Cihan Savaşının Sonu Ve Mütareke
Sekiz cephede düşmanla boğuşan şanlı askerimiz, hiç bir yerde kafi ve kesin bir mağlubu olmadığı halde 1914'de başlayıp, 1918'de nihayetlenen bu melhame-i kübrada ortaklarının pes etmesi üzerine yalnız kaldığından münferid sulha razı oldu. Bu savaşa sokan İttihat ve Terakki cemiyetinin ihanete eş hatası dört milyona yakın askerimizi bu badireye sokarken, bunların altıyüzbine yakını şehidler zümresine iltihak ederken, bir milyon askerimizde çeşitli sakatlıklarla harp mâlülü oldular.
Böyle bir zayiatın böyle bir sakat ve hasta sayısının cemiyet plânında husule getireceği en mühim vak'a, hayat mücadelesinde yardımın mutlaka erişmesi gereken büyük bir kitle ile karşı karşıya gelinmesidir. Bu kadar çok şehidin yansının evli olduğu ve bunların bir kaç çocuğunun bulunduğunu nazarı itibare alırsak, karşımıza iki milyona yaklaşan eş ve çocuk sayısı çıkarki, bunların ihmali bir cemiyetin, bir milletin mahvolmasına yeterde artar bile.
8/Ekim/1918'de istifa ecten Talat Paşa dolaysıyla İttihatçılar kabinesi çekilmiş, yeni padişah Ahmed Tevfİk Paşa'yı makam-ı sadarete getirdiysede, bu sadnazam kabinesine ittihatçı almama kararındaydı. Bunu da uygulamaya kararlıydı. Buna karşılık da İttihat ve Terakki politikasının amansız muhalifleri kabinede yer almaktan tevakki etmişlerdi bu yüzden Tevfik Paşa kabine teşkile muvaffak olamadı. Ayandan Müşir Ahmed İzzet Paşa'ya makam-ı sadaret teslim edildi. Paşa,içinde bol bol ittihatçının bulunduğu bir kabine teşkile muvaffak olur. Dahiliye nazırlığına Ali Fethi (Okyar) ve Bahriye nazırlığına da Mondros imzacısı Hüseyin Rauf (Orbay) Bey'ler getirilir.[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın