarını itlaf etmelidirler. Osmanlı devleti, yâni biricik devletimizin, bu antlaşmadan ne derece menfaat temin edeceğini izaha hacet yoktur. İşte siyaset adamlarımızın piridense yeri olan, Kâmil Paşa- bütün rahatını gözardı etmiş gece gündüz ülkemizin istikbalini temine çalışmışdı. uzağı görmek hassasına bir hayli sahip olan Paşa hz.leri, devletimizin ve memleketimizin bu günkü felâkete uğrayacağını nice seneler evvel görmüşdü. |