> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Klasik Tarih Eserleri > Büyük Osmanlı Tarihi > Girid savaşı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Girid savaşı  (Okunma Sayısı 931 defa)
15 Nisan 2011, 16:00:55
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 15 Nisan 2011, 16:00:55 »



Girid Savaşı


Girid'e gönderilen donanmamız Foça Önlerinde Venedik kuvvetleriyle savaşa tutuştu. Ne çare ki bu savaştan yenik çıkan biz olduk. H. 1057/m. 1649 senesinde İstanbul'da ika­met eden Venedik elçisi Giovanni Soranzo, bu savaşta mağ­lubiyetimize sebeb olacak haberleri, Venedik Düka'sına ulaş­tırdığı tesbit edilmiş. Hemen tevkif edilerek Rumelihisar zin­danına tıkıldı. Bu işin diğer bir tarafı da sadrazama piyango çarptırdı. Ancak bu piyango yüz güldürecek değil, yüzünü buruşturacak sonuca taşıdı sadrıazamı.

Azledilen Mehmed Paşanın yerine Girid kahramanları ara­sında temayüz etmiş olan zevattan Kara Murad Ağa yeniçeri ağalığından vezaretiuzma makamına nasbedildi. Devlet ge­misi öyle çeşitli yaralar almıştıki, gelen sadrazam şaşkınlıgi  içinde görevinin sona erdiğini görüyordu. Kara Murad âadan sonra Melek Ahmed Paşa onu takiben Siyavuş Paşa, onun arkasından Gürcü Mehmed Paşa onun da arkasından Tarhoncu Mehmed Paşa mevkii sadarete getirildi. Voynuk Ahmed Paşa bu sıralar da Çanakkale boğazını kapatmış bu­lunan Venedik donanmasının karşısına 70 parça gemimizle çıkıverdi.

üzün müddet boğaz dışına donanmamız burnunun ucunu çıkaramamaktaydı. Voynuk Paşanın bunların üzerine saldırısı hepsini şaşkına çevirdi. Çareyi bu azimkar donanmanın önünden kaçmada buldular. Voynuk Ahmed Paşanın rotası Foça üstüne idi. Yolda Giacopo dö Riva komutasında Vene­dik filosu donanmamıza saldırdı. Gemide istihdam edilen yeniçeri askeri adetâ seyirci kaldı. Deniz savaşlarına alışık ol­mamaları onları seyirciye yaptı. Voynuk Paşa; düşmana sal­dırma metodunu seçerek çarpışa çarpışa Foça limanından çıkabilmeyi başardı. Girid'in üstüne gelmekte olan Tunus ve Mısır gemileriyle birlikte Girit'e uzandılar, üzün zamandır yar­dım bekleyen Girit'teki kuvvetlerimize taze kuvvet ile cepha­nede yetiştirmiş oldular.

Sultan Mehmed Voynuk Paşanın çektiği sıkıntıyı eski sad-nazam Mehmed Paşa'nın ihmaline yorarak idamını emretti. Böylece Sultan İbrahim'in katillerinden biri öldürülmüş, liste­den bir kişi eksilmiş oluyordu. Biz yine Voynuk Ahmed Paşa ve arkadaşlarının, Girid'e vâsıl olup ordaki mücahidleri nasıl güçlendirdiklerini anlatmaya çalışalım. Fakat bu vakaya geçmeden önce yukarıda adı geçen, Ali Haydar Emir Alpagut'un: "Târihi Bahri Sayfaları" adlı eserde Girid'deki Vene­dikli komutan bütün hristiyan ülkelerine başvurarak şöyle bir manifesto yollamıştı "Girid Adası, hristiyanlann Osmanlı denizlerini kontrol etmesine yarayan son adaşıdır. Osmanlı devleti, bu ada'yı alacak olursa denizler kanalıyla daha çok beslenecek ve büyüyecektir, korkunç bir hâle gelecektir. De­niz satveti, büyük olan bir devleti karada yenmek güçtür. Aman bize yardım edin. Girid Adasını savunmak, yalnız Ve­nediklilerin değil, tekmil hristiyanlık âleminin, en önemli meselesidir.

"İşte bu manifesto bir çağrı görevi yapmış, Sultan İbrahim dönemi içinde kaydettiğimiz Girid faslında yardımlardan bu yardımı da yapanların gayretinden bahsetmiştik. Merhum amiral Büyüktuğrul, Osmanlı devlet ricalinin Girit savaşına sadece askerî çerçeveden bakıyorlardı tesbitini yaptıktan sonra bu kanaatleri Osmanlı devletinin târihi boyunca böyle devam etti. Bu yüzden de devlet Önce denizlerde çöktü ve karada çöküşümüzü hazırladı demekten kendini alamamıştır. Şunu da hemen ilâve edelim ki, serilik arzeden olayların dâ­im olarak, bir evvelki harekâtların, hedefleriyle ve bu hedef­lerin maksada uygun olarak ele geçirilip geçirilmemesiyle büyük alakası vardır.

Girid muhasaramız da, bu ölçünün içine giren vakaların belki de başda gelenidir. Şimdi biz Girid ile alakalı dokümantasyon yaparsak bu tezimizi doğrulama şansı yakalayabiliriz.

Târihler; 7/nisan/1646'yı gösterdiğinde, Amiral Tomasso Morosini emrindeki Venedik donanmasıyla Bozcaadayı muhasaya aldı. Kaptanı Derya Semin Mehmed Paşa; dirayetli bir komutanı olan Küçük Hüseyin Paşayı Morosini'nin üstüne Bozcaadaya sevk etdi o da pek kısa zamanda Bozcadaya çı­kan işgalcileri denize dökerek Çanakkaleye avdet etdi. Mo­rosini, bu mağlubiyete rağmen gemilerini Çanakkale boğazı önüne dikti. Girid'e yardım götüreceğini istihbar ettiği gemi­lerin böylece yolunu kesmiş oluyordu ve nitekim, Çanakkaleden çıkan gemilerimiz, Morosini kuvvetleri ile karşılaştı. Bir saat süren muharebe sonunda Osmanlı gemileri  suda kaymağa muvaffak olurlarken, Morosini'de bu kuvvetleriyle Suda limanına gelip demirledi. Bozcaada Canakkalede yok edilemeyen düşman donanması şimdi Girid'de belâ olmaktaydı.

Tecrübeli kumandanlar ve bilhassa Cezayirli Cafer Ağa, Suda liman ve kalesinin alınması burasını da bir askeri üs yapmak gerektiği konusunda beyanda bulunupda Kapdanı Derya Semin Mehmed Paşayı ikna etmişlerdi. Fakat 11/12 ağustos gecesinde bu zâtın vukubulan vefatı, istekleri geri bı­raktırdığı gibi boşalan makama gelen Küçük Hüseyin Paşa, Suda hakkındaki tavsiyeleri ve selefinin aldığı karan, tatbike muvafık bulmadı. Muhasarayı; Resmo kalesine kaydırdı. Böylece Suda limanı üzerinden Girid müdafiileri devamlı yar­dım alma şansı buldular. Aslında Küçük Hüseyin Paşa; azimkar, yiğit bir şahsiyet olmasına rağmen Suda limanı işini de­ğerlendirmede ki hatası, Girid Adası gailesinin uzamasının en mühim sebebini teşkil etmiştir.

Merhum amiral Büyüktuğrul; kıymetli çalışmasında şu dersi almalıyız diye bir mütalaa ileri sürmektedir ki, biz sahifemizin bu ifadeyle süslenmesini arzu ettik: "Toplum olarak millet ve özellikle devlet yöneticileri deniz sorunlarını ve bu sorunların savaş üzerindeki etkilerini bilmezlerse savaş başladıktan sonra denizcilerin, onları bir kaç savaş mecli­sinde inandırmaları olağan olamamaktadır. Genel olarak ko­nuşmak gerekirse Girid Savaşı sırasında, Osmanlı devleti­nin yönetici makamlarında deniz sorunlarını iyi bilen devlet adamları yer almış olsalardı; ya da deniz sorunlarını yada deniz kuvvetlerini savaşa hazırlama ve savaşta yönetme so­rumluluğu, denizci derya kaptanlarına verilseydi, Girid Ada­sını almak için yapılan harekât bu kadar uzun sürmeyecek;

savaş harcamalanda bu kadar büyük olmayacak; bu kadar kan dökülmeyecekti.." Suda Limanı ve kalesinin, bir Osmanlı üssü haline getirilmemesi hakkında önce şu malumatı da ilâve edelim sonra da Tarihçi İsmail Hami Danişmend merhumla, Ali Haydar Emir Alpagut'un bu konuya dâir be­yanlarını okurlarımıza sunalım. Suda limanını işgalden vaz­geçme kararı, en ağır sonucunu hemen o yıl gösterdi. Çıkan büyük bir fırtına Kara Mustafa kumandasındaki Osmanlı do­nanmasını önüne kattığı gibi, Eğriboz Adasına kadar sürük­ledi. Fırtına gemilerimizi perişan edip hayli hasara uğratma­sına sebebiyet verirken, Kapdanı Derya Kara Mustafa Paşa, bir Venedik kalyonu ile tutuştuğu savaşda şehid oldu. İsmail Hami Bey; "Küçük Hüseyin Paşanın Suda limanını şundan dolayı muhasaradan vazgeçmiş. Daha doğrusu yapılan mu­hasarayı kaldırmıştı: Deniz üzerindeki yalın bir kaya biçimin­den ötürü Suda limanını kuşatmayı uygun görememişti. Özellikle düşman da gece saatlerinde, ada'ya takviye kuv­vetleri ve cephane getirebilmekteydi." Demekte. Afi Haydar Emir Bey ise;

"Resmo Kalesi Suda'dan daha zayıf bir tahkimata sahip değildi. Kalenin dış duvarlanda onbin evlik bir duvara sahip­ti. Hendek, kazık, siper ve bataryalardan kurulu çok kuvvetli bir savunma örgütü vardı. Kale içinde, 10 bin muntazam, 30 binde milis askeri vardı" Demekte. Ali Haydar Beyin izahın­da bir anormal taraf yok.

Fakat Danişmend'in beyanında, ipe sapa gelir bir şey gö­rülmüyor. Kayalıkmışda almamışda, düşman geceleri takvi­ye yapıyormuş, yahu sırf düşmanın takviye yapmasını önle­mek için evvelâ o hattı kesmek icâb eder, bu sebeble oraya muhasarayı koymamak ihanet derecede bir iştir.

Danişmend her zamanki gibi gayri ciddi beyanları savurup esmiş. 1647 senesinde donanmamız, maalesef yetersiz kapdam deryaların emrine veriliyor, İstanbul'da tersane gemi imâlinde haylice yavaşlarken, tamirlerde pek güzel yapıla­maz olmuştu. Düşmanın ise ilk işi memnun olmadıkları Morosini'yi vazifeden almaları gerçekleştirilmiş, yerine Marino Kapello diye birini getirerek komuta heyetinde yenilik dene­mek isterlerken, bu Kapello oluverdi.

Yerine Amiral Batista Grimani adlı birini getirdiler bu adam bütün hesabını donanmalarını Çanakkale önüne yığıp, büyük gemilerin verdiği avantajla, donanmamızın boğazdan çıkışta yolunu kesme üzerine yapmıştı.

Ayrıca Çeşme ve Eğriboz önlerine göndereceği seyyar fi­lolarla ablukayı daha geniş sahaya açma yolunu planlamıştı. Bu plân kendi hesaplarına göre iyi bir plân olmakla beraber Grimani gemilerini toplayıp yola çıkıp, hedefine gelene kadar hayli zaman israf etdi. Bu zamanı da değerlendiremeyen Kapdanı Derya tâyin olunmuş, Defterdar Mustafa Paşa oldu. Zâten Defterdarın kaptanı derya olduğu ülkenin denizciliği o kadar olur. Bakın haksızmıyız!

Mustafa Paşa; Girid Adasına ikmal götürmekte muvaffak olmak için yapacağı, Çanakkale'den çıkıp, Girid'e doğru rotayı kırmakdı. Ama o bakın ne yaptı: Eğriboza gelip burada bulunan gemi ve adamları alıp Girid'e gideceğine Eğriboz'a uğramayı bırakıp, Sakız Adasına yollandı. Maksadı oradaki gemi ve kara askerini alıpda gitmekti. Ancak karşısına bir Venedik filosunun çıktığını uzaktan görünce tekrar Eğriboz üzerine dönerek yola düzüldü. Ne varki Eğriboz yakınlarında da, karşısında beliren filo düşmanın başka bir filosuydu. Ne Sakız, ne de Eğriboz önündeki filolarla çarpışmayan Defter­dar, bari İstanbul'da yüklediklerimi Ada'ya ulaştırayım dü­şüncesiyle, Girid'in üstüne dümen kırdı.

CJfukta Osmanlı gemilerinin direklerini gören asakiri Os­maniye ümid içinde, gemilerin gelmesine kucaklarını açtılar.

Gelenlerin takviye değil adetâ düşmandan kaça kaça gele­bilmiş çerezlerdi. Küçük Hüseyin Paşa, Defterdar Mustafa Paşayı öyle bir haşlamıştı ki, bu mu...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 15 Nisan 2011, 16:01:32 Gönderen: Sidretül Münteha »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Girid savaşı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 07:38:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Girid savaşı rüya tabiri,Girid savaşı mekke canlı, Girid savaşı kabe canlı yayın, Girid savaşı Üç boyutlu kuran oku Girid savaşı kuran ı kerim, Girid savaşı peygamber kıssaları,Girid savaşı ilitam ders soruları, Girid savaşıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes