> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Klasik Tarih Eserleri > Büyük Osmanlı Tarihi > Mohaç seferi hümayunu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mohaç seferi hümayunu  (Okunma Sayısı 1101 defa)
21 Nisan 2011, 16:56:35
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 21 Nisan 2011, 16:56:35 »



Mohaç Seferi Hümayunu


Önce Belgrad, sonra Rodos'un Osmanlı hâkimiyyetine ge­çişi, akıncıların serhad boylarında hayret veren gerilla tipi vur kaç savaşları Avrupalıları şaşkına çevirmiş, teessürlerini giderecek bir çare bulamıyorlardı. Macaristan Kralı ise her fırsatta bunların birleşmelerini temin edecek propogandalar yapmaya üstün gayret sarfediyordu. Bu propogandalarının neticesinde bir çok Avrupa devletinden yardım vaadleri aldı­lar. Bu vaadlere istinat ederek ilk elde Belgrad'ı geri alma niyyetiyle harekete geçtiler.

Fevkalâde mükemmel işleyen Osmanlı istihbaratı bu niyetten derhal haberdar oldular. Belgrad muhafızları bütün tedbirleri almakla beraber Hz. Padişaha durumu bildiren ha­bercileri birbiri ardınca gönderdiler. Haberciler Padişahı hünayuna yol alırken Belgrad muhafızları, acilen bir ordu tertib edip, Tunaserhad beylerinden Mehmed Bey'in kumandasına verip, Macarlar'la birleşecek olan Ulahlılar üzerine gidilmesine kararlaştırdılar. Böylece düşmanı çoğalmadan, birleşme­den, yâni tek vücud olmadan durdurmayı plânlamış oldular.

Mehmed Bey, ulahlıların üzerine gitti, onları perişan etti. Bu savaşta Ulah Beyi Radol yokluk diyarının buldu. Yâni, ca­nı teninden ayrıldı. Mehmed Bey, Ulah Beyliğini uhdesine al­dığını ilân ettikten sonra ulakların getirdiği haberi alan Padi­şahın derhal sefere çıktığını ve Belgrad önlerine geldiğini du­yunca hemen orduyu hümayuna katıldı.

Bir müddet Belgrad'da istirahat eden orduyu hümayun Macaristan üzerine yürümeye başladı. Muhteşem ordu 300.00 asker 300 adet top'la ve bunların gülleleri, barutları onları çeken atları ile itisadî bir olay meydana koyuyordu. Çünkü bu kadar büyük bir ordu ne yer, ne içerdi, hele hele helâl ve haram denilen Cenab-ı Hakk'ın emrine mutî olan bu ordu, hiç kimsenin malına, tarlasına, bağına, bahçesine yu­karıdaki emir manzumesine bağlı olması hasebiyle tecavüz etmeyince nasıl doyardı? İşte bu olay büyük bir organizas­yondur. Biz sık sık organizasyonu bilmeyenler olarak kendimizi tanımlarken lütfen ecdadınızın beş asır önce gerçekleş­tirdiklerine dikkat nazarlarımızı çevirelim ve bugün bir vilâ­yetimiz büyüklüğündeki ülkelere yardım almak için el açma­mızı hazin hazin düşünelim...

Orduyu Hümayun Drava nehri kıyısına gelince karşıya geçmek için bir köprü yapımı icab ettiğini gördü. Ordumu­zun imar işlerine bakan birlikleri nehrin üzerine 80 kulaç uzunluğunda takriben 180 metre boyunda bir köprü yaptılar. Ve bu köprüden ordunun bütün ihtiyaçları ve askeri rahatça karşıya geçti. Çok az bir yürüyüşten sonra Mohaç ovasına vardılar.                 

Macar Kralı Lui ordusuyla harp nizamına girmiş, İslâm or­dusuyla tutuşacağı savaşın kendine bir zafer getireceği ham hayalini yaşıyordu. Karşısındaki ordunun kuru bir cihangir dâvasından ötede, ilâhî bir işaret almadan hareket etmekten sakınan yüce bir Padişah ve Halifei rûy-i zemin kumandasın­da olduğunu kısır aklı düşünemiyordu.

Macar ordusunun durumunu tesbit eden Hz. Padişah, Or­duyu Hümayunu bizzat tertib edip, başını secdeye koydu ve Cenab-ı Zülcelâlden nusret ve zafer taleb eyledi. Sonra da zaferlere koşan ünlü beyaz atına binüp hücum emrini yerdi. Meydana gelen savaş, tarihin kaydettiği en kısa süren mey­dan savaşlarından biriydi. Ve yine tarihin kaydettiği en büyük imha savaşlarından biri idi. Çünkü savaş sadece iki saat sür­müş, sûffar ordusu yirmibin ölüyü savaş alanında bırakmış, başsız bir vücudun çırpınması gibi kaçacak bir yol arıyorlar­dı. Yol bulamayanlar kendilerini Tuna nehrine atıp, boğulup gidiyorlardı. Bir bölümü ise İslâm askerinin takibinden kur­tulmak için atlarını bataklıklara sürmüşler ve batağa sapla­narak telef olmuşlardı. İşte bir zafer ümidiyle, kudretli Sultan Gazi Süleyman Kaanuni'nin karşısına çıkan genç Kral Lui'nin kaşığına bu bataklıkların pislikleri nasib olmuştu. Çünkü o da atını bataklığa sürenlerle beraberdi. Mohaç kale­si ve Budin kalesi Osmanlı hududları içine bu zaferin netice­sinde dahil oldular. Hz. Padişah zaferin kendisinde kaldığını her tarafa ferman çavuşları vasıtasıyla bildirdi. Valide Sultan Hazretlerine tahi bir fetih fermanı gönderdi. Bütün bu mesut olaylar cereyan ettiğinde tarihler, Hicri 933/Milâdi 1526'yı gösteriyor idi. Bu seferi hümayun yedi ay kadar sürmüştü.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mohaç seferi hümayunu
« Posted on: 18 Nisan 2024, 12:35:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mohaç seferi hümayunu rüya tabiri,Mohaç seferi hümayunu mekke canlı, Mohaç seferi hümayunu kabe canlı yayın, Mohaç seferi hümayunu Üç boyutlu kuran oku Mohaç seferi hümayunu kuran ı kerim, Mohaç seferi hümayunu peygamber kıssaları,Mohaç seferi hümayunu ilitam ders soruları, Mohaç seferi hümayunuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes