Konu Başlığı: Anadolu kaynıyor Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 24 Mart 2011, 16:48:10 Anadolu Kaynıyor! Hükümetin iki bakanının çirkin bir şekilde biribirine girişleri kabinenin hızla sükutuna doğru giderken, Ermenilerin; büyük ermenistan hülyalarının tahakkukunu, Yunan'ın İzmir'i işgal etmesini hücum borusu sanması ve bu hususda faaliyete geçeceğinin hissedilip, daha doğrusu istihbar edilmesi daha 1. dünya savaşının ilk yıllarında düşünüldüğünü Zaman Gazetesinin kurucusu olan; İzmit mebusu eski maarif nazırlanndan, Şükrü Bey ki bu zat müretteb İzmir suikasdi davası hasebiyle idam olunmuştur. İnfaz esnasında ipi kopmuş ve yeni bir ip getirip infaz gerçekleştirilmişti ve bu zat meâlen şöyle anlatmak tadır: "Biz; ittihat merkezi umumiyyesi olarak bir toplantıda daha savaşa yeni girdiğimiz bir dönemde harbin kaybedilmesi hâlinde vatanın parçalanacağını düşünmüş, Yunan megalo ideasının ve ermeni hülyalarının gerçekleştirilme zamanı geldi düşüncesi hâkim olur da vatanımıza müstevli olurlarsa, geride kalanların bu hâle müsaade etmemek ve o fecii hâle düşmeyi, önleme tedbirlerini almayı üstümüze vazife bilmiştik. Bunun üzerine iki şekilde tertibat aldık. Bunun birincisi gizli depolara cephane, silah ve diğer harp levazımları toplayıp yerleştirdik. İttihatçıların üçüncü takımı sayılan subaylara bunlarla İlgili, harita ve bilgileri verdik. Nitekim hangi depoda ne olduğu iyice bilindiği için milli mücadele esnasında bu depolara yapılan baskınların başarı ile sonuçlanması bu çok evvelden yapılmış hazırlıkların ve teşkilatlanma neticesindendir" Demektedir, ikinci tedbirleri ise yapılması muhtemel olan milli mücadeleye, elbirliği yapacak asker-sivil işbirliği temini için tanışma imkânlarına sağlayacak kilit adamları te min idi bunu da yaptık demeleridir. Hakikaten; milli mücadelenin başlarında Anadolu Müdafai Hukuk ve Rumeli Müdafai Hukuk cemiyetleri, kuvay-ı milli-yenin ve TBMM'nin teşkilini sağlayabilen ana unsurdur. Sad-rıazam Ahmed Tevfik Paşa bu teşkilatın kurulmasına yardımcı olupda teşvik etmekden imtina etmezken maddi yardım olarak pek cüzi sayılan bir para yardımında bulunmuş bilahire Damad Ferid Paşa sadnazam olduğun da, derhal bahse konu cemiyete fevkalade yeterli maddi yardımda bulunmakla,Tevfik Paşa'yı tanzir etmiş onu sollayıp geçmiştir. Her ne kadar İzmir'in işgali Damad Paşanın sadaretine denk geldiyse de, M.Kemâl Paşanın gönderilebilmesi debu zâtın sadaret döneminde vukubulmuştur. Damad Ferid Paşanın müttefiklerin sıkıştırmasına binaen aldıkları tedbirler tabi-iki milletin ve bilhassa Sivas Kongresini toplama durumunda olan M. Kemal Paşa ve arkadaşlarını hayli tedirgin ediyordu. Misal olarak; Erzurum'da Kâzım Karabekir Paşa İstanbul'dan gelen sadaret emri üzere M. Kemâl Paşa'yı tutuklatarak derdest İstanbul'a gönderseydi, kim ne yapabilir idi? Karabekir'in emrinizdeyim! Paşam demesi tipik bir itaati gösterirken, M.Kemâl Paşanın, padişaha sadrıazammı şikâyet etmesini hâvi telgraflar göndermesi, bu telgrafların padişahın katına ulaşmaması Dahiliye nâzın Adil Bey'in marifeti olup, daha sonra da bir Çerkeş asili olan Bekir Sami Bey'in, harekât-ı milliye mensubu ve eski valilerden olarak, yine Çerkeş olan Müşir Deli Fuad Paşa ki 1877 Osmanlı-Rus Savaşının unutulmaz kumandanlarından meşhur Elena Savaşı kahramanıdır, bu zâta gönderilen mektup bu ayan azası vasıtasıyla Sultan Vahideddin'e ulaştırılmıştı. Bu mektubun arkasından padişah enişte paşanın istifasını kabul etmişdi. Zâten aşağıya alacağımız ve İbnül Emin Bey'in değerli eserinde yer alan Lütfi Simavî Bey'e aid ifade bizim yukarıdaki ifademizi te'yid etmektedir. "Kuvay-ı milliyeden gördüğü tazyik üzerine padişah, Ferid Paşayı fedaya mecbur oldu. AH Rıza Paşa sadnazam ilân edildi. Garibeden olarak Ferid Paşa, yeni kabinede hariciyye nâzın olarak kalmaya çalışmış ve zevcesi Mediha Sultan da bu hususda padişah nezdînde ısrar ve istirham da bulunmuştur. Görünen sebebi ülkeye hizmetse de hakikatde ha riciye nazırlarına mahsus olan Nişantaşı'ndaki konağın paşanın ve hanımının hoşuna gitmiş olduğundan ayrılmak istememesinden kaynaklanmış. Ancak istek kabul edilmeyerek, Ferid Paşanın istifası hakikiyete kavuşmuş bunun üzerine millet bu uzaklaştırma münasebetiyle rahat bir nefes almış, M. Kemâl Paşa ise bir tebrik telgrafı çekmiştir padişaha.." |