๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Büyük Osmanlı Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 19 Nisan 2011, 17:35:09



Konu Başlığı: Mihal ile savaş
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 19 Nisan 2011, 17:35:09
Mihal İle Savaş


Sinan Paşa yanında bulunan dört bin askerle Bükreş üzeri­ne giderken etrafı orman ve bataklıklarla kaplı bir geçidde Eflâk ordusuyla karşılaştı. Bu arada Tuna nehrini geçip ora­ya yetişmiş olan Satırcı Mehmed Paşa, Haydar Paşa, Hüse­yin ve Mustafa Paşalarla birleştiler ve Eflâk ordusuyla savaşa tutuştular. Önceleri Voyvoda Mihalin ordusunu zor durumlara düşürdüler. Hatta onların oniki topu da ellerine geçirdiler. Düşman bir ara kendini topladı ve ani bir saldırıya geçti. Bu sırada yanlış bir manevra yapan Osmanlı ordusu bataklık sahaya doğru ricat etme durumuna geldiler. İşte o zaman felâket kendini göstermeye başladı. Satırcı Mehmed Paşanın dışında yukarıda isimlerini saydığımız paşalar şehidlik mer­tebesini ihraz ettiler. Allah (c.c.) rahmet eylesin.

Bu arada sadrazam Sinan Paşa da bataklığa düşmüş bo­ğulmak üzereyken çok kuvvetli kollara malik bir asker olan Hasan isimli bir nefer tarafından çekilip çıkarılan Sinan Paşa kurtulmuş, Batakçı lakabı da Hasan'a unvan olmuştu. Allahtan bu sırada daha önce Cllahlılardan alınmış bir esir Osman­lı ordusunun cephaneliğini Mihal'in ordusuna yardımı olur gayesiyle ateşleyince «sizin kötü sandığınız sizin için hayırlı­dır» fehvasının tecelisi olarak, ordu cephanede gitti şimdi ne yapacağız diye kıvranmaya başladığı sırada patlamanın meydana getirdiği hengame düşmana bir baskınamı uğruyoruz kaygusunu vermiş ve tabanları yağlayıp kaçmalarına ve­sile olmuştu. Durumdan bihaber olan ordu da iyice dağılmış­tı. Mihal ta Bükreş'e kadar çekilmişti. İşte savaşlar bazen böyle olur... Her iki taraf kendisinin kötü durumda olduğunu sanır ve meydanı kendisinden daha kötü durumda olana terk eder ve bunun birine galip diğerine mağlup denir. İşte bu vak'a da böyle oldu fakat her iki tarafta da ben galibim diye­cek dil yoktu... Sinan Paşa Mihalin gidişi haberini alınca or­duyu mümkün mertebe toparladı ve Bükreş'ten de uzaklaş­mış Mihal'den emin olarak rahatça Bükreş'e dahil oldu. Bu­rada bazı kiliseleri camie tahvil eyledi, istihkâmları tamir edip muhkem olmalarına gayret gösterdi. Tergoviç kasabası­nın hâkim bir tepesine ahşap bir gözleme kulesi yaptırdı.