Konu Başlığı: Mehmed Ferid paşanın biyografisi Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 30 Mart 2011, 15:14:07 Mehmed Ferid Paşa'nın Biyografisi Avlonyali Mehmed Ferid Paşa 1852 yılında Yanya'da dünya'ya gelmiştir. Pek olgun dönemi olan ve altmışiki yaşlarında San-Remo'da hayata veda etmiştir. Babası Mustafa Nuri Paşa Avlonya mutasarıfıdır. Bilindiği gibi mutasarrıflık, Kaymakamlıkdan büyük, vâlilikden dûn bir makamdır. Ferid Paşa'nın validesi Yanya'lı meşhur Tepedelenli Ali Paşa sülâlesine mensupdur. Ferid Paşa; tahsil hayatına Yanya'da başlamış olup, orta öğretimde diyebileceğimiz liseyi Rumların yönettiği bir mektepte okumuştur. Ayrıca özel dersler almak suretiyle bilgi ve becerisini arttırmıştır. Devlet-i âliye okur-yazar insana pek değer vermektedir. Bunun net bir misâlinin Ferid Paşa'nın daha 15 yaşında iken intisab ettiği Girid Adasının Resmo Belediye meclisinde kâtip olarak vazife almasında belli olmaktadır. Târih 1870'i gösterdiğinde 18 yaşındaki Mehmed Ferid'i yine Girid'in Kandiye sancağı kitabet kaleminde görevde görmekteyiz. Girid Valisi Rauf Paşa kabiliyetini gördüğü genç Ferİd'i maiyetine almış bulunmaktadır. Bu arada Mustafa Nuri Paşa Mostar'a tâyin edil diğinden mahdumu Mehmed Ferid'i de yeni vazifesinin bulnduğu Mostar'a beraberinde götürür. Genç Mehmed Ferid, Gaçka Sancağı yazıişleri müdürü oldu. Târihler 1875 olup, yaşı 23 olmuştur. 1877 de kaymakam olmuştur. Yaş 25 dir. Görev yeri ise Tiber'dir. 1293 rûmi tarihin karşılığı olan 1877de çıkan meşhur Osmanh-Rus savaşı,ülkemizin Rumeli topraklarını yakıp kavururken askerî ve sivil ortak görevlere daima Ferid Paşa getirilir olmuştur. Bosna ve Hersek Tümenlerinin başkâtipliği de ona emanet olunuyordu. Özel statülü Bulgaristan Prensliğini bir nevi gözetleme vazifesi olan komiser muavinliği Ferid Paşa'nın uhdesinde olduğu halde karşımızda görülüyor. Oradan Diyarıbekir Adliye müfettişiliği peşinden de Konya Valiliğinin Mehmed Ferid Paşa'nın dirayetli idaresine tevdi olunduğunu görmekteyiz. Târihler 1893'ü gösterdiğinde ise; Rumeli İslah Komisyon Reisliği uhdesine tevcih olunuyor. 1903 yılında makam-ı sadaretden infisa! eden Küçük Mehmed Said Paşa'nın yerine ma kamı sadarete nail olduğu görüldü. 2.meşrutiyetin ilânı olan, 23/temmuz/1908 öncesinde istifa ettiğinde yaptığı hizmet-i sadaret, aralıksız ve 6 yıla yakın bir zaman sürmüştü. Bu Abdüihamid döneminin aralıksız en uzun süren sadaretidir dense yeridir. Ferid Paşa; sadaretinden sonrada, Tevfik Paşa kabinesinde dahiliye nazırlığı görevinde bulundu. 1912 senesinde ise ayan reisi oldu. Bir ara Mısır'a gitdi. İstanbul'a dönmesi ittihatçıların işine gelmedi. Dolaysıyla İstanbul'da kalmasına adetâ izin vermediler. Avrupa'ya geçen Ferid Paşa, 1914 senesinde San-Remo'da vefat etdi. Şurada hemen istidraten belirtiyim ki; bilindiği gibi Rumeli fütuhatımız daima Anadolu'dan islâmî hayata pek önem veren aileleri ve hanedanları, "Evlâd-ı Fatihan" olarak muhaceretle vazifelendirme hayli rol oynamıştır. Bu evlâdı fatihan mânai münifi münasebetiyle vakayı ve sistemi pek güzel aksettiren bir ifadedirki, bu mânayla yapılan ecdadımızın o güzel işlerine bu güzel terkibi bulup yakıştırma şerefi, merhum şâif Yahya Kemâl Beyatlı' ya aiddir. Böylece şâir bu güzel isim babalığı ile Osmanlı devletinin medeniyyet ve edebiy yat ve sanayii alanındaki 3. Ahmed ve Nevşehirli Damad İbrahim Paşa döneminin o güzel atılımlarını görmezden gelip de Lâle Devri diye adlandır-masmdaki haksızlığı yukarıdaki "Evlâd-ı Fatihan" tâbiri ile az çok, tamire muvaffak olmuştur. İşte bu evlâdı fatihan taifesinin Rumeli topraklarında ki, islâmi temsildeki güzellik oram, gayri müslimlerin fevç fevç yâni dalgalar halinde islâmla müşerref olmalarıyla orantılıdır. Biyografisini sunmaya çalıştığımızi206. Osmanlı sadrazamı Avlonyalı Mehmed Ferid Paşa merhumun sülâlesi de, Konya civarından nakle çalıştığımız vazife ile Balkanlara göçmüş misyon sahibi ailelerden biridir. Dört asrı aşan bir zaman diliminde bölgede hayat sürmek, izdivaçların çeşitli akvama mensuplarla yapılması, anlayışlara ve tarza çevrenin etkisi, nice te'sirler husule getirdiyse de Islâmiyetin yüceliği ve yegâneliği dini rabıtayı kopmadan sürebilmeyi sağlamasını şükranla karşılamak lâzımdır. |