> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Klasik Tarih Eserleri > Büyük Osmanlı Tarihi > Düzmece nazariyyesi iflas etmiştir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Düzmece nazariyyesi iflas etmiştir  (Okunma Sayısı 975 defa)
25 Nisan 2011, 15:50:58
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 25 Nisan 2011, 15:50:58 »



Düzmece Nazariyyesi İflas Etmiştir


Cumhuriyet gazetesi'nin 22-7-39 günlü sayısında «Fâtihin dedesi»nin Düzmece Mustafa olmadığını isbat ve ilân eden yazıma (İsmail Hami Danişmend) kendi seviyesinden konu­şan dil ile güya cevap verdi. İlmî ve afakî hava içerisinde ne-zahet, nezaket cümleleri kullanarak yazdığım makale (Ne-sebname) muharririnde büyük reaksiyon hasıl eylemiş. Yazı­mın istinat ettiği Thema, (İsmail Hami) imzalı muharririn Türklük mecmuasındaki şu cümlesi idi: (..Bununla beraber tarih metodu itibarile muasır kitabelerin birinci derecede ehemmiyeti haiz vesikalardan olduğu düşünülecek olursa, bütün müverrihlerin ifadelerini bir tarafa bırakarak bu kita­beyi esas ittihaz etmek lazım gelir.

Her halde şurası muhakkaktır ki Osmangazinin nesebi şöyle dursun hatta onunla (Fâtih) arasındaki nesiler husu­sunda bile tereddüdü mücib olacak noktalar vardır ve şimdi bahsettiğim mesele de işte bu noktalardan biridir.)

Muharirin şu kat'î ifadelerinde şart tasavvuru cidden gü­lüne tevil, çürük bir mantık olur.

Böyle nazik, ayni zamanda çok mesuliyetli hükmü katı su­rette kestirib atmak için dayanılan vesikanın her türlü şüphe ve ithamdan uzak bulunması gerektir. O, bunları asla göz önünde tutmadan Frenk seyyahının acele okuduğu kitabeyi işhada ve yalnız bununla da kalmıyarak hatta onun hakkında hala tereddüd ve inkârda İsrar ederse -meselede- başka amillerin tesiri hatıra gelir.

Fransalı müsteşrik CI. Huart'İn küçük Asya kitabeleri pek çok yanlışlarla dolu olduğu esasen kitabelerle uğraşanların malûmudur. Hal bu merkezde iken onu en büyük epigraf görmek onun okuduğunu nassı katı' şeklinde kabul eylemek İdee d'inferieuritee den başka birşey değildir.

 (I. H.) bu frengin o derecede esiri fikridir ki Akşehir kita-besindeki 2 kelimeyi onun kıraat tarzında okunmadığını görerek küplere binmiş. Düzmeceyi Fatihe dede yapmak fırsa­tını kaçıran muharrir, ruhî asabı kjn ve gayzinı başkalarına tecavüzle teskine yeltenmiş.Hazine mi, Hanemi? bunu nasıl okumak gerekdir.

Bu kelime müddeamizın esas noktasını ve yegâne mevzu­unu teşkil etmediği halde Nesebname muharriri bu sözler üstüne gürültü kopararak kariin zihnini oraya imale ve müna­kaşa noktasını ihmal eylemek istemiş. Yazdığı yarım sütunda ilmî hiçbir hakikat yok.

Cumhuriyetin 22-7-39 günüde çıkan yazımı hazırlamış ve Akşehir kitabesini «Hazihil Hazineti» şeklinde okumuş ve öyle yazmışdım. Yurdun aydın insanları önüne çıkacak arabca ki­tabelerin -iyi arabca bilen bir zat tarafından bir defa görülme­sini- makalemi kendisine yolladığım -Prof. Dr. A. Süheyl'den rica"etmişdim. Arkadaşım, bana gönderdiği mektubunda ay­nen şunları söylüyor: «Düne kadar Şerefeddin efendinin ter­cümesi sürdü, makalenizde ona göre bir iki noktaya doku­nuldu, Cüddüdeye T ilâve edildi, Hazine Elhane oldu; o ka­dar.»

Profesör Şerefeddin, Muhammed bin Murat sözünü Meh­met oğlu Murat gibi bir kalem sehvi ile tercüme etmiş, muteriz onu da bizim cehaletimize hüküm -kiyaset ve ferasetinde-bulunmuş.

Arabcada iktidarı müsellem olan Prof. Şerefeddin, bu mü-nakaşlarda kendi elile ve ilmile vukua gelen hale seyirci ka­lamaz, çünkü ilmin şiarını o zat ,Üniversite Ordinarius profe­sörü haysiyetile- daha âlâ bilir.

Netekim sayın Profesör bize şu kıymetli mütaleayj gönder­miştir:

"ve lev la şezeha mahtideyet elhaniha velevlâ seraha ma tasviriha el vehmi"

İbn-i fard-hamriye

Bu beyitteki Han, şarih/Hasen el-Birunî tarafından Beytül-hamr diye izah ediliyor. Kamus sarihi Tacül-arus da bu «han» kelimesi hakkında şu sözler vardır:

"el hanet mevdî beya ehamr. Kal Ebu Hanife: İzniha farsi-ya ven eslihahâne ve Ebu Zeyd Buseyd el han câlis han"

Demek ki ebu Hanifenin zannına göre bu; Farsçadaki Ha­ne imiş. Ve benim ta'yinime göre bu «Ev» dir.

Hariri makame-i Vasıtıyesinde: ve Ebu Zeyd Buseyd el-Han calis

Buradaki Han Findik diye şerhediliyor ki Findik bizim Han, Ev, menzil dediğimizdir.

Yine bu makamede: velem yecalehu mimmen hane fi han geçer ki bu da dediğimizdir ki şehirlerde gurebanın nazil oldukları mahal olmak üzere şerhedilmektedir.

Ord. Prof. Ş. Yaltkaya»

l. Huart Hâzine kelimesini fransızcaya çevirirken «Mağasin» yahut Château d'eau diye iki suretle niçin tasrihde bulunmuş? halbuki kitabelerde ayn yani göz göze tabiri müte-arifdi, bu kitabe bu çeşmenin mi. Yüzlerce çeşme kitabesi gösterebilirim ki onlardan da ayn söz kullanılmıştır.

Nesebname muharriri hane sözünün Farsça olub arabçada kullanılmadığını hangi bilgisi ile iddia ettiği meçhülümüzdür. Şuraya dercedeceğimiz arabca ve türkçe lügat kitabları-nın tarifatına göre hane sözü han kelimesi gibi arabcada kul­lanılmaktadır.

El-Hanet Ev, beyit, mesken ve bir nesnenin vazı' olunma­sına mahsus ve etrafı bir veçhile mesdud ve mahdud olan mahal. Kitabı müntehebatı lügati Osmaniye S. 263. 1238 ta­bı.

El-Han Meyhaneye denir. Okyanus.

El-Hanut Dükkâna denir, Hanut mânasına; yahud dükkân sahibine denir ve tüccar sakin olduğu mahalle denir ki lisanımızda dahi han tabir olunur. Sarihin beyanına göre bunlar farscadan muarebdirler. Netekim «Eve» hane derler. Okya­nus.

El-Haunt nun ile calût vezninde meyhaneye denir ve mey­haneciye denir ve hamut, müennesdir, beyit ve dükkân teviliyle müzekker dahi olur ve buna hane dahî lügattir. Muhtarı sıhah.

Han: Padişah ve bey ve kârbansaray ve bazirgân odalarını havi ticarete mahsus olan bina. Mükemmel lügati Osmaniye.

Bu notların delâlet ettiği manalar karşısında başka türlü tevile imkân yoktur.

Nesebname muharririnin sandığı gibi hane mücerret ev, ikametgâh manasına gelmiyor, etrafı bir şeyle çevrilmiş ve bir meta' koymağa mahsus yer anlamına istimal ediliyor, su konulan yere dahi hane denilebiliyor.

Âmmeye tahsis edilen şeylerde beyit sözü bir veçhile kul­lanılmadığını bildirmek isterim: Tıbhane, mühendishane, tophane, takvimhane, fetvahane, hastahane, postahane, pastahane, feshane, kimyahane ve saire. Mecid 1 den sonra hane kelimesi yerine (Dâr) sözü istimal ediliyor: Darülmualimin, Darülfünun, Darülmesnevi, Daruttibaatulamire, Darüş şafaka, Darülaceze, Dürelelhan, Darüttalimi musiki, Darülbedayi, Darüleytam vesaire.

Hane kelimesi arabca izafetle terkib yapılır: Kütüphanetül umumiye, Serkis efendinin arabca ve arabcaya mütercem kitablann bibliografik kamusunda Ramazanulmisriden bah­sedilirken Mühendishanetülmısriye medresesinde müderris olduğu tasrih edilmektedir. S. 15, Mısır 1928.

Mektep çocuklariyle onların zihniyetini taşıyanlar bu ince kaidelere elbette akıl erdiremezler.

Şimdi asıl mevzua avdet edelim:

Biz makalemizde Huart'ın okuduğu (Murad bin Mustafa) sözünün tamamile yanlış olduğunu söyledik. Anadoluda bulunan ve emir, vezir, hayır sahipleri yönünden yaptırılmış müesseseler üstündeki kitabede hükümdar adından sonra sahibi hayrın ismi anılırken (alâ yedi, «bazan» El'abdülfakir) gibi tabirlerin geçmesi mutaddır. Akşehir kitabesinin fotogra-fisi mahallinden gelince orada (Bisa'yi) kelimesini bulduk. Bu sarahat karşısında artık onu (Murat bin Mustafa) şeklinde okumanın mümkün olmadığı ve düzmece nazariyesinin iflâs eylediği şüphesizdir.

İsmail Hami Danişmend, bu hakikat karşısında eski fikrin­de tutunamıyarak: Huart'ın ifadesini sahife numarası ile beraber mehaz gösterdim: -bu kitabeyi kendim okudum- gibi bir iddiada bulunmadım, binaenaleyh kitabenin yanlış yahut doğru okunmuş olması beni alâkadar etmez, (Cl. Huart'i alâkadar eder.) Cumhuriyet gazetesi, 28-7-39 tarihli makale: Diyor ki böyle bir sözün tarih gibi ciddi bir ilimde değil Kara­göz oyununda bile söylenmesi herkesi güldürür.

Halbuki ayni muharrir, bu şimdiki ifadesile taban tabata zıt olarak «Türklük» mecmuasına aynen şöyle diyordu: Tarih metodu itibarile muasır kitabelerin birinci derecede ehemmi­yeti haiz olduğu düşünülürse bütün müverrihlerin ifadelerini bir tarafa bırakarak bu kitabeyi esas ittihaz etmek lâzım ge­lir» ve «Fatihin kendi namına kendi devrinde yapılmış olan bir kitabenin yanlış olmak ihtimali çok zayıftır» gibi kuvvetle sa­rıldığı faraziyeyi kısa bir müddet zarfında bir başkası tarafın­dan yanlış olduğu söylenince kabahati ört basa kalkması cidden acıklıdır. Bu kitabeyi iyice tedkik lâzımdır şeklinde ih­tiraz kaydı gerekirdi.

Şimdi Cl. Hurat'ın «Epigraphie arabe d'Asie mineure» isim­li eserinde bu Akşehir kitabesini nasıl okuduğunu ve yine bizzat kendi tarafıdan ne suretle tashih edildiğini inceliyelim: Gördüğümüz nüshanın tafsili ve ehemmiyet: Pariste 1895 yı­lında «Paul Lemaire» matbaasında basılan 96 sahifelik kita­bın en ehemmiyetli ciheti. Cl. Huart yönünden bir dostuna armağan edilmesi ve Huart tarafından kendi kamelime tas­hih ve tezhib edilmesidir. Kitabın dış kabında aynen şunlar şazılıdır: Le monsieur e. Drouin.

Souverain de cordiales relations Cl. Huart

Kitabın iç kapağında ise: E. Drouin, 14, R. Verneuil Paris  Avril 1896

Cümleleri stempel ve el ile yazılmışdır. Kitabda bulunan kitabelerin pek çoğu ve bir hayli kelime Arab ve Latin harflerile tashih görmüştür. Bununla beraber kitab baştan sona ka­dar yanlışlarla -amma ne büyük ve ne mühim yanlışlar doludur. Böylelikle elimizde bulunan kitabın kıymeti cidden yüksekdîr, güya manevi bir el onu yanlışlar doğrultmak için bize gönderilmiştir.

Kitabenin ikinci satırında «Mehmet, Murad, Mustafa sözle­rinin arasında (bin) diye kelimeye tesadüf edilmemesi çok garibdir. Ancak resimde dahî görüldüğü gibi Mustafa kelime­sinin altında biseb' gibi okuyacağımız bir söz arab harfile basılmış ve ondan sonra Muradın önünden çekilen bir kurşun kaiemile kenar...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Düzmece nazariyyesi iflas etmiştir
« Posted on: 26 Nisan 2024, 13:01:03 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Düzmece nazariyyesi iflas etmiştir rüya tabiri,Düzmece nazariyyesi iflas etmiştir mekke canlı, Düzmece nazariyyesi iflas etmiştir kabe canlı yayın, Düzmece nazariyyesi iflas etmiştir Üç boyutlu kuran oku Düzmece nazariyyesi iflas etmiştir kuran ı kerim, Düzmece nazariyyesi iflas etmiştir peygamber kıssaları,Düzmece nazariyyesi iflas etmiştir ilitam ders soruları, Düzmece nazariyyesi iflas etmiştirönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes