๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Büyük Osmanlı Tarihi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 28 Mart 2011, 17:18:29



Konu Başlığı: 31 Mart ile alâkalı mühim bir ifşaat
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 28 Mart 2011, 17:18:29
31/Mart İle Alâkalı Mühim Bir İfşaat!




Son Sadrazamlar adlı kıymetli eseriyle büyük bir hizmetin sahibi olan İbnül Emin Mahmud Kemâl İnal bey merhum, adı geçen eserinin 1709. sahifesinde: "Tevfik Paşa'nın bana nakl ettiği pek mühim bir maddeyi burada zikretmek, târihe mü­him bir hizmettir. Padişah; ordu'nun gelmiş olması ile duru­munun vahamet kesbettiğini anladığında Tevfik Paşa'ya ma­dem beni istemiyorlar, saltanatı biraderime ferağ ederim.

Devleti o idâre et-sin. Fakat; bir komisyon mu? Meclis mi? Ne derseniz deyiniz kurulup, bu vak'a (31/mart vakası)'da dahlim olup olmadığı meydana çıkarılmalıdır. Dediğinde, Tevfik Paşa, doğruca ayan reisi Said Paşa'ya gidip, padişa­hın dediklerini anlatır. Said Paşa: bir meclis kurulur mahke­me edilir, dahli tesbit olunduğunda kanuun-i esaside-padi-şah mukaddes vede gayri mes'uldür. Nasıl cezaya tâbi tutu­lur? Eğer suçsuz olduğu takdirde! Bizim hâl ve mevkıimiz ne olur? Bu cevap üzerine Tevfik Paşa; ben, size padişahın de­diklerini aktardım. Ne yapacaksa ayan ve mebusan meclisi yapacaktır cevabını vermiştir."

Yukarıda yapılan ifşaat yakın târihin ilk defa duyduğu ifşa­attan olmamakla beraber, yeni nesiller yetiştirmekte olan milletimiz geçmişimizde olanları gerek yâd etmek gerekse, de yeni neslin tahlil edebilmeleri için önem taşıyan bu tip İfşaatları günün konusu hâline getirme vazifesini mazide yaşa­nanlardan ders alınmasını hatırlatanlara adetâ bir vazife ola­rak addetme anlayışı hâkimdir ve bu anlayış nesiller boyu devam etmelidir. Bahse konu ifşaatın son satırı ne kadar sır dolu! Bu kadar mes'uliyetten kaçan bir devlet adamının, do­kuz defa sadarete getirilmesi ne büyük gaflettir. O, bizim hâl ve mevkıimiz ne olur diyen ağız, acaba hangi hakikatleri saklayan kötü bir mahzenin kapısı oldu?