> Forum > ๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑ > Biyoloji Dünyası > Konuşan Bakteriler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Konuşan Bakteriler  (Okunma Sayısı 953 defa)
30 Mart 2010, 14:27:41
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 30 Mart 2010, 14:27:41 »



Konuşan Bakteriler ve Aczimiz 



Bakterilerin dünyası ile insanların sosyal hayatı arasında birçok benzerlik vardır. Bakteriler de insanlar gibi cemiyet hâlinde yaşar. Bakteri kolonileri, insan vücudunda bilhassa zengin gıda maddelerinin depolandığı (besiyeri) yerleri seçer. Yaşadıkları ortamın dengesi bozulduğunda, bakterilerin bazıları (patojen olanlar) hastalığa yol açar.

Bilim adamları, bakteriler hakkında insanı hayrete düşürecek bilgilere ulaşmışlardır. Bakterilerin de kendi aralarında bir nevi konuştuklarının anlaşılması, bu bilgilerin en enteresanıdır. Araştırmalarda, bakterilerin çevreye saldıkları 'sinyal moleküller' vasıtasıyla birbirleri ile iletişim kurdukları gösterilmiştir. Gram negatif bakteriler, açil homoserin lakton (AHL) molekülleri; gram pozitif bakteriler de, siklik tiyolakton (AIP) molekülleri yardımı ile birbirleriyle iletişim kurmaktadır. Ayrıca yabancı dilleri (farklı türdeki bakterilerin dilini) algılayabilen bakteriler de vardır. Birden fazla enfeksiyonun varlığından, yabancı dili algılayabilen karma mikroorganizmaların mesul oldukları düşünülmektedir. Bakterilerin işaret molekülleri ile iletişim kurmasının delili, gerekli gereksiz çok sık antibiyotik kullananlarda dirençli mikroorganizmaların çok hızlı bir şekilde ortaya çıkmasıdır.

Bakterilerin haberleşme sinyalleri, komşu bakterinin zarından geçer; bu sinyaller arttığında ortamdaki bakteri sayısı da artmış demektir. Bu şekilde bakteriler kendi sayılarını algılayabilirler. Bu algılamaya Quorum sensing denir. Yaratıcı'nın bakterilere ihsan ettiği bu mekanizma, onların türe has davranışları hep birlikte sergilemelerine ve çevre şartlarındaki değişikliklere hızlı cevap verebilmelerine vesile olur. Quorum sensing mekanizması, aynı türe ait bakteriler arasında olabildiği gibi, farklı bakteri türleri, hattâ bakteri ile üzerinde yaşadığı (konak) canlı arasında da olabilmektedir.

Bakterilerin yaşadıkları ortamda maruz kaldıkları tehlikelere karşı (meselâ onları öldürecek antibiyotiklere) dirençli hâle gelmeleri için, hususi bir süreç gereklidir. Bakteri sayısı belli yoğunluğa gelmediği sürece, savunma mekanizmaları harekete geçirilmediğinden direnç gelişmez. Bakterilerin sayısı arttıkça, dirençlerine ait bilgilerin kodlandığı genler yeniden düzenlenir. Bakteriler, belirli yoğunluğa eriştiklerinde, çevredeki aynı tür bakterilerle iletişim kurarak, direnç gelişmesiyle alâkalı bazı genlerin açılmasını tetiklerler. "Biyofilm" oluşumu (yoğun miktardaki aynı tür bakterinin ince bir tabaka teşkil etmesi) da, bakteri hücrelerinin antibakteriyel ajanlara karşı direncinde önemli rol oynar. Bu ince tabakanın meydana gelmesi de, algılama genlerinin işaretleri ile gerçekleşmektedir.

Erwing F. Smith 1905 yılında, 'çok sayıda bakterinin birkaç bakteriden daha güçlü olduğunu, bu birkaç bakterinin birlik olduğunda engelleri ancak aşabildiğini' belirtmiştir. Bu tespit, günümüzde de geçerlidir. İlâhî isimlerin tecelligâhı olan şu âlemde, bilhassa Hayy isminin cilvesine mazhar olan bakteriler, ilmî ve teknolojik gelişmelere rağmen hayatta kalabilmektedirler. Antibiyotikler, dünyada en çok kullanılan ilâçlar olmasına (ABD Sağlık Bakanlığı antibiyotikler için yılda 4–7 milyar dolar harcamaktadır) rağmen, ABD'de hastane enfeksiyonlarının % 70'ine antibiyotiklere dirençli bakteriler sebep olmaktadır.

Bakterilerin zaman içinde direnç kazanması, evrimcilerin öne sürdüğü gibi, bakteri DNA'sının tesadüfî mutasyonlar geçirmesi değildir. Medical Tribune'de yayımlanan bir makalede, 1845'te bir Kutup keşif gezisi sırasında donarak ölen ve cesetleri buzda korunan denizcilerin bağırsaklarında, yaşadıkları döneme ait bakterilerin yaşadığı tespit edilmiştir. Bu bakteriler, yaşadıkları çağdan çok sonra geliştirilecek birçok antibiyotiğe direnç özelliğini taşıyordu. Bu durum, bakterilerin antibiyotikleri tesirsiz kılacak savunma stratejilerine yaratılıştan sahip kılındıklarını göstermektedir.

Yeni bir antibiyotiğin, keşfedilmesinden piyasaya çıkmasına kadar geçen zaman, 8–12 yılı bulmakta iken, bakterilerin yeni çıkan antibiyotiği tanıyıp, ona karşı dirençli hâle gelmesi bu süreden çok daha kısadır. Hattâ bazı antibiyotikler daha piyasaya çıkmadan çapraz direnç* sebebiyle kullanılamaz hâle gelmektedir. Dünya Sağlık Teşkilâtı'na göre, dünyada tesirini kaybeden antibiyotiklerin yerini alacak çok az sayıda antibiyotik molekülü üretilebilmektedir. Görünen o ki, günümüzde bilim ve teknolojideki ilerlemelere rağmen, bakterilerle olan savaşta hâlâ çok gerideyiz.

Londra'da bir araştırma merkezinde görevli Dr. Livermore: "Bizim 8–12 yılda geliştirdiğimiz bir antibiyotik molekülüne bakteriler, sadece bir tedavi süresi kadar (8–14 gün) zamanda nasıl cevap veriyor ve direnç geliştiriyor?" diye soruyor. Hakikaten, en son teknolojilerle donatılmış araştırma ve geliştirme lâboratuvarlarında, konunun uzmanları tarafından yapılan çalışmalarla, çok büyük bütçeler ayrılarak geliştirilebilen bir antibiyotik molekülüne karşı, nasıl oluyor da, sadece birkaç mikron büyüklüğündeki bu bakteriler tarafından direnç geliştirilebiliyor? Her sanat eserinin üzerinde, sanatçısını gösteren bir imza vardır. Sonsuz ilim ve kudrete sahip Yaratıcı'nın da her mahlûk üzerinde Kendi'ne mahsus, taklit edilemeyen bir mührü vardır. Bakteriler bizi hayrete düşüren bu hususiyetlerini Yaratıcı'ya borçlular. Aksi takdirde, bütün âlemi yaratan, bilen ve yarattığı her şeye sözü geçen bir İlâhı değil, yukarıdaki direnç kâbiliyetinin gelişmesi için, istihdam olunan milyonlarca faktörü ilâh kabul etmek gerekecek. Bunun da insanı aklından utandıran bir muhal olduğunu söylemeye gerek var mı?

* Çapraz Direnç: Belli bir ilâca dirençli olan mikroorganizmalar, aynı tesir mekanizmasına sahip diğer ilâçlara da dirençli olabilir. Çapraz direnç, kimyevî olarak yakın münasebete veya benzer bağlanma yeri veya tesirine sahip (makrolidler- linkomisinler) antibiyotikler arasında olur (meselâ Tetrasiklinler).

Dr. Emine ORAN

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Konuşan Bakteriler
« Posted on: 25 Nisan 2024, 00:55:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Konuşan Bakteriler rüya tabiri,Konuşan Bakteriler mekke canlı, Konuşan Bakteriler kabe canlı yayın, Konuşan Bakteriler Üç boyutlu kuran oku Konuşan Bakteriler kuran ı kerim, Konuşan Bakteriler peygamber kıssaları,Konuşan Bakteriler ilitam ders soruları, Konuşan Bakterilerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes