> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Klasik Tarih Eserleri > Büyük Osmanlı Tarihi > 1182 1768 rusya seferi ve sonucu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: 1182 1768 rusya seferi ve sonucu  (Okunma Sayısı 728 defa)
09 Nisan 2011, 16:05:32
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 09 Nisan 2011, 16:05:32 »



1182/1768 Rusya Seferi Ve Sonucu



Osmanlı tarihinin sükunet dönemi;.Dâmad Koca Mehmed Ragıb Paşanın vefatı üzerine rüzgârlı günlere maruz kalmaya başlamış, nihayet Rusya ile meydana gelen savaş yerini acı dolu fırtınalı günlere bırakmıştır milleti. Devletin kurulusundan bu yana adet hâline gelmiş bulunduğu bilinen cülus bahşişi, 3. Mustafa'nın tahta çıktığında son defa verilmiş ve bundan sonrada cülus bahşişi tatbikattan kaldırılma şansı bulmuştur. Osmanlı ülkesinin uzun sayılabilecek olan sükûnet yılla­rında bazı tarihçilerin beklediği ıslahat hakkında kafa patlat­madan Önce devre, mührünü vuran padişah 3. Mustafa'nın gerçekleştirmeye muvaffak olduklarına bir göz atalım, ülke hazinesini güçlendirmenin esas olduğunu anlayan padişah, bu istikamette gayretler sergilemiş, sarayı örnek olmak üze­re israftan uzak kılmaya gayetle itina göstermiştir. Tahsilatın yapılmasına pek önem vererek başarıyı teminde emr-i takip olması, büyük rol oynamıştı Yol meselesi en çok uğraştığı konuların başında geldiği müşahede olunmuştur.

1950'de; Demokrat Partinin iktidara gelmesinin sonrasın­da takip ettikleri karayolları politikası, bu pâdişâhtan kalana devam etmek denilse, yeri vardır. Fütuhat devrini tamamla­mış olduğunu anlayan her akıllı Osmanlı gibi padişah 3.Mustafa, bunun da farkına varmış müdafaa harplerinin artık bizim için gündeme geleceğinin idrâki içinde kale, paianga, istihkâmlar ve nice tabya inşaatına bilhassa gayretini sefer­ber etmiştir.

Süveyş Kanalı inşaatını yaptırarak istifadeyi ilk düşünen hükümdarımızdir. Ne varki; bütün bu iyi düşüncelerin, patla­yan Moskof harbi yüzünden, kiminin tasavvur halinde, bir kısmının da yarım kalmasına sebebiyet vermiştir. 3. Musta­fa'nın sadrazamı ve eniştesi Koca Ragıb paşayı kaybetme­sinden sonra yerini dolduracak bir kimse bulamaması şans­sızlığının bariz bir göstergesidir. Aynı zamanda şairliği de olan padişah, bu sıkıntısını şu sızlanmasıyla dile getirmekte: " bu cihan sanma ki bizde düzele Devleti çerh-i deni verdi kamu mübtezele Şimdi ebvâb-ı sa'âdetde gezen hep hazele İşimiz kaldı hemen merhamet-i Lem-Yezele" Şi­irin son mısraındaki: "İşimiz kaldı hemen merhamet-i Lem-Yezele" beyânı, esasında hakikatül hakikat olan bir hâli, te­rennümdür. Bu hususta şanlı islâm tarihinin altun sayfalarını teşkil eden bir dönem olan, Hz. Ömer (r.a)'ın başından ge­çen bir hadiseyi örnek göstererek bahse konu beyitteki son mısraya yüklemek istediğimiz hakikatin doğruluğunu işarete çalışalım. Hz. Ömer (r.a) cihad üzerine pek hassas olduğun­dan, yine bir tarafa sefer açmış. Mutad üzere Hâlid-i bin Velİd (r.a) sefere kumandan tâyin etmiş. Fakat, sefer erbabı arasında bir sükûnet, yavaş davranma sezmiş. Derhal istihbarat kaynaklarını hareketlendirmiş ve gelecek raporları sabırsız­lıkla beklemeye başlamış. Çok geçmemiş ki, gelen raporlar­da en ortak nokta, mücahidlerin davranışında görülen ya­vaşlık, kumandanları olan Hâlid bin Velid'e olan büyük meclubiyetleri, onun maharetine sarsılmaz güvenleri şeklindeymiş. Yahu Hâlid başımızdayken bize ne olacak! Şeklinde dile getirişler söz konusuymuş.

Bu durumun doğru bir anlayış olmadığını teşhis eden Hz. Ömer (r.a) hemen kumandan Hâlid'i vazifeden alıp, birliklerden birine nefer olarak gönderdiği gibi, bir köleyi de komu­tan tâyin eder. Ardından haber toplayıcılarını yine birliklerin içine salar. Çok geçmeden raporlar gelmeğe başlamıştır. Hem ortak nokta fazlalaşmış hem de kısadır, konuşulanlar; "Hâlid gitdi. işimiz Allah (c.c)'a kaldı" şeklinde olduğunu öğrenen halife Ömer (r.a), ellerini açıp şükrederek: "Hah şimdi oldu, tabiiki işimiz her zaman Allah (c.c)'e kalmıştır" diyerek bize asırlar ötesinden seslenmektedir. 3. Mustafa in-şâd ettiği beyitteki son mısrada, bu hakikata işaret etmeyi ihmâl etmemiş oluyor.

Şiirlerini Cihangir ismini kullanarak yazan Sultan 3. Mus­tafa döneminde İstanbul'umuzun 1179/zilhiccesinin/13. -1766/mayısının/22. perşembe günü maruz kaldığı müthiş deprem, iki dakika sürmüş ve şehrin bir yıkıntıya dönmesine sebebiyet vermiştir. Sultan Fâtih ve Eyyüb Sultan Camileri de adamakıllı yıkılmışlardır. Padişahın hazineye biriktirdiği paralar bu yaranın sarılmasına önemli bir merhem vazifesi görmüştür. Cidden kısa bir zamanda İstanbul adetâ yeniden inşa edilmiştir. Üstelik Bayezid'den Aksaray'a inerken, sağ koldaki Lâleli Câmiinin yapılması bu döneme müsadifdir. Sultan 3. Mustafa'nın türbesi de camie bitişiktir.

Lâleli Camii dört yıldan bir ay eksik bir zaman dilimi için­de inşa edilmiştir. Şimdi Rusya ile yapılan ve 1182/1768 sa­vaşının önemli şahsiyetlerinden 2. Katerina'dan bahsetmek lüzumunu hissettik. Bu kadın, Almanyalı bir aile olan Anhald Zerbest prensi'nin kızıdır 1729 yılında İstetyen'de dünya'ya gelmiştir. 1745 yılında yâni 16 yaşındayken, kendisinin istememesine rağmen Rusya imparatoriçesi olan hala'sı Elizabet'in, veliahd olarak seçtiği, Holştayn Kotrub Dukasına var­mağa mecbur kalmıştı. Bahsi geçen Dük, 3. Petro adıyla Rusya imparatoru olduktan sonra, hanımını boşamış ve sa­rayında adetâ hapis eylemişdi.
Ancak ahalinin muhabbetini elde etmiş olan Katerina, orduyu ve ahaliyi celbetmiş ve ko­casını 1763 yılında tahtından iskat edivermiştir. Katerina; Moskova'da bulunan Rusya tahtına, büyük bir tantana içinde oturmuştur. Bu tahta oturuş da hisse sahibi olan ve Katerina'nın, metresliğini yapmakta olduğu Stanislas Yonyanevski'de, Lehistan krallığı tahtına oturmuştur. Katerina bu vak'ada eski kocası 3. Petroile karşılaştığında birbirlerine hakaret­lerde bulundular.

Ayyaşlığın zirvesinde olan bir imparator ile aşİfteliğin şahi­kasında bulunan imparatoriçeden, daha başka ne beklenebilirdi ki? Bizim haremlerimizin Sultanvâlideleri çok kritik bir dönem olan 1. Ahmed'in vefatından, 4. Mehmed'in vefatına kadar süren devir içinde devlet idaresine, bazı önemli müdehalelerde, bulunmuşlarsa da, asla ve asla böyle şen'i ahlâk­sızlıklara rastlamak mümkünatı olmayan hallerden olduğu, her insaf sahibince teslim olunur.

Katerina bir müddet sonra bizim Kırım üzerine, Azak kale­sine, ve İsmayiî taraflarına sefer yaptırmış ve zabta, muvaffak olarak, Osmanlı milletine karşı taşıdığı istilacı emellerini ortaya dökmüş bulunuyordu. 1773 senesindede Prusya ve Avusturyayla anlaşarak, Lehistan'ın bölünmesini gerçekleş­tirdi. 1774'de yâni 1182/1768 savaşı sonrasın da varılan Kaynarca antlaşması imzalanınca güney yönünde genişleme yolunu açmış oldu. Rusya'nın tanzimi hayatında büyük bir pay sağlayan Katerina; fenni ilerlemeleri teşvik ederken, ilimlerin ülkesinde rahatça ifade edilmesi hürriyetini tanıdı. Sanayii ve ziraatte bir işbirliği kurulmasını temin edebildi. 1796'da Lehistan'ı bir defa daha yutarak, adetâ haritadan sildi.

1797 yılındada yeni bir fütuhata hazırlanırken kalb krizi sonunda öldüğünde, milleti de üzülmüştür. Bir kaç tiyatro eseri yazdığıda rivayettendir. Biraz Osmanlı padişahından biraz da, Rusya imparatoriçesi Katerina'dan bahsettikten sonra Kaynarca sulh antlaşması ile neticelenecek Osmanlı-Rus savaşma aid tafsilata girişelim. 1768'de başlayan bu sa­vaş altı yıl kadar imtidad etmiştir. Çıkış sebebine gelince, böyle bir savaşın çıkmasının tek bir sebebe bağlanamayacagı erbabının malumudur. Biz bu sebeblere temas hususunda iki ayrı kaynağa baş vuracağız, birincisi 1329/191 l'de yayımlanmış Ali Şeydi bey'in bir çalışması, ikincisiyse Yılmaz Öztuna bey'in Türkiye Tarihi adlı hacimli eserinin, 6. cildinden alıntılarla aktarmaya çalışacağız. Rusya'da iktidar onayı başaran Katerina, Deli Petro'nun vasiyetini yerine getirme­ye çalışan bir davranış sergiledi. Aslında kendini tutmuş gibi görünen Rusya ahalisine beğendirmek yolunun, mükemmel bir zaferle mümkün olacağının idrakindeydi. Mükemmeı za­fer, ancak Osmanlıya karşı açılacak bir savaş ve savaşı kazanmakla temin olunabilirdi. Buna bağlı olarak, Osmanlı padişahını alâkadar eden her işe Rusya karışıyor, müdehale et­mek yolunu tutuyordu, üstelik bazı işlere karışmamasına ve­sile teşkil eden eskiden yapılmış ahidler vardı. Bunlardan bi­rini de Lehistan meselesi teşkil etmekteydi.

Ruslar Lehistan işine karışmayacaklarına dâir daha önce­den vermiş oldukları imzayı hatırlarına getirmeden askeri müdehalede bulundukları Lehistana dahil oldular. Lehistan devleti, garantörü olan Osmanlı devletine müracaatla, Rusya'nın tecavüzkâr davranışlarından vikaye olunmasını istedi. Lehistan'ın yâni Polonyalıların, bu yardım çağrısı ezeldenberi Rusya'ya düşman bir anlayış içinde bulunan 3. Mustafa, kendisine engel olması muhtemel merhum sadnazam Ragıb Paşa'nın vesayetinden kurtulmuş olmanın ataklığı  içinde, sadrazamı Muhsinzâde Mehmed Paşaya savaş ilânı hakkında ferman yayniadı. Ragib Paşa mektebine uzak olmayan bir anlayışın sahibi olan, Muhsinzâde, padişahdan gelen fermanı tebellüğ ettiğinde açılacak bir savaşın yetersiz hazırlık ve zâif yapımız yüzünden felâkete sebeb olur düşüncesinde bulun­duğunu padişaha cevab olarak arzetti. Ancak bu arzın sonu­cu, görevinden iskat edilmesine sebeb oldu.

Yerine Hamza Paça tâyin edildi. Bu döneminde de sa­vaş ilânı gerçekleşti, Anadolu valiliklerinden gelen zevatın içinden seçilmişti. Serdar-ı ekrem unvanı da uhdesine veril­mişse de, durumu bu vazifeyi yapabilecek evsafda görülme­di. Azline karar alındı ve boşalan makam-ı sadarete, Yağlık-çızâde Mehmed Emin Paşa getir'ıdi. Hazırlanmış birliklerin başında serdanekrem unvanıyla yola çıktı.

Ne varki; askerimiz sayıca az, intizamı yetersiz, cephane ve mühimmatı gayri kâfi olduğundan Hotin Kalesi, Eflak ve Buğdan taraflarında bazı yerler elimizden gidivermişti. Kartal bölgesinde gâlib durumda bulunan askerimiz, anlaşılmaz bir tarzda yerden yere vurulmuş, pek feci bir hezimete duçar oluvermişti. İngiliz amirallerinin yardımı ve komutası altında olan Rusların donanması, Baltık denizin...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: 1182 1768 rusya seferi ve sonucu
« Posted on: 29 Nisan 2024, 05:56:27 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: 1182 1768 rusya seferi ve sonucu rüya tabiri,1182 1768 rusya seferi ve sonucu mekke canlı, 1182 1768 rusya seferi ve sonucu kabe canlı yayın, 1182 1768 rusya seferi ve sonucu Üç boyutlu kuran oku 1182 1768 rusya seferi ve sonucu kuran ı kerim, 1182 1768 rusya seferi ve sonucu peygamber kıssaları,1182 1768 rusya seferi ve sonucu ilitam ders soruları, 1182 1768 rusya seferi ve sonucuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes