> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Klasik Tarih Eserleri > Büyük Osmanlı Tarihi > İstibdad ve tagallüp
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İstibdad ve tagallüp  (Okunma Sayısı 776 defa)
29 Mart 2011, 16:02:16
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 29 Mart 2011, 16:02:16 »



İstibdad Ve Tagallüp




Malum olduğu üzere; istibdad ve tagallüp politikası evve­lemirde hükümete düşmandır Bütün kuvvetleri ve meşruiy-yetin yâni kanuniliğin gücünü düşürmek ister. Böyle yaptığı takdirde ferman ferma yâni dediğim dedik, çaldığım düdük diyebilir! Şevket-İ güçlendirmek, kudreti muhafaza edebil­mek için istibdad'a, elastiki vicdanlı, en kan dökücü işleri yapmaya hazır vasıtalar, aç ve haris her türlü cinayetleri yapmaya hazır gönüllüler lâzımdır

Babıâli'yi büsbütün ortadan kaldirmakda ne caiz ne de kabil idi.. Tam tersine görüntüde yaşayan bir müessese hüviyeti vermek, avrupanın nazar-ı dikkatini, kuvvei kanuniyye ve idari kuvveti babıâlî'de göstermek lüzu muna hükm olunmuştu. Öyle bir babıâlî'nin varlığına hükmolunuyordu ki, pa-ravanlık etsin, ortaya çıkacak kusurlar ona yüklensin! Ebleh­çe olduğu kadar da câniyane olan bu hattı harekâtı takip et­mek için istibdadın bu son zulmünü, kuruluşundan beri ev­velemirde tanıdığı bilhassa tanımadığı kimseleride mihenge vurmuş, namuslu kabul edilen her ferdi, kalburdan geçirdik­ten sonra hâlâ yola gelmek istidadını gösteremiyenlerden icab edenleri sürgün ederek yurd dışına kovmak, icâb eden­leri mahv ve ifna yâni perişan edip yok etmek gerçekleştiril­miş, işlenen suçlarda ortaklıkları esasında muhakkak olan kimseler üst makamlara geçirilmişlerdir.

Ancak insanlığın tabiatı ne kadar derin bir zillet çukuruna düşerse düşsün, zaman zaman faziletli davranışlara dönmeye eğilim gösterir. İnsanın; fenalığa karşı isyan emareleri göstermesi şânındandır! Nitekim seçimleri ne kadar ustaca ve iyice tetkik edildikten sonra yapılsa bile,mütegallibe ida­resi seçicileri, kendilerinden mutlak olarak beklediği mutlak itaate sokamamış, seçiciler de zulüm ve istibdada karşı mu­kavemet ve çatmak değilse de, defalarca tereddüt ve çekin­genlik gösterdiklerine şahid olunmuştur.

Hülasa ederek beyan edelim ki; Said Paşa 3. defa sadaret mevkiinde bulunduktan sonraya girdiği yolun vahametinin sıkıntı ve tehlikesini gözönüne alarak, veya uzun müddet taz­yik altında kalmaktan dolayı boğulan vicdanının son bir teyakkuz ve intibahı neticesi olarak bir aralık terk-i vazife ile ingiltere sefaretine ilticaya lüzum hissetmişti.

Daha evvel Berlin konferansı andlaşmasının yapılmasın­dan sekiz sene sonra, 1301/18- 85 senesi 6/eylülünde Rurnelişarkî meselesinin zuhurunda, Yıldız sarayında bir Özel meclis toplanmış ve otuzaltı saat müzakereden sonra, Said haşada ortaya oy birliğiyle kararlaştırılmış bir mazbata koymağa muvaffak olmuştu. Bu mahut mazbata bir zarfa ko­nup, zarf mühürlenirken, mektep sıralarını yeni terk etmiş nevzuhur kâtip Reşid Bey, arz-ı endam etmiş ve seraskere bir pusula uzattıktan sonra mazbatayı alıp, süratle bir göz at­tıktan sonra pek büyükçe hayret içinde kalmış ve yazının beşde dördünü sildik-ten sonra yerine dört-beş satır yazı yazmış ve sadrıazama dönüp: "Paşa! Efkârı şahane şu mer­kezdedir! Zâten serasker paşaninda. aynı fikirde olduğuna şüphe yok! Bu mealde bir mazbata kaleme alınsın." demek suretiyle bir heyulây-ı mezalim, fecî bir kâbus gibi odadan çıkıp gitmiştir.

Hazirun bu muammalı elemin hâl çâresini bulmak üzere serasker'e dönmüşler; o kızarmış, sol eliyle sakalını tutmuş, sağ eliyle burnunu kaşımış, sonunda sahte bir sesle: "Ordu­nun sefere girmek üzere hazır bulunmadığını meselenin savaşmadan düzeltilmesine çârelerin aranması" gereğini bil­dirmiş ve Said Paşa ancak: "Fakat bu balkanların suret-i katiyyede kaybı demektir. Hem daha şimdi bizimle birlikte aynı rey beyanı dahilinde bulundunuz! Bir kaç dakika içinde böyle bir değişikliği meydana getiren kuvvet nasıl bir şey­dir? Diyebilmiş ve merak ettirici sahne neticesinde kabine düşmüş ve Said Paşa sıkı bir tarassuda yâni gözetlenmeye alınmıştır.

Said Paşa; eskidenberi her şekil ve renge girmiş ve de elastikiyeti ile tanınmıştır. Hâttâ Midhat Paşanın mahkemesi münasebetiyle adından sık sık bahsedilen kimselerdendir. Fakat sonunda Said Paşa kimbilir servet sahibi olduğundan mı, yoksa muvakkat bir vicdan sızlamasıyla mı nedir? Mid­hat Paşa meselesinde biraz hassas davranmışsa da, büahire yoluna devam etmekte bir beis görmemiştir.

Son otuzüç sene zarfında Said Paşa'dan başka on kadar sadrıazam gelmiş ve bunlardan bir kısmı hayatlarını fecii surette tamamlamışlardır. Said Paşadan sonra sadaret Kıbrıslı Mehmed Kâmil Paşaya verilmiştir. Paşa bu sadaretini beş se­ne devam ettirmiştir. Kâmil Paşa bu vazifede beş sene kalır­ken, gizli hafiye teşkilatına hayli kolaylıklar göstermiştir. Başhafiyelik görevini ise gayriresrm olarak kendisi uhdesine almıştır. Kâmil Paşa her tür işini bİlmekde de darbı misal ol-muştur(!) Hal böyleyken Kâmil Paşa da dünyalığını, evlâd ve ahfadının yâni çocuklarının, onların çocuklarının da azığını hazırladıktan sonra ahali fırkasına katılmıştır veya Ahrar adı ile anılan partiden addolunmuştur. Bu halkçılığı, Sultan 2. Abdülhamid'e bir ıslahat lâyihası sunmasına kadar varmıştır. Bu layihanın belkemiğini saray adamlarının devlet işlerine müdehale etmemelerini öngörmesi teşkil ediyordu.

Hakikaten mabeynciler yâni sarayın memurları sivil olsun asker olsunlar hükümet ve devlet adamlarıyla rekabete girişmiş omuz omuza yol alıyorlardı. Müessesei milliye, babıâlî erkanından birine bir münasebetle sekiz yüzbin frank (takri­ben bu günkü paramızla 160 milyar.M.H) hediye verdiğine göre mabeyn erkanının aynı münasebetle neler neler aldığı duyulmuş idi. Fakat; "eglonuvar" nişanını taşıdığı Alman­ya'nın bilhassa İngiltere'nin müdehale ve himayeleri olmasaydı ıslahat hakkındaki layihası yüzünden şimdiye kadar Kâmil Paşanın da bir sürgün* yerinde hayatını tamamlayacağı kesindi.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İstibdad ve tagallüp
« Posted on: 29 Mart 2024, 18:01:13 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İstibdad ve tagallüp rüya tabiri,İstibdad ve tagallüp mekke canlı, İstibdad ve tagallüp kabe canlı yayın, İstibdad ve tagallüp Üç boyutlu kuran oku İstibdad ve tagallüp kuran ı kerim, İstibdad ve tagallüp peygamber kıssaları,İstibdad ve tagallüp ilitam ders soruları, İstibdad ve tagallüpönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes