> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Klasik Tarih Eserleri > Büyük Osmanlı Tarihi > Global bir tesbit
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Global bir tesbit  (Okunma Sayısı 1172 defa)
02 Mayıs 2011, 15:19:15
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 02 Mayıs 2011, 15:19:15 »



Global Bir Tesbit


Dünya târihi içinde 622 yıl süren bir devlet ömrü sergileyen Os­manlı İslâm Devletini, önümüze koyacağımız pek esaslı dokuz so­ruyu tesbit edip, cevaplarını verebildiğimiz takdirde Osmanlı Dev­leti fenomeni hülâsa edilmiş olur.

Sorular:

 1-Osmanlı Devletinin Kuruluşu.

 2-Sİyasi Yapıs

 3-!kti-sadi Yapısı.

 4-Devlet Teşkilât Yapısı.

 5-Düşünce Yapısı.

 6-Fikir ve Sanat Hayatı.

 7-Hanodan'ın Yapısı.

 8-Toplum Yapısı.

 9-Bilime Katkısı.

Cevablar:

1-Osmanlı İslâm Devletinin kuruluşunu herşeydıj önce insanımızın iyi değerlendirmesi gerekmektedir. Çünkü  devletin kuruluşuna giden yoldaki işaretler, dünya yüzünde bel hiçbir devletin mazisinde yer almamaktadır.

Rüya insanoğlunun ortak malıdır. Rüyanın müslimcesi, gayr müslimcesi olmaz hâttâ, materyalistler dâhi rüya görürler ve bunların rüyalarına girmesine engel olmaya kadir olamamalanndarj dolayı bir şuuraltı hâdisesi diye geçiştirirler.

Aslında rüyaları yorumlamak bir ilimdir. Dünyada bu husus aid nice eserler kaleme alınmıştır. Rüyaların; şeytani, rahmani di ye tasnife tutulduğunu pek bilmeyenimizde yoktur.

Osmanlı devletinin kurucusu olan Osman Gâzi'nin babasmıı babası Süleyman Şah'dır. Süleyman Şah; Orta Asya'nın Altay da gına yakın bölgesinde yaşamakta olan Kayı Han isimli bir Türl kabilesinin reisiydi. Bu kabilenin geçmişi Oğuz Han evlâdıdır. M 1200 yılı sonrasında Asya kıtasını kasıp kavuran Cengiz adlı Mo ğol hükümdarının şerrinden Türkistan'ın Mahan bölgesinde iskâne teşebbüs etmişlerse de, zâlimin zulmünün oraya da erişeceği kestiriidiğinden, göç kaldırılmış Ahlat taraflarına oradan Erzincan'e geçilmiştir.

Bu zahmetli göçün; yüz, yüzellibin kişiyi kapsadığın.! düşünür­seniz, ne kadar büyük bir sosyal dram yaşandığını idrak kolayla­şır. Süleyman Şah; Cengiz fırtınası dinmiş olabilir nazariyesiyle, anayurduna dönmek üzere yola çıkmış, Halep şehri civarında Caber mevkii denilen bölgede Fırat Nehrini atıyla geçerken düşerek boğulmuştur. Naşı sudan çıkarılan Süleyman Şah, hemen o civar­da defnedilmiştir. Bu kabir Türk Mezarı diye anılmıştır.

19501i yıllarda, Caber Suriye devleti topraklarında kalmış ol­masına rağmen Süleyman Şah'ın kabrinde, Türkiye Cumhuriyeti devletimiz bir manga askere ihtiram nöbeti tutturmaktaydı. Süley­man Şah'ın dört oğlundan Gündoğdu ve Sungurtekin babalarının çıktığı yola devam edip, kendileriyle birlikte gelenlerle giderler­ken, Ertuğrul bey ve Dündar bey atlarının başını çevirdikleri istikamet Anadolu içlerine yürümek olmuştu. Pasinlere geldiğinde Ertuğrul bey ve beraberindekiler buralarda dolaşırken, Sarubatu Savcı bey'i Konya'da oturan Selçuk Sultanına gönderen Ertuğrul bey bir yayla bir de kışlayacak arazinin kendilerine ihsan olun­masını istedi.

Savcı bey Konya Sultanına giderken, Ertuğrul bey'de arkasın­dan aynı istikamette yavaşça ilerlemekteydi. Yolda Moğol askeri ile savaşa tutuşmuş ve mağlubiyeti adetâ kesinleşmiş müslüman bir müfrezeye rastladı. Dindaşlığın gereği, hemen bu müslüman müfreze lehinde ağırlığını koyan Ertuğrul bey'in cengâverleri, Mo-ğolları perişan ettiler. Bu yardımın haberi tabiatıyla Konya'ya" ulaş­tığında, Alaaddin-i Keykubat Ertuğrul bey'in arzusunu i'saf ede­rek, Domaniç ve Ermani yaylalarıyla, Söğüt'ü kışlamak üzere ih­san etti.

Takvimler bu sırada h. 630/m. 1233 yılını gösteriyordu. Ama bu tarih Osmanlı devletinin kuruluşu değilse de Kayı aşiretinin Anadolu toprağında ebediyyen yerleşmesinin târihidir. Burada yerleşen Kayı aşireti, artık bir hamilelik dönemine girmiştir. Çün­kü Osmanlı İslâm Devletine gebedir.

Kışlak ve Yaylanın ihsanından 25 milâdi yıl, 26 hicri sene son­rasında, yâni h. 656/m. 1258'de Söğüt'de dünya yüzüne adı Os­man verilen bir yiğit geldi. 41 kere maşaallah der gibi, 41 sene sonra nizâm-ı âlem dünyasından da, maveradan da, erenler sofra­sından da, ehlûlSahlar âleminden de müttefikan bir karar südûr el­ti. Devlet-i âli, Osmancığa verilmiştir. Takvim h. 699/m. 1299 27/ocak'ı göstermektedir.

Böylece yangına dönen Selçukiye devletinin külleri üstünde bü­tün dünya'ya, İslâm bayraktarlığını yapacak, Osmanlı İslâm Dev­leti zuhur etmiştir. Kuruluşun destansı tarafını böyle özetlemek ka­bildir. Şunu da burada ilâve edelimki, Şeyhi Ekber Muhiddin-i Arabi (r.a) hazretleri, Osmanlı devletinin kuruluşundan 75 sene önce kaleme aldığı <Şeceretün Numâniyye Fi Devlet'il Osmaniye> adlı eserinde, Âl-i Osman Halifelerinin ilki olan, Yavuz Sultan Seüm Hazretlerinden başlıyarak; Osmanlı devletinin mühim vaka­larını cifir ilmiyle ifade ettiğini, Ahmed Cevded Paşa pek değerli eserinde beyan etmektedir.

2- Osmanlı siyasi yapısı dediğimizde, bu soruyu günümüz anla­yışından ziyade, o günün içinden bakarak cevaplanması lâzımdır. Aşiretin meydana getirdiği ilk topluluk, bir Türk toplumuydu. Çün­kü Orta Asya'dan çıkan bu aşiret, yaylasına veya kışlağına yerleş­tiğinde, kavmi bakımdan, homojen bir yapıya sahipti. Buna bağlı olarak, ilk dönemdeki aşiret reisinin otoritesi hân'lıkla idare edilen bir topluma yabancı olmadığından, Türk hânlarının, klasik siyasi ve idari anlayışı aşiret döneminde câri oldu.

Bahse konu siyasi anlayış, içeride olsun, komşular iie olsun bü­tün meseleler, aşiret içinde var olan ailelerin büyüklerinin katıldığı toplantılarda istişareler yapıldıktan sonra çıkacak tekliflere eğililip özetleyip, tercihini bey'in bildirmesi usul idi. Bunların edille-i erbaa yâni; Kur'an, Hadis, Kıyas ve İcmaya dayanması anşart idi. Aşiretten devlete geçişte, Osman Gazi babası Ertuğrul bey'den ahzetmiş olduğu vasiyet veya nasihattan bir milim inhiraf etme­miştir.

Her ne kadar Osman Gazi kendi döneminde padişah diye anıl-mamışsa da, bir mutlakiyet temsilcisi olduğunu söylemeden geçe-meyiz. Ancak bu mutlakiyet, adalet, ahiret kaygısı, istişare, istih­barat ve tarih bilgisiyle bir nizam halinde yürütüldüğünde, her ka­fadan bir ses çıkan anarşidende ve demokrasi adı altında bu yola gidişden de iyi netice verdiği hükümlerinin her tarafta kabul edilir olması, toprak mesahasının Ronıa imparatorluğunu bile geçtiğini gözönüne alırsak yaşananın mutlakiyet değil muvaffakiyyet oldu­ğunu teslim ederiz.

Moğol istilâsının çekilip gittiği, Anadolu toprağında yaşayan in­sanların geçirdikleri felâketten sonra tâbi oldukları Selçukiye dev-etinin inkırazı, yâni yıkılması, bir çok beyliğin boşalan otorite ma-arnına göz dikmesine sebeb oldu. Kayı boyuna verilen devlet kuşu, niye bana değil diyen Anadolu beyliklerini bu tensibe karşımaya şevketti.

Osmanlı Devleti bu karşı çıkışları durdurmak, Anadolu birliğini kurmak ve ondan sonra, cihanı islâmiaştırma gayesinin tahakku­kuna yarayacak siyasetini tesbite girişti. Siyasetinin temelini yu­karıda da beyan ettiğimiz, edille-i erbaa teşkil etmiştir. Bizim da­vamız kuru bir cihangirlik davası değildir. İ'lâ'yı Kelimetullah da­vasıdır. Deme lüzumunu hisseden idrak, siyasetin rotasını hatırlat­ma yoluna giderek belki de, hissettiği bir sapmayı işaret etmek is­tiyordu!

Dinin; dinde zorlama yoktur ikazını, gayri müslimlere devlet ol­duğu ilk günden itibaren uygulamış, hiç bir başka din mensubunu islâmiyete girmeye zorlamamış, ancak özendirmeyi de tebliğ me-todlari içinde mütalaa ederek, bundan da geri kalmamıştır. Os­manlı devletinin çeşitli devrelerde siyasi anlayışı, daima yazdığı­mız hududlar içinde kaldığını rahatça söyleyebiliriz. Amma bu si­yasi anlayışının, bazen sadece zihinlerinde kaldığı anlarında oldu­ğunu bilmemiz gerekmektedir.

Osmanlı'da birlik ve beraberliğin, kendi müslüman nüfusunu aşmış bir hristiyan toplulukla bir arada yaşayabilmesi, başka or­tak noktaların aranmasını getirmiştir. Hâttâ bu hâlin haberdarı olan İngiltere kraliçesi, Sultan Abdülaziz'e, nüfusunuzun ekseriye­tini hristiyanlar teşkil etmektedir. Siz de hristiyan olsanız, devletim size daha çok yardımcı olabilir. Sözlerini söyleyebilmiştir.

Osmanlı devletinin siyasetinde dâima geniş bir istişareye önem atfedildi ise de, neticede padişahın üzerinde durduğu ve tasdik et­tikleri, heyet-i vükelâ denilen kubbeaitı vezirlerinin yürütmesine tevdi edilirdi. Ordularının gücü bir milletin siyasi tesirini yüceltir veya nazarı itibara alınmaz hâle getirir. Dışa buyurgan olan devleti âliye, Karlofça antlaşmasından sonra pazarlıkçı bir devlet seviye­sine inmiştir ve bu merdivenlerin inişide zaman içinde hızlanmıştır.

Avrupa'nın iki mühim devleti İngiltere ve Fransa adetâ hâmili­ğimize soyunmuşlar, fakat bu hâmiliği, iktisadi bakımdan bize pek pahalıya oturtmuşlardır.

Kapitülasyon; kuvvetli bir devletin, evinde canının istediği üc­rette hizmetçi kullanan bir beyi andırması gibidir. Kanuni'nin ver­diği kapitilasyonla, Tanzimat döneminin Ali Paşasının imzaladığı-kapitülasyon, aynı ismi taşımasına rağmen aynı kapıya çıkanlar­dan değildir.

Kanuni'ninki; ülkenin ihtiyacını gideren ücretli hizmetçi tutmak­tı, Âli Paşa'nınki ise, siyasi tavizler bile alabilendi.

3- Osmanli iktisat yapısı ana hatlarıyla, hududullah dediğimiz, Cenâb-i Hakk'in koyduğu haram, helâl hududlanna riayet, israfa geçit vermez bir anlayış dahilinde, felsefesini ortaya koymuştur kendini. Yine Osmanlı iktisadiyatını dönemler içinde değişmez sanmamak lâzımdır. Osmanlı devleti, ilk dış borcu Tanzimat fer­manı sonrasında yapmak üzereyken, Abdülmecid hân'ın damadı Ahmed Fethi Paşa, durumdan haberdar olduğunda, kaimpederi olan padişaha pek acıklı bir tarzda, meâlen şunları söyler: "Efen­dimiz, pederiniz cennetmekân (2. Mahmud) Ruslar ile iki defa savaştı, içde yeniçerilerle tutuşdu. Yepyeni bir ordu kurdu. Kava lalı gailesi hem sağlığını hem de hazine-i hümayunu epeyice hır­paladı. ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Global bir tesbit
« Posted on: 29 Mart 2024, 11:08:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Global bir tesbit rüya tabiri,Global bir tesbit mekke canlı, Global bir tesbit kabe canlı yayın, Global bir tesbit Üç boyutlu kuran oku Global bir tesbit kuran ı kerim, Global bir tesbit peygamber kıssaları,Global bir tesbit ilitam ders soruları, Global bir tesbitönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes