> Forum > ๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑ > Biyoloji Dünyası > 4 bin yıllık tohum canlandı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: 4 bin yıllık tohum canlandı  (Okunma Sayısı 1484 defa)
19 Aralık 2009, 15:09:34
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 19 Aralık 2009, 15:09:34 »



Kütahya Seyitömer Höyüğü'nde yürütülen kazıda bulunan ve 4 bin yıl öncesine ait olduğu belirlenen 3 tohumdan biri toprağa ekildikten sonra çimlendi.

Kütahya Seyitömer Höyüğü'nde, Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümünce yürütülen kazıda bulunan ve 4 bin yıl öncesine ait olduğu belirlenen 3 tohumdan biri, toprağa ekildikten sonra çimlendi.

Kazı Grubu Başkanlığını da yürüten DPÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nejat Bilgen, il merkezine yaklaşık 27 kilometre uzaklıktaki alanda geçen yıl yapılan kazıda, höyüğün güneydoğusunda bir yapının içerisindeki kapta bitki tohumları bulunduğunu bildirdi.


Orta Tunç Çağı dönemine ait olduğunu tespit ettikleri katmandaki tohumların yaklaşık 4 bin yıllık olduğunu belirten Prof. Dr. Bilgen, tohumların yapının içinde ve orijinal yerinde buldukları kaplar arasında birinin içinde olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Bilgen, höyükte çok sayıda tohum bulduklarını, ancak birçoğunun yandığını gördüklerini ifade ederek, şöyle konuştu: ''Son bulduğumuz üç tohum, kabın bir kısmının dışına taşmıştı. Kap kırıldığı için bu şekilde bulduğumuzu düşünüyoruz. Tohumlardan bazılarını incelemeye almıştık. Yaklaşık iki yıldır bu çalışmayı yürütüyoruz. Geçen yıl yaptığımız çimlendirme denemesinden olumlu sonuç alamadık ve başarılı olamadık.

Bu yıl bu tohumlardan birini yeşertmeyi başardık. Bundan yaklaşık 4 bin yıl öncesine ait toprak altından çıkmış bir tohum yeşerdi. Bu tohumdan çimlenen bitki, canlı halde bilim dünyasına sunulmak ve üzerinde çeşitli analizler yapılmak üzere

inceleniyor.''



Tohumların bulunduğu kabın yer aldığı yapının depo olarak kullanıldığını tahmin ettiklerini belirten Prof. Dr. Bilgen, ''Sözü edilen kabın yanı sıra mekanda çok sayıda kap ele geçmiştir. Tüm bu özellikleriyle mekanın depolama amaçlı kullanılmış olabileceği düşünülmektedir'' diye konuştu.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: 4 bin yıllık tohum canlandı
« Posted on: 20 Nisan 2024, 00:09:51 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: 4 bin yıllık tohum canlandı rüya tabiri,4 bin yıllık tohum canlandı mekke canlı, 4 bin yıllık tohum canlandı kabe canlı yayın, 4 bin yıllık tohum canlandı Üç boyutlu kuran oku 4 bin yıllık tohum canlandı kuran ı kerim, 4 bin yıllık tohum canlandı peygamber kıssaları,4 bin yıllık tohum canlandı ilitam ders soruları, 4 bin yıllık tohum canlandı önlisans arapça,
Logged
19 Aralık 2009, 15:13:03
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« Yanıtla #1 : 19 Aralık 2009, 15:13:03 »

GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMEMİŞ MERCİMEK TOHUMU
DPÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nüket Bingöl, höyükte bulunan üç tohumdan birini geçen yıl toprağa ektiğini, ancak çimlendiği halde kuruduğunu, diğerinin ise yağ analizlerinin yapılması amacıyla İstanbul'a gönderildiğini anlattı.

Yrd. Doç. Dr. Bingöl, üçüncü tohumu yaklaşık üç ay önce toprağa ektiğini, bunun da çimlendiğini belirtti.

Bu tohumun yaklaşık 4 bin yıl öncesine ait olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Bingöl, şöyle devam etti: ''Bilimsel olarak yolun başındayız. Öncelikle diğer tohumlarla beraber bunların yaş tayininin yapılması ve günümüzde yetişen mercimeklerle karşılaştırılması gerekiyor. Her ne kadar arkeolojik kazılarda buluntunun içinden çıktıysa da bunu bilimsel olarak kanıtlamalıyız. Bu tohumların dışarıdan gelip gelmediğini incelememiz gerekiyor. Henüz bir iki aylık çalışma sürecindeyiz, bahara doğru yavaş yavaş sonuçlarını almış olacağız. Ancak çimlenmesi çok büyük bir gelişme. Günümüzde bilinen mercimek bitkileri gibi çok kuvvetli değil, oldukça cılız bir bitki. En kısa zamanda tek beklentimiz çiçeklenip tohum üretebilmesidir.
Çiçeklenip tohum üretebilirse son zamanlarda çok güncel olan organik ve Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) özelliğini taşıyan bitkiler açısından bizim elimizde çok önemli bir veri olacak. Çok eski zamanlara ait, hiç genetiğiyle oynanmamış, herhangi bir değişikliğe uğramamış, organik olarak elde edilmiş tohumların ilki olacak.''



'TOHUMU CANLI BULMAMIZ BİZİM İÇİN SÜRPRİZ OLDU'
Yrd. Doç. Dr. Bingöl, bu tohumun bir mercimeğe ait olduğunu belirlediklerine işaret ederek, mercimeğin çok fazla suya ve sıcaklığa ihtiyaç duymadan kurak ortamda yetişebildiğini kaydetti.


Mercimeğin kazı yapılan alanda yetişebilecek bir bitki türü olduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Bingöl, şu bilgiyi verdi: ''Arpa, mercimek, buğday, bunların hepsi Anadolu kökenli bitkilerdir ve orijini Anadolu'dur. O yüzden bizim için bu tohumları burada bulmamız çok sürpriz olmadı. Tohumu canlı bulmamız bizim için sürpriz oldu. Bu da tamamen höyüğün yapısından kaynaklanıyor. Höyükte yangın çıkıyor, çöküyor ve tohumlar içerisinde canlı kalabiliyor. Şans eseri bu tohumları bulduk ve değerlendirdik.

Şu an için bu tohumların mercimek olduğunu söyleyebiliyoruz, ancak yine de normal mercimekten morfolojik bazı farklılıkları var. Tamamen yaptığımız çalışmalar sonucunda belli olacak. Tohum vermesi halinde organik, hiçbir şekilde genetiğiyle oynanmamış, orijinal bitki olacak. Her zaman için orijinal tohumlar diğerlerine göre daha zayıftır. Belki ülke ekonomisine fazla bir katkı sağlamayacak, ancak bazı üniversitelerde başlatılmış eski tohumların toplanması yönündeki çalışmalara önayak olacağız.''

Yrd. Doç. Dr. Bingöl, yüzyıllar öncesinden bitki tohumlarının yeşerdiğine ilişkin daha önce yurt içi ve yurt dışında örnekler bulunduğunu hatırlatarak, Japonya'da manolya bitkisine ait tohumun günümüzdeki manolya bitkisinden farklı morfolojik özellikler taşıdığını bildiklerini sözlerine ekledi.



SEYİTÖMER HÖYÜĞÜ'NDEKİ KAZILAR
Seyitömer Höyüğü'ndeki kazı çalışmaları, altındaki 12 milyon ton kömürün ekonomiye kazandırılması amacıyla 1989 yılında Eskişehir Müze Müdürlüğünce başlatıldı.

Afyonkarahisar Müze Müdürlüğünün 1990-1995 yılları arasında yürüttüğü çalışmalar, 2006 yılından itibaren DPÜ Arkeoloji Bölümünce ele alındı.

TKİ Genel Müdürlüğü ve DPÜ Rektörlüğü arasında imzalanan protokol gereğince her yıl 6'şar aylık dönemler halinde yürütülen kazı çalışmalarının 2010'da tamamlanması ve höyüğün kaldırılmasının ardından yaklaşık 500 milyon lira değere sahip linyit kömürünün çıkarılmaya başlanması hedefleniyor.

Kazı ve buluntuların sınıflandırılması çalışmaları, DPÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nejat Bilgen ve öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Gökhan Coşkun gözetiminde sürdürülüyor.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes